Yaklaşık 3 yıl önce terör örgütleri DEAŞ ve PYD arasındaki çatışmalardan kaçan 29 yaşındaki Şahin, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde oluşturulan çadır kentte yaşamını sürdürüyor. Esir düşen eşinden haber alamamanın yanı sıra PYD'nin tutumu nedeniyle evine dönememenin sıkıntısını yaşayan genç anne, çadır kentte öğretmenlik yaparak hem acılarını dindirmeye hem de 2 çocuğuna bakmaya çalışıyor.

 Terör örgütü DEAŞ'ın Halep'e bağlı Ayn el Arap bölgesine düzenlediği saldırıda eşi esir düşen, bunun üzerine 2 çocuğuyla Türkiye'ye sığınan resim öğretmeni, PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD'li teröristlerin bölgedeki baskıları nedeniyle evine dönemiyor
- Zozan Şahin:
"Eşimden haber alamamak beni kahrediyor, kızım sürekli babasının fotoğrafına bakıp ağlıyor. Nasıl dayanacağız bilmiyorum"

Terör örgütü DEAŞ'ın Halep'e bağlı Ayn el Arap (Kobani) bölgesine saldırısı sırasında eşi esir düşen ve 2 çocuğuyla Türkiye'ye sığınan resim öğretmeni Zozan Şahin, PYD'li teröristlerin kontrolündeki evine dönememenin üzüntüsünü yaşıyor. 

Yaklaşık 3 yıl önce terör örgütleri DEAŞ ve PYD arasındaki çatışmalardan kaçan 29 yaşındaki Şahin, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca (AFAD) Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde oluşturulan çadır kentte yaşamını sürdürüyor. 

Esir düşen eşinden haber alamamanın yanı sıra PYD'nin tutumu nedeniyle evine dönememenin sıkıntısını yaşayan genç anne, çadır kentte öğretmenlik yaparak hem acılarını dindirmeye hem de 2 çocuğuna bakmaya çalışıyor. 

- Mutlulukları kabusa dönüştü 

Genç yaşında büyük acılara tanıklık etmek durumunda kalan Zozan Şahin, savaştan önce mutlu bir hayatları olduğunu ifade etti. 

Eşinin esir düşmesinin ardından zor günler geçirdiği ve ondan haber alamamanın dayanılmaz bir şey olduğunu anlatan Şahin, terör örgütü PYD'nin insanlara yaptığı kötü muamele nedeniyle de evine dönemediğini söyledi. 

Terör örgütü DEAŞ'ın saldırısında oğlu Mahmut'un henüz 4 aylık olduğunu ve hiçbir şeyi hatırlamadığını ancak 5 yaşındaki kızı Evlin'in sürekli babasını sayıkladığını anlatan Zozan Şahin, şunları kaydetti: 

"Önceden Kobani'de resim öğretmeni olarak çalışıyordum, eşim sondaj işiyle uğraşıyordu. Gayet mutlu bir hayatımız vardı. DEAŞ bölgeye saldırdığında eşim tarladan dönüyordu, yolda onu esir almışlar. Ne yapacağımı bilemedim, gidip bırakmaları için konuştum, sorgusunun ardından bırakacaklarını söylediler. O günden beri haber alamıyoruz. Bir sürü Arap ve Kürt insanı o şekilde aldılar, sadece kendilerini tatmin etmek için. Çatışmalar uzayınca evlatlarım için oradan ayrılmak zorunda kaldım. Oğlum Mahmut o dönem 4 aylıktı şimdi babasını hatırlamıyor, 5 yaşındaki kızım Evlin ise babasını unutamıyor. Oğlum dedesine 'baba' diyor. Kızım ise sürekli babasının fotoğrafına bakıp ağlıyor. Ona ne oldu bilmiyoruz, öldüğünü bilseydik belki daha iyiydi, bu şekilde belirsizlik mahvediyor insanı." 

- Çocukları için hayata tutunuyor 

Yaşadıklarını anlatırken zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Suriyeli kadın, çocukları için hayata tutunmaya çalıştığını dile getirdi.

Şahin, çadır kentte sığınmacı çocuklara ders anlatarak bir nebze olsun rahatladığına işaret ederek, buradaki tüm güzel olanaklara rağmen evine dönmeyi çok istediğini belirtti. 

Suriye'ye barış hakim olmadan evine dönmeyi düşünmediğini aktaran Zozan Şahin, "Babam ve annem de burada, onlar ayrı çadırda kalıyor, ben ise çocuklarımla kalıyorum. Çadır kentte tüm olanaklar var, mesleğimi yapabiliyorum, bu şekilde acılarımı bir nebze olsun hafifletiyorum. Çocuklarımı düşünmek zorundayım, yoksa benim hayattan pek bir beklentim kalmadı. Kobani'de herhangi bir güvenlik yok, oradaki yetkililerin ne yapacağını bilmiyoruz, o yüzden dönmüyorum. Çocuklarımın orada ne olacağını bilemem, onların silah ve savaştan uzak büyümesini istiyorum. Eşimden haber alamamak beni kahrediyor, kızım sürekli babasının fotoğrafına bakıp ağlıyor. Nasıl dayanacağız bilmiyorum." şeklinde konuştu. 

Genelde çadır kentteki arkadaşlarıyla oynayarak vakit geçiren Evlin ise babasından bahsedilince cep telefonundaki fotoğraflarına bakarak ağlıyor.