Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar yemeğinin ardından konuşmasına, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine, bu gazi mekâna hoş geldiniz” diyerek başladı.

“RAMAZAN BAYRAMI TÜM İSLAM ÂLEMİNİN BARIŞINA VESİLE OLSUN”

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif’in son günlerine yaklaşıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnaf ve sanatkârların Ramazan-ı Şeriflerini ve Kadir gecelerini de tebrik etti.

Esnaf ve sanatkârın Pazar günü erişilecek Ramazan Bayramı’nı da tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı’nın tüm İslam âleminin barışına vesile olması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi çevresindeki kamyonlardan anladığım kadarıyla aramızda epeyce bir kamyoncu kardeşim var. Kuaförlerimizin de oldukça yüksek bir sayıyla burada temsil edildiğini görüyorum. Diğer meslek gruplarından esnaf ve sanatkârlarımız da bu gece aramızda bulunuyorlar, Türkiye’nin dört bir yanından buradalar. İftar soframızı teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, muhabbetimizi daim etsin” dedi.

“ESNAF VE SANATKÂRLAR, AHİLİK YEMİNİNE VE GELENEKLERE SAHİP ÇIKMALI”

Ecdadın mesleğe başlayan esnaf ve sanatkârlara bir ahilik yemini ettirdiğini, bu yeminde esnaf ve sanatkârların çalışmayı ibadet sayan bir anlayışla işini yapacağına, Hakk’ın rızasını gözeterek halka hizmet edeceğine, cömertlik, doğruluk, dürüstlük, hoşgörü, güven, sevgi, sabır, dostluk, fedakârlık, adalet, kanaatkârlık ilkelerine ve komşuluk hukukuna bağlı kalacağına, eline, beline, diline, gözüne sahip çıkacağına, ölçü ve tartıda doğruluktan sapmayacağına, kul hakkını gözeterek kimseye haksızlık yapmayacağına, helalinden kazanıp haram lokma yemeyeceğine namusu, şerefi ve mukaddesatı üzerine ant içtirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu geleneklere bugün de aynen sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

“MİLLETİMİZ 15 TEMMUZ’DA BU CENNET VATANA SAHİP ÇIKTI”

Bugün burada her biri Ahi ahlakına sahip esnaf ve sanatkârlarla beraber olmanın memnuniyeti içinde olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde tarihinden, kültüründen, değerlerinden bihaber birileri uzun zamandır milletimizle ilgili olumsuz değerlendirmeler yapıyorlardı. Hatta içlerinde meseleyi ‘bu millet adam olmaz’ noktasına kadar götüren densizler vardı. 15 Temmuz tüm bu felaket tellallarına milletimizin erkeği-kadını, genci-yaşlısı, işçisi-işvereni, esnafı-çiftçisiyle verdiği topyekûn bir cevaptır. Merhum Arif Nihat Asya’nın dediği gibi: ‘İşaret aldığın gün atandan, yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan.’ Milletimiz o gece Mehmet Akif’in de ifade ettiği gibi ‘Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli’ çağrısına uyarak sokakları, meydanları doldurmuş, bu cennet vatana sahip çıkmıştır. İşte bu akşam aramızda Şerife Bacımız var. Kamyonetin direksiyonuna geçti, yanına da bir başka hanım kardeşimizi aldı ve kamyonetin kasasında da diğer bu işin gönüldaşları hep beraber köprünün üzerinden Anadolu yakasına geçtiler” diye konuştu.

“ADALETİN PENÇESİNDEN KURTULAMAYACAKSINIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hanım kardeşlerimizin tarihine baktığımız zaman Nene Hatun’ları görürüz. Bugün de aynı şekilde bakıyorsun, Şerife Bacımız aynı istikamette gidiyor. Bakıyorsun bir Abdullah Tayyip’imiz… 15-16 yaşında babasının arkasında beraber o da köprünün oraya geliyor, baba-evlat orada şehit oluyorlar. 250 şehit, 29 tanesi bu çevrede. 53 aslanımız Özel Harekât’ta, aynı şekilde Özel Kuvvetler’de, Ankara’nın değişik yerlerinde yaklaşık 150 civarında şehidimiz var. Türkiye genelinde 2 bin 193 gazimiz var. Ve bütün bunlara yönelik hâlâ birilerinin çıkıp da yalan yanlış şeylerle bizi aldatacaklarını zannetmeleri kusura bakmasınlar öyle kolay değil. Çıkıyorlar, şu anda yargılanıyorlar, yargılanırken A’dan Z’ye her şey yalan, her şey… Sanki 250 şehidimiz olmamış, sanki 2 bin 193 gazimiz yok. Kurtulamayacaksınız, bu ülkede adaletin olduğuna inanıyoruz, bu ülkede adalet var, dolayısıyla adaletin pençesinden kurtulamayacaksınız” ifadelerini kullandı.

“BİRİLERİNİN ELİNDE KARTONLA YÜRÜYEREK ADALET ARAMASI GİBİ DEĞİL BİZİM ARADIĞIMIZ ADALET”

“Birilerinin elinde kartonla yürüyerek adalet araması gibi değil bizim aradığımız adalet” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim aradığımız adalet, 250 şehidimizin kanıdır, 2 bin 193 gazimizin yaralı oluşudur” şeklinde konuştu.

"Millî İstihbarat Teşkilatının, Türkmen kardeşlerimize gönderilen yardımını basanlar kimdi? Yine aynen o FETÖ terör örgütüydü" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Peki FETÖ terör örgütünün, o yargı içerisindeki mensuplarından şu anda içeride olanlar ki Millî İstihbarat Teşkilatına böyle bir şey yapamazsın, yaptılar ama şu anda bedel ödüyorlar ve oradan alınan evraklar kimlere gönderildi? İşte şu anda mahkûm edilen şahsa gönderildi. O nereye gönderdi? O da şu anda yurt dışına kaçmış olan bir başka gönüldaşına gönderdi. O kaçtı gitti. Bak şimdi farklı şeyler de dolaşıyor."

“SENİN YALAN MAKİNESİ OLDUĞUNU BU ÜLKEDE BİLMEYEN KALMADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi bugün çıkmış, Ankara’dan İstanbul’a yürüyor ya, her geçen gün de bu yürüyüşteki seviye kaybı artıyor. Bugün Grup Toplantısını açık alanda yapmışlar, kapalı alan herhâlde sıcak geliyor ve oradan da bir ifade kullanıyor ‘Cumhurbaşkanının yargıya talimat verdiğiyle’ alakalı ve istifaya’ çağırıyor. ‘Eğer olmazsa ben istifa ederim’ diyor. Ya senin bu ilk defa değil ki sen bugüne kadar kaç kere bu şeyleri söyledin. Onun için de senin yalan makinesi olduğunu bu ülkede bilmeyen kalmadı. Şimdi böyle bir şeyi ispata davet ediyor. Sen bir defa kendini bu ülkede ne olduğunu millete kabul ettirmişsin, millet seni çok iyi biliyor, tanıyor. Biliyor ki hiçbir sözünde durmaz. Eğer ispata yönelik bir şeyin varsa hukukta kaide şudur: ‘Müddei iddiasını ispatla mükelleftir.’ İddianı ispat et” şeklinde konuştu.

Yargıda kendisinden aldığı tazminatlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri eski Büyükşehir Belediye Başkanı ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de aldığı tazminatları sucuk olarak Kayseri’de dağıttığını anımsattı.

“İSTANBUL’A YÜRÜYORLAR, YOLLARI AÇIK OLSUN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dürüst değiller ya bunlar şu anda bu ülkede terör örgütüyle el-ele, kol-kola dolaşmıyor mu? Bunlar PKK’yla da, HDP’yle de el-ele, kol-kola, FETÖ’yle de el-ele, kol-kola. Dolayısıyla eğer kendini kurtaracaksan bunlardan kurtar. Bizim Allah’tan başka hesap veremeyeceğimiz hiç kimse bu dünyada yok. Şimdi yeni bir iftira daha atmışlar, ‘Tayyip Erdoğan’ın 3 milyar dolarlık hazinesi var.’ Allah Allah. Şimdi tabii onunla ilgili davayı da Allah’ın izniyle kazanacağız da, çünkü olmayan bir şeyle suçlandığınız zaman rahat olursunuz değil mi, aksi takdirde tutuşursunuz. Şimdi işin kötüsü, yargı bu işlerde büyük cezalar kesmiyor, tazminat davalarında cezalar ufak. Yani büyük olsa da, o zaman şöyle hakikaten fakir fukara, garip gurebaya o gelenden dağıtma imkânı bulsak. Daha önce yine CHP’nin içerisindeki milletvekillerinden kazanılmış davalar var, HDP’den kazanılmış davalar var. Ama usanmıyorlar ve uslanmıyorlar. Nasıl olsa diyor ki bedeli az, 10 bin lira, 15 bin lira, ne olur veririz diyor geçer; yaptıkları iş bu. Ne yaparlarsa yapsınlar biz yine yargıda bunları mahkûm edeceğiz. Tazminat, arkadan ceza ve böyle yürüyeceğiz. İstanbul’a yürüyorlar, yolları açık olsun. Tabii kamunun hukukunu bozmadan, böyle bir aslında hakları da yok, fakat arkadaşlarımız, hükûmetimiz burada onlara anlayış göstermek suretiyle onlar bu yürüyüşlerini devam ettiriyorlar” dedi.

“ESNAF, DEVLETİMİZİN VE MİLLETİMİZİN ORTA DİREĞİ, KURUCU UNSURUDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki esnafın devletin ve milletin orta direği, kurucu unsuru olduğunu belirterek, “Anadolu’yu kılıçlarımızdan önce her biri aynı zamanda birer gönül ve zanaat insanı olan alperenlerimizle kendimize yurt yaptık. Devletimiz her sıkıntıya düştüğünde esnaf ve sanatkârlarımız milletimizin önüne düşüp yeni bir kapı aralamışlardır. Kurtuluş Savaşı ile güney illerimizdeki işgallere karşı yürütülen mücadeleler bunun en somut örnekleridir. Düşman işgaline karşı sivil direniş örgütleri olarak kurulan Kuva-yi Milliye Teşkilatlarına baktığımızda devlet erkânı ile esnaf sanatkârlarımızın omuz-omuza en başta yer aldıklarını görürüz” ifadelerini kullandı.

Bugün de esnafın hem orta direk, hem kurucu olarak yeni Türkiye’nin inşasında önemli ve öncü bir rol üstlendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan halk oylamasının olumlu şekilde sonuçlanmasında esnaf ve sanatkârların çok önemli rolü olduğuna inandığını aktardı.

“TÜRKİYE YÖNETİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldikleri ilk günden beri esnaf ve sanatkârların güçlendirmenin, desteklemenin, ileriye taşımanın çabası içinde olduklarının altını çizdi. 16 Nisan halk oylamasının bittiğini, bu oylamanın neticesinin 2019 Kasım’ı olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi hep birlikte çok yoğun çalışmalıyız. Çünkü o seçimden sonraki süreç bizim için çok önemli. Ve Türkiye bir yönetim sistemini değiştiriyor. Nedir o? Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi. Bunu değiştirdiğimize göre yeni dönemde bizler farklı bir hizmetin yolunu açmış olacağız. Bu hizmetin yolunu açarken de ülkemizin çalışmasını, etkinliğini çok daha farklı bir yere taşıyacağız. Hukuki altyapıdan krediye, eğitimden teşvike, genç girişimcilerin desteklenmesinden meslek kollarının standardize edilmesine kadar pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Oldukça uzun bir liste olan bu konuları teker teker anlatmayacağım. Sizler bu uygulamaların kendi hayatınızdaki, işinizdeki karşılıklarını çok iyi biliyorsunuz. Sadece burada bir hususun altını çizmek istiyorum; Ahilik geleneği, esnaf ve sanatkârlarımızın kendi aralarındaki eğitim, yeterlilik, karşılıklı saygı-sevgi, müşteri ilişkileri gibi hususları güçlü bir mesleki dayanışma ruhu ve mekanizmasıyla düzenliyordu. Esnafımızın kendi arasında oluşturacağı böyle bir iklimin sağlayacağı gücü hiçbir kanun, hiçbir yönetmelik, hiçbir zabıta denetimi temin edemez. Mesleğin gereklerine sizler sahip çıkarsanız, yanlış yapanı sizler engeller, doğru yapanı sizler teşvik ederseniz inanın bana önümüzde, önünüzde kimse duramaz.”

“KOMŞUSUNUN SİFTAHINI GÖZETEN ESNAFLIK ANLAYIŞINI YENİDEN DİRİLTMELİYİZ”

Komşusunun siftahını gözeten bir esnaflık anlayışının yeniden diriltilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer diriltemezsek, Ahilik yemininde ifade edilen hususları yeniden hayata geçiremezsek sizlerin tüketim çarklarının devasa dişlileri arasında varlığınızı sürdürmeniz daha da zorlaşır. Siftahımı ben yaptım, ama komşum yapmadı, gidin bu ürünü de oradan alın dediğimiz gün bu iş biter. ‘Eskiden kahraman bakkal süpermarkete karşı’ diye bir ifade vardı. Şimdi mahallemizin esnaflarının dev alışveriş merkezleri karşısındaki mücadelesine şahitlik ediyoruz. Türkiye, hem mahalle esnafını, hem o alışveriş merkezlerini yaşatabilecek güce, potansiyele, imkâna artık elhamdülillah sahip konuma geldi. Yeter ki esnaf ve sanatkârlarımız geleneklerinden aldıkları güçle aralarındaki dayanışmayı güçlendirecek iradeyi ortaya koyabilsinler. Bunu yaptığınızda devletinizin de, milletimizin de sizin yanınızda olduğunu göreceksiniz. Hiçbir meslek grubu gibi esnaflık da üç dönüm bostan yan gel yat Osman anlayışıyla yürütülemez. Kendinizi sürekli geliştirecek, müşterilerinizin size olan bağlılığını güçlendirecek yollar arayıp bulmanız çok önemli. Her husus gibi esnaf ve sanatkârlığın merkezinde de insan olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmayacağız” diye konuştu.

Bugünkü Türkiye’nin, dünkü Türkiye’den çok daha güçlü, çok daha büyük olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda yarınki Türkiye’nin de bugünkü Türkiye’den çok daha ileride olacağını; esnaf ve sanatkârların da büyük Türkiye’deki yerini alacağına inandığını kaydetti.