Büyükelçilikte Türk ve İtalyan basın mensuplarını FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi ve Türk dış politikasına ilişkin bilgilendiren Esenli, FETÖ’nün özellikle Avrupalı devletlerince önünde bir örnek olmaması sebebiyle çok iyi anlaşılmadığını belirtti.

Türkiye’nin terörizmle ilgili tecrübelerinin Avrupalı ortaklarından çok daha eskiye dayandığını dile getiren Esenli, Türkiye'nin tıpkı PKK ve Suriye'deki yabancı terörist savaşçılar konularında yaptığı gibi ortaklarını FETÖ konusunda da uyarmayı bir görev bildiğini söyledi.

FETÖ’nün halka gösterdiği ve darbe girişiminde görülen karanlık tarafı olmak üzere iki farklı yüzü bulunduğuna dikkati çeken Esenli, örgütün 40 yıldır Türk devletinin en kilit nokta ve kurumlarının yanı sıra akademi ve medya gibi alanlarına da sızdığının altını çizdi.

Esenli, Türkiye’nin FETÖ'nün darbe girişiminin ardından örgütün devletin en içine ne kadar nüfuz ettiğini gördüğü için muhtelif tedbirler aldığını ve olağanüstü hal ilan ettiğini anlattı.

- "FETÖ 160 ülkeye yerleşmiş durumda"

Darbe girişiminin ikinci yılında örgüt içinde ciddi çözülmeler başladığına ve itirafçıların terörist elebaşı Fetullah Gülen’le darbe girişimi arasındaki bağlantıyı ortaya çıkardığına işaret eden Esenli, şunları kaydetti:

"Bu konuda hem itiraflar var hem de örgüt elemanlarının teknik olarak kullandıkları özel haberleşme sistemleri var, bunları da çözüyoruz. Bunlar arasında sadece kendilerinin tasarladığı kriptolu haberleşme için bazı sistemler var. Mesela ByLock, Eagle, Tango, bu tip isimler altında kullanılan sistemler var. Bu terör örgütüne yönelik kuvvetli araştırmalara başladığımızda FETÖ’nün takriben 160 ülkede yerleşmiş olduğunu gördük. Tabii FETÖ’nün Avrupa’da kendisini mazlum gibi gösterme eğiliminin farkındayız. Bu nedenle bu basın toplantısını dostlarımızın terörist elebaşı Fetullah Gülen’in ve FETÖ’nün gerçek yüzünü görmesi için yapıyoruz. 15 Temmuz akşamı, o elim ve korkunç gecede, FETÖ unsurları 251 vatandaşımızın hayatına mal oldular. Aynı gece 2 binin üzerinde kişi gazi oldu. Bütün bunlar o gece yaşananların ne kadar dramatik olduğuyla ilgili belki size fikir verir."

FETÖ mensuplarınca parlamentosu, emniyeti, telekomünikasyon merkezleri bombalanan Türkiye'nin darbe girişiminin hemen ertesi günü bütün kurum ve kuruluşlarıyla çalışır vaziyette olduğuna dikkati çeken Esenli, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın o akşam halkı bu kalkışmaya karşı direnmeye çağıran mesajı sonuç konusunda çok belirleyici oldu." ifadelerini kullandı.

- "Bizi en iyi anlayan ülkelerden biri İtalya oldu"

FETÖ'nün özellikle Avrupa içinde Almanya, Hollanda, Belçika ve Avusturya gibi Türk nüfusunun yoğun olduğu yerlerde kuvvetli varlık gösterdiğini anlatan Esenli, örgütün İtalya'nın Modena ve Milano gibi birkaç şehirde faaliyette bulunduğunu, ancak son dönemde Türkiye ve İtalya arasındaki iş birliğinin sonucu olarak pasifleştiğini aktardı. Esenli, örgütün Türkiye'de yaptığı gibi İtalya'da da "öğrenci evleri" kisvesi altında, "eğitim ve öğrenci maskesiyle" faaliyetlerini yürütmeye çalıştığını anlattı.

FETÖ mensuplarının İtalya'yı Türkiye'den kaçarken transit geçiş noktası olarak kullandığına işaret eden Esenli, buna göre de İtalya’yla birlikte gerekli tedbirlerin alındığını söyledi.

Esenli, "Bizi en iyi anlayan ülkelerden bir tanesi İtalya oldu. Özellikle darbe girişiminden hemen sonra, Türkiye'nin demokrasisine sahip çıkışını anlayan ve destekleyen ülke İtalya oldu. Belki İtalya’nın 15 Temmuz gibi bir tecrübesi olmadı, ki bundan memnuniyet duyuyoruz ama organize suç örgütleri ve daha önce terörle ilgili bilgi birikimi olduğu için hadiseyi herkesten çok daha iyi ve hızlı anladı." diye konuştu.

İtalya’nın yeni hükümeti ile Türkiye’nin ilişkilerinin sorulması üzerine Esenli, ilişkilerin henüz yeni olduğunu ancak her iki ülke için önemli olan konularda iş birliğinin devam ettiğini kaydetti.

Türkiye ve İtalya'nın ekonomi, savunma sanayi, kültür, arkeoloji ile spor gibi daha birçok alandaki iş birliğinin kuvvetli şekilde devam ettiğini söyleyen Esenli, iki ülkenin Suriye ve Libya gibi konularda da benzer perspektife sahip olduklarını ifade etti

- "Saipem 12000 meselesi İtalya'ya karşı bir uygulama değil"

Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına ilişkin İtalyan enerji şirketi ENI’nin Saipem 12000 gemisiyle ilgili yaşanan krizin sorulması üzerine Esenli, gazetecilere Kıbrıs sorunun temelinden bahsetti.

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Kıbrıs sorununa ve Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon çalışmalarına ilişkin yapıcı teklif ve tutumlarını anlatan Esenli, ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) anlaşmaya yanaşmamasından kaynaklı olarak hem Kıbrıs sorununun hem de Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon sondaj çalışmaları konusundaki problemlerin çözülemediğini dile getirdi. Esenli, şunları kaydetti:

"Kıbrıs Rum kesimi tek başına AB içinde yer aldığı ve uluslararası toplumun büyük bölümü tarafından tanındığı için böyle bir anlaşmaya yanaşmadı. Bunu, uluslararası şirketleri bu konuya çekerek aslında Türkiye’ye ve Kıbrıslı Türklere karşı konumunu kuvvetlendirmek için kullandı. Tek taraflı anlaşmalar yapmaya başladı. Biz bu tek taraflı anlaşmaların yapılmaması için dostlarımızı ve ortaklarımızı uyardık. Bu, 2006’ya kadar giden bir hadise. Saipem 12000’e gelirsek, bu bizim uyarılarımızın dikkate alınmaması sonucu ortaya çıkan bir olay. Ama umuyorum ki İtalya, Kıbrıs sorunun çözümü için verdiği desteği sürdürür. Bu problem çözülürse böylece adanın etrafındaki hidrokarbon kaynaklarından herkes, hem Kıbrıslı Türkler hem Kıbrıslı Rumlar hem de Avrupa genel mahiyette istifade eder. Netice itibariyle bu yaptığımız uygulama, İtalya’ya karşı bir uygulama değil. Esasen başka ülke şirketleri de bunu yapmaya çalışırsa yine aynı tepkiyi göstereceğiz."