İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muğla'nın Bodrum ilçesinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşları üyeleri ve vatandaşlarla bir araya geldi. Ay yıldızlı bayrağın dalgalandığı her yerde milletin birliği, beraberliği, zenginliği arete özgürleşmesi için çalıştıklarını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aziz milletten güç almak ve yaptıkları işi daha etkin, verimli ve daha demokratik hale getirmek için çalıştıklarını ifade etti.

Türkiye'nin önünde önemli bir süreç bulunduğunu ve 21. yüzyılın Türkiye için yepyeni bir fırsat penceresi açtığını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ülkenin ya bu fırsat penceresini değerlendireceğini ya da sürekli arkasına bakacağını söyledi.

HDP'nin 7 Haziran seçimlerinin ardından ortaya koyduğu tavrı hatırlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Özerklik ilan edeceklerdi. Öyle mi? Bizim Çanakkale'de bir olmuş, kardeş olmuş, birbiriyle evlenmiş, aile kurmuş insanını ayırmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardı. Kendilerine verilen oyu yanlış anladılar. Zannetiler ki 'Top bizim ayağımızda istediğimizi yaparız.' Ancak kıymetli Cumhurbaşkanımızın 'Artık yerinde durmak yok, bugünden sonra taarruz günüdür.' dediğinden sonra hadi gel özerklik ilan et de göreyim. Niye sesin çıkmıyor? Demokrasiyi istismar etmek ve Truva atı olarak görüp istedikleri hedeflere ulaşmak isteyenlerin şımarıklıkları nerede?" değerlendirmesinde bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarının açık olduğunu ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hükümetimizin kararlılığı açıktır. Hiçbir şekilde bir endişeniz olmasın, 'Acaba ne olacak?' diye kafanızdan bir soru işareti geçmesin. Her zaman söyledim, her zaman da söylemeye devam edeceğim. Biz bu PKK'nın adını bu ülkeden silip yok edeceğiz. Bunu herkes bilsin, bizim kardeşlerimizle aramıza giremeyecekler. Buna müsaade etmeyeceğiz, bunda çok önemli adımlar attığımızı, işin sadece terörle mücadele boyutunda değil aynı zamanda ekonomik boyutları açısından, sosyal boyutları açısından çok önemli süreçler olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 13 yaşında bir kızı olduğunu belirterek, "14 yaşında bir kız çocuğunu zorla anasının kucağından, anasının sevgisine ihtiyacı varken dağa götürüp o yaşta onu taciz ediyorlarsa ve ben bugün bu ülkenin İçişleri Bakanıysam bana haram olsun. Onun için bunlara biz hiçbir hak vermemeliyiz. Teröre karşı bir acıma durumu içerisinde olmamalıyız." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bodrum'daki programının ardından Milas ilçesinde düzenlenen Güney Ege 8. Uluslararası Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarı'na katıldı. 

Kendisini karşılayan vatandaşlarla tokalaşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yetkililerden fuar hakkında bilgi aldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, burada yaptığı konuşmada, dünyanın hem arazisi hem kaynaklarıyla tüm insanlığa yetebileceğini, Türkiye'nin 78,5 milyon hektar arazi üzerine kurulu bulunduğunu, bunun 24 milyon hektarının ise özellikle tarıma elverişli olduğunu söyledi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının son zamanlarda çok önemli adımlar attığını ve ciddi bir farkındalık oluşturduğunu kaydeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye olarak hem çiftçilerimize sağladığımız desteklerle hem de tarımsal arazilerimiz üzerinde koruyucu ve geliştirici tedbirlerle doğru üretim planlamalarıyla iklim avantajlarını kullanarak, gelecekte ülkemizi gıda noktasında sıkıntı yaşamayacak bir noktaya kavuşturmuş olacağız." dedi.

Gelecek yıllarda dünyada gıda göçleri yaşanabileceğini vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, cep telefonu ve lüks araçların insanların karnını doyurmadığını, tarım fuarlarının bu anlamda önem taşıdığını kaydetti. 

Türkiye'de çiftçilerin, üreticilerin çok önemli bir yeri olduğunu anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizi yok sayanlara, bizi bir şekilde 'Bu memleketi size idare ettirmeyeceğiz' diyenlere karşı sakin duruyoruz. Şiddete başvurmuyoruz, silah göstermiyoruz. Bize ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir oyuna girmiyoruz. Hangi oyunu kurarlarsa kursunlar, hiçbirisine tenezzül etmiyoruz. Dimdik ayakta duruyoruz. Reyimizle oyumuzla sandığımızla beraber demokrasimize sahip çıkıyoruz diyorsunuz. Bu yıllardan beri böyledir. Çok acılar çektiniz, çok ıztıraplar çektiniz. Bu ülkede sabah kalktınız darbe oldu, sabah kalktınız dolar ve avro üzerinden, döviz üzerinden ekonomik krizler oldu." diye konuştu.

Ülkenin iyi gidişatından mutlu olmayanların kötü emeller peşinde bulunduğunu ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizi hep tehdit ettiler. Bize dediler ki 'Akıllanmayacak mısınız? Başbakanınızı astık akıllanmadınız, darbe yaptık, bir annenin iki oğlunu sağcı ve solcu diye birbirine düşürdük, mezhep üzerinden sizi birbirinize düşürdük akıllanmadınız, siz bu ülkeyi yönetemezsiniz' dediler. Biz de onlara haykırıyoruz, akıllanmayacağız." dedi.

Terörle mücadelenin en yoğun olduğu dönemde satın alınan insansız hava araçlarının, uçakların gönderilmediğini hatırlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"6 ay, 1 yıl, 1,5 yıl o uçakları bize göndermediler. Hep elimiz koynumuzda kalıyordu ama dimdik durduk. 'Bu ülkede Atak helikopteri, Altay tankı, insansız hava aracı, Hürkuş uçağı yapılır mı yapılmaz mı' diye soranlara, 'Evet Türkiye eski Türkiye değil, biz bunların hepsini yaparız' dedik. Nasıl insanlarımızı 5 yıldızlı hastanelerde, hayatında onu Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bir vatandaşı olarak karşılıyorsak, nasıl bu ülkede barajları, sulama kanallarını yapmışsak, herkes bilsin ve duysun ki hedeflerimiz büyüktür bizim. 2023, 2053, 2071. Biz kendi uçağımızı, arabamızı yapan bir ülke olacağız, bunu biliyoruz."

Türkiye'nin hedefleriyle dünyanın en büyük 10 devletinden biri olacağını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şimdiye kadar ülkenin önünü tıkamaya çalışanlara milletin prim vermediğini dile getirdi.

Son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini sıkça ziyaret ettiğini ve vatandaşlarla buluştuğunu anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bölgede yaşayan vatandaşların rahatladığını ve yörelerine fabrikalar kurulmasını, işlerine güçlerine bakmak istediklerini kaydetti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milas Ticaret ve Sanayi Odasında iş adamları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Konuşmasında 1994'te ülke ekonomisinin bir gecede alt üst edilmesinin tesadüfen olmadığına işaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "1998’de halk diliyle söylersek ortada fol yok yumurta yokken Rusya krizini bahane ederek Türkiye'nin çarklarının durma noktasına gelmesi de elbette ki tesadüf değildir. Bunların hepsini hatırlıyoruz. 2000'lerin başında meşhur kasım ve şubat krizleri de tesadüf değildir. Ama 2008-2009'da küresel krizin Türkiye'yi teğet geçmesi de tesadüf değildir. Bunlar, kötü ve iyi siyasi yönetimlerin veya ortaya konulan birtakım süreçlerin en önemli örnekleridir." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, olumsuz ilk 3 örneğin 6 yılda gerçekleştiğine dikkati çekerek yaklaşık 15 yıldır ise böyle bir şey yaşanmadığını hatta gerçek bir küresel krizin savuşturulduğunu vurguladı.

Türkiye'de siyasetin millet ile devlet arasında köprü olma vazifesinin bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti:

"Türkiye’de siyaset 2002'den itibaren doğru yönetilmiş ve doğru uygulanmıştır. İş dünyamız da buna doğru cevap vermiştir. 1990 ile 2000'li yıllar arasında Türkiye'de maalesef siyaset bir pranganın içerisine mahkum edilmiştir. Terör, ekonomik kriz, 28 Şubat prangası ve ardından gelen ve maalesef ülkemizi yasa boğan, üzüntüye boğan deprem. Bütün bunların içerisinde hareket kabiliyetini kaybeden, buna karşı reaksiyon alamayan bir siyaset süreci o tarihte oluşturulmuş, siyasetin milletle ile devlet arasında köprü olma vazifesi bir şekilde ortadan kaldırılmıştır. 2002'de 36 milyar dolar ihracat rakamını 146 milyar dolara taşımışız. Kişi başı milli geliri 3 bin dolardan 11 bin dolar seviyelerine taşımışız. Alt yapı yatırımlarını yapabilecek 76 üniversiteyi 193'e, 26 havalimanını 55'e, bölünmüş yolları 3 katına çıkararak büyük bir değişim sağlamışız. Bu örnekler ve rakamlar istediğiniz kadar çoğaltılabilir. Zaten gerek iş dünyası, esnafımız, ticaret erbabı ve vatandaşımız bunlara çoklukla aşinadır."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,1960'da darbe olmasaydı Türkiye'nin 1963'te birinci Boğaz Köprüsüne, 1967 veya 1968'de nükleer santraline kavuşacağını anlattı. 

Türkiye'de iyi gelişmeler olduğu ve ülkenin ayağa kalkacağı zamanlarda birilerinin bunu istemediğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye ekonomik kalkınma enerjisini ne zaman sahaya yansıtsa, bir istikrar verse, ticaretin ve sanayinin önünü açmaya kalksa, fırsatlarını değerlendirmeye kalksa, sistemin açıklarını kullanan bizzat sistemi yazan bir karanlık irade tarafından engellenmiştir. Türkiye oyalandı ve yoruldu." diye konuştu.

Birilerinin her dönemde ülkenin önünü kesmek, büyümesini önlemek için gayret içerisinde olduğuna vurgu yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi:

"El alem uzayda koloni kurmanın hesaplarını yaparken biz hala insanların kıyafetlerinin özgürce seçebilmesinin kavgasını verdik. Biz hala gazete manşetlerinde darbe geliyor, ihtilal geliyor ve bu ülkede hala birilerini tahrik etmenin, birilerine fitne vermenin hesabı içerisinde olanlarla karşı karşıya kaldık." 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 17'nci ülkesi olarak görüldüğünü hatırlatarak buna rağmen hala 15 Temmuz'da darbe girişimlerine maruz kalındığını söyledi.

Bu durumun, kişiler, partiler ve onların tercih ettikleriyle izah edilemeyeceğinin altını çizen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:

"Bu, net bir şekilde sistemin kendisinin aksaklığıyla, yanlışlığıyla daha doğrusu sistemin engelleyici ve sınırlayıcısı olmasıyla ilgili bir haldir. Türkiye artık bu çemberden kurtulmak zorundadır. Türkiye coğrafyasının getirdiği fırsatları yönetmek ve yine bu coğrafyanın getirdiği tehlikeleri savuşturmaya odaklanmak zorundadır. Bizi içimizdeki meselelerle meşgul ederlerse biz bunu nasıl sağlayacağız. Biz kendi içimizde artık yürütmeyle ilgili tartışmaları bitirmek zorundayız."

Ticaret yapanın işinin daha iyi üretmek ve daha iyi ürün hazırlayabilmek olduğunu anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ticaret erbabının işi, siyasi dengenin üzerinde orada kaynak sağlayamaya çalışan bir anlayışın adı değildir ama Türkiye'de bu da yapıldı. Bunu hepimiz biliyoruz. 28 Şubat sürecinde nelerin ortaya  konulduğunu hep birlikte, hem de en güzel şekilde biliyoruz. Artık arkamıza dönüp bakmak zorunda olmayalım. Artık bu sistemin açıklarından istifade etmeye çalışanlara fırsat vermeyelim." dedi.

Ticaretin gelişmesini istediklerini ve bunun için bütün imkanı ortaya koymaya çalıştıklarını aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, özel sektör gelişirse özel teşebbüsün gelişeceğini ve Türkiye'nin yarınlarına ait ayakta durma kabiliyetinin çok daha güçlü olacağını bildirdi.

Terörle mücadele kararlılığının ortaya konulduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ülkenin terörle mücadele edebilecek kudreti ve iradesinin bulunduğuna işaret etti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türk milletinin yüce bir millet olduğunu, 3 milyon Suriyeliye sahip çıktığını hatırlatarak şöyle konuştu:

"Tarihe altın harflerle işlenecek bu kadirşinaslığı yapmamış olsaydık acaba 15 Temmuz'da bu kadar büyük bir destek görebilir miydik Cenab-ı Allah'tan? Çok net söylüyorum o tecavüz edilen kadınlara el uzatmasaydık, o çocuklara sadece insanlık için sahip çıkmasaydık olmazdı. Biz onlarla 400 yıl birlikte yaşadık. Biliniz ki biz insanlık sınavdan iyi geçtik. Dünya hala hesabını yapıyor. Üç kişi mi alsam, beş kişi mi alsam, 6 lira mı harcasam 10 lira mı harcasam? Bu millet 26 milyar dolar harcadı." 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muğla Valiliğini ziyaret etti. Vali Amir Çiçek’in makamında il hakkında bilgi aldı.

Valilik ziyaretinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 112 Acil Çağrı Merkezinin açılışını da gerçekleştirdi. Çağrı merkezinde vatandaştan gelen çağrıyı yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, arayan vatandaşı istediği doğrultusunda jandarmaya yönlendirdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, vatandaşların çağrı merkezlerini boş yere meşgul etmemesi uyarısında bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muğla Valiliği tarafından düzenlenen yemekte şehit yakınları ve gaziler ile bir araya geldi. Salondaki şehit yakınları ve gazilerin bulunduğu masaları tek tek gezen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bir süre sohbet etti. Programın açılışında şehitler için Kur'an-ı Kerim okundu, Muğla Müftüsü Abdurrahman Koçak da dua etti.

Programda bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şehit ailelerinin bu topraklarda elde edilecek makamların en yücesine ulaşan, şehadet şerbeti içen yiğitlerin kendilerine emaneti olduğunu belirtti.

Bu nedenle şehit aileleri ile olan buluşmayı çok önemsediğini ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu akşam çok önemli bir birlikteliği gerçekleştiriyoruz. Bu memleket için canını feda edenlerin şu anda biz burada bulunduğuna inanıyoruz. Hepimizin arasında bulunduğuna inanıyoruz. Bu topraklar dualı ve bereketli topraklardır. Bu toprakların dualı ve bereketli olmaları sadece mevsimden değil, iklimden değil, bu toprakların hürriyeti için, kardeşliği için şehadet şerbeti içenlerdendir." diye konuştu.

Şehit ailelerini kendi aileleri olarak gördüğünü anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu toplantılarda bizler sadece şehit ailelerimizle değil, şehitlerimizle de buluşuyoruz. Onlarla aynı maneviyatı teneffüs ediyor, onların varlığını hissediyoruz. Biz biliyoruz ki onlar bizim yanı başımızdalar." değerlendirmesini yaptı.

Şehitlerin emanetine her zaman sahip çıkacaklarını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:

"İstiyoruz ki bu güçlü devletin, bu aziz milletin onların emanetlerine, geride bıraktığı sevdiklerine nasıl sahip çıkıldığını görsünler. İstiyoruz ki isimlerinin bu milletin gönlüne nakşolduğunu, bu milletin kendilerine minnettar ve duacı olduğunu bilsinler. İstiyoruz ki onların açtığı yolda emin adımlarla ilerlediğimizi , terörü, şiddeti, ihaneti bitirmek onların kanlarını yerde bırakmamak için büyük bir mücadele verdiğimiz bilsinler. İstiyoruz ki çocuklarımızın yarınlarına ait büyük bir hedefe doğru zengin, müreffeh, kardeşlik içinde yaşayan bir Türkiye’ye ulaşmak için emin adımlarla  ilerlediğimizi bilsinler."

Şehit aileleriyle buluşmaları bir siyasetçi, bir devlet adamı veya işini yapma gereğinde olan bir insan gibi değil, o ailenin bir ferdi, mensubu ve o günü yeniden yaşayan bir kişi olarak gördüğünü aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Amacımız şehit ailelerine hizmetkar olmaktır." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu amaçla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, Başbakan Binali Yıldırım ve tüm bakanların bu gayretin içerisinde bulunduğunu kaydetti.

Ülkede daha iyiyi, daha güzeli, daha anlamlıyı oluşturmak için büyük bir mücadele ortaya koyduklarını anlatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, insanların birbirini anladığı ve dinlediği bir memlekette yaşadıklarını bildirdi.

Konuşmasında şehit yakınlarına seslenen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi:

"Evlatlarınızın bıraktığı bayrak bugün yine aynı anlayış içerisinde bulunan, gözleri çakmak çakmak olan o evlatlarınızı gören 'Allah'ım şehadete ulaşabilir miyim' diye bekleyen yiğitlerimizin elindedir. Eğer böyle olmasaydı, bu topraklar bugün özgür, hür, bağımsız olmazdı. Eğer böyle olmasaydı bugün ay yıldızlı bayrağımız 780 bin kilometrekarede nazlı nazlı dalgalanmaz, şanlı ve gururlu bir şekilde gönderde durmazdı. Eğer onlar fedakarlık yapmamış olsalardı bu fedakarlığı göz önüne almamış olsalardı, ezanlar bu güzel coğrafyalarda okunmazdı. Onlara maneviyatımızı borçluyuz. Onlara sadece ülkemizin bağımsızlığını özgürlüğünü değil aslında özümüze yeniden dönmeyi borçluyuz. Onlara kendimizi bulmayı borçluyuz. Onlara kendimizin ne olduğunu bir daha gösterdikleri için borçluyuz. Onlara çocuklarımıza ailelerimize nasıl bir muhabbet beslememiz gerektiğini bize öğrettikleri için borçluyuz. "

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ülkenin huzur ve refahı için gece gündüz demeden çalıştıklarını belirterek, "Bizim yaptığımız görevler zırhlı görevler değildir. Olmamalıdır da zaten. Ne zaman bu ülkede bizim yaptığımız görevleri yapanlardan biri şehadet şerbeti içerse bilmenizi isterim ki o zaman büyük sorunlar bertaraf ediliyordur. Bu çok nettir ve açıktır. Hepimizin bildiği, bellediği bunu göze alan bir adam vardır. O bizim bugün Cumhurbaşkanımız." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz'da milleti için Marmaris'te bunu göze alan bir kişi olduğunu anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Milletin istikbali için uçak kalkıp, uçak inmeyebilirdi. Bunu sizde, bende bütün dünyada bilmektedir. Onun için hiç endişe etmeyin. Bayrak doğru ellerdedir. Bu bayrağı taşıyanlar sizleri yanıltmamışlardır. Bu bayrağı taşıyanlar, sizlersiz bir Türkiye hiçbir gün düşünmemişlerdir. Bu bayrağı taşıyanlar şehitlerimizin bize emaneti olanlara, bu cennet vatana kıyamazlar. Biz size yanlış bir şey vermeyiz. Milletimizi yanlış bir yere götürmekten Allah'a sığınırız. Bugün evlatlarınız ülkenin her noktasında mücadele veriyorlar. Onların dualarınızla zırhı olmanızı isteriz." dedi.