Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Grand Ankara Otel'de düzenlenen Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) 20. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.

Erdoğan, konuşmasına, "Daha önceki genel kurullarınıza 'başbakan' sıfatıyla katılmıştım. Bu defa Türkiye'nin yeni yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanı olarak aranızda bulunuyorum." sözleriyle başladı.

Ülkenin geleneğinde esnafın ahi olduğunu belirten Başkan Erdoğan, ahinin kelime kökeninin ise "kardeşlik" ve "cömertlik"ten geldiğini belirtti.

Erdoğan, tarihte ahinin ticarette ve sosyal hayatta kardeşliği, dayanışmayı, cömertliği esas alan kişi olduğunu vurgulayarak, "Asırlar boyunca Anadolu'da devletin zayıf düştüğü, toplumun birliğe ve dirliğe ihtiyacı olduğu her dönemde ahiler, yani esnaf ve sanatkarlarımız devreye girmiştir. Adeta bir çimento gibi milletimizi bir arada tutan, savunan, yaşatan, büyüten ahiler kendi içlerinde de sıkı bir mesleki ve ahlaki disiplin oluşturmuşladır." diye konuştu.

"Bu yolun esası çok kazanmak değil, helalinden kazanmaktır." diyen Erdoğan, ahiliğin sadece kendini düşünmek değil, aynı zamanda çevresindeki kardeşleriyle tüm toplumu gözetmek olduğunu bildirdi.

Ecdadın bu konuyla ilgili sayısız tavsiyeleri bulunduğunu anlatan Başkan Erdoğan, "Bugün de 307 meslek dalındaki 1 milyon 733 bin üyesiyle TESK'i, ahiliğin bayraktarı olarak değerlendiriyorum." dedi.

Erdoğan, konfederasyonun kendisine mevzuatla verilen sorumluluklar yanında tarihi misyonu yerine getirebildiği ölçüde milletin nezdindeki gücünü ve etkisini sürdüreceğini kaydetti.

Köksüz bir kurumun varlığını uzun süre devam ettirebilmesinin mümkün olmadığını belirten Erdoğan, devleti ve milleti ayakta tutan, omurga görevi gören esnaf ve sanatkarların bugün de aynı misyona sahip bulunduğuna inandığını vurguladı. 

"Sizlere yine çok önemli görevler düşüyor"

Başkan Erdoğan, salonda bulunanlara "Kardeşlerim, Türkiye'nin kritik bir dönemden geçtiği şu günlerde sizlere yine çok önemli görevler düşüyor. Son 5 yıldır ardı ardına yaşadığımız hadiselerin en büyük şahitleri sizlersiniz." diye seslendi.

Sokakları karıştırmaktan darbe teşebbüsüne, terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine salmaktan ekonomik tetikçiliğe kadar her türlü saldırıya maruz kaldıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yaşadığımız bunca hadiseye rağmen ne siyasi istikrarımız ne ekonomik gücümüz ne de sosyal bütünlüğümüz zarar gördü. Böyle olduğu halde ülkemizin adı, birileri tarafından sürekli olumsuzluklarla yan yana anılmaya çalışılıyor. Şimdi sizler vasıtasıyla, tüm milletimle, dünyadaki tüm siyaset ve ekonomi çevreleriyle samimi bir hasbihal yapmak istiyorum. Günümüz dünyasında ülkeler bir yandan demokratik olanlar ve olmayanlar, diğer yandan da ekonomik bakımdan gelişmiş olanlar ve gelişmekte olanlar, geri kalmışlar şeklinde sınıflandırılıyor. Türkiye, geçmişte yaşadığı kimi darbelere rağmen her seferinde tercihini tekrar demokrasiden yana kullanmış bir ülkedir. En ileri standartlarda demokratik bir ülke olduğumuzu çok uzun zamandır tavizsiz bir şekilde uyguladığımız serbest seçimlerimizde tereddüte meydan vermeyecek şekilde gösterdik."

Başkan Erdoğan, son olarak 24 Haziran seçimlerinde milletin hür iradesiyle kendisini yönetecek Cumhurbaşkanını ve kendisini Meclis'te temsil edecek milletvekillerini seçtiğini kaydetti.

"Her kim bu seçimlerin üzerinde en küçük bir gölge olduğunu söylerse, hem demokrasiye hem de Türkiye'ye bühtan ediyor demektir." diyen Erdoğan, "Bir kez daha altını çizerek söylemek gerekirse Türkiye'nin demokrasi konusunda herhangi bir eksiği, gediği, sıkıntısı yoktur." ifadesini kullandı.

"Serbest piyasa çerçevesinin dışına çıkmadan çözmenin mücadelesini veriyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet kurulduğunda dönemin şartları ve eğilimleri gereği önce devletçi ekonominin tercih edildiğini hatırlatarak, çok partili siyasi hayata adım atılmasından sonra karma ekonomiye geçildiğini, Turgut Özal ile de ülke olarak tercihin serbest piyasa ekonomisinden yana kullanıldığını anlattı.

Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: 

"Biz de AK Parti döneminde ülkemizi dünyaya açarak serbest piyasa ekonomisini güçlendirdik, kurumsallaştırdık, geliştirdik. Bu sayede ülkemizi büyütmek ve zenginleştirmek için ihtiyacımız olan uluslararası yatırımları Türkiye'ye çekmeyi başardık. Ülkemizi 3,5 kat büyütürken satın alma paritesine göre dünyanın 13'üncü, milli gelire göre de 17'nci ekonomisi haline getirdik. Türkiye'nin bugün de tercihi ve uygulamaları serbest piyasa ekonomisinden yanadır. Döviz kurundaki dalgalanma başta olmak üzere ekonomimizi olumsuz yönde etkileyen tüm hadiseleri serbest piyasa çerçevesinin dışına asla çıkmadan çözmenin mücadelesini veriyoruz. Benzer sorunlarla karşılaşan kimi ülkelerin, bunları demokrasi ve serbest piyasa ekonomisine uymayan yönetemlerle nasıl çözdüklerini de gayet iyi biliyoruz. Ama biz bu yollara tevessül etmedik, etmeyeceğiz."

"Zor dönemler zor kararlar vermeyi ve uygulamayı gerektirir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Döviz kurundaki dalgalanma başta olmak üzere, ekonomimizi olumsuz yönde etkileyen tüm hadiseleri serbest piyasa çerçevesinin dışına asla çıkmadan çözmenin mücadelesini veriyoruz."ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Her kim bu seçimlerin (Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekilliği) üzerinde en küçük bir gölge olduğunu söylerse hem demokrasiye hem de Türkiye'ye bühtan ediyor demektir." dedi.

Zor dönemlerin zor kararlar vermeyi ve uygulamayı gerektirdiğini belirten Başkan Erdoğan, "Biz de ülkemizin içinden geçtiği dönemin nezaketine ve önemine uygun kararlar almaktan ve uygulamaktan asla çekinmiyoruz." şeklinde konuştu.

"Dışarıyla işi olmayan hiç kimsenin dövizle yolu kesişmemelidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim anlayışımıza göre ihracat ve ithalat gibi dışarıyla işi olmayan hiç kimsenin dövizle yolu kesişmemelidir." dedi.

'Kurdaki dalgalanmaya karşı yeni adımlarımız olacak'

"Kamu harcamalarında mümkün olan en yüksek tasarrufu gerçekleştirerek bütçe dengesine katkıda bulunacağız." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Döviz kurundaki dalgalanmayı önlemeye yönelik pek çok tedbiri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu doğrultuda yeni adımlarımız olacak." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birçok bakanlıklarımız, genel müdürlüklerimiz kiracı. Bakanlık sayımızın 16'ya düşmesiyle birlikte kazanılan binaları değerlendirdik, planlaması yapıldı. Bundan böyle kiracı olan yerlerin tamamından çıkmak suretiyle onları buralara taşıyarak buradan da çok ciddi bir tasarrufta bulunduk." ifadelerini kullandı.

"Faiz konusundaki hassasiyetim aynı"

"Özellikle faiz konusundaki hassasiyetim aynı, değişen bir şey yok. Merkez Bankası bağımsız ya dolayısıyla o kendi kararını kendi alır, ayrı." diyerek konuşmasında şunları kaydetti:

"Yüzde 50'lere varan faiz oranı olduğu zaman... Böyle yüzde 50 karlılıkla kazanan çalışan var mı? Bu ancak esrar eroin tüccarlarında olur, normalde olmaz. Bu gerçek ortadayken faiz denilen bu sömürü aracını kullanmaya asla aracı olamayız, vesile olamayız."

"Merkez Bankasının enflasyon oranlarını tutturduğunu görmedim"

"Ben bugüne kadar Merkez Bankasının, açıklamış olduğu enflasyon oranlarını tutturduğunu görmedim." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. 'Enflasyon sebeptir, faiz neticedir' diyorsan bu işi bilmiyorsun arkadaş." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bankalar kredi faizlerini aşırı şekilde yükselterek ve kredi musluklarını kısarak, reel sektör fiyatları şişirerek yangının üzerine adeta körükle giderlerse bundan herkes zararlı çıkar. Bu dönemde döviz bahanesiyle, dolarizasyonla sattıkları ürüne hiç alakası olmadığı halde bire 3, bire 5, bire 10 zam yapanlar iflah olmayacaklardır." ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan, "Bu yaşadıklarımız bize zorla yamanmak istenen, özel olarak üzerimize atılmaya çalışılan sahte bir dalgalanmanın ürünüdür." dedi.