4. CNR İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilgi, ilim, hikmet ve idrak için, fikir çilesi çekmek gerekir. Gün bitmeden değerini yitiren değil, zamana meydan okuyan, asırlar boyu ayakta kalan eserler bırakmak için zahmet de emek de şarttır. Ecdadımız böyle yapmıştır. Bugün dünyada söz sahibi ülkeler böyle yapmaktadır. Bizim de kitapla, kalemle, kütüphanelerle, burada olduğu gibi kitap fuarlarıyla münasebetimizi, tekrar düzenlememiz, eksiklerimizi tamamlamamız şarttır” dedi.

“GENÇLERİMİZİN KİTAP FUARLARINI ZİYARET ETMESİNİ ARZU EDİYORUM”

Törende yaptığı konuşmada, açılışı yapılan 4. Uluslararası CNR Kitap Fuarı’nın ülke, millet ve bütün kitap dostları için hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, okurla, yazarla, kitapla buluşma anlamını taşıyan kitap fuarlarının; yazarların, yayıncıların ve düşüncenin vitrini ve bir memleketin zenginliği, kültürel birikimi, entelektüel yüzünün aynası olduğunu söyledi.

CNR Kitap Fuarı’nın, Türkiye’yle birlikte, 19 ülkeden 300 yayınevinin entelektüel birikimini İstanbul’a taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa geleceğimizin teminatı olarak gördüğüm gençlerimizin, çocuklarımızın kitap fuarlarını ziyaret etmesini, bilgi deryasından onların da nasiplenmelerini arzu ediyorum” diye konuştu.

“TARİHİMİZİ KAYDETMEK KONUSUNDA BAŞARILI DEĞİLİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılki kitap fuarının temasının “15 Temmuz” olarak belirlenmesini son derece anlamlı ve kıymetli bulduğunu, fuarın; 15 Temmuz ihanetinin anlaşılmasına, farklı yönlerinin değerlendirilmesine, milletin ortaya koyduğu destansı direnişin hak ettiği ilgiyi görmesine vesile olacağına inandığını belirtti. Cumhurbaşkanını Erdoğan, “Şu gerçeği üzüntüyle ifade etmek isterim ki; bizler kendi tarihimizi kaydetmek, hikâyelerimizi kendi kelimelerimizle anlatmak, bunları insanlığa ve gelecek nesillere aktarmak konusunda ne yazık ki çok başarılı değiliz. Bu eksikliği sadece roman, hatıra, öykü gibi yazılı eserlerde değil; tiyatro, sinema, dizi, belgesel gibi alanlarda da tecrübe ediyoruz. Destanlarla, kahramanlıklarla dolu bir geçmişe sahip olmamıza rağmen, maalesef, bu zengin birikimi ne beyaz perdeye, ne de sahneye yeterince aktarabiliyoruz” dedi.

“BATI TOPLUMLARI, ZİHİN DÜNYALARINDA İZ BIRAKAN HADİSELERİN UNUTULMASINA İZİN VERMİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Batı toplumları, kendi zihin dünyalarında iz bırakan hadiseleri, her alanda sürekli yeniden işleyerek, bunların unutulmasına asla izin vermiyor. Bizim yaşadıklarımızla mukayese edildiğinde devede kulak kalacak kimi tarihî olaylar, abartılarak, hatta çarpıtılarak tekrar tekrar karşımıza çıkartılıyor. Öte yandan, kendi tarihimizi inceleyen eserlerin önemli bir kısmının oryantalist bir bakış açısıyla ele alınmış olması da ayrı bir sorunumuzdur. Önyargılarla, tahrifatla, saplantılarla dolu bu çalışmalar, bırakın açıklamayı, tarihî hakikatlerle aramıza büyük bir perde çekiyor. Biz kendi tarihimizi yazmayınca, bizim edebiyat camiamız bu konuları eserlerinde işlemeyince, maalesef başkalarına esir oluyoruz. Bu ülke, on yıllar boyunca ‘Geceyarısı Ekspresi’ gibi üçüncü sınıf kara propaganda filmlerinin lekesini temizlemekle uğramıştır. Emin olun bu mücadele farklı bir şekilde bugün de devam ediyor. Son yıllarda yaşadığımız hadiselerin uluslararası medya kuruluşları tarafından nasıl bir çifte standartla aktarıldığını, eminim sizler de çok iyi biliyorsunuz. Teröristleri kahramanlaştıran, gerçek mağdurları yok sayan, ülkemizi ve devletimizi töhmet altında bırakan yayınların gerisinde, art niyetli bir kurgu bulunuyor.”

Türkiye’ye yönelik bu tavrın en çarpıcı örneklerinden birinin de 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu, aziz milletin o gece, 248 şehit ve 2 bin 193 gazi pahasına ortaya koyduğu şanlı direnişin, görmezden gelindiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta, açıkça ifade edilememiş olsa da, yapılan yayınlarda ve değerlendirmelerde, darbenin başarıya ulaşması konusundaki örtülü temennileri görmemek mümkün değildir. Tiananmen Meydanında çekilen bir fotoğraf karesine yıllarca gıptayla bakanlar; Boğaz Köprüsü’ndeki, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki, Kızılay Meydanı’ndaki cesaret abidelerini görmemişlerdir” diye ekledi.

“KENDİ HİKÂYEMİZİ ÖNCE KENDİMİZ ANLATMALIYIZ”

O gece yaşananların farklı etkinlikler, farklı edebiyat ve sanat dalları aracılığıyla tekrar tekrar işlenmesinin büyük önem arz ettiğini, bu mirasa sahip çıkmanın herkesin boynunun borcu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her hadisede olduğu gibi, bu konularda da başkalarının insafına, vicdanına, çalışmalarına bel bağlayamayız. Ödünç akılla, ödünç kavramlarla, sipariş çalışmalarla bir yere varamayacağımızı artık kabul etmeliyiz. Kendi hikâyemizi, kendi nitelikli eserlerimizi, önce kendimiz anlatmalıyız” ifadelerini kullandı.

“HER BAŞARININ ARDINDA BÜYÜK BİR BİLGİ BİRİKİMİ VARDIR”

Dinin ilk emrinin ‘oku’ olduğunu ve Hz. Peygamberin ‘ilim, müminin yitik malıdır, nerede bulursa alır’ hadisini hatırlatarak, “Bizim tarihimizde kalem kılıçtan önce gelir. Hâkim olduğu coğrafyalarda, daha 800’lü yıllarda dünyanın önde gelen ilim merkezlerini kurmuş, tarihe bu şekilde yön vermiş bir ecdadın torunlarıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beytül Hikme’den Nizamiye Medreselerine, Uluğ Bey Medresesinden Orhan Gazi Medresesine, 3 kıtaya serpilen külliyelere, şifahanelere, mekteplere kadar, gerçekten büyük bir birikimin mirasçılarıyız. Abbasi, Emevi, Endülüs, Babürler, Selçuklu ve Osmanlı gibi geride iz bırakan devletlerin en önemli vasfı; ilme, kaleme ve kitaba atfettikleri değerdir. Ne zamanki değerler hiyerarşisi alt-üst oldu, işte o zaman çöküş başlamıştır. Tarihimizde ilmi açıdan gerilememiz, siyasi açıdan gerilememizle aynı zamana tekabül eder. Çünkü her başarının ardında büyük bir bilgi birikimi vardır” değerlendirmelerine yer verdi.

“KİTAP OKUMA ORANIMIZ ARZU ETTİĞİMİZ SEVİYEDE DEĞİL”

Eğitim alanında yapılan hizmetlere değinerek, çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için de yoğun gayret sarf ettiklerini, bakanlıkların yanı sıra, belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda inisiyatif almaya başladıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yarışmalar, fuarlar, kültür günleri, kitap okuma kampanyaları, konferanslar, imza günleri gibi etkinliklerle, bu alanda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Ancak, gösterilen onca çabaya rağmen, ülkemizdeki kitap okuma oranını arzu ettiğimiz seviyeye çıkaramadığımızı, üzüntüyle ifade etmek durumundayım. Günde 3-5 saatini televizyona, çok daha fazlasını internete ayıran insanımızın kitap okumaya hasrettiği sürenin yılda 10 saati bulmaması, bize asla yakışmayan bir tablodur” şeklinde konuştu.

“140 KARAKTERE SIĞDIRILMIŞ AFORİZMALARLA GERÇEK BİLGİYE VÂKIF OLUNAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen, bölgesinde ve küresel ölçekte iddiaları olan bir ülkenin, kitap okuma oranının da buna uygun olması gerekir. Türkiye’nin, ekonomiyle birlikte kültür, sanat, kitap konusunda da dünyada ilk 10’a girmesinin şart olduğuna inanıyorum. Aslında internet ve iletişim teknolojileri, hayatımızı ve bilgiye ulaşımı, daha önce hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor. Bugün evinizin veya ofisinizin konforundan dünyanın en büyük kütüphanelerine ‘online’ olarak erişebiliyorsunuz. Akıllı telefonlarla, tabletlerle, on binlerce kitabı, dergiyi, ansiklopediyi yanımızda taşıyabiliyoruz. Her gün bir yenisi geliştirilen interaktif uygulamalar, okuma ve öğrenme alışkanlıklarımızı değiştiriyor. Bu devasa dönüşüme karşı koymak, teknolojinin getirdiği fırsatlara sırtını dönmek, yel değirmenleriyle savaşmak gibidir. Akıntıya karşı kürek çekmenin faydası olmadığını biliyoruz. Ancak burada şu gerçeğin, giderek yaygınlaşan şu tehlikenin de farkına varmamız gerekiyor: Arama motoruyla, internetteki bilgi kırıntılarıyla, 140 karaktere sığdırılmış aforizmalarla gerçek bilgiye vâkıf olunamaz, âlim hiç olunamaz. Bu şekilde sadece ‘malumatfuruş’ olunabilir, yarım porsiyon aydın olunabilir, başka bir şey olunamaz. Bilgi, ilim, hikmet ve idrak için, fikir çilesi çekmek gerekir. Gün bitmeden değerini yitiren değil, zamana meydan okuyan, asırlar boyu ayakta kalan eserler bırakmak için zahmet de emek de şarttır. Ecdadımız böyle yapmıştır. Bugün dünyada söz sahibi ülkeler böyle yapmaktadır. Bizim de kitapla, kalemle, kütüphanelerle, burada olduğu gibi kitap fuarlarıyla münasebetimizi, tekrar düzenlememiz, eksiklerimizi tamamlamamız şarttır.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI KÜTÜPHANESİNDE HEDEFİMİZ 5 MİLYON KİTAP”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, bu anlayışla inşa ettiklerini, günlük çalışmaların yürütüldüğü binaların yanında, Millet Camii’ni ve Beştepe Kongre Merkezi’ni milletimizin istifadesine sunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Şimdi, gerçekten heyecan duyduğumuz yeni bir projenin uygulamasına geçtik. Külliye alanının güney tarafında, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi ile çok amaçlı sergi salonunun inşasına başladık. Matbu ve elektronik yayınların bulunacağı bu kütüphanede hedefimiz 5 milyon cilt basılı kitabı, 24 saat milletimizin hizmetine sunmaktır. Burada, yazma eserlerden özel kütüphanelere, süreli yayınlardan e-kitaplara kadar zengin bir içerik bulunacaktır. 24 saat açık olacak kütüphanemizde, genci-yaşlısı, öğrencisi-akademisyeni ile tüm vatandaşlarımız kitaplarla haşır-neşir olmanın, okumanın, tefekkür etmenin tadına varacaktır.”

Konuşmasının sonunda fuarın hayırlı olması temennisini ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkürlerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, vatandaşları, özellikle gençleri ve çocukları fuardaki hazineyi keşfetmeye davet ederek tamamladı.