ABD Başkanı Donald TrumpBeyaz Saray'da koltuğa oturmasıyla birlikte arka arkaya imzaladığı başkanlık kararnameleriyle (executive orders) seçim kampanyasında söz verdiği ekonomik planları yerine getirmek için hızlı adımlar attı.

Trump, 20 Ocak'ta ABD'nin yeni başkanı olarak yemin etmesinin ardından, cuma, pazartesi ve salı günleri ekonomi ve enerji alanlarında toplam 5 başkanlık kararnamesi imzaladı.

Ayrıca, Trump'ın cuma günkü yemin töreninin ardından Beyaz Saray'ın internet sitesinde ekonomi ve enerji alanında yapmayı planladığı icraatları anlatan iki duyuru yayınlandı.

Ekonomik büyüme

Seçim kampanyası sırasında, ABD'de kurumlar vergisi oranını yüzde 35'ten 15'e düşürerek, regülasyonları azaltarak istihdam ve ekonomik büyümede artış kaydetmeyi vadeden Trump, "İş İmkanlarını Geri Getirmek ve Büyüme" başlıklı duyuruda, gelecek 10 yılda ülkede 25 milyon kişiye istihdam yaratmayı ve ekonomik büyümeyi yıllık yüzde 4'e çıkarmayı amaçlayan planlarını açıkladı.

Açıklamada, ABD'nin vergi kanunlarının basitleştirilerek, her vergi diliminde bulunan Amerikalı için vergilerin düşürüleceği belirtilirken, "büyüme dostu vergi reformları" sayesinde yıllık yüzde 4'lük büyüme oranının yakalanacağı bildirildi.

Federal regülasyonların ABD ekonomisine 2015'te 2 trilyon dolara mal olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, Trump'ın, resmi kurumlara yeni federal regülasyonların ertelenmesi ve kurumların "istihdamı öldüren ve kaldırılması gereken regülasyonları tespit etme" talimatları verdiği ifade edildi.

Öte yandan, uzmanlar, vergi oranlarının azaltılmasıyla ABD'nin kamu borcunun ve bütçe açığının artabileceği uyarısında bulunurken, regülasyonların sınırlandırılmasıyla 2008 finansal krizine yol açan uygulamaların artabileceğini vurguluyor.

Obamacare'in iptali

ABD'nin eski Başkanı Barack Obama'nın hayata geçirdiği ve kamuoyunda sağlık reformu yasası olarak bilinen "Obamacare"i seçim kampanyası sırasında en kısa sürede kaldırma sözü veren Trump, yasanın iptalini öngören bir başka başkanlık kararnamesini geçen cuma günü imzaladı.

Başkanlık emrinde, Trump'ın federal ve eyalet kurumlarından, Obamacare'in vatandaşlar üzerindeki ekonomik yüklerinin azaltılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulandı.

ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu, Trump'ın başkanlık yemininden önceki hafta, Obamacare'in kaldırılmasını kolaylaştıracak düzenlemeyi onaylamış, böylece Trump ile Cumhuriyetçiler kanunun iptal edilmesine bir adım daha yaklaşmıştı.

Ancak, bazı ABD'li kuruluşlar, Obamacare'in kaldırılması durumunda bütçe açığının artabileceğini ve ülkede milyonlarca insanın sigortasız kalabileceğini belirtiyor.

Tarafsız politika kurumu Sorumlu Federal Bütçe Komitesinin (CRFB) raporuna göre, Obamacare'in tamamen iptal edilmesi, ABD'de 23 milyon insanın sigortasız kalmasına neden olacak ve yeni hükümetin bütçe açığını da gelecek 10 yılda 350 milyar dolar artıracak.

ABD'nin sağlık sisteminin performansını ölçen özel kurum The Commonwealth Fund'ın raporuna göre de Obamacare'in tamamen iptal edilmesi 2019'da sağlık sektörüne ayrılan federal fonda 140 milyar dolarlık kayba yol açabilir ve aynı yıl, çoğu özel sağlık sektöründe olmak üzere, ABD'de 2,6 milyon kişilik istihdam kaybına yol açabilir.

Enerji üretiminde artış hedefleniyor

Seçim kampanyası sırasında ABD'de enerji devrimi başlatmayı ve enerji sektörünün üzerindeki regülasyonları azaltarak petrol, doğalgaz ve kömür üretimini artırmayı vadeden Trump, cuma günü Beyaz Saray sitesinden yapılan "Önce Amerika Enerji Planı" başlıklı açıklamada, söz konusu vaatlerini nasıl yerine getireceği hakkında bilgi verdi.

Açıklamada, Obama'nın İklim Eylem Planı ve ABD'nin Suları adlı yasaları zararlı ve gereksiz olarak tanımlayan Trump, bu yasaların iptal edilmesiyle Amerikan işçilerinin ücretlerinin gelecek 7 yıl boyunca 30 milyar dolar artmasının öngörüldüğü bilgisini paylaştı.

ABD'de devlet kontrolü altında olan ve federal topraklar olarak nitelendirilen alanlarda petrol ve doğalgaz arama-üretim faaliyetleri üzerindeki sınırlamaların kaldırılacağının belirtildiği açıklamada, federal topraklarda yaklaşık 50 trilyon dolar değerinde hidrokarbon rezervlerinin bulunduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada, federal topraklarda petrol ve doğalgaz üretiminin artırılmasıyla elde edilecek gelirlerin, Trump'ın seçim kampanyasında söz verdiği ABD'nin altyapı harcamalarına kaynak oluşturacağının altı çizildi.

Trump, ABD'nin artan petrol üretimi sayesinde ülkenin OPEC'ten ithal ettiği ham petrol miktarını da azaltarak kartele bağımlılığın azaltılması gerektiğini vurguladı.

OPEC'e olan bağımlılığın azaltılması adına salı günü iki önemli başkanlık kararnamesine daha imza atan Trump, Obama döneminde ülke genelinde tartışmalara yol açan Keystone XL ve Kuzey Dakota petrol boru hattı projelerinin de önünü açtı.

ABD'nin Kuzey Dakota eyaletinden ülkenin diğer bölgelerine ham petrol taşıyacak Dakota boru hattı projesi Amerikan yerlileri ve çevre kuruluşları tarafından eleştirilmişti. Kanada'nın petrol yataklarından ABD'nin güneyindeki petrol rafinerilerine ham petrol taşıyacak Keystone XL projesi ise ABD Kongresinde kabul edilmesine karşın Obama tarafından 3 kez veto edilmişti.

Trump, her iki projenin yapımının tamamlanması için onay verirken, projelerin hızla faaliyete geçebilmesi için de çevre regülasyonlarını sınırlandıracak bir başkanlık kararnamesine daha imzasını attı.

Öte yandan, söz konusu petrol boru hatlarının Trump tarafından onaylanmasının ardından ABD genelinde çevreci kuruluşların protestoları arttı.

Trump'ın ABD'yi Paris İklim Anlaşmasından çekeceğini vadetmesine işaret eden uzmanlar, bunun gerçekleşmesi durumunda diğer ülkelerin de anlaşmanın şartlarını yerine getirmesinin zor olduğunun altını çizerek, dünya genelinde karbon salınımının artabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

ABD'yi TPP'den çekti

Seçim kampanyası boyunca ABD'yi içinde bulunduğu ticari anlaşmalardan çekmeyi veya bu anlaşmaları yeniden müzakere etmeyi vadeden Trump, bu sözünü de yerine getirmekte gecikmedi.

Trump, pazartesi günü imzaladığı bir başkanlık kararnamesiyle ABD'yi, Asya-Pasifik bölgesinde toplam 12 ülkeyi kapsayan Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ticaret anlaşmasından çekti.

TPP anlaşması Obama tarafından iki yıl boyunca müzakere edilmiş ancak ABD Kongresi tarafından onaylanmamıştı.

Trump, pazar günü yaptığı bir açıklamada da, ABD'nin de dahil olduğu Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasını (NAFTA) yeniden müzakereye açacağını söyleyerek, konuyu Kanada ve Meksikalı liderlerle yapacağı toplantıda gündeme getireceğini belirtti.

Ancak, Trump'ın ticaret anlaşmalarından çekilme ve diğer ülkelerin ihraç mallarına gümrük vergisi getirme planları "korumacı" devlet politikalarına işaret ederken, yabancı yetkililer tarafından da eleştirildi.

AB Komisyonu Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström, yaptığı açıklamada, dünyadaki ülkelerin çoğunun açık şekilde yatırım ve ticaret yapması vizyonuna sahip olduğunun altını çizerek, ABD'nin korumacı ekonomi politikaları uygulamasının hatalı olacağını belirtti ve "Günümüzde, sınırlara tekrar duvar örmek, ticari engeller koymak, insanların özgürce seyahat etmelerini engellemek gibi politikalar başarısız olmaya mahkumdur." ifadelerini kullandı.

ABD'li şirketlere "geri dön" çağrısı

Seçim kampanyası sırasında, üretimini yurt dışına taşıyan ABD'li şirketlerin ülkeye geri dönmeleri gerektiğini, aksi takdirde bu şirketlerin yurt dışında üretip ABD'ye ihraç ettikleri malların yüksek vergiye tabii tutulacağını vurgulayan Trump, Meksika ve Çin'den ithal edilen mallara da sırasıyla yüzde 35 ve yüzde 45 gümrük vergisi getirmeyi planladığını duyurmuştu.

Söz konusu icraatları yerine getirmekte hızlı hareket eden Trump, ABD'li şirketlerin üst düzey yöneticileriyle Beyaz Saray'da bir araya geldi.

Beyaz Saray'da düzenlenen kahvaltıda Amerikalı savunma devi Lockheed Martin, çelik devi U.S. Steel, elektrikli otomobil üreticisi ve enerji şirketi Tesla Motors, bilgisayar üreticisi Dell ve beyaz eşya firması Whirlpool'un yöneticileriyle bir araya gelen Trump, iş dünyası üzerindeki regülasyonların yüzde 75 veya daha fazlasını kaldırmayı hedeflediğini belirtti.

Beyaz Saray'da ABD'li otomotiv şirketlerinden General Motors, Ford ve Fiat Chrysler'in yöneticileriyle toplantı düzenleyen Trump, Amerikalı şirketlerin üretimlerini ABD'ye taşımaları için vergi oranlarında önemli ölçüde kesintiye gidilerek firmalara çok büyük ivme sağlanacağını, gereksiz olarak nitelendirdiği çevresel regülasyonları sınırlandıracağını duyurdu.

Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreninden önce, General Motors ABD'de 1 milyar dolarlık yatırım yaparak 450 kişilik yeni istihdam ve Fiat Chrysler 1 milyar dolarlık yatırım yaparak 2 bin kişilik yeni istihdam yaratacağı sözünü vermişti.

Ford ise, Meksika'daki 1,6 milyar dolarlık yatırımını iptal etmeyi planladığını, bunun yerine ABD'de 700 milyon dolarlık yatırım yaparak 700 kişilik yeni istihdam yaratacağını bildirmişti.

Trump'ın, ABD'nin en büyük üç ticaret ortağından ikisi olan Meksika ve Çin'e gümrük vergisi getirmesi durumunda bunun ABD'de tüketici harcamalarını olumsuz etkileyebileceğini belirten uzmanlar, söz konusu politikaların gelecekte "ticaret savaşlarına" da yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.