Şanlıurfa'nın Suriye sınırındaki bir okulda müdür yardımcısı olarak görev yapan rehberlik öğretmeni 23 yaşındaki Nida Savurur, sosyal medyadan yürüttüğü yardımlar ve yaptığı çalışmalarla öğrencilerinin gönlünde taht kurdu.

Suriye'deki iç savaş nedeniyle bir dönem şiddetli çatışmaların yaşandığı Halep'e bağlı Ayn el-Arab (Kobani) sınırının sıfır noktasındaki Eğrice ilk ve ortaokuluna üç yıl önce atanan Savurur, tüm zorluklara rağmen mesleğini özveriyle icra ediyor.

İlçeye yaklaşık 15 kilometre mesafedeki mahalleye sabahın erken saatlerinde giden ve ana sınıfından 8'inci sınıfa kadar okuldaki çocukların sorunlarıyla ilgilenen genç öğretmen, ayrıca okulun eksiklerinin giderilmesi için de çaba harcıyor.

Sosyal medya ve tanıdıkları aracılığıyla bugüne kadar okuluna binlerce kitaplık kütüphane, taşımayla gelen öğrencilerin öğle yemeği için yemekhane ve ana sınıfındaki öğrenciler için tam donanımlı bir sınıf oluşturan Savurur, tüm sınıflara perde taktırıp duvarları beyaz tahtalarla kaplattı.

Adanalı "eğitim meleği", öğrencileri için kırtasiye malzemesi, oyuncaklar ve çeşitli kıyafetler de temin etti.

Okulunun neredeyse fiziki tüm eksikliklerini Milli Eğitim Müdürlüğünün de desteğiyle tamamlayan Nida Savurur'un hedefi öğrencilerinin derslerinde çok başarılı olmasını sağlamak.

Bu yıl hakkı olmasına rağmen tayin istemeyi düşünmeyen başarılı öğretmen, çocuklar için daha çok yapacak işi olduğuna inanıyor.

- Atatürk'ü örnek alıyor

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ün "Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır." sözünü rehber edinen Nida öğretmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki yıl rehber öğretmen olarak görev yaptığını ve ihtiyaçtan dolayı bu yıl idarecilik görevini de yerine getirmeye çalıştığını söyledi.

Okulun fiziksel şartlarını değiştirmeye odaklandıklarını ve bu anlamda sosyal medya aracılığıyla iletişime geçtikleri hayırseverlerin desteğiyle neredeyse okulu baştan aşağı yenilediklerini anlatan Savurur, şöyle devam etti:

"Kütüphanemiz, yemekhane yoktu, bahçemiz güzel değildi, bunları yaptık. Ana sınıfımıza birçok malzeme getirdik, halısı, minderleri ve her şeyiyle resmen yenilendi. Kütüphanemize binlerce kitap geldi, hayırseverlerin yardımıyla şimdi yemekhanemiz tamamlanıyor. Fiziksel anlamda koşulları merkezdeki okullarla eşitlemeye çalışıyoruz. Çocukların ihtiyacı olan malzemelerin eksik kalmaması için gayret ediyoruz." 

Savurur, öğretmenliğin sevgiyle yapılabilecek bir meslek olduğunu ve her şeyin çocukları sevmekle başladığını dile getirerek, onlar için çalışmanın harika bir duygu olduğunu aktardı.

- "Buraya geldiğimde Suriye'de çatışmalar vardı"

Okula ilk atandığı dönemde şok yaşadığını vurgulayan Savurur, şunları kaydetti:

"Yaşadığım şehirden çok çok farklı buralar. O yüzden başta çok zorlandım ama şimdi her şey çok daha güzel görünüyor gözlerime. Çocukların mutluluğu, onlarla birlikte yeni şeyler öğrenmek çok keyif verici. Buraya atandığımda Suriye'de çatışmalar vardı, orada yaşananları biz haberlerden önce öğreniyorduk. Bunları yaşadık ama işin kötüsü tüm bunları çocuklar da gördü. Çatışmalar döneminde çocukların evlerinin camları sabaha kadar titremiş. Korkuyla yaşıyorlardı, bu çok acı bir şey. Suriyeli öğrencilerimiz var mesela, onlar savaştan gelen insanlar, bu çok yıpratıcı bir süreç. Burada onların uyum yakalamasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda her şey çok zordu diyebiliriz."

Nida Savurur, öğretmenliğin fedakarlık istediğini ve bunun hakkını vermeye çalıştığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında küçük bir hareketle başladık, bizim okulumuza gelen ilk hediye 40 kutuluk kitap kolisiydi. Daha sonra binlerce kitap geldi, kitaplar geldikten sonra 'Başka ihtiyaçlarınız var mı?' diye sormaya başladılar. Atatürk büstü, yemekhane, ana sınıfımızın ihtiyaçları, çocukların oyuncakları, kırtasiye malzemeleri sırayla geldi. Şu an ben artık aramıyorum, hayırseverler beni arıyor, 'Okulunuza yardımcı olmak istiyoruz, ne yapabiliriz' diye. Bu da çok güzel bir şey. Kütüphanemiz oldu, artık çocuklar haftada bir kitap bitiriyor. Burada çocuklar çabalıyor, öğretmenlerimiz de emek veriyor. Geçen yıl fen lisesi, spor lisesi, güzel sanatlar lisesine öğrenci gönderdik. Bu bizim için büyük mutluluk."

 - "Yapacak daha çok işim var"

Sınırdaki bir köy okuluna her gün tek başına gidip gelmenin zor olduğunu vurgulayan fedakar öğretmen, "İnsan düşünüyor 'Başıma bir şey gelse ne yapabilirim' diye. Neyse ki taşıma merkeziyiz ve güzergahtaki köyler hep benim öğrencilerimin velileriyle dolu, durup birinden yardım istesem direkt gelecekler." diye konuştu.

Çocuklar için yapacağı daha çok şeyler olduğuna inandığı için tayin istemeyi şimdilik düşünmediğini vurgulayan Nida Savurur, "Benim bu üçüncü senem, tayin isteyebiliyorum ama yapacak daha çok işimin olduğunu düşündüğüm için birkaç seneyi daha burada geçirmek istiyorum. Buradaki işlerimi bitirdikten sonra başka bir yere gitmek bana daha uygun geliyor. Gözüm arkada kalmadan, gönül rahatlığıyla buradan gitmek istiyorum. Fiziksel anlamda birçok şeyi tamamladık, şimdi eğitimde başarılı sonuçlar almak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Öğrencilerden Mehmet Yavuztürk ise öğretmenini çok sevdiğini dile getirerek, yaptığı çalışmalarla herkese okulu sevdirdiğini söyledi.

Suruç Milli Eğitim Müdürü Cihan Bircan, Nida öğretmenin çok güzel çalışmalar yaptığına işaret ederek, okulun değişimine katkısı için teşekkür etti.