Kosova Cumhurbaşkanı Taçi ile düzenlediği basın toplantısında soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki ateşkes görüşmeleri hakkında, “Başta kıymetli dostum Sayın Putin olmak üzere ateşkes sürecine destek veren tüm kesimlere teşekkür ediyorum. Biz Türkiye olarak Suriye'nin ve bölgemizin barışı, huzuru, istikrarı için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ateşkesin Suriyeli kardeşlerimizin için, daha ileri gidiyorum tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Taçi, düzenledikleri ortak basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevaplayarak görüşmelerine gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kosovalı bir basın mensubunun, Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yakınlığı ile bilinen Türkiye dışındaki ve Kosova’daki okulların kapatılması konusunda neden ısrarcı olduğu yönündeki sorusuna verdiği cevapta okulların terörist ve ülkesine ihanet eden gençler yetiştiremeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bir okuldan ülkesine ihanet eden gençler yetişiyorsa, o okul kendi asli görevini yerine getirmiyor demektir” dedi.

“MAARİF VAKFIYLA KOSOVA’NIN MİLLÎ EĞİTİMİ EL ELE VERSİN”

Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişiminde 248 şehit vererek bir bedel ödediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Peki, bu şehitlerimizin verilmesine neden olanlar kim? Artık yargı tek tek hepsini belirlemiş vaziyette. Başta şahsım olmak üzere, bu ülkenin ileri gelenlerini, Başbakandı, işte şu gördüğünüz Külliye, Türkiye Büyük Millet Meclisi, burayı bombalayan zihniyet FETÖ’cü bir zihniyet. Bu zihniyete bugün Türkiye’de, bileseniz yarın Kosova’da o okullardan yetişenler aynı şeyi yapar. Oraların okullarını işgal ederler, o okullardan sonra gelirler oranın devlet dairelerinde onlar yetkiyi ellerine alırlar, parlamentoyu ellerine alırlar. Çünkü orada Kosova vatandaşları okuyor mu? Kosova ileri gelenlerinin çocukları oralarda okumuyor mu? Siz hesabı şu an itibarıyla yapıyorsunuz. Sevgi kardeşim, hesabını şu an için yapma, hesabını 10 yıl, 20 yıl sonrası için yap. Bunlar 40 yıl önce Türkiye’de bu adımı attılar ve şu anda neticesini almaya başladılar. Şimdi biz de bu mücadeleyi veriyoruz ve bu mücadeleyi verirken biz yandık, Kosova yanmasın diyoruz. Onun için de kurduğumuz Maarif Vakfıyla Kosova’nın Millî Eğitimi el ele versin, oralardan Kosova’nın gençliğini biz Kosova’nın idealist gençleri olarak yetiştirelim, Kosova’nın millî, vatansever gençleri olarak yetiştirelim. Hiç burada aksama, şu-bu filan olmaz, endişe etmeyin, ama hain çıkmaz. Bunlar hain ve burada biz bedel ödedik. Yine söylüyorum, Kosova’nın bedel ödemesini istemiyoruz. Çünkü Kosova böyle bir bedel ödemeye de tahammül edemez. Türkiye’nin bir dayanma gücü vardı, buna dayandı, ama Kosova bunu kaldıramaz.”

KOSOVA CUMHURBAŞKANI TAÇİ: “TÜRKİYE ZİYARETİYLE 2016’YI TAÇLANDIRDIK”

Kosovalı aynı basın mensubunun Cumhurbaşkanı Taçi’ye, Türkiye ziyaretinin Kosova’da kimi çevreler tarafından ‘olmaması gereken bir ziyaret’ olarak nitelendirdiğini hatırlatarak, buna vereceği cevabın ne olduğunu sorması üzerine Cumhurbaşkanı Taçi, kendisi için önemli olan bu ziyaretin yılın son ziyareti olduğunu ve bu ziyaretle 2016’yı taçlandırdıklarını söyledi.

Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke olarak daha bağımsızlıklarını ilan etmeden önce telefonla arayarak kendisini tebrik ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Taçi, “Biz demokraside yaşıyoruz, farklı görüşlere de saygı duyuyoruz. Fakat devletin stratejik ilişkilerini, çıkarlarını hiçbir kişi tek başına bunu tayin edemez. Çünkü bunlar başkalarının etkisi altında ve hiçbir iyi niyetli olmayan yaklaşımlar bunlar.”

“TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KABUL EDİLEN GRUPLAR SURİYE’DEKİ ATEŞKESİN DIŞINDA”

Suriye’de bu geceden itibaren sağlanacak ateşkes kararının kalıcı hâle gelip gelmeyeceğinin sorulması ve “Varılan mutabakat çerçevesinde yapılan açıklamalarda terör örgütü olarak ilan edilen gruplarla mücadele devam edecek, onda bir sekte, bir şey söz konusu değil. Ancak, PYD ve YPG’nin anlaşma kapsamı içerisinde yer aldığı belirtildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorunun yöneltilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Halep’te ağırlaşan insani kriz üzerine Aralık başından beri bu çatışmaların durması noktasında elimizden gelen her türlü desteği verdik, veriyoruz ve bunun için de yoğun mesai sarf ettik. İlk etapta ülkemizin diplomatik gayretleri neticesinde Doğu Halep’teki sivillerin tahliyesine gayret ettik ve yaklaşık 46 bin kişiyi Doğu Halep’ten çıkarttık. İdlib’e onları yerleştirdik ve gerekirse dedik biz bunları kendi ülkemize de kabul ederiz, kendi ülkemizde de onlar için kamplar oluşturduk. Tabi bir süredir de Suriyeli muhalifler ve Rusya Federasyonu temsilcileri ülkemizin bu gayretleriyle Ankara’da görüşmeler yürüttüler ve bu görüşmeler sürekli devam etti, sürekli ben de bilgiler edindim. Bu görüşmeler neticesinde rejimle muhalefet arasında bir mutabakata varıldı. Mutabakata göre, inşallah bu gece yarısından itibaren, 24.00 itibarıyla diyeyim Suriye genelinde ateşkes ilan ediliyor. Konuyla ilgili olarak Sayın Putin açıklamayı yaptı, açıklamasının ardından biz kendisiyle telefon görüşmemizi yaptık. Bu arada Dışişleri Bakanlığı bizim aynı şekilde açıklamayı yaptı ve taraflar hava bombardımanı dahil silahlı saldırıları durdurmayı, kontrolleri altındaki bölgeleri birbirleri aleyhine genişletmemeyi taahhüt ettiler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak kabul edilen gruplar tabi ki bu ateşkesin dışındadır, yani az önce ifade ettiğiniz örgütler buna dâhil değil. Türkiye vatandaşlarının can güvenliğini tamamen garanti altına alana kadar, DEAŞ başta olmak üzere mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecektir, buradan taviz vermemiz söz konusu değil.”

“ATEŞKESE TÜM TARAFLARIN RİAYET ETMESİ GEREKLİ”

Bir taraftan ateşkes sürdürülürken, diğer taraftan da siyasi sürecin canlandırılması için garantör ülkelerin nezaretinde Suriye rejimi ile muhalefet arasında Astana’da bir toplantı yapılmasının planlandığını ve Astana’da garantör ülkeler nezaretinde muhalif grupların bir araya geleceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cevabının devamında şu açıklamalara yer verdi: “Astana toplantısı Cenevre sürecini ikame edici değil, tamamlayıcı ve destekleyici nitelikte olacaktır. Ateşkese tüm tarafların riayet etmesi gereklidir, elzemdir. Türkiye ve Rusya garantörler olarak çatışmasızlık durumunun takibini birlikte yapacaklardır. Bunun yanında, sahadaki gruplar üzerinde nüfuzu olan diğer ülkeler de ateşkesin idamesi yolunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. Suriye’de akan kanın durması, ihtilafın siyasi çözümle sona erdirilmesi fırsatıyla şu anda karşı karşıyayız, bu fırsatı asla kaybetmemek gerekiyor. Bu tarihî imkân, açılan bu fırsat penceresi heba edilmemelidir. Zira tabii 600 bin rakamlarını zikrediyoruz ama aslında bu rakam 600 binin üstündedir. 1 milyon diyorum ben. Birkaç saat önce Sayın Putin’le yaptığımız telefon görüşmesinde de bütün bu hususları samimiyetle ele aldık.”

Rusya Federasyonu Başkanı Putin başta olmak üzere, ateşkes sürecine destek veren tüm kesimlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak Suriye’nin ve bölgemizin barışı, huzuru, istikrarı için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ateşkesin Suriyeli kardeşlerimiz için, daha ileri gidiyorum tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum” diye konuştu.