BIST 100 endeksi, son iki haftada, gördüğü en düşük seviyeye göre dolar bazında yüzde 10'dan fazla değer kazanarak 22.200 puanın üzerine çıktı. BIST 100 endeksi aynı dönemde TL bazında yüzde 8,4 getiriye ulaşırken, yabancı takas oranı yüzde 63 seviyelerinden yüzde 64,3'e çıktı.

Yıla 77.907 puandan başlayan ve en düşük 5 Ocak'ta 75.657 puanı gören BIST 100 endeksi, bu tarihten itibaren üst üste 10 işlem günü süren yükseliş trendi ile 18 Ocak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi öncesi seviyesi olan 82.895 puana kadar çıktı. Aynı dönem içinde, 12 Ocak'taki 8,1 milyar liralık hacim ile tüm zamanların en yüksek günlük işlem hacmi rekoru da kırıldı.

Gelen kar satışlarının sınırlı kalması ile 19 ve 20 Ocak'ta 82.000-83.000 seviyelerinde dalgalanan endeks, 24 Ocak'ta analistlerin direnç olarak nitelendirdiği 84.000 puanın üzerine çıkarak 84.278 puanı gördü.

"Kurlardaki yükseliş trendinin zayıflaması endeksin 84.000 puanı aşmasına neden oldu"

AA muhabirine konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul'un 2015 ve 2016 yıllarında emsallerinden önemli ölçüde negatif ayrıştığını belirterek, bu durumun BIST 100 endeksinin MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi'ne göre yüzde 30-35 ile son yılların en yüksek iskontosuna ulaşmasına neden olduğunu kaydetti.

"BIST 100 endeksinin bu yıl içinde 90.000 ve üzerindeki seviyeleri görmesini sürpriz olarak değerlendirmiyorum" diyen Doğan, kısa sürede oluşan bu pozitif trendin sonunda gelinen seviyelerin orta ve uzun vadeli getiri potansiyelini azalttığını, bunun da alım iştahını sınırlayabileceğini söyledi.

"Bu yükseliş hareketinin lokomotifi sanayi hisseleri oldu"

Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal da Aralık 2016'da 71.793 seviyesinden başlayan yükseliş hareketinin 12 Ocak'tan itibaren hızlanarak devam ettiğini ve 84.208 seviyesine kadar ulaşıldığını belirterek, ilk dikkat edilmesi gereken noktanın yükselişin artan ivmesinin yükselttiği volatilite olduğunu vurguladı.

Kısa vadede Fitch Ratings'in kredi notunun, piyasa üzerindeki en önemli baskı olduğunu ve genel beklentinin jeopolitik riskler nedeniyle notun yatırım yapılabilir seviyenin altına indirilmesi yönünde bulunduğunu ifade eden Atılal, böyle bir durumla karşılaşılması halinde bankacılık endeksi öncülüğünde düşüş eğiliminin öne çıkabileceğini ve yeni denge seviyelerinin oluşacağını kaydetti. 

Atılal, "Bundan sonra da BIST 100 endeksinin emsallerine göre yaklaşık yüzde 40'lık iskontosunun yarattığı cazibe, karşılaşabileceğimiz risklerin artık kısmen fiyatlanmış olması ve referandum sonucuyla birlikte yeni bir yükseliş havasının yakalanmasına neden olabilir. Bu yükseliş havası ile birlikte endekste 90.000 ve üzerindeki seviyeleri daha rahat konuşabiliriz." ifadelerini kullandı.