"Anlatıyorum Öyleyse Varım" sloganıyla gerçekleştirilen festivalin Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapılan açılış töreni, tanıtım filminin gösterimiyle başladı.

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, açılışta, Zeytinburnu'nda yeni öykücüler yetiştiğini ifade etti.

Aydın, bu tip etkinliklerin gençlerin yazma konusundaki gayretini artırdığına dikkati çekerek, "Zeytinburnu'ndan İstanbul'a, Türkiye'ye, dünyaya, evrene bakışı, Zeytinburnu'ndan Yaradan'a yürüyüşü, hissiyatı, duyduklarını, geleceğe aktarmak istediklerini Zeytinburnu'nun gençleri yazıyor. Yazma konusunda daha motivasyonlu olacaklar. Gerçekten anlamlı işlere imza atıyoruz. Bu organizasyonun sağlıkla, esenlikle, umduğumuz çıktıları oluşturacak şekilde gerçekleşmesini temenni ediyorum." diye konuştu.

- "Türkiye'deki toplumun başından bir sağanak gibi yağmakta"

Festivalin onur konuğu yazar Yıldız Ramazanoğlu da öykücülerle bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Ramazanoğlu, her yazarın kendi zamanının şahidi olduğuna işaret ederek, "Kalpsiz dünyanın kalbinin öykü olduğunu düşünüyorum. Hikayelerimiz buluşursa birçok şeyin üstesinden gelebileceğimize inanıyorum. Çünkü her zaman konuşmak, anlatmak, silahtan ve baruttan daha kıymetli." dedi.

Türkiye'nin inanılmaz şeyler yaşayan bir ülke olduğunu aktaran Ramazanoğlu, "Başımızdan yetişemeyeceğimiz kadar fazla hikaye geçiyor. Yani hikayeler Türkiye'deki toplumun başından bir sağanak gibi yağmakta. Tabii ki her hikayeci kendi özgür seçimiyle bu hikayelerden hangisini kayıt altına alacağına kendisi karar vermekte." değerlendirmesinde bulundu.

Ramazanoğlu, dünyanın yeniden yapılandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bu yeniden yapılanma esnasında yazarlar, sanatçılar misyonlarını nasıl ifa ediyor? Acaba tam bu çözülme esnasında yeni bir Avrupa kimliğinin oluşumuna doğru giderken, İslam coğrafyasında çok kan ve gözyaşı akarken, bir yazar acaba bütün bunlara kayıtsız kalabilir mi? Sadece çiçeklerden, böceklerden, aşklardan, ihanetlerden bahseden şeyler yazabilir mi? Tabii ki yazabilir ama benim seçimim böyle değil. Hakikaten yaşadığım zamana şahit olmak gibi bir yazarlık misyonuyla da görevlendirildiğimizi düşünüyorum."

- "Dostluk emek ister. Edebiyat, bu emeği göstermenin en güzel yollarından biridir"

Yazmanın eğlence olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Ramazanoğlu, yazmanın açlık, susuzluk, annelik içgüdüsü gibi insanın doğasından kopup gelen bir yönelim olduğunu söyledi.

Festival Danışmanı Cemal Şakar da insanların hikayeler sayesinde etrafında olanları tanımladığını vurgulayarak, "İnsan kendi bağlandığı büyük hikayesi sayesinde kendi kimliğini inşa eder ve başkalarıyla da ilişki kurar. Kendi hikayelerimizi anlatmak, tanışmak, bilişmek ve yeni dostluklar kurmak için bugün burada toplanıyoruz. İnsan tanımadığına düşman olurmuş. Düşmanlıkları sürdürmek için her zaman sebepler bulabiliriz ama asıl olan dostluklardır ve dostluk emek ister. Edebiyat, bu emeği göstermenin en güzel yollarından biridir. Başkalarına hikayelerimizi anlatmaktan çekinmeyelim, hikayelerimizi ısrarla anlatalım." ifadelerini kullandı.

Öykücülerin kendi yazdıkları öyküleri okuduğu etkinlik, Arslan Hazreti, Derya Türkan, Yinon Muallem ve Serhan Yasdıman'dan oluşan "Meşk-i Yay" grubunun konseriyle sona erdi.

- "3. Uluslararası Zeytinburnu Öykü Festivali"

Yerli ve yabancı 35 öykücünün yer aldığı festivalde Guatemala, Slovenya, Gürcistan, Mısır, Macaristan, İrlanda, İran, Norveç, Brezilya gibi ülkelerden öykücüler bir araya gelecek.

Festivalde, farklı panellerde "Deneysel Edebiyat" masaya yatırılırken, "Okulda Öykü Var" programında ise yerli ve yabancı yazarlar, Zeytinburnu'ndaki 18 liseye konuk olacak.

Bu yıl 2 bin 351 kişinin katıldığı "Bilgi Evleri Öykü Yarışması" ödül töreni ve festival kapanış töreni de 24 Mart'ta Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilecek.