İstanbul Gençlik Festivali’ne katılarak, gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimiz 15 Temmuz'da Ulubatlı Hasan'dan gelen selamı alarak, tankların, silahların, uçakların, helikopterlerin karşısına aslanlar gibi dikildiklerinde, ecdatlarına layık olduklarını ispatlamışlardır. Hem erkeğiyle hem bayanıyla... Tankların altına girdiler mi? Girdiler. Yıldılar mı? Yılmadılar. ‘Ben Nene Hatun'un torunuyum. Ben Fatih'in torunuyum.’ dediler” şeklinde konuştu.

Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin enerjisinin heyecanın, dinamizminin kendilerini güçlendirdiğini belirterek, binlerce genci bir arada görünce kendi gençliğini de hatırladığını dile getirdi.

“HER SİYASİ GÖRÜŞTEN ARKADAŞLA, SEVGİ VE SAYGI İÇİNDE MÜNAZARALAR YAPARDIK”

Okulun hayatın bir parçası olduğunu ancak her şeyin ondan ibaret olmadığını, spora olan ilgisi nedeniyle futbola epeyce emek verdiğini ve farklı takımlarda uzun yıllar top oynadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanında arkadaşlarla buluşup, sohbet ettikleri, çay içtikleri bir lokallerinin olduğunu, vakit buldukça buralara gittiğini ve her siyasi görüşten arkadaşlarıyla sevgi ve saygı içinde tartışma ve münazaralar yaptıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, lise yıllarımdan itibaren Millî Türk Talebe Birliği’nin çalışmalarında vazifeler üstlendiğini, Erokspor'da futbolcuyken aynı zamanda kulübün yönetiminde görev yaptığını ifade etti.

İSTANBUL’U SUSUZLUKTAN, HAVA KİRLİLİĞİNDEN KURTARDIK”

Gençlere siyasi hayatından bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi faaliyet olarak geçmişten itibaren, Millî Selamet Gençlik Kollarından, Refah Partisinden alınız, Beyoğlu ilçe, İstanbul il gençlik, buralardan gelerek, İl Başkanlığına kadar çıktım. Merkez Karar Yönetim Kurulunda da görev aldım ve siyasetteki ilk adaylığım 1989 Beyoğlu Belediye Başkanlığı adaylığımdı. Oradan başladık. Tabii orada kazanamadık. Birçok şeyler döndü ama 1994’te İstanbullu, bu kardeşinizi 40 yaşında İstanbul’a belediye başkanı yaptı. Tabii bize düşen de İstanbul susuzdu, çöp yığınlarıyla berbattı. Hava kirliliği felaketti. Öyleyse sevdalısı olduğum İstanbul’u önce bu çöp dağlarından kurtarmam gerekiyordu. İstanbul’u susuzluğundan, hava kirliliğinden kurtarmamız gerekiyordu ve 4,5 yılda bunların hepsini yaptık. 2,5 milyar dolar borçla devraldık ama bu yatırımları da yaptık” dedi.

“SEÇİLME YAŞININ 18'E İNMESİYLE GENÇLERİMİZE PARLAMENTO YOLU AÇILDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka, "Ne diyorsunuz, devam mı tamam mı?" diye sorduğunu dile getirerek, “Halkım 'devam' dedi ve partimizi kurduk. O parti, bugünkü AK Parti'ydi. Gençler bunu niye anlatıyorum? Bu yaşlardaki arkadaşlıklarınız var ya, bunlar unutulmaz. Sakın bu arkadaşlıklarınızı unutmayın. Temeli sağlamsa daha sonra her alanda çok ciddi siyasi hareketleri de siz inşa edersiniz. Şimdi 18 yaşa indi mi? Evet. Parlamentonun yolu size açık. Kızlarımız, erkeklerimiz, hep birlikte parlamentoya girebilir. 18-25 yaş arası açık. O yüzden bu yılların kıymetini bilin” şeklinde konuştu.

Üstlendikleri her görevde, ecdatlarından emanet aldıkları mirası, daha güçlü şekilde ve layıkıyla millete aktarmak için çalıştıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün, İstanbul'un fatihi Sultan Mehmet Han'ın 536'ncı vefat yıl dönümüydü. İstanbul'un kapılarını bu millete açan, Peygamber Efendimizin methine, müjdesine mazhar olan o büyük kumandanı bir kez daha rahmetle anıyorum. Tabii mesele Fatih olunca, Arif Nihat Asya'nın Fetih Marşını hatırlamamak mümkün mü? Bu marş aynı zamanda gençlerimize çok önemli mesajlar veren bir manifestodur. Ne diyor şairimiz? Gençler bunu iyi öğrenelim. 'Yüzüne çarpmak gerekir zamanenin fendini / Göster; kabaran sular nasıl yıkar bendini / Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini / Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın / Fatih'in İstanbul’u fethettiği yaştasın / Delikanlım işaret aldığın gün atandan / Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan / Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan / Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.' Evet, burada, şu Yenikapı Meydanı’nda karşımda her biri birer Fatih olmaya namzet gençleri görüyorum. Şairimizin dediği gibi asla kendinizi küçük görmeyin. Sakın. Sizler aynı zamanda unutmayın, Nene Hatunların varislerisiniz” ifadelerini kullandı.

“GENÇLERİMİZ 15 TEMMUZ'DA TANKLARIN, SİLAHLARIN KARŞISINA DİKİLDİ”

Gençlere başlarının daima dik olması ve kendilerine güvenmeleri nasihatlerinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Gençlerimiz 15 Temmuz'da Ulubatlı Hasan'dan gelen selamı alarak, tankların, silahların, uçakların, helikopterlerin karşısına aslanlar gibi dikildiklerinde, ecdatlarına layık olduklarını ispatlamışlardır. Hem erkeğiyle hem bayanıyla... Tankların altına girdiler mi? Girdiler. Yıldılar mı? Yılmadılar. Niye? Dedi ki 'Ben Nene Hatun'un torunuyum.' Ne dediler? Ben Fatih'in torunuyum. O gece şehit olan vatandaşlarımızın içinde 16, 17 18, 19, 20 yaşlarında nice körpecik fidanlar vardı. Bu vesile ile ben bir kez daha tüm şehitlerimize rahmet niyaz ediyorum. Gazilerimizi şükranla anıyorum. İşte bu gençlik, erkeğiyle, kızıyla, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyan gençliktir. Biliyorsunuz 16 Nisan halk oylamasıyla birlikte 18 yaşına inen seçilme yaşı var. Dolayısıyla sizler artık 18 yaşından itibaren muhtarlıktan belediye başkanlığına, belediye meclis üyeliklerinden milletvekilliğine kadar her göreve seçilme hakkına sahipsiniz. Tabii bu imkânı kullanabilmek için kendinizi en iyi şekilde yetiştireceksiniz. Önce o makamlara, 'ben varım, hazırım' diyeceksiniz. Hiç merak etmeyin. Siz bu donanıma sahip olduğunuz zaman milletimizin gönül rahatlığıyla bu görevleri size tevdi edecektir.”

“DÜNYAYI BİLMEK, TANIMAK, TAKİP ETMEK ÇOK ÖNEMLİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan devrin uzmanlık devri olduğunun altını çizerek, “Elbette her alanda genel kültürünüzü en ileri seviyelere ulaştıracaksınız ama bir alanda en iyisi siz olacaksınız. İlgi, kabiliyet ve hedeflerinize göre bu alanın ne olacağını en iyi siz bilirsiniz. Bunun yanında dünyayı bilmek, tanımak, takip etmek çok önemli. Bunun için de öncelikle kendi ana dilinizi, onunla birlikte de en azından yanında bir farklı dili öğrenmeyi kendinize amaç edineceksiniz. İyi konuşacak, yazacak, okuyacaksınız. Ecdadımız bunları yapmış. Biz geri kaldık. Şimdi biz de bunları yapacağız. Bu konuda adım atmaya hazır mıyız, var mıyız? Bu imkânları hazırlayacağız. Tüm gayretlere rağmen eksiklerimiz var. Çocuklarımız Türkçeyi mükemmel kullanmanın yanında, en az bir Doğu, Batı dilini çok iyi bilmiyorsa, burada demek ki bir eksikliğimiz var. Ne yapıp edip, bu sorunu da çözeceğiz. Çünkü Türkiye'nin her alanda yetişmiş insana ihtiyacı var. Bizde de böyle bir gençlik var. Kutadgu Bilig'de, 'Memleketi almak için kılıç, elde tutmak için kalem gerek' diyor. Bizim millet olarak kılıcımızı kullanma konusunda sıkıntımız yok. Ama kalem konusunda aynı şeyi söyleyemiyoruz. Terör örgütlerinin özellikle gençlerimizi hedef almasının sebebi budur. İşte FETÖ, bir yanda PKK, diğer tarafta terör örgütleri genç dimağlarımızı zehirlediler. Ülkemizin insan kaynağına büyük darbe vurdular. Ama artık iflah olmayacaklar. Kaynağımızın çok ciddi bir kısmı heba oldu, şimdi bunu süratle telafi edeceğiz” dedi.

“KENDİ FİKRİ VE KARARIYLA HAREKET EDEN GENÇLERE İHTİYACIMIZ VAR”

Gençlere öğütlerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler, sizden ricam; her alanda başarılı olacağınızı düşünüyorsanız kendinizi hızla yetiştirin” diye konuştu.

İktisat, hukuk, uluslararası ilişkiler, diplomasi, medya gibi alanların çok önemli olduğunu ve asla boş bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde mühendislik bilimleri, tıp bilimleri, fen bilimleri çok önemli. Bunun yanında, şuraya dikkat: Meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları çok önemli, mutlaka buralarda aktif olarak çalışın, görevler üstlenin. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne subay, astsubay yetiştirme sistemini kökten değiştirdik. Artık bu görev Millî Savunma Üniversitesi’ne aittir. Bu üniversitemize bağlı kara, hava, deniz subay ve astsubay okullarına öğrenci alınıyor. Millî Savunma Bakanlığı internet sitesi üzerinden 25 Mayıs’a kadar bu okullar için başvuruda bulunulabiliyor. Askerliğe ilgi duyan gençlerimiz mutlaka başvurularını yapsınlar. Tüm bu alanlarda milletimizin hakikaten vatanını seven, milletini seven gençlerini oralarda görmek istiyoruz. Bizim iradesini şu veya bu kişiye, şu veya bu örgüte teslim eden değil, kendi fikriyle, kendi düşüncesiyle, kendi kararıyla hareket eden gençlere ihtiyacımız var” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyoruz? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet; bundan taviz yok, bunu unutmayacağız. Sıralamasını da unutmayacağız ha. Millet olmadan bayrak olmaz. Millet, bayrak olmadan vatan olmaz. Üçü olmadan devlet olmaz. Ve bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka bir devletimiz yok. Gün, kim var denildiğinde sağına-soluna bakmadan ben varım diyecek, benim olmadığım yerde kimse yoktur bilinciyle hareket edecek gençlerimizin öne çıkma günüdür, işte sizler bunlarsınız” şeklinde konuştu.

“BENİM ADIMA CUMHURBAŞKANLIĞI SÖZCÜSÜ KONUŞUR, BAŞKA KİMSE BENİM ADIMA SÖZ SAHİBİ DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medyada zaman zaman gereksiz tartışmaların yaşandığına şahit olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: “Son günlerde şahsım ve partim üzerinden yine böyle malayani bir tartışma başlatıldı. Benim adıma sevgili gençler Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü konuşur. Dolayısıyla başka kimse benim adıma söz sahibi değildir, konuşamaz. Kim konuşuyorsa, onlar fitne üretiyor. Bunlara fırsat vermeyeceğiz. Sosyal medyada sakın bu oyunlara gelmeyin. Çünkü biz 80 milyonun gönlünü kazanmanın gayreti içerisindeyiz, bunu başaracağız. Bugün bizimle yürümeyenler yarın bizimle beraber yürüyebilirler, öyle mi? Onları da kazanmaya çalışacağız. Kimseyi dışlamadık, ötekileştirmedik, hor-hakir görmedik. Toplumumuzun her bir ferdini kucaklamanın, kuşatmanın ve kardeşliğimizi büyütmenin mücadelesini verdik. İnşallah birlikte hareket edeceğiz. İlkelerimizden, hassasiyetlerimizden, bizi biz yapan değerlerimizden taviz vermeyeceğiz. Akif ne diyor: ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.’ Onun için tefrikaya fırsat yok”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ sloganları atması üzerine konuşmasını şu cümlelerle konuşmasını bitirdi: “Gelebiliriz, öyle. Eğer birileri bizi rahatsız ediyorsa, bir gece ansızın gelebiliriz. Herkes yerini bilecek, kimse bu millete sınırlarında yanlış yapmayacak.”