CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, artık milletin önüne sandığın gelmesine sayılı günlerin kaldığını söyledi.

Seçimler yaklaşırken her gün Türk ekonomisindeki krizin ve üretimdeki çöküşün giderek büyüdüğünü savunan Öztrak, bugün benzinin litresine yine 15 kuruş zam geleceğini kaydetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı'yla patates ithalatı için gümrük vergilerinin sıfırlandığını hatırlatan Öztrak, "Daha önce böyle bir kararı soğanda almışlardı. Soğanda gümrüğün sıfırlanmasıyla İranlı üreticileri zengin etmiştik. Patates ithalatında gümrüklerin sıfırlanmasında hangi ülkenin çiftçileri memnun olacak? Göreceğiz ama birileri çok sıkıntı çekecek. O da bizim Niğdeli patates üreticilerimiz." diye konuştu.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2018'in son 3 ayına ait açıkladığı büyüme rakamlarının yaşanan krizin derinliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden Öztrak, geçen yılın ikinci çeyreğinde ekonomide başlayan sıkıntıların 2018'in son çeyreğinde çok ciddi bir çöküşe dönüştüğünü ileri sürdü.

Öztrak, açıklanan rakamların, Türkiye ekonomisinin 2018'in son 3 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 daraldığını gösterdiğini kaydederek, bunun, daha önce bir krizin yaşandığı 2009'un ikinci çeyreğinden bu yana Türk ekonomisinde görülen en sert daralma olduğunu söyledi.

Milletin, mutfağında büyüyen yangından, kaybettiği işinden, geri dönmeyen çek ve senetlerden, artan iflas ve konkordatolardan bu krizi iliklerine kadar hissettiğini ifade eden Öztrak, "İki çeyrek üst üste bir ekonomide daralma varsa, o zaman teknik olarak buna ekonomistler resesyon, yani durgunluk diyorlar. Bu da 2009'daki krizden bu yana ilk defa yaşadığımız bir durum." ifadesini kullandı.

"Ekonomideki durgunluk sürecek"

Krizin, saray iktidarının Türkiye'yi aile şirketi gibi yönetmesinden kaynaklandığını ileri süren Öztrak, "Ekonominin durgunluğa girdiğini bizler ve milletimiz zaten biliyorduk, görüyorduk. Bunu bilmeyen, görmeyen bir tek sarayın damadı vardı. İnşallah sarayın sosyete damadı da bu rakamları gördükten sonra ekonomideki krizin artık farkına varır ama yine bugün açıklama yapmış 'en kötüsü geride kaldı' diye." şeklinde konuştu.

Öztrak, bu rakamlara bakıldığında, ekonomideki durgunluğun süreceğinin görüldüğünü savunarak, 2018'in son çeyreğinde daralmayan, küçülmeyen hiçbir sektörün kalmadığını, sanayideki kaybın olağanüstü büyüklükte olduğunu söyledi.

Kan kaybının yoğun olduğu bir başka sektörün ise inşaat olduğunu belirten Öztrak, bu sektördeki daralmanın 15 aydır devam ettiğini kaydetti.

Ekonomiyi bu hale getirenlerin ağızlarından bir şey çıkmadığına değinen Öztrak, "Saray sosyetesinin vurdumduymazlığı milleti tamamen açlığa mahkum ediyor. Ailelerin tüketim harcaması 2018'in son 3 ayında yüzde 8,9 daralmış. Bu kadar yüksek bir daralmayı 2009 krizinin başından beri ilk defa görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Milletin geliri 166 milyar dolar düştü"

Ekonominin canını yakan bir diğer önemli gelişmenin ise yatırımlardaki kan kaybının sürmesi olduğuna işaret eden Öztrak, Türkiye ekonomisinin yatırım ufkunu giderek kaybettiğini, 2018'in son 3 ayında yatırımların bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 daraldığını dile getirdi.

Türkiye'nin üyesi olduğu ekonomik kuruluşların, Türk ekonomisine dönük tahminlerini sürekli aşağı çektiğini bildiren Öztrak, şöyle devam etti:

"Sanayi yerine betona, ihracat yerine ithalata, üretim yerine tüketime, gelir artışı yerine borçlanmaya öncelik verilen politikalarla gidilecek bir yerin kalmadığı artık açık seçik görülüyor. Sıcak parayla ekonomiyi daha fazla şişirmek mümkün değil. Tulumbada su bitmiş vaziyette. Artık Türk ekonomisi saray iktidarının yönetiminde patinaj yapmıyor, araba artık geri geri kaymaya başlıyor, daralıyoruz. Milli gelir 2018'de dolar cinsinden bir önceki yıla göre 67 milyar dolar düşmüş. Kişi başına düşen gelir de 2007 seviyelerinin bile altına inmiş."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2014'te "Ben, alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağım." dediğini aktaran Öztrak, "İşte bu sözün ve alışılmış bir cumhurbaşkanı olmama gayretlerinin Türkiye'deki hukuk devletinde yarattığı yıpranma sonunda milletin cebini yaktı ve bunun maliyeti 166 milyar dolar oldu. 2014'ten bugüne kadar milletin geliri 166 milyar dolar düştü." dedi.

"Niyetleri, gerçek gündemi gizlemek"

Eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel'in, "Tencerenin düşürmeyeceği hükümet yoktur." sözlerini hatırlatan Öztrak, "Şimdi saray sosyetesini ve bekçilerini mutfaktaki boş tencerenin korkusu sarmış, belediyeleri ellerinde tutabilmek için milleti ortadan bölüp parçalamaya uğraşıyorlarlar." diye konuştu.

İktidarın, milletin kutsallarını kullandığını, partilere ve parti liderlerine açıktan baskı ve tehdit uygulamaya başladığını ileri süren Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dünya tarihi bu seviyesizlikte bir seçimi ve seçim kampanyasını herhalde en son 1932'de Almanya'da nazilere yol veren seçimlerde görmüştür. Kendinden başka herkesi düşman etme, diğer partilere oy verenlere hakaret etme, rakiplerini hapisle tehdit etme, milyonlarca liralık tazminat davalarıyla baskı altına çalışma... Bunların hepsi Goebbels ve Hitler taktikleridir ama bu taktiklerin sonunda neler olduğunu tüm dünya biliyor. Niyet bellidir, 31 Mart'a kadar milletin gerçek gündemi olan milletin mutfağındaki yangını konuşturmamak, artan işsizliği ve ekonomideki daralmayı gizlemek. Sarayın ve saray sosyetesinin nezdinde milletin dertlerinin hiçbir önemi yoktur. Millet, sadece onların saltanatlarını sürdürmek için bir araç haline gelmiştir."

"Mansur Yavaş yarın toplantı yapacak"

Konuşmasının ardından Faiz Öztrak, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş'la ilgili sözleri hatırlatılarak, Yavaş hakkındaki iddiaların sorulduğu Öztrak, "Sayın Yavaş, bu konuda yarın bir basın toplantısı yapacak ve bu iddialara cevap verecektir ama Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü'nün bu iddiaları dile getirmesi, korkunun dağları beklediğini, sıkıntıların nerelere kadar çıktığını gösteriyor." yanıtını verdi.

Yavaş'ın açıklamasının ardından bu iddialarda bulunanların ne halde olduğunun görüleceğini kaydeden Öztrak, "Kaç zamandır bunu yapıyorlar. Yandaş medya eliyle önce çamur atıyorlar, sonra da suç isnat etmeye çalışıyorlar. Bu, FETÖ taktikleridir bize sökmez." dedi.

Ömer Çelik'in "Siyasi partiler şaibesiz aday çıkarma konusunda sorumludur." dediğini aktaran Öztrak, "Doğru ama bunu aynaya bakıp kendisine söylemesi lazım. Bizde Kayserili iş adamlarını uçaklara doldurup da Pensilvanya'ya götüren aday yok. Bizde teröriste 'gerilla' diyen aday hiç yok. Bizde, 'mazimiz hizmet' diyerek bir yerlere mesaj göndermeye çalışan aday hiç yok." şeklinde konuştu.

"Geçmişte Kabataş olayı yaşandı"

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim'de bir araya gelenlerin ezanı ıslıkladığı iddiası var. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Ezan milletimizin kutsalıdır. 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli' dizelerini biz İstiklal Marşı yapmışız. Dünya üzerinde ezansız bir vakit yoktur, bir yerde ezan susarken, başka bir yerde ezan okunmaya başlar. Dolayısıyla ezan, milletimizin kutsalıdır. Milletimizin hiçbir ferdinin ne Ezan-ı Muhammedi ne de diğer kutsallarla ilgili herhangi bir sorunu yoktur." cevabını verdi.

Yürüyüşü düzenleyen kadın örgütlerinin, ezan okunurken gerçekleşen gürültünün "kendilerinin meydana girmesini engelleyen polise karşı yapıldığını" açıkladığını aktaran Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye geçmişte bir Kabataş olayını yaşamıştır ama milletimizin sağduyusu nedeniyle Kabataş gibi ağır bir provokasyon dahi milletimizi birbirine düşürememiştir. 3-5 belediye kaybetmeyeceğim diye milleti bu şekilde provoke ederek birbirine düşürmeye çalışmak, nefret tohumları ekmek hiçbir işe yaramaz. Hele hele bunu yapan üstüne Cumhurbaşkanı gömleğini giymiş Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı'ysa bu hiç olmaz. Çünkü Cumhurbaşkanı gömleği varsa üstünde, milletin birliğini ve beraberliğini sağlamakla yükümlüdür. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisinin yandaş basınında çalışan köşe yazarları dahi bu işin doğru olmadığını söylerken, Cumhurbaşkanı'nın bunların gerisine düşmesi aslında seçim kaybetme korkusunun nerelere kadar ulaştığını açık seçik göstermektedir."

"Selman Hasan Arslan'ın ilgisi yok"

"Balıkesir Edremit'te CHP'li belediye başkan adayının katıldığı bir etkinlikte basına yansıyan görüntüler var. Burada manevi değerlere yönelik ifadeler söz konusu. Buna yönelik değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Edremit'te sela konusunda yakışıksız ve kabul edilemez sözleri nedeniyle eski Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu kesin ihraç talebiyle disipline verilmiştir." dedi.

Öztrak, Edremit Belediye Başkan adayları Selman Hasan Arslan'ın bu süreçle ilgisinin bulunmadığını sözlerine ekledi.