İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bugün herkes 'Ben dindarım, ben Kürt'üm, ben Alevi'yim.' diyebiliyor. Bu bir zihniyet devrimidir. Bunu Tayyip Erdoğan'dan başka hiç kimse yapamazdı. İnanın bugün Türkiye bu meseleleri artık konuşmuyor." dedi.

Bakan Soylu, seçim çalışmaları kapsamında, Bayrampaşa'da Mega Center Gıda Toptancıları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği'nde esnafla bir araya geldi.

Burada konuşan Soylu, Türkiye'de her seçimin çok önemli olduğunu vurgulayarak, 24 Haziran seçimlerinin ise çok kritik olduğunu söyledi.

Türkiye'nin geçmiş dönemlerde yaşadığı sıkıntılara değinen Soylu, "Biz yurt dışına çıktığımızda en itibarsız muameleyi gören, pasaportumuzun neredeyse ötekileştirildiği bir zaman diliminden buraya geldik. Biz ticaret altyapısının neredeyse hiç olmadığı, yollarının birbirine bağlanmadığı, hem mobilizasyonda hem harekette çaresiz kaldığımız bir Türkiye'den geldik. Kendi büyüklüğüne, tarihine uymayan bir güçsüzlüğün olduğu Türkiye'den geldik. Bize hep şunu söylediler, 'Bizden adam olmaz.' kendimize söylettirdiler bunu her başarısızlığımızda. Biz o gün de adamdık, bugün de adamız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ülkede petrol bulmadı, yeni altın yatakları keşfetmedi. Sadece bu ülkede bir şeyi keşfetti, iyi yönetim ve öz güven. Bu ülkenin gerçek kaynakları ve gerçek gücü keşfedildi." diye konuştu.

Terör örgütleriyle mücadeleye değinen Soylu, PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP/C ile yapılan mücadelelerin yarım bırakılmaması için destek istedi.

Soylu, yapılan operasyonlar ve hizmetler sonrası doğu ve güneydoğuya huzur ve güven geldiğini aktardı.

- "Bu coğrafya bir kardeşlik coğrafyasıdır"

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın kıymetli bir coğrafya olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu coğrafya Norveç değildir, kimse kusura bakmasın, bu coğrafya Almanya coğrafyası da değildir. Kimse kusura bakmasın bu coğrafya Amerika, İngiltere coğrafyası da değildir. Bu coğrafya bütün dünyanın merkezi olan Batı'yla Doğu'yu birliğiyle buluşturan bir coğrafyadır. Bu coğrafya aynı zamanda Avrupa'nın 2050'ye kadar her yıl artacak enerji ihtiyacının karşılanacağı tek güvenli enerji geçiş güzergahıdır. Bu coğrafya, dünyanın en kıymetli coğrafyasıdır. Bu coğrafya, Müslüman'dır ve etrafındaki bütün ülkelerle hangi dine mensup olursa olsun yüz yıllardır kurduğu ilişkiyi doğru bir şekilde yöneten insanların bulunduğu bir coğrafyadır. Bu coğrafya, bir kardeşlik coğrafyasıdır. Bu coğrafya, bir eli Balkanlar'a, bir eli Orta Doğu'ya, bir eli Orta Asya'ya, sosyal hayatıyla uluslararası ilişkileri ticari hayatıyla çok rahat bir şekilde ulaştırabilecek ve bütünleştirebilecek bir coğrafyadır. Herkesin gözü buradadır. Herkesin gözü İstanbul Boğazı'ndadır. Herkesin gözü bizim verimli topraklarımızdadır, yer altı kaynaklarımızdadır."

Dış güçlerin Türkiye'nin değerini azaltmaya çalıştığını anlatan Soylu, şöyle devam etti:

"Burası İpek yolunun merkezidir, burası enerji üssüdür. Burası dünyadaki çatışmaları göğüsleyen ve bunları kendi kotasında eritip aslında her tarafta kış olmasına rağmen her mevsim baharı yaşayan bir coğrafyadır. Onun için yapmak istedikleri bu coğrafyanın değerini azaltmak ve ele geçirmektir. Eski kölelik sistemlerinde olduğu gibi sömürmektir. Türkiye bundan çok kurtulmaya çalıştı. Biz 300 yıldır bu tarihi trajediyi yaşıyoruz, Karlofça'dan itibaren. Abdülhamid'le çıkmaya çalıştık, olmadı. Güzel Cumhuriyetimiz kuruldu onunla çıkmaya çalıştık, olmadı. Rahmetli Menderes'le sıçramaya çalıştık, olmadı. Rahmetli Özal'la çıkmaya çalıştık, müsaade etmediler. 21. asrın başında Recep Tayyip Erdoğan'la beraber bu gerileme dönemini Türkiye bitirdi. 3 bin dolardan 11 dolara, 35 milyardan 161 milyar dolara Türkiye'nin bütün ölçeklerini üçe dörde katlayarak bu ülkenin ayakları üzerinde sağlam durmasını sağlayarak bir adım ortaya koydu."

Bakan Soylu, AK Parti hükümetlerinin yaptığı büyük projeleri anlatarak, 3. havalimanı, dev şehir hastaneleri, tüp geçidin yarım bırakılmaması gerektiğini dile getirdi.

Soylu, Türkiye'de 2002 yılında kimsenin "Ben dindarım" diyemediğini dile getirerek, "28 Şubat'ın ikliminden etkilenip 'Acaba biz bunu söylersek başımıza ne gelir.' endişesi ve korkusu vardı. Kimse kusura bakmasın, çocuklarımızı 15 yaşının altında Kur'an-ı Kerim öğretmeye göndermek yasaktı bu ülkede. Aynen bundan 68 yıl önce Ezan-ı Muhammedi'nin yasak olduğu gibi kimse kusura bakmasın." ifadelerini kullandı.

Kimsenin bu konularda elini taşın altına koyamadığına dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:

"Ama bir devrimci olarak nitelendirdiğim Tayyip Erdoğan, 'Ben dindarım' demek isteyenlere 'dindarım' deme hakkını verdi. Sadece öyle mi? Aleviler, 'Ben Aleviyim.' diyebiliyorlar mıydı? Kimliklerini gizliyorlardı. Kürt kardeşlerimiz cümleye başlarken şöyle başlarlardı, 'Ben Kürt'üm ama' sanki mensubiyet duyduğu bu anlayışın esas itibarıyla bir tehlike olduğunu 'ama' derken onu yumuşatan bir yaklaşım içerisinde bulundu. Bugün herkes 'Ben dindarım, ben Kürt'üm, ben Alevi'yim.' diyebiliyor. Bu bir zihniyet devrimidir. Her şeyi yaparsınız ama bu ülkede zihniyet devrimi, kalıplaşmış birtakım kuralları yıkıp yerine bir zihniyet devrimi getirmek belki de en zor işlerden bir tanesidir. Bunu Tayyip Erdoğan'dan başka hiç kimse yapamazdı. İnanın bugün Türkiye bu meseleleri artık konuşmuyor."

Programa Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner, AK Parti Bayrampaşa İlçe Başkanı Ersin Saçlı, Mega Center Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Altınkılıç, yöneticiler ve esnaf katıldı.