Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Hotel'de düzenlenen AK Parti 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.

Katılımcıları selamlayan Erdoğan, istişare ve değerlendirme toplantılarının 28'incisinde bir değişiklik olduğunu belirterek, bugün yerel seçimlerden sonra sadece yerel yöneticiler ve teşkilatın üst yönetimleriyle bir araya geldiklerini söyledi.

Burada bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, toplantının ülke, millet ve AK Parti için hayırlara vesile olmasını diledi.

Toplantıyı bu kez farklı şekilde gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, "Belediye başkanlarımız ve diğer teşkilat mensuplarımızla yapacağımız bu toplantıda değerlendirmelerimizin hassasiyetle olması ve 31 Mart seçimlerinde yaşananlar, yaşadıklarımız, bundan sonra önümüzdeki süreç malum, bu süreci en güzel şekilde değerlendirmek için hazırlıklarımız ve tabii ardından 2024 yerel seçimleri, buna yönelik de yapılacak hazırlıklar, gerek teşkilat yönetimlerinde atacağımız adımlar gerekse yerel yönetimlerde takınacağımız tavırlar çok büyük önem arz ediyor." diye konuştu.

31 Mart seçimlerinde yeniden veya ilk defa seçilen belediye başkanlarını kutlayan ve kendilerine başarılar dileyen Erdoğan, "Arkadaşlar, her seçim bir imtihandır her seçim bir mücadeledir, her seçim bir muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı hamdolsun, bakın bütünüyle demiyorum, büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden bir kez daha alnımızın akıyla çıktık. Milletimizden ibranamemizi bir kez daha almayı başardık." değerlendirmesinde bulundu.

"AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın tartışılmaz bir başarısı vardır"

Aday adaylığından seçim kampanyasına kadar bu süreçte emeği geçen, katkısı olan, alın teri bulunan herkese şükranlarını sunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye genelinde AK Parti olarak yüzde 44,4'lük bir oy oranına ulaştık. Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir oranı daha önce yakalamamıştık. Bu sonuç, AK Parti olarak girdiğimiz mahalli idareler seçimlerinde elde ettiğimiz en yüksek ikinci oy oranıdır. Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51,7 gibi hem 16 Nisan Halk Oylaması hem de 24 Nisan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle uyumlu bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki dörtlü ittifakın toplamı ise yüzde 44,5'da kaldı. Oy oranları üzerinden baktığımızda AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın tartışılmaz bir başarısı vardır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı içinde birlikte mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye, ekibini ve tüm MHP'li kardeşlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum."

Aynı şekilde belediye başkanlıklarının dağılımında da önemli bir başarıya imza attıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milletimiz AK Parti olarak bize 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediyesini yönetme sorumluluğunu vermiştir. Bir başka ifadeyle milletimiz ülkemizdeki toplam bin 389 belediyenin 758'ini AK Parti'li kadrolara emanet etmiştir. Oranlamayı belediye sayısına göre yaptığımızda başarı çıtamızın yüzde 54,2 gibi çok daha yüksek bir noktaya çıktığını görüyoruz. Elbette her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kaybettiğimiz ve kazandığımız yerler olmuştur. Mesela 2014 seçimleriyle kıyaslandığında 3 büyükşehir, 12 il, 161 ilçe, 89 belde belediyesini maalesef kaybetmiş bulunuyoruz. Buna karşılık 6 il, 125 ilçe, 89 belde belediyesini de kazandık. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da pek çok il ve ilçe belediyesinin yönetimini devraldık."

"3 ilçe bu tablonun dışında"

İtirazlar sebebiyle seçimin yenilenmesi kararı verilen 3 ilçenin bu tablonun dışında olduğunu belirten Erdoğan, "Ayrıca yaptığımız itirazlar YSK tarafından değerlendirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili süreci de sonuna kadar takip ediyoruz, takip edeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu fotoğraf içinde İstanbul ve Ankara'nın önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Biz, İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik, İstanbul ve Ankara'da tam tersine seçimi kazandık. 'Sayın Genel Başkan ne diyor' diyenleriniz çıkabilir. Çünkü bu süreç içinde bunları yaşadım. Arkadaşlar her şeyden önce kazanmak nedir, kaybetmek nedir bunun üzerinde ayrıca bir durmak gerekir. İstanbul'da 39 ilçenin 24'ünde AK Parti, birinde ittifak ortağımız MHP, 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir, 25'e 14. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki toplam 312 üyeden 176'sı AK Parti'ye, 4'ü MHP'ye, 132'si ise diğer partilere mensuptur. Ankara'da da durum farklı değildir. Başkentimizdeki 25 ilçe belediyesinden 19'unu AK Parti, 3'ünü MHP aldı, 22. Ne kaldı onlara? 3 tane. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki 147 üyeden 88'i AK Parti'ye, 19'u MHP'ye, 40'ı diğer partilere mensuptur. İlçelerinde ve belediye meclislerinde ezici çoğunluk elde ettiğimiz her iki yerde büyükşehir belediye başkanlıklarını nasıl kaybettiğimizi elbette sorguluyoruz. Bu hususu enine boyuna araştıracak, tartışacak ve önümüzdeki seçimlere kadar gereken tedbirleri inşallah alacağız."

"Ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seçim Kanunu'ndan doğan itiraz ve düzeltme hakların, bundan önceki seçimlerde de tüm partiler tarafından sonuna kadar kullanıldığını hatırlatarak, "CHP diğer birçok konuda olduğu gibi demokratik hakların kullanılmasında da daima sınıfta kalmıştır. CHP'liler itiraz sürecini hukuki bir mesele olmaktan çıkartarak, seçimlere gölge düşürmeye, milletin kafasında istifham oluşturmaya çalışıyor. Oysa 16 Nisan halk oylamasının ardından CHP Genel Başkanı ve CHP yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar arşivlerimizde duruyor. Neler konuştuklarını gayet iyi biliyoruz." diye konuştu.

AK Parti'nin sergilediği olgunluk ve milli iradeye saygının CHP tarafından gösterilmediğine işaret eden Erdoğan, "Öyle ki CHP Genel Başkanı, halk oylamasının sonuçlarını tanımadığını ve hiçbir zaman da tanımayacağını söyleyecek kadar ileri gidebilmiştir." dedi.

Hiçbir hukuki dayanağı olamadığı halde halk oylamasını iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesine başvurulduğunu anımsatan Erdoğan şunları kaydetti:

"Her konuda Anayasa Mahkemesi onlar için en önemli müracaat kapısıdır. Hızlarını alamayıp milli iradenin şekillendiği zemin olan seçim sonuçlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) kadar götürmüşlerdir. Tabii CHP'nin bu hukuk tanımazlığı hem Anayasa Mahkememizde hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde karşılık bulamamıştır. Aynı CHP'nin, bugün Seçim Kanunu'muzda yeri olan itiraz yollarını kullandığımız için bizi hedef alması, pervasızca bize saldırması tam anlamıyla trajikomik bir durumdur. İstanbul'da verdiğimiz mücadele sayesinde 15 bine yakın oyu gasbedilmekten kurtarmamız dahi itirazlarımızın ne kadar haklı ne kadar yerinde olduğunu göstermiştir. Düşünün 30 bin fark diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü. Daha da düşecek. Şu anda son yaptığımız itirazlarla, son verilerle düşmeye devam ediyor. Burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu.. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor. Kamu yöneticiliği, bu vasfı taşıyanların memur sıfatıyla orada olması gerekirken, kamu yöneticisi olmadığı halde birçok bankalardaki adeta işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur, bugüne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Şekerbank, Garanti Bankası, FİBA gibi bu bankaların yüzlerce, binlerce mensubu buralarda memur statüsüyle görev almıştır. "

"Partimize verilen oyların takibini elbette yapacağız"

Erdoğan, İş Bankası'ndan dün yapılan açıklamayı anımsatarak, "Biz zaten sizin bilginiz dahilindedir diye bir iddianın içinde değiliz ama sizin görevlilerinizi buralarda görev aldığını ifade ediyoruz. Sandığın itibarını zedelemeden, demokrasimize gölge düşürmeden, kurumlarımızı yıpratmadan, milli iradenin en doğru biçimde tecelli etmesi için partimize verilen oyların takibini elbette yapacağız." dedi.

Birçok başka gerekçeler olduğunu bunların üzerinde durmayacağını ifade eden Erdoğan, daha çok yerel yönetimlerden sorumlu seçim işleri başkanı ile yerel yönetimlerinden sorumlu genel başkan yardımcısının sunumlarında bu konular üzerinde durabileceğini, katılımcıların da sorular yöneltebileceğini söyledi. 

Bugün bu toplantıyla beraber büyükşehir belediye başkanlarıyla birebir görüşmeler yapmak istediğini bildiren Erdoğan, "Ki bir yapılanma var, 'bu yapılanmanın üzerine giderken, neler yapacağız, ne gibi adımlar atacağız ve önümüzdeki süreci başta büyükşehirler olmak üzere nasıl değerlendireceğiz' bunu konuşmamız lazım." ifadelerini kullandı. 

"Son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyerek, içimize sinse de sinmese de Yüksek Seçim Kurulunun verdiği karara uyacağız. Ancak şimdi şöyle bir şey konuşuluyor; 'AK Parti aslında umudunu kesti'. Arkadaşlar, buradan şunu çok açık net söylüyorum; son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan aslında seçim hukukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu da sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira öyle bir şey burada var ki milletimiz diyor ki; 'Bu İstanbul benim içime sinmedi, burada bir şaibe olduğu kesin ve bu şaibenin giderilmesi şart ki rahatlayalım.' Daha ilk andan itibaren belediye başkan vekillerinin odalarındaki kilitlerinin göbeğini sökecek kadar bir hırsı... Yav zaten kazandıysan buralara size teslim edilecek. Dur bakalım, daha Mecliste yapılacak olan seçimler var. Ne oldu? Mecliste seçimler yapıldı. Meclisteki seçimlerde İstanbul'da tüm belediye başkan vekilliklerini bizim arkadaşlarımız kazandı. Bunun yanında tüm komisyonları bizim arkadaşlarımız kazandı. 

Şimdi önümüzde encümen var. Encümenin beş tanesi seçilmiş, beş tanesi atanmış artı bir de belediye başkanı... Bunu da ben, şahsen demokrasiye uygun bulmuyorum. Çünkü demokrasi seçilmişlerin egemen olduğu bir yerdir, atanmışların değil... Öyleyse buradaki dengesizliği gidererek, atanmışları seçilmişlerin üzerine egemen kılmanın bir anlamı yok. Demek ki şimdi yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili bir düzenlemenin parlamentoda gözden geçirilişinde bunu bir defa ele almamız şart. Atanmış, seçilmiş... Encümende atılmışlar mı hakim olacak seçilmişler mi? Tabii ki seçilmişler... Bunun çalışmasının yapılması lazım. 'Efendim, geçmişte şöyleydi'... Geçmişte öyle diye ilanihaye böyle mi devam edecek? Yanlışın neresinden dönersek kardır anlayışıyla, bu yanlışı düzeltmemiz lazım."

Tüm bu tartışmaların AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak 31 Mart seçimlerinden zaferle çıkıldığı gerçeğini değiştirmediğine işaret eden Erdoğan, "Seçim öncesinde ve sonrasında ortaya çıkan tablo ışığında önümüzdeki döneme daha iyi hazırlanacak, milletimize mahcup olmamak için elimizden geleni yapacağız. Biz, 'Artık bu iş bitti, kaybettik' noktasında değiliz. Hakkımızı, elimizdeki tüm hukuki verilere dayalı olarak arayacağız. Bunun çalışmasını da sürdürüyoruz. Onun için ben bir kez daha her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum." diye konuştu.

"Bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar, kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar"

Dışarıyla bir mücadele verirken, içeride kendilerine yanlış yapanların bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yeni bir şey değil, bunun ilk insanla başlayan bir süreç olduğunu, ilk insan Habil ile Kabil arasındaki o sürecin hala devam ettiğini ve kıyamete kadar da devam edeceğini anlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi de birçok dönem bunu yaşadık maalesef içimizde belli seviyelere gelen, belli noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler bütün seçim kampanyası boyunca, bu adamlar neredeler? Bunlar nereye gittiler? 'Efendim ben beğenmedim.' Sen beğenmeyebilirsin. Yani biz herkesin beğeneceği isimleri bulma başarısını ne zaman gösterdik ki bugün de göstereceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Burada bir yönetim varsa bu yönetim çalışmalarını yapar, istişarelerini yapar. Bunun neticesinde de bir karar verir. Bu karara da hep birlikte uyarız. Ve bu işte bir teşkilatın ahlakıdır. Ama bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar bunu bilmeleri lazım. Şunu açık, net ifade ediyorum, bilesiniz ki bu teşkilat sadece Ankara'da kabuğuna çekilmiş olan bir teşkilat değildir. Hangi ilde neler oluyor, hangi ilçelerde neler oluyor bunların hepsi bize geliyor. Nerede neler olduğunu, nerede neler döndüğünü bunların hepsini de biliyoruz. Gün ola harman ola. Zamanı geldiğinde tabii ki bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz. Bunları biz sırtımızda taşıyacak değiliz. Çünkü biz bunu bir hareket olarak görmüyoruz. Bu parti bir davadır. Dolayısıyla bu davaya gönül verenler bu davanın evet sır küpü içerisinde kendilerini sıkı tutmaları gerekir. Eğer tutmazsa o zaman kusura bakmasınlar. Biz bu yola böyle çıktık, böyle yürüyoruz, böyle yürüyeceğiz. Bizi diğerlerinden ayıran budur zaten."

"Derinlemesine çalışıyor, hazırlıklarımızı yapıyoruz"

Eskilerin, "Nasılsın?" diye sorulduğunda, "sıratı geçince belli olacak" diye cevap verdiğini belirten Erdoğan, siyasette de nasıl olunduğunu seçim sonuçlarının ortaya çıkardığını kaydetti.

Milletin bu seçimlerde kendilerine, "Çalışın, bekamıza istiklal ve istikbalimize sahip çıkın, projelerinizi hayata geçirin, hedeflerinizden kopmayın" mesajı verdiğine değinen Erdoğan, bununla birlikte 10 ay önceki seçimlerde yüzde 60, yüzde 70 oy aldıkları kimi ilçelerde belediye başkanlıklarını kaybetmiş olmalarının anlattığı mesajı da göz ardı etmediklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kırşehir, Bayburt, Erzincan, Bolu, Karaman gibi yerlerde il düzeyinde Yozgat, Erzurum, Kırıkkale gibi yerlerde ilçe düzeyinde pek çok örnekte bu sıkıntıyı yaşadık. Bu konularda da derinlemesine çalışıyor, hazırlıklarımızı yapıyoruz." dedi.

Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemlerinden kopmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Önemli olan Türkiye'nin güvenlikten ekonomiye kadar her alanda gerçekten kritik bir süreçten geçtiği şu dönemde sapa sağlam durmak, birliğimize ve beraberliğimize sahip çıkmaktır." değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan, milletin beklentilerine cevap verebilmek için önce bunu başarmaları gerektiğini ifade etti.

"Hareketimizin mayasında ahde vefa vardır"

Değişimin hayatın bir gerçeği olduğunu belirten Erdoğan, her anlamda ihtiyaç duyulan değişimleri adım adım gerçekleştireceklerini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Tabii bu adımları birileri istediği için değil, kendi ihtiyaçlarımıza göre atacağız. Değişim demek her şeyi toptan tepe taklak etmek anlamına asla gelmez. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır. Bu dava için verilen her emek önemlidir, değerlidir. Hiçbir emeği hiçbir birikimi hiçbir potansiyeli heba etmeyeceğiz. Aynı zamanda yeni değerlerle yeni kadrolarla yeni hedeflerle saflarımızı genişletip, güçlendireceğiz.

Şairin dediği gibi 'Çınarız bizleri sel götüremez/Biz dağız esmeyle yel bitiremez/Yedi düvel bize güç yetiremez/Allah fille değil, ebabilledir.' Biz kendini bugün adına 'Türkiye' dediğimiz binlerce yıllık hak davasına vakfetmiş neferleriz. Bunun için de karşımıza çıkan meşakkatleri dervişane bir anlayışla göğüslemek mecburiyetindeyiz. Hiçbir zorluğun sonsuza dek sürmeyeceğini biliriz. Her zorluğun bir imtihan olduğuna iman ederiz. Daha kötüsüne maruz kalmadığımız için dua eder, mücadeleyi asla elden bırakmayız. Böyle dönemlerde yanımızda olanları da karşımıza dikilenleri de unutmayız. biz siyasette hiçbir zaman sosyal mühendislik oyunlarından vesayet güçlerinin veya dışarının desteğinden medet ummamış, sadece Allah'ın yardımına ve milletin desteğine güvenmiş bir hareketiz. Milletimizle aramızdaki gönül bağının derinliğini anlamayanlar küçük kazanımlardan büyük sonuçlar çıkarmaya çalışıyor. Halbuki biz sırtımızı sadece Allah'a ve milletimize yaslamış bir kadro olarak sürekli kendimizi yenileyerek yolumuza devam ettik, devam edeceğiz. Yunus Emre'nin dediği gibi, 'Biz sevdik aşık olduk, sevildik maşuk olduk. Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası.' Rabbim her birimize son nefesimize kadar bu kutlu yolda yürümeyi nasip etsin."

"Kanaatlerinizi açık yüreklilikle paylaşmanızı istiyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin hakemliği dışında bir hakemi bugüne kadar tanımadıklarını vurgulayarak, "Bizim milletimiz, basiret ve feraset sahibidir. Bizim milletimiz, keskin bir kavrayışla meselelere yaklaşan bir millettir. Binlerce yıllık tecrübenin ürünü olan Anadolu irfanı dün olduğu gibi bugün de yarın da bizim en önemli rehberimizdir. Her zaman söyleriz. Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar. Yani hakikatin kıvılcımı farklı fikirlerin çarpışmasıyla ortaya çıkar. Sizlerden istişare toplantımız sırasında vicdanınız ve fikirlerinizle sözleriniz arasına perde koymadan kanaatlerinizi bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı istiyorum." değerlendirmesini yaptı.

'Fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız'

"Zehirli oklarını partimize saplamak için dört bir yanda mevzilenmiş fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız."  ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Sırtını terör örgütlerine dayayanlar bizi anlayamaz. İkbalini siyaset mühendisliklerinde görenler bizi idrak edemez. Türkiye karşıtı senaryoların figüranlığına razı olanlar bizim mücadelemizi kavrayamaz. Esen rüzgara göre yön değiştirenler, sırça köşklerinde yüksek siyasetçilik oynayanlar bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez.

Kavlimize, ahdimize ve 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ittifaka olan bağlılığımızı sonuna kadar sürdüreceğiz."

Seçim dönemlerinde siyasi rekabet kızışır, tansiyon yükselir, söylemler keskinleşir ancak bizim siyasi kültürümüzde sandıkların kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi de geride bırakılır." 

Erdoğan, "Zihnini ve gönlünü terör örgütlerinin ve dış güçlerin emrine vermemiş herkesi Türkiye ortak paydasında buluşmaya davet ediyoruz." şeklinde konuştu.

"Seçim dönemi ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır." ifadesini kullanan Erdoğan, "İcraat döneminde tüm enerji ve vakit ülkenin meselelerinin çözümüne, millete hizmet yoluna hasledilir. Biz 'kızgın demiri soğutalım' çağrımızla bu ince noktaya dikkat çektik." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkedeki tek kutuplaşma, Türkiye ortak paydasında buluşanlar ile terör örgütlerinin safında yer alanların kutuplaşmasıdır. Onun dışında bir kutuplaşma bilmiyoruz, tanımıyoruz. Böyle bir kutuplaşmaya da ihtiyacımız yoktur." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'taki şehit cenazesine katılmasına ilişkin Erdoğan, şunları söyledi:

"Sen, siyasi istismar için oraya gidiyorsun şehit için değil.

CHP'nin Çubuk'ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak işi şehitlerimize, terörle mücadeleye, AK Parti'ye, hükümete ve millete karşı bir nefret kampanyasına çevirmeye çalışması yanlıştır.

CHP'nin kutuplaştırma siyasetine karşı milletimizle değerlerimize, kültürümüze, inancımıza uygun şekilde mücadele etmeyi sürdüreceğiz."

'Ermeni tehciri ne bir soykırım ne de büyük felakettir'

Erdoğan, "Ermeni tehciri ne bir soykırım ne de büyük felakettir. Bu, bir asır öncesinin çok sıkıntılı şartlarında yaşanmış acı bir olaydan ibarettir. Şayet Ermenilere karşı iddia edildiği gibi bir yola başvurmuş olsaydık bugün Avrupa'dan Amerika'ya, Kuzey Afrika'dan Kafkasya'ya kadar geniş bir alanda yaşayan milyonlarca Ermeni'den söz edilemezdi." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı ve derhal S400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Halkla ilişkisini kesen başkanla biz de ilişkimizi keseriz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fitne, fesat unsurları böyle güçlü bir yapıyı her zaman tahrik, tahrip etmek üzere yollarına devam edeceklerdir. Bunlar da hep içinizden, içimizden çıkan birileri olacaktır. Bunlara kapımıza dayandıkları zaman verilecek cevap 'Bizim işimiz var, lütfen yolunuza.' olmalı." diye konuştu.