Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlere ilişkin 244 kişinin yargılandığı dosyaya, Başbakanlık adına katılan avukat Hayrettin Bıyıklıoğlu, davalar ilerledikçe örgütün kirli yüzünün ortaya çıktığını vurguladı.

AA muhabirine darbe girişimi davalarına ilişkin açıklamada bulunan Bıyıklıoğlu, örgütün öncelikli amacının kamu kurumlarına sızmak olduğunu, bunun için her yolu mübah kabul ettiğini belirtti.

FETÖ'nün aynı zamanda kendisinden olmayana yaşam hakkı tanımayan bir politika izlediğini ifade eden Bıyıklıoğlu, bu kapsamda örgütün hedef seçtiği kişinin zaaflarını tespit ederek, ona karşı yıldırma ve baskı stratejisi uyguladığını söyledi.

Bu amaç doğrultusunda FETÖ'nün kamu kurumlarına sızdırdığı militanlarını harekete geçirdiğini anlatan Bıyıklıoğlu, Sincan'da görülmeye devam edilen darbe davalarının, bu gerçeği her geçen gün biraz daha ortaya çıkardığını belirtti.

"15 Temmuz'dan önce örgüt militanlarının, özellikle güvenlik bürokrasisini örümcek ağı gibi sararak, olası bir darbe girişiminde, kendilerine karşı çıkacak vatanseverleri saf dışı bırakmak için sinsi planlar yaptıklarını görüyoruz." tespitini yapan Bıyıklıoğlu, silahlı kuvvetlerin kritik birimlerindeki isimlerin, darbe davası sanığı olmalarının bunu kanıtladığına dikkati çekti.

Hain örgütün yıllardan beri ordu içinde oluşturduğu hücre yapılanmasının darbe girişiminin püskürtülmesiyle deşifre edildiğini anımsatan Bıyıklıoğlu, şöyle devam etti:

"FETÖ'ye dair ortaya dökülen bilgilere bir bütün baktığınızda, 'Acaba dünyada bu kadar sinsi ve alçak bir yapılanma daha var mıdır?' diye sormadan edemiyorsunuz. Kendisinden olmayanın hayatını karartmak için her yolu meşru gören bu güruhu, mahkeme huzurundaki yalanları kurtaramayacaktır. Çünkü bunlar suçüstü yakalandı ve yarım asır ördükleri hücre ağı bir bir çözüldü. Zaten darbe davaları ilerledikçe FETÖ'nün bu kirli yüzü de bir bir ortaya çıkıyor." 

Yargılaması devam eden Jandarma Genel Komutanlığı davasında gelinen noktanın bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Bıyıklıoğlu, "FETÖ, hain emellerine ulaşmak için özellikle Türkiye'nin en ücra köşesinde bile teşkilatı olan jandarmayı da ele geçirmeye çalıştığını dava aşamalarında görüyoruz. Ayrıca sanıkların jandarmadaki konumları da bunu açıkça gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.  

 - "Jandarmadaki sızma gün yüzüne çıkıyor"

Sanıklardan birçoğunun örgüt üyeliği için belirlenen kriterleri taşıdığını belirten Bıyıklıoğlu, "Örgütün kriptolu haberleşme programlarının yanı sıra sanıkların, Bank Asya hesapları, sivil hayatta kurumlarda görev alma, öğrencilik hayatında örgüt evlerinde kalma, yönlendirme ile subaylığa başvurma, mahrem abinin direktifiyle hareket etme ve himmet verme gibi birçok FETÖ üyesi özelliğini taşıdıkları iddianamede detaylı bir şekilde yer alıyor. Bir başka ifadeyle örgütün jandarmadaki sızmasına mercek tutuluyor." diye konuştu.

Jandarma Genel Komutanlığı darbe girişimi davasının 6 Kasım'da başladığını, ilk ara kararın 2 Şubat'ta açıklanacağını aktaran Bıyıklıoğlu, ilk kez bir darbe girişimi davasının bu kadar uzun süreceğini belirtti.

Bıyıklıoğlu, iddianamenin kabulünden sonra kimlerin hangi tarihte savunma yapacağını gösteren zaptın açıklanmasına rağmen sanıkların, "Avukatımla görüşemedim", "Dosyanın tamamını alamadım", "Kendimi hazır hissetmiyorum" gibi gerekçelerle hakim karşısına çıkmayarak, davayı uzatmaya yönelik girişimde bulunduklarına dikkati çekti. 

Bu duruma prim verilmemesi gerektiğini dile getiren Bıyıklıoğlu, "Mahkemenin kararını geciktirince bir elin kendilerini kurtaracaklarına inanıyorlar. Malum rüya ile yatıp kalkıyorlar ama hukuk maddi gerçeğe bakar ve hak edene gereken cezayı verir." dedi.

Bıyıklıoğlu, soruşturma aşamasında darbe girişimi ve FETÖ'ye dair önemli bilgiler içeren itiraflarda bulunan sanıkların, kolektif bir şekilde mahkemede söz konusu beyanlarını inkar ettiklerini sözlerine ekledi.