Karaaslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AK Parti Çevre, Şehir ve Kültür Başkanlığı olarak, "Çocuk Dostu Şehirler", "Kadın ve Şehir", Sanat ve Şehir", "Erişilebilir Şehir" ve "Çevre Dostu Şehir" olmak üzere, 5 tema etrafında yaklaşık bir yıldır çalıştıklarını belirtti.

Bu çalışmaları akademisyenler ve sivil toplum örgütlerini içine katarak sürdürdüklerini anlatan Karaaslan, şunları söyledi:

"Türkiye'de bir araya gelmemiş ekipleri bir araya getiriyoruz. Genel merkez olarak biz çevreci kuruluşlarla sık sık görüşüyoruz. Mesele gerçekten çevre, kadın, çocuk ya da engeli olduğunda bütün farklı guruplarla bir araya gelip, çok güzel çalışmaları hayata geçirip, çok iyi sonuçlar alıyoruz. Mesele farklı olup da 'çevre' adı altında bunun bir mıknatısmış gibi kullanılmaya kalkıldığında o zaman çevreye de insana da insanın gelecekle ilgili hayallerine de zarar veren başka şeyler ortaya çıkıyor."

"Çocuk Dostu Şehirler" başlığında yapılanlara ilişkin bilgi veren Karaaslan, bunun, "Bir siyasi parti genel başkanlığının çocuk ve şehirle ilgili bu kadar detaylı bir çalışma yaptığını hayal bile edemezdik" dedirten bir çalışma olduğunu vurguladı.

Çalışmaya başladıklarında önce bu konuda çalışan akademisyenler ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geldiklerini, sonrasında bu konuda çalışma yürüten belediyeleri araştırdıklarını aktaran Karaaslan, belediyelerin bu konuda geçmişte yaptıkları çalışmaları ortaya çıkardıklarını ifade etti.

Daha sonra "Çocuk olmadan çocuklarla ilgili bir mesele tartışılır mı?" düşüncesiyle konuyu çocuklarla tartışmaya karar verdiklerini bildiren Karaaslan, şöyle devam etti:

"İstanbul'da farklılık arz edebilecek, İstanbul'un bütün ilçelerinden farklı gelir seviyelerinde yetişmiş yüzü aşkın çocuklarımızı toparladık. Onlara anketler yaptık. Nasıl bir şehirde yaşamak istediklerini sorduk. Onlara 'çocukla mekanın ilişkisi' hakkında sorular sorduk. 'Sizi en çok ne rahatsız eder? Nasıl bir şehirde yaşamak istersiniz? Yaşadığınız şehirden mutlu musunuz? bize hayalinizdeki yaşam alanını çizin.' dedik onlara. Resimler aldık. Bütün bu çalışmanın raporunda görselleriyle birlikte hepsini paylaşacağız."

Karaaslan, AK Parti İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç başkanlığında aralarında mimar, sosyolog, psikolog ve çocuk gelişim uzmanlarının yer aldığı bir ekibin bu çalışmayı yürüttüğüne işaret ederek, soruları aralarında savaştan kaçan çocukların da bulunduğu yabancı çocuklarla da paylaştıklarını aktardı.

- Suriyeli çocuğun hayali "huzurlu bir ev"

Karaaslan, "Suriyeli çocuklardan resimlerle hayallerindeki resmi çizmelerini istedik. Çok dramatik bir örnek söyleyeceğim. Bir çocuğumuz tek bir ev çizdi, diğer çocuklarımız şehir çiziyorlardı. Ona yanlış anladığını, biz hayalindeki evi değil şehri çizmesini söylediğimizde, 'Benim hayalimdeki şehir sadece huzurlu olduğum bu ev' dedi. Bunlar çok anlamlı. Böyle gibi bir sürü hikaye biriktirdik." diye konuştu.

Çocukları ya da gençleri sadece gelecek olarak görmediğini onları "bugün" olarak gördüğünü belirten Karaaslan, "Onlar bugünümüze yol gösterecekler." dedi.

-  "Çocukların en çok hasret çektikleri şey dışarıda oyun oynamak"

Çocuklarla yürütülen anket sonuçlarına ilişkin detayları da paylaşan Karaaslan, "Çocukların en çok önem verdikleri şey, oyun oynayacakları alanların zenginliği. Şimdi özlemini çektiğimizi ifade ediyoruz ya 'eskiden mahallede oyun oynardık.' diye. Aslında bugünün çocuklarının da en çok yaşamamış olsalar bile hasret çektikleri şey o dışarıda oyun oynamak." ifadesini kullandı.

Çocukların oyun oynadıkları yere göre şehirle olan ilişkilerini değerlendirdiklerini de yapılan çalışmayla gözlemlediklerini anlatan Karaaslan, çocuklar için engel oluşturan alanları da incelediklerini belirtti.

 "Trafik ve park halindeki araçlar" konusunda da çocukların taleplerini aldıklarını ve birer engel olarak gördüklerini aktaran Karaaslan, "Büyüklerin onları şehir içinde kısıtladığını gözlemedik. Sonuçta evin bahçesi, paylaşamadıkları dışarı arkadaşları ve o oyun alanlarına özlem duyduklarını gördük." diye konuştu.

Elde edilen bu verilerin politika oluşturma sürecinde kendilerine yardımcı olacağına işaret eden Karaaslan, şu bilgileri verdi:

"Biz çocukların bu ihtiyacını, ailelerin beklentilerini ama aynı zamanda şehrin buna imkan veren yeni alanları düzenlemesi gerektiğini gözlemliyoruz. Dolayısıyla bir şehre ve yaşam alanına bakarken eskiden 'ne güzel yapılar' diyorduk. Şimdi artık tek beklentimiz bu olmayacak. Şimdi diyeceğiz ki 'çocuklar için ne kadar fazla oyun alanı var? Ne kadar erişilebilir bunlar, engelliler için hiçbir yardım almadan gideceği yere ulaşabilmesi mümkün mü? Sıfır atık var mı?' Bugüne kadar çok da alışık olmadığımız ama bugünden sonra artık hayatımıza girmezse yarışamayacağımız çok önemli kavramlar bunlar."

Yapılan bu  5 başlıktaki çalışmaların kimlikli şehirlerin oluşturulmasında da yol haritası oluşturacağını vurgulayan Karaaslan, "Geleceğin şehirlerini çocukların hayalleri belirleyecek. Geleceğin şehirleri filmlerde gördüğümüz gibi uçan arabalar, dev gökdelenler mi olur? Bence öyle olmamalıdır. Geleceğin şehirleri hala insana insan ölçeğinde mutluluk veren, hala bir çınar ağacının gölgesinde oturmaktan keyif alabildiğimiz, hala çocukların mahallede top oynayabileceği şehirdir."  değerlendirmesini yaptı.

Her temaya ilişkin çıkan sonuçların farklı illerde düzenlenecek toplantılarla açıklanacağını anlatan Karaaslan, ilk olarak "Kadın ve şehir"in final toplantısını Samsun'da yapacaklarını da kaydetti.

- Çocuk dostu şehirler

 "Çocuk Dostu Şehirler" konulu çalışma toplantıları kapsamında, çocukların da katılımı ile farklı uygulamalar ve anket çalışmaları gerçekleştirildi. 

 Bugüne kadar 200'den fazla çocuk ile son toplantıda ise İstanbul'un farklı ilçelerinden katılan yaş ortalaması 11,6 olan 80 çocuk ile bir araya getirildi.

Çalışmada uygulanan ankette "Çocuklar oyun oynamaz ise ne yaparlar?" sorusuna çocukların en çok "Mutsuz olurlar ve ağlarlar" ve "Telefon, internet, bilgisayar ile zaman geçirirler" yanıtları vermesi dikkati çekti. 

Çocukların yüzde 58'i ise "Cadde, sokak, mahalle ve arabaların olduğu yerlerde oyun oynanmaması gerektiği"ni vurguladı.

"Kimler oyun oynayamaz?" sorusuna ise çocukların büyük çoğunluğu "Büyükler oyun oynayamaz" cevabı verirken, "Herkes oyun oynar çünkü herkesin ruhunda bir çocuk vardır (12 yaş, erkek), Yaşlılar bile oyun oynuyor artık. (11 yaş, kız)" şeklinde yanıtlarda ilgi çekti.

- Çocuklar cadde de oyun oynamak istiyor

Çalışma kapsamında uygulanan bir diğer metot ise "bilişsel harita çalışması" ile çocukların yakın çevrelerini çizmeleri istenmesi oldu.

Bu çalışmada öne çıkan bulgularda, ilkokul dönemi çocukların yüzde 80'i araç yolları üzerinde herhangi bir araç çizmezken, bu oran ortaokul ve lise dönem çocuklarında yüzde 60 oranında oldu. Ayrıca çocukların yaşları büyüdükçe, toplu taşımaya ait yol düzenlemeleri ya da istasyonlar haritalarda yer aldı. 

Öte yandan, çocukların çizimleri incelendiğinde, park alanlarının ve mahalle ölçeğinde ticaret alanlarının (bakkal, mini market vb.) evlerine yakın ve çok ayrıntılı resimlendiği de belirlendi.