DİYARBAKIR (AA) - HASAN NAMLI - İlk görev yeri Diyarbakır'da 5 yıl boyunca çalışmalarıyla iz bırakan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Ervanur Kara, İstanbul'a atanmasıyla gönülden bağlandığı şehirden ayrılacak olmanın hüzünü yaşıyor.

Kara, Yalova'dan 5 yıl önce atandığı, Diyarbakır'ın "Masallar diyarı" olarak nitelendirdiği Sur ilçesinde sırasıyla Tevfik Fikret Ortaokulu, Mimar Sinan ve Kırklardağı ilkokulları ile Bağıvar Ortaokulunda görev yaptı.

Görevi süresince öğrencilerinin yanı sıra kentle de bütünleşen Kara, terör saldırılarının neden olduğu psikolojik travmayı atlatmaları amacıyla öğrencileri için çeşitli projeler hayata geçirdi.

Kara, bu kapsamda Tevfik Fikret Ortaokulu'nda bir koridoru, Bağıvar Ortaokulu'nda da bir salonu idarenin desteğiyle kütüphaneye dönüştürdü.

Kütüphaneleri, başlattıkları kampanyalarla Türkiye'nin dört bir yanından koli koli gönderilen kitaplarla dolduran Kara, bu sayede umut aşıladığı öğrencilerini kitap okumaya yöneltti.

Kara, öğrencilerini terörün neden olduğu şiddet ortamından uzaklaştırmak için "mektup arkadaşlığı" projesini hayata geçirerek, Türkiye'nin farklı bölgelerinden vatandaşlarla Surlu çocukları bu mektuplar sayesinde buluşturmayı başardı.

Terör saldırıları nedeniyle evlerini ve ilçeyi terk etmek zorunda kalan öğrencileriyle irtibatını kesmeyen Kara, onların ders durumlarını takip etti, maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı, TEOG sistemi kapsamındaki sınavlara giren öğrencilerine eğitim desteği sundu.

Diyarbakır'daki görevinin ardından İstanbul'a atanan Kara, kentten ayrılacak olmanın hüznünü yaşıyor.

- "Bu şehrin masalına kapılıyordum"

Kara, Diyarbakır'da mutluluk ve umutla geçen 5 yılını AA muhabirine anlattı.

Çocukluğundan bu yana tek hayalinin öğretmenlik olduğunu dile getiren Kara, Diyarbakır'a atandığını öğrendiğinde büyük mutluluk duyduğunu söyledi.

Yalova'dayken Sur ilçesine tarihi potansiyeli dolayısıyla büyük ilgi duyduğunu ifade eden Kara, Sur ilçesinde görev yapmasını şans olarak nitelendirdi.

Kara, göreve başladığı ilk yıllarda kültür ve dil farkı nedeniyle karşılaştığı zorlukları, kent gibi sıcak gördüğü insanların yakın ilgisiyle ve öğrencilerine bağlılığıyla aştığını anlattı.

"Her sabah okuluma Sur'un kapılarından birinden geçerek varıyordum. Bazen o kapıdan geçtiğimde kendimi farklı bir zaman diliminde bulacakmışım gibi hissediyor, bu şehrin masalına daha bir kapılıyordum. Şehirlerin de ruhu olduğuna inanıyorum ve bu masalsı ruh beni daima sarıp sarmaladı. En zor zamanlarımda elimi, kalbimi tuttu." diyen Kara, ilçenin tarih kokan dar sokaklarını, kutsal mekanlarını öğrencileriyle gezdiğini, Parlı Safa Camisi'nin avlusunda birlikte simit yemelerini unutulmaz anılar olarak hep hatırlayacağını aktardı.

Kara, öğrencileriyle geçirdiği vakitlerde Sur'un cıvıl cıvıl olduğunu hissettiğini vurgulayarak, Sur'daki ilk görev yerinin terör örgütü PKK'nın iki yıl önce saldırılarını gerçekleştirdiği mahallelere yakın olması nedeniyle öğrencileriyle zor zamanlar da geçirdiklerine işaret etti.

O dönemde de kentte bulunmasının bir anlamı olduğuna inanarak görevini sürdürdüğünü aktaran Kara, üzerine düşen vazifeyi yerine getirmek için inançla çalışmayı sürdürdüğünü kaydetti.

- "Heybemde üç, beş çocuk gülümsemesi"

Kara, 3 yıllık görevinin ardından 2015 yılında Sur ilçesinde terör saldırılarının yaşanmaya başladığını anlatarak, "Diyarbakır'ın en kötü zamanlarına şahit oldum. Bu süreçte tek gayem, derdim öğrencilerimin bundan etkilenmemesi için onlara 'Nasıl ümit dağıtabilirim' olmuştu. Bir şekilde bana ulaşan arkadaşlar oldu. Kampanyalar başlattık ve kütüphane kurduk. Bu, öğrencilerim ve benim için de gerçekten büyük bir umuttu. Okula her gün koli koli kitap götürmek, kolilerce umuttu. Bu bize güç verdi." diye konuştu.

İlçede terör saldırları yaşanırken hiç tanımadığı insanların kendisine ulaşarak öğrencilerine yardım yapmak istemesinin anlamına işaret eden Kara, bu umut ile sağlanan başarının tarif edilemez bir mutluluk olduğunu vurguladı.

Kara, mektup arkadaşlığının öğrencilerine son derece olumlu etki sağladığını anlatarak, öğrencilerinin ceplerinden çıkan, buruşmuş ve onlarca kez okunmuş mektupların kendisini çok etkilediğini belirtti.

"Terör örgütü okullarımızı yakıp yıkarken, okullarımıza tehdit bildirileri dağıtırken bizler burada bulunduk, buradan ayrılmadık. Koli koli umut, kitap taşıdık. Şu an yeni bir umudun türküsü söyleniyor. Herkesin korku ve ümitsizlik içinde olduğu bir dönemde böyle bir şey başarmak zor muydu? Evet çok zordu ama sonrasında şahit olduğumuz güzellikler zorlukları bize unutturdu." ifadelerini kullanan Kara, iki okula kütüphane kazandırmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Kara, görev yaptığı 5 yılı değerlendirirken, "Heybemde vesilesi olduğum üç, beş çocuk gülümsemesi. Değer mi? Vallahi değer. İnsanoğlu kuş misali. Vakit dolup uçup gitmeden şu diyarlardan, heybemizi güzellikle doldurmayacak isek yaşamanın ne anlamı var ki?" şeklinde konuştu.

- "Buradan ayrılırken mutlaka ağlayacaklar"

Ataması yapılacak öğretmen adaylarına seslenen Kara, bölge illerinin tercih edilmesini önerdi.

Kara, şöyle konuştu:

"Gönül rahatlığıyla konuşabiliyorum ki burayı gelip, gördükten sonra olumsuz algının tamamen yanlış olduğunu kendileri de görecekler. Belki buraya ağlayarak, belki gülerek gelecekler. Öğretmen olduğumun sevinciyle gülerek gelmiştim buraya. İster ağlayarak ister gülerek gelsinler, buradan ayrılırken mutlaka ağlayacaklar. Buraya gelmekten korkmayın, buraya korkulu gözlerle bakmayın, umutlu gözlerle bakın. Ne kadar ümit içerisinde gelirseniz o kadar çok kardeşliğimiz pekişir, o kadar çok insanın elinden tutmuş oluruz."

Öğrencileri de öğretmenleri Kara ile anılarını anlatarak, beraber geçen günlerini sevgiyle hatırlayacaklarını belirtti.