Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26. AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılarak, bin 244 gün sonra ilk kez “Cumhurbaşkanı ve Parti Genel Başkanı” sıfatıyla partililere hitap etti.

Toplantıya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu ile Kurucular Kurulu, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ile Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri ve genel merkez yöneticileri katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hep Birlikte, Büyük Hedeflere" temalı 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı.

“NE İŞİ VAR BARZANİ'NİN SAĞINDA VE SOLUNDA BU ADAMLARIN?”

Konuşmasında, bölge ve Türkiye üzerinde operasyon yapanların AK Parti'yi kendi başına bırakmayacaklarının çok açık olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi: "İşte görüyoruz, Kuzey Irak'ta, Barzani'nin sağında Fransa'nın eski dışişleri bakanı, sol tarafında Bernard Henry-Levy bir Yahudi... Bunlar bir Siyonizmin planlamasını masa üstünde yapıyorlar. Bu planların içerisinde nelerin olduğunu gayet iyi biliyoruz ama uyanık olacağız. Biz, Irak'ın toprak bütünlüğünden bahsederken orada, o masanın üzerinde yapılan nedir? Birileri geliyor gaz veriyor. Enteresan... Şimdi şu dillendirilmeye başlandı, 'küçük İsrail.' Bütün bu oyunları görerek, kararlı bir şekilde adımlarımızı atacağız ve bunlara da fırsat vermeyeceğiz. Ne işi var orada Barzani'nin sağında ve solunda bu adamların? 350 kilometre sınırı olan Türkiye, senin dostun, kardeşin olarak buradayken, en zor zamanında senin yanındayken, sana kardeşim derken, sen Türkiye'yi bırakıp bunlarla beraber neyin planlamasını yapıyorsun? Buna müsaade edilir mi? İsrail'den başka destek görmeyen, destek alamayan Kuzey Irak yerel yönetiminin akıbetini göreceğiz. Ben bunu zaten bir sebep-neden ilişkisi olarak görüyorum."

“ELİNDEKİ TÜM İMKÂNLARI DA KAYBEDECEKSİN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Açık ve net söylüyorum. Buradan, bu anlayışla gidersen hiçbir netice çıkartamazsın. Yapacağın tek iş var. Başladığın noktaya geri dönmektir. Eğer başladığın noktaya geri dönmüyorsan orada yalnızlığa mahkûm olacaksın ve elindeki tüm imkânları da kaybedeceksin. Biz ülkemiz üzerinde operasyona izin vermediğimiz gibi komşularımızda da bu ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik adımlara müsaade edemeyiz. Çünkü buralarda bizim kardeşlerimiz, soydaşlarımız var" dedi

Suriye'den üç milyonu aşkın insanın bugün Türkiye'de ağırlanmasının bir kardeşlik hukukundan geldiğini, mağdur, mazlum insanlara sahip çıkma anlayışından dolayı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 200 bin Iraklıya Türkiye'de sahip çıkılması ve onlara her türlü hizmetin verilmesinin de yine kardeşlik hukuku gereği olduğunu söyledi.

“NE KADAR GÜÇLÜYSEN O KADAR ÖZGÜRSÜN”

Davalarının "kutlu bir dava" olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir davaya kendi kişisel veya zümre çıkarları için zarar vermek isteyenlerin karşına başta kendileri olmak üzere, AK Partililerin ve tüm milletin çıkacağını söyledi. Bu süreçte AK Parti'nin duruşu ne kadar güçlendirilirse Türkiye'nin geleceğinin de o kadar güvence altında olacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu gerçeği bilhassa son 4 yılda yaşadığımız hadiselerin ışığında hep birlikte gördüğümüze inanıyorum. Ne kadar güçlüysen o kadar özgürsün. Gücünü yitiren milletler sadece özgürlüklerinden olmakla kalmıyor. Onunla birlikte haysiyetlerini ve geleceklerini de kaybediyor" diye konuştu.

“SANDIKLA GELEN ELBETTE SANDIKLA GİDER AMA O SANDIĞA KADAR OLAN SÜRECİ DE KİMSE GÖZ ARDI EDEMEZ”

AK Parti'nin, demokrasinin sağladığı imkânlar yanında, bir dava sahibi olmanın getirdiği sorumlulukların da bilincinde olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim siyasi terbiyemizde 'görev istenmez, verilir' anlayışı vardır. Sandıkla gelen elbette sandıkla gider ama o sandığa kadar olan süreci de kimse göz ardı edemez, kusura bakmasınlar. Yine bizim siyasi geleneğimizde ihanet etmediği sürece görevden çekilmiş olanı yeniden değerlendirme yolu da daima açıktır" dedi.

AK Parti'de her gelişmenin aynı zamanda Türkiye'nin geleceğini ilgilendirdiğine inandıkları için her şeyi milletin gözü önünde tartışıp değerlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette kapalı kapılar ardında yapmamız gereken istişarelerimiz, müzakerelerimiz, değerlendirmelerimiz vardır. Ama bu demek değil ki AK Parti kimi partiler gibi sadece kulislerin, kumpasların, hiziplerin partisidir. AK Parti, her şeyden ve hepimizden önce milletimizin partisidir. Bunun için de mahremiyet çizgimizin sınırlarını doğru tespit ederek sonuna kadar açık yürekli ve açık sözlü olmanın gayreti içindeyiz" ifadesini kullandı.

“DAHA BÜYÜK BAŞARILAR İÇİN KENDİMİZİ HAZIRLAMAMIZ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin istişare ve değerlendirme toplantılarının siyasette şeffaflık, katılımcılık ve çoğulculuk sembolü olduğunu vurgulayarak, toplantıdan çıkan sonucun bağlayıcı ve uyulması gereken bir karar olduğunu bildirdi. Önümüzdeki dönemde de bu istişare yönteminden taviz vermeden hem kendi içlerindeki birlik ve beraberliği güçlendirecek hem de milletle olan bağlarını tahkim edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Yalan yanlış haberlerle AK Parti kalesinden taş düşürdüklerini sananların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. Kurulduğumuz günden beri her seçim öncesi AK Parti'ye yönelik bu tarz kampanyalar yapılır. Bu defa biraz erken başladılar. İnşallah netice daha öncekilerden farklı olmayacak. Ancak bizim başarı çıtamızın her zamankinden daha yükseğe çıktığını da unutmamalıyız. Dolayısıyla AK Parti düşmanları, her zamankinden daha erken harekete geçip daha büyük saldırıların hesabı içindeyken bizim de daha büyük başarılar için kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Ben şunu her zaman söylüyorum. Hesabi değil hasbi hareket ettiğini bildiğimiz bu kadroya güveniyorum."

“SURİYE SINIRLARIMIZ BOYUNCA TERÖR KORİDORU OLUŞTURULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

"Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu büyük küresel ve bölgesel meselelerinin sayısı, çetrefilliği arttıkça bizim yükümüz de ağırlaşıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunun için de şunu bir defa görmemiz şart; çok daha fazla çalışmamız lazım. Bizim için 24 saat yeterli değil, yoğun bir çalışma. Bu anlayışla Suriye'deki güvenlik krizinin geldiği nokta ortada. İnsani dramların çözümü konusundaki görüşlerimi, girişimlerimizi, operasyon noktasında attığımız adımları biliyorsunuz. Ülkemizi dışlamaya yönelik tüm çabalara rağmen, bu meselenin bizim milli güvenliğimizle yakından ilgili olduğunu defaatle gerek şahsım, başbakanımız, ilgili bakanlarımız zaten açıklıyorlar. Fırat Kalkanı Harekâtı ile kendimize bölgemizde açtığımız alanı, şimdi İdlib'in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileriye taşımanın gayreti içindeyiz. İşte bugün örneğin İdlib'de ciddi bir harekât var ve bu devam edecek. Halep'teki zulümden kaçarak İdlib'e gelen kardeşlerimize, 'ister ölün, ister kalın' diyemeyiz. Onlara biz elimizi uzatmak durumundayız ve şu anda da bu adım atıldı, devam ediyor. Suriye sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturulmasına da asla izin vermeyeceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları her fırsatta herkese anlattıklarını belirterek, İdlib operasyonunun ardından bu konuda yeni inisiyatifler alma imkânını elde edeceklerini vurguladı.

“SURİYE'DE; RUSYA, İRAN VE TÜRKİYE OLARAK ÜÇLÜ BİR MEKANİZMAYI ÇALIŞTIRDIK”

Tüm provokasyonlara, engellemelere ve engelleme girişimlerine rağmen Suriye'de katedilen mesafeyi önemli gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "En doğudan en batıya, terör koridoru olarak nitelendirdiğim bu koridorda eğer biz, bu terör örgütlerine hayat hakkı verecek olursak her an bu sınırlardaki 911 kilometrelik bu sınırlarda bizim kardeşlerimiz, vatandaşlarımız tehdit altında kalacaktır. Bu Hatay için de Şanlıurfa için de Kilis için de Gaziantep için de böyledir. Bunlara fırsat vermeyeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer yandan DEAŞ terör örgütünün ve mezhepçi yapıların pençesinde adeta inim inim inleyen Irak'ın şimdi de kuzeydeki yönetimin referandum hamlesiyle yeni bir krizin eşiğine geldiğini hatırlattı.

Şu anda İran ve Irak merkezi yönetimiyle Kuzey Irak'la ilgili bir üçlü mekanizmaları olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Suriye'de de Rusya, İran ve Türkiye olarak yine üçlü bir mekanizmayı çalıştırdıklarını söyledi. Bu üçlü mekanizmalarla beraber şu anda güneydeki bu gelişmeleri kontrol altında tutmanın gayreti içerisinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunu kontrol altında tutmak suretiyle istiyoruz ki buradan en az zayiatla daha büyük bir neticeyi alalım. Şu anda 911 kilometre Suriye, 350 kilometre Irak sınırı dediğimiz zaman işte buralardaki çalışmalarımızı tüm birimlerimizle ama kararlılıkla devam ettiriyoruz, bunu da devam ettireceğiz" diye konuştu.

“IKBY'NİN REFERANDUMU GAYRİMEŞRU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin (IKBY) gayrimeşru referandumuna da değindi. Bu sürecin Irak'taki Kürtlerin haklarıyla alakalı olmadığını tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar oradaki Kürt kardeşlerimizin başlı başına tek müdafi aslında Türkiye olmuştur. Biz hiçbir zaman oradaki Kürt kardeşlerimizi yalnız bırakmadık. Memurlarının maaşını ödeyemediğinde dahi biz yanlarında olduk. Biz kendilerine kredi açtık. Şu anda sağına soluna aldıkları veya talimat aldıkları yerler, onlara kalkıp da bu konularda böyle bir kredi musluğu açmadılar" ifadesini kullandı.

Gelinen noktanın düşündürücü olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi: "Onun için bu bizim de canımızı yakmaktadır. Bazı haberler gönderip duruyorlar, hayır. Başladığınız yere döneceksiniz. Aksi takdirde bu olmaz. 1960'ların başında nüfusunun yüzde 80'i Türkmenlerden oluşan Kerkük'ü ve çevresindeki diğer yerleşim birimlerini böyle bir girişimin içine sokmak zaten niyetin başka olduğunu göstermeye yetiyor. Arap nüfusun çoğunlukta olduğu yerleri, başta Musul olmak üzere ele geçirmeye kalkmak yine niyetin ne denli art niyet olduğunu göstermeye yeter. Şimdi şöyle bir arkamıza yaslanalım salim kafayla bir düşünelim; Kuzey Irak'ta ortaya çıkan ve tüm bölgeye sirayet edeceği kesin olan böyle bir fitne ateşini kim yakmak ister ve bundan kim fayda sağlar? Bunu neye dayanarak böyle bir şeyi yapabiliyorsunuz? Cevabı görmek için referandum sürecinde ve gecesinde Kuzey Irak'ta hangi ülkenin bayraklarının sallandırıldığını görmek herhalde yeterlidir."

“EL ATINA BİNEN, TEZ İNER”

Türkiye'nin bu konudaki tavrını açıkça ortaya koyduğunu, netice alana kadar da bu şekilde devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Atalarımız, 'El atına binen, tez iner' demişler. Bugün başkalarının atlarıyla gençlik hayallerine doğru dörtnala koşturanlar, çok yakında hakikatlerin acı yüzüyle karşılaşacaklardır. Unutmayalım ki hiçbir zaman 16 yaşında kalmayacaksın. Dolayısıyla da bu öyle '16 yaşımdaki hayalimdi' demekle o hayale ulaşmaya yetmez. Umarız çok geç olmadan ve çok bedeller ödenmeden o güne ulaşırız" ifadesini kullandı.

Dün Doğu ve Güneydoğu'dan gelen kanaat önderleriyle görüştüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, onlarla geniş bir değerlendirme toplantısı yaptıklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm kanaat önderlerinin bu işten ne kadar rahatsız olduklarını bizzat dile getirdiklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Altmışı aşkın kanaat önderinin düşünceleri hep bu istikamette ama hepsi de tabii farklı endişeleri de taşıyorlar" dedi.

Bugünkü toplantılarında, enerji, ulaştırma, ekonomi, güvenlik ve dış politika alanlarında ilgili banların sunumları olacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın da Başbakan Binali Yıldırım'ın değerlendirmelerini paylaşacağını ifade etti. Kendisinin yapacağı kapanış konuşmasıyla da bu dönemki istişare kampını tamamlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüş alış verişlerinin ve tüm faaliyetlerin hayırlara vesile olmasını diledi.

“HENÜZ ASKERİMİZ İDLİB’DE DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış konuşması sonrasında salondan çıkarken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin "İdlib'de ciddi bir harekât var, dediniz, Fırat Kalkanı Harekâtı gibi operasyonel olarak mı biz burada yer alacağız?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fırat Kalkanı bitti. Bunun adı da açıklanır" cevabını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Askerler orada mı şu anda?" sorusuna ise "Şu anda Özgür Suriye Ordusu yürütüyor, henüz askerimiz orada değil" ifadesini kullandı.

İdlib'deki insanların güvenliği noktasında Türkiye ve Rusya'nın beraber hareket ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'in içinin Türkiye tarafından korunacağını, dış tarafı ve sınırının korunmasının ise Rusya tarafından sağlanacağını söyledi.

“TÜRKİYE OLARAK TEDBİRİMİZİ ALIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Orada yaşayan insanların güvenliği noktasında böyle bir adımı attık. Rejimle münasebetler, Rusya'nın yürüttüğü bir süreç, diğer noktada da Türkiye olarak biz tedbirimizi aldık, alıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'den Türkiye'ye yaşanması muhtemel göç hareketine ilişkin ise her türlü tedbirin alındığını ve hazırlıkların yapıldığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi bir yöntem mi kullanılacak?" sorusuna, "Boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz" cevabını verdi.