Türkiye'de yoğun tarımsal üretimin yapıldığı illerin başında gelen Şanlıurfa'da, sulanabilir tarım alanlarının genişlemesiyle bölgede ürün çeşitliliği de artıyor.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Eylem Planı kapsamındaki Şanlıurfa'da, pamuğun yüzde 43'ü, buğdayın yüzde 8'i, mercimeğin yüzde 36'sı ve arpanın yüzde 11'i üretiliyor.

GAP ile sulu tarımın yaygınlaşmasının ardından çiftçiler kinoa, patates, soya fasulyesi, çilek gibi alternatif ürünleri denemeye başladı. 

Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mehmet Şaka, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte sulanabilir alanların artmasıyla bölge çiftçisinin alternatif ürünlere yöneldiğini söyledi. 

Çiftçilerin kinoa, patates, soya fasulyesi, çilek gibi yeni ürün denemelerine başladıklarını belirten Şaka, "Bölgede mevcut geleneksel üretimden çıkıp, bir an önce alternatif ürünlere yönelmemiz gerek. Yıllardır buraya aktarılan kaynaklar sadece, buğday, arpa ve pamuk üretimi için değil. Bu şekilde ülke ve il ekonomisine fazla bir katkı sağlanacağını düşünmüyoruz." dedi. 

Şaka, bölgenin tarımsal potansiyelinin çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, anavatanı Güney Amerika olan ve yüksek gelir sağlayan kinoa bitkisinin Türkiye'de 2013 yılında bazı bölgelerde deneme amaçlı ekildiğini hatırlattı. 

"Astronot gıdası" olarak bilinen kinoanın, Şanlıurfa'da da alternatif ürün olarak Siverek, Hilvan ve Viranşehir ilçelerindeki bazı alanlarda ekiminin gerçekleştirildiğini anlatan Şaka, şunları kaydetti:

"Son dönemde Suruç Ovası gibi geniş tarım arazilerine sahip bölge sulamaya açıldı. Bununla birlikte ürün deseninde artış yaşanıyor. Bunun yanında sulamaya açılması beklenen Hilvan bölgesi bulunuyor. Sulamayla birlikte çiftçilerimiz mısır, pamuk gibi ikinci ürünlerin yanında alternatif ürünlere de yöneliyor. Bunlardan bir tanesi de maddi değeri yüksek kinoa bitkisi. Ülkemizde pek tanınan bir ürün değil. Bunun yanında pazar sıkıntısı da yaşanıyor. Ürünün desteklenmesi halinde ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum."

Şaka, kinoanın ihtiyacı olan iklim koşullarına bölgenin uygun olduğuna dikkati çekerek, desteklenmesi halinde bu ürünün gelecek yıllarda ekim alanının yaygınlaşacağını sözlerine ekledi. 

- Türkiye'de 10 bin dönüm alanda kinoa yetiştiriliyor 

Türkiye Kinoa Yetiştiricileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Semih Karaca ise kinoa bitkisinin yaklaşık 2 yıldır Türkiye'de ticari olarak ekildiğini, ülke genelinde yaklaşık 10 bin dönüm alanda yetiştirildiğini söyledi. 

Kinoa bitkisini ilk ekimini kendisinin yaptığını anlatan Karaca, Karacadağ bölgesinde 60 dekarlık alanda ekim yaptıklarını, bu yıl da ekim alanını genişlettiklerini kaydetti.

Karaca, dünyada proteine ihtiyacın her geçen gün arttığını vurgulayarak, şunları anlattı:

"Kinoayı tahıl sınıfıyla karşılaştırdığımız zaman yüksek miktarda protein içeriyor ve amino asit zinciri bakımında çok kaliteli. Kinoanın, bebek maması üretiminden sporcu besini üretimine kadar çok geniş bir kullanım alanı var. En önemli özelliği ise glütensiz olması. Türkiye bir milyona yakın çölyak hastası var. Bu hastaların glütensiz ürünlere erişimleri çok zor. Biz ilk başta çölyak dernekleriyle yola çıktık. Fakat baktık ki protein ürünlerine çok daha fazla talep var. Çiftçilik boyutuna baktığınızda da ürün Türkiye şartlarında 120 günde yetişiyor ve masrafı çok az. Şubat ve mart aylarında ekimi yapıldığı için bahar yağmurlarını alıyor. Sadece sıcak aylarda su istiyor."

- "Bölge çiftçisi için yeni bir gelir kapısı olacak" 

Girişimci Pınar Polatgüven ise bu yıl tarlasının bir bölümüne deneme amacıyla kinoa bitkisi ektiğini ve çok iyi sonuç aldığını belirtti. 

Kinoanın gelirinin yüksek olduğunu ifade eden Polatgüven, şu bilgileri verdi:

"Bölgede çiftçilerimiz geleneksel olarak buğday, arpa ve pamuk gibi ürünler yetiştiriyor. Yeni bir ürünün yetiştirilmesi konusunda bir girişimde bulundum. Kinoa bitkisi, buğday ve arpadan daha kazançlı ve daha az zahmetli bir ürün. Mart ayında ektik, temmuz ayında da hasadımızı yapıyoruz. Güzel sonuçlar aldık. Gelecek yıl ekim alanını genişletmeyi planlıyoruz. Çiftçilerimize örnek teşkil ediyor. Bölge çiftçisi için yeni bir gelir kapısı olacağına inanıyorum."