Nevruz, Türk dünyasında baharın habercisi olarak binlerce yıldır renkli ritüellerle kutlanıyor.

Uzun ve sert kış aylarından sonra tabiatın baharla yeniden canlanmasını sembolize eden nevruz, Orta Asya'dan Anadolu'ya birçok coğrafyada toplumsal birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlayan içeriğiyle yaşatılıyor.

Çin kaynaklarında, milattan önce 3. yüzyılda Hunların bahar aylarında şenlik düzenlediğinin yer alması dolayısıyla geçmişi o yıllara kadar dayandırılan nevruz, Türklerin Ergenekon'dan çıkış günü olarak da kabul ediliyor.

Kelime olarak "yeni gün" anlamına gelen bu özel günde, tabiatın canlamasıyla yeni bir yılın başladığına ve ne kadar bolluk, bereket, yardımlaşma ve dayanışmayla geçirilirse tüm senenin o şekilde geçeceğine inanılıyor.

Ritüeller

Bugün Orta Asya, Anadolu, İran coğrafyasında yoğun kutlanan Nevruz Bayramı'nın ritüelleri, nesilden nesile aktarılıyor.

Eski yılın bittiği, yeni senenin başladığı o güne günahlarından arınmış girmek isteyenler ateşten atlıyor. Yıkanmak ve sudan atlamak da arınmak için yapılan adetler arasında bulunuyor. Ateş ve sudan atlamak tüm nevruz kutlamalarındaki ortak unsurlardan biri olarak dikkati çekiyor. Eşya ve hayvanların da ruhlarının arınması için eşyalar tütsüleniyor, hayvanlar ateş arasından geçiriliyor.

Bugüne özel "nevruz sofrası" kuruluyor. Toplu halde oturulan sofrada, 7 çeşit yemek bulunuyor. Tüm yılın bolluk ve bereketle geçmesi için kurulan zengin sofrada, herkes her yemekten yiyerek, senenin o rahatlıkta geçmesini diliyor.

"Semeni" geleneği de uzun yıllardır yaşatılıyor. Bu gelenekte, tarımda bereketli bir yıl dileğiyle, nevruzdan önce kaplarda arpa, buğday çimlendiriliyor ve bunlar sofralara konuluyor.

Ergenekon'dan çıkış da kutlanıyor

Yeni yılı yeni kıyafetler giyerek karşılayan insanlar, öncesinde evlerini temizliyor, varsa yıkılan yerleri onarıyor, badanalarını yapıyor. İnsanlar, böylece yeni yılda her şeyin yeni olmasına özen gösteriliyor.

Nevruzda mezarlık ziyareti de sık görülen ritüellerden. Bu ritüel, ecdatla evladın buluşması olarak görülüyor. Kabir ziyaretlerinde atalara saygı gösterilerek, onların desteği isteniyor.

Nevruz Bayramı kutlamalarında yumurtaların tokuşturulması da yaygın görülüyor. Üremeyi ifade eden yumurtalar, bolluk için boyanıyor ve tokuşturuluyor. Ayrıca spor müsabakaları düzenleniyor, şarkılar söylenip dans ediliyor, şairler şiir okuyor.

Nevruzun tarihi Ergenekon'a dayandırıldığından, o gün demir dövülerek Ergenekon'dan çıkış da kutlanıyor.

"Nevruzda dayanışma, kardeşlik en üst seviyede"

Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Folklorü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alimcan İnayet, nevruzun insanlar arasındaki dayanışmanın, dostluğun, kardeşliğin en üst seviyesinin sergilendiği gün olduğunu belirtti.

O gün küskünlerin barıştırılıp fakirlere yardım edildiğini anlatan İnayet, hastaların ziyaret edildiğini, toplu şekilde nevruz sofraları kurulduğunu kaydetti.

İnayet, o gün ne kadar barış içinde olunursa, kaynaşılırsa, sosyal dayanışma ne kadar üst seviyeye çıkarsa bütün yılın o şekilde bereketli geçeceğine inanıldığını dile getirerek, "Nevruz, Türk dünyasının ansiklopedisi gibidir. Her şeyi içine alır. Mutfak, kültür, inanç, sanat, spor, sosyal yardımlaşma içinde yer alıyor. Çok zengin içerikli bir bayramdır. Buna sahip çıkılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.