İşte Şafak'ın o yazısı;

G20 Zirvesine ne ev sahipliği yapan Hamburg'da, polis kordonu altında 2.5 gün geçirip döndük. Her gezide olduğu gibi, dönüş yolunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la biraraya geldik. Erdoğan önce zirveyi ve ikili görüşmelerini değerlendirdi. İnsani kalkınma dahil beş başlığın masada olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu noktada geldiği noktayı özetledi: İnsani kalkınma yardımı konusunda ABD 6.3 milyar dolar ile ilk, Türkiye 6 milyar dolar ile ikinci sırada. Ancak Milli gelire kıyasla Türkiye dünyada birinci…
Bir diğer önemli başlık ise FETÖ ile mücadele idi… TSK'da, Emniyet'te, yargıda FETÖ temizliğine devam mesajı veren Erdoğan, "Tüm kurumlarımızı virüsten temizleyeceğiz" dedi. İşte Erdoğan'ın açıklamaları ve sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkan başlıklar:



ASLA TAVİZ YOK
 15 Temmuz'un üzerinden neredeyse bir yıl geçti. TSK başta olmak üzere kurumlar malum yapının mensuplarından ne oranda temizlenebildi? Bu durum daha ne kadar sürecek?
- Zaman verilemez buna. Virüsü iyice temizlemek durumundayız. İşte bu ByLock'larla ortaya çıkıyor, Eagle'larla ortaya çıkıyor, yeni haberleşme programlarıyla ortaya çıkıyor. Virüsü yakaladığımız yerde gerekeni yapacağız. TSK, emniyet, yargı, bakanlıklar, aklınıza neresi gelirse gelsin, kurumlarımızı bu virüsten temizlemezsek yola nasıl devam edeceğiz, devletimizi nasıl ayakta tutacağız? Onun için bu konuda asla taviz yok! Yola kararlılıkla devam...

AYAK SÜRÜYORLAR
 Uzun süredir gerek FETÖ, gerek PKK, YPG konusunda uluslararası muhataplarınız uyarıyor; Türkiye'nin çizgisini, mücadelede dayanışmanın önemini anlatıyorsunuz. Peki G20 kapsamındaki görüşmelerde Batılı muhataplarınızda bir tutum değişikliği gözlemlediniz mi?
- Hangisiyle görüşsek bize, 'Bununla ilgili her türlü takibi yapacağız' diyorlar. Tabii ki zaman zaman işin yargı boyutunu da önümüze çıkarıyorlar; 'Bunların yargıda da takibini yapacağız ama belgeler gerekiyor' diyorlar. Bu konuda Türkiye'deki davaların neticelenmesi, yargının hüküm vermesi büyük önem arz ediyor. Akabinde diğer ülkelere mahkeme kararıyla gidildiğinde işimizin daha da kolaylaşacağını düşünüyorum. Bununla birlikte işin yargı boyutunu beklemeye gerek görmeyen; 'Türkiye'ye karşı duranlar bizim de karşımızdadır' diyen ülkeler de var. Ama biz elbette bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

 Basın toplantısında da dile getirdiniz. Büyükada'daki baskının 15 Temmuz'un devamı niteliğinde olabileceğini ima ettiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Mesela Türkiye haritası ile yakalandıklarına dair bilgileri mi kastediyorsunuz?
- Şu anda polis tutanaklarındaki bilgiler var sadece. Kastettiğim o tutanaklardaki iddialardır. Henüz erişemediğimiz, bilgimizin olmadığı konular da var tabii ki. Bir gözaltı söz konusu. Gözaltına alınan 9 kişiyle alakalı polis tutanaklarından yargı ne gibi bir sonuca ulaşır, ne tür bir karar alır, onu bilemiyorum. Tabii o gruptan daha önce alınmış Taner Kılıç diye biri daha var ki onun durumu daha farklı: Onda ByLock çıktığı için FETÖ ile iltisaktan söz ediliyor. Büyükada'daki gözaltılarla ilgili temennim o ki bu süratle bu iş biter. Şu anda olay yargıda, yargının vereceği kararı beklemek lazım. Tabii bazı hadiselerde Batı'daki durum, hemen derlenip toparlanmaları da manidar. Bakın bu Deniz (Yücel) denilen şahsı, Hamburg'daki basın toplantımızda da yine sordular. Şansölyeyle aynı şekilde, Norveç soruyor, takip ediyorlar yani. Hepsi belli merkezden hareket edercesine takip ediyorlar.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...