Atatürk Barajı'nın sağladığı olanaklarla ekim alanları her geçen yıl artan ve GAP çiftçisinin umudu olan pamuk, lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayisine, küspesiyle de hayvancılık sektörüne ham madde sağlıyor. 

Ekonomik getirisi dolayısıyla bölgede "beyaz altın" olarak nitelendirilen pamuk, toplama ve depolama sırasında yapılan yanlışlar nedeniyle kalitesi ve berraklığını kaybederek farklı renklere bürünüyordu. Türkiye'deki pamuğun yaklaşık yüzde 47'sinin üretildiği bölgede, son yıllarda makineli hasadın yaygınlaşmasıyla bu sorunun önüne geçilmeye başlandı.

Makineli hasat sayesinde çiftçiler, daha kısa sürede ve yüksek randımanlı pamuk elde edip olumsuz hava koşullarına karşı endişe yaşamamış oluyor. Bölgede artık pamuğun yaklaşık yüzde 80'i makinelerle toplanırken, bu durum ürünün kalitesinin ortaya çıkmasını da sağladı.

Şanlıurfa Valiliği ve ilgili kurumlar da pamuğun kalitesini yükseltmek, hasat, işleme ve muhafazada kalite kayıplarını en aza indirmek için önemli çalışmalar yürütüyor.

- "Makine günlük 500 işçinin yaptığını yapıyor"

Şanlıurfa'da 800 dönümlük alanda pamuk üretimi yapan İbrahim Demirkol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda makineli hasadı tercih ettiklerini ve buna göre ekim yaptıklarını söyledi.

Makineli hasadın avantajlarını anlatan Demirkol, şunları kaydetti:

"Makineyle pamuk toplamak gerçekten çok avantajlı, bir makine günlük 500 işçinin yaptığı işi yapabiliyor. Pamuğun kalitesinin düşmemesi için zaman çok önemli. Kısa sürede işimizi bitirmiş oluyoruz. Ayrıca bu şekildeki hasatla, daha temiz pamuk elde ediyoruz. Böyle olunca randıman da yükselmiş oluyor. Bu yüzden çiftçilerin tercihi makineler oluyor. Bu yıl verim geçen yıldan daha az, yaklaşık yüzde 30 civarında düşüş var ama fiyatlar ve destekleme ödemelerinin geçen yıla göre artması ve makineli hasatla ürün kaybının olmaması biz çiftçilerin yüzünü güldürüyor."

- "Makineli hasat kaliteyi ortaya çıkardı"

Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Çopur ise pamuk temiz toplanmadığında lif kalitesinin bozulduğuna dikkati çekerek, makineyle yapılan hasadın önemine değindi.

Kentteki pamuk hasadının yüzde 80'inin artık makineyle gerçekleştiğini vurgulayan Çopur, "Kütlü pamuğun kalitesinin muhafazası, açan kozaların zamanında ve sonbaharda yağan yağmurlara maruz kalmadan toplanmasıyla mümkündür. İşçi temini ve kirlilik makineli hasadı zorunlu kılmaktadır. Özellikle, yeşil yaprak, bitki parçaları ve diğer yabancı maddelerin kütlü pamuğa bulaşmaması için pamuk makine ile hasat edilmelidir. Bu şekilde hasadın yaygınlaşmasıyla bölgedeki pamuğun kalitesi de ortaya çıkmaya başladı." diye konuştu. 

Doç. Dr. Çopur, makineli hasatla ilgili çiftçilere şu önerilerde bulundu:

"Hasatta dikkat edilecek en önemli husus, pamuk yapraklarının yaprak döktürücü ilaçlarla dökülmesinin sağlanmasıdır. Hasada başlanmadan önce kozaların yüzde 50-60’ı açıldığında yaprak döktürücüler kullanılmalıdır. Bu ilaçlar uygun dozda uygulanmalı ve uygulamadan sonra 24 saat yağışın olmamasına dikkat edilmeli. Pamuk hasat makinesinin başarısı, yaprakların dökümüne ve makineli hasada göre yapılan ekim sistemine bağlıdır. Yaprak döktürmenin iyi bir şekilde yapılmadığı durumlarda, yeşil yapraklar kütlü pamuğa karışmakta ve pamuğun rengini bozabilmektedir. Bu nedenle yaprak döktürme işlemi önemlidir. Pamuk hasadında dikkat edilecek diğer bir konu da kütlü pamuğun nemidir. Sabah erken saatlerde nem veya çiğ varsa toplama işlemi durdurulmalıdır. Pamuk nemli olarak toplanmışsa mutlaka kurutulmalıdır. Bu bağlamda nemli toplanan pamuklar depolarda bekletilmemeli ve kurtulduktan sonra çırçırlanmalıdır."