‘Rumeli-Balkan Buluşması’ programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet liderinin ‘tek adamlık’ eleştirileri hakkında “Anayasa değişikliğinde söz konusu olan, seçimle iş başına gelen, görev süresi belli olan bir Cumhurbaşkanıdır. Seçimin olduğu yerde, sürenin olduğu yerde böyle bir tehlike söz konusu olamaz. Ey Kılıçdaroğlu senin partinin genel başkanlığını yapmış olan İnönü tek adamdı. Çünkü onlar başkasına hayat hakkı tanımıyorlardı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rumeli ve Balkan kökenli vatandaşların kurduğu sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde bir araya geldi. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve bazı milletvekillerinin de hazır bulunduğu ‘Rumeli-Balkan Buluşması’ programında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“BALKAN FACİASI YÜREĞİMİZDE DERİN BİR YARA AÇMIŞTIR”

Batı Trakya, Bulgaristan ve Balkanlardan gelen Türk vatandaşlarının, Türkiye’nin göçmeni değil, asli evlatları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkan kökenli vatandaşlara hitaben, “Sizler, sizlerin dedeleri, ataları başka bir yere değil, ana yurtlarına, baba evlerine geldiler. Bir asır önce yaşadığımız Balkan faciası, yüreğimizde öylesine derin bir yara açmıştır ki, Çanakkale’de askerimiz, subayımız gözünü kırpmadan ölümün üzerine yürümüştür” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün hamdolsun, Türkiye gibi bir vatanımız, Türkiye gibi bir sığınağımız, Türkiye gibi bir geleceğimiz var” diyerek Türkiye’nin bugünlere gelmesinde, Rumeli ve Balkanlar başta olmak üzere, Türkiye’ye hicret ederek kendilerine yeni bir hayat kuranların emek ve gayretlerine işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “80 milyon vatandaşımızla birlikte, Rumeli’deki, Balkanlar’daki ve coğrafyamızın diğer bölgelerindeki kardeşlerimizin her biriyle ortak kader ve tarih birlikteliğimiz bulunuyor. 2023 hedeflerimiz, kendimizle beraber tüm kardeşlerimizin de huzuru, güvenliği, refahı, istikbali içindir. 2053 ve 2071 vizyonlarımızı, coğrafyamızın her köşesindeki kardeşlerimizle ortak hayallerimiz üzerine inşa ediyoruz” diye ekledi.

“AVRUPA’DA VATANDAŞLARIMIZA YÖNELİK İNSANLIK DIŞI TUTUMA HEP BİRLİKTE ŞAHİT OLDUK”

Türkiye’nin kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözünün olmadığını; kardeşlerinin, soydaşlarının, tüm mağdur ve mazlumların haklarının, hukuklarının korunması için mücadele verdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında bu mücadele, bizimle birlikte tüm insanlığın ortak görevidir. Ama söz konusu Müslüman olunca, söz konusu Türk olunca, maalesef dünyanın pek çok yerinde gözlerin yumulduğuna, kulakların tıkandığına, kalplerin karardığına şahit oluyoruz. Biz asla böyle davranamayız” diye konuştu.

Bir insanın; yüreğinin bir kısmından, kolunun, bacağının, gözünün, kulağının birinden vazgeçmesinin mümkün olmaması gibi Türkiye’nin de Rumeli ve Balkanlar başta olmak üzere, hiçbir kardeşinden vazgeçemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rumeli’de, Balkanlarda ve hatta Avrupa’da altın gibi soydaşlarımız var, altın gibi kardeşlerimiz var. İşte son günlerde Hollanda başta olmak üzere Avrupa’da yaşanan hadiseleri görüyorsunuz. Vatandaşlarımıza yönelik insanlık dışı tutuma hep birlikte şahit olduk. Türkiye olarak, Türk Milleti olarak, bu vatandaşlarımızı nasıl sahipsiz bırakabiliriz? Ne pahasına olursa olsun, elbette onların haklarını, hukuklarını korumanın çabası içinde olacağız” dedi.

“BALKANLARIN İSTİKRARINA HER ZAMANKİNDEN DAHA SIKI SAHİP ÇIKILMALI”

Önümüzdeki Pazar günü Bulgaristan’da yapılacak seçimlere değinerek, seçimlerin huzur içinde geçmesini, adil ve şeffaf bir şekilde neticelenmesini temenni ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, orada bazı baskıların gerçekleştiğini görüp duymanın kendisini üzdüğünü belirterek, “Bir taraftan demokrasi diyeceksin, bir taraftan da oradaki Türklere ciddi manada baskı yapacaksın, bu olacak iş değil. Bir taraftan Avrupa Birliği müktesebatı diyeceksin, bir taratan Avrupa Birliği müktesebatının tam tersini işleyeceksin, bu olacak iş değil. Biz burada o soydaşlarımızın hakkını talep etme, onların yanında yer alma hakkına sahibiz. Her yerde ve her zaman olduğu gibi, Bulgaristan seçimleri konusunda da demokrasi ve hukuk içinde hareket edileceğini temenni ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli Balkan ülkelerinde yakın zamanlarda yapılacak seçimler konusunda da aynı temennileri dile getirerek, dünyanın bu sıkıntılı döneminde, bölgenin istikrarına, hep birlikte ve her zamankinden daha sıkı sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaptı ve ekledi: “Makedonya seçim geçirdi; ama hâlâ netice yok. Temenni ederiz ki bir an önce karar verilip yola çıkılsın. Yakında Arnavutluk bir seçim yaşayacak. Temenni ederiz ki orada da seçim adil bir şekilde gerçekleşsin.”

Rumeli ve Balkan Türklerinin sorunlarının çözümü konusunda, son dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın beş ilde düzenlediği çalıştaylar ve diğer kurumlarla gerçekleştirdiği ortak faaliyetlerle önemli bir mesafe kat ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında sağlıktan sosyal güvenliğe kadar karara bağlanan ve uygulamaya konan düzenlemelerden örnekler verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmalarda emeği geçen Bakan Müezzinoğlu ile tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

“TÜRKİYE, 16 NİSAN’DA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ TERCİHİNİ BELİRLEYECEK”

Türkiye’nin 16 Nisan’da sandık başına giderek Anayasa değişikliğiyle ilgili tercihini belirleyeceğine ve Türkiye’nin yönetim sistemini değiştirmesinin, içinde bulunduğu coğrafya ve dostları tarafından da yakından takip edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için bu kadar önemli bir hususta, ciddiyetsiz yaklaşımlar ortaya konmasından üzüntü duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki biz, tıpkı ecdadımız gibi, vatanımızın, milletimizin, inancımızın, değerlerimizin söz konusu olduğu yerde, her türlü fedakârlığı yapma ahlakıyla büyümüş bir nesiliz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için iyi, güzel ve faydalı olacaksa, Anayasa değişikliğiyle getirilen yeni yönetim sistemine karşı çıkılmaması gerektiğini; aksini iddia eden varsa, bunu yalanla, iftirayla, çarpıtmayla değil, fikriyle, örnekleriyle, mukayesesiyle ortaya koyması gerektiğini kaydetti.

“CHP’NİN İL BAŞKANLARI AYNI ZAMANDA VALİYDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Ana muhalefetin başındaki zatın bu konuda söylediklerini şöyle 20-25 maddelik bir liste hâlinde önüme koyup bakıyorum, sonra derin bir şüpheye düşüyorum. Acaba biz mi başka bir ülkede yaşıyoruz, yoksa bu zat mı başka bir dünyada yaşıyor? Çünkü söylediği hususların Anayasa değişikliğiyle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Tutturmuş, bir ‘tek adam’dır gidiyor. Sözünü ettiği tek adam nerede, ben de bilmiyorum. Çünkü Anayasa değişikliğinde söz konusu olan, seçimle iş başına gelen, görev süresi belli olan bir Cumhurbaşkanıdır. Seçimin olduğu yerde, sürenin olduğu yerde böyle bir tehlike söz konusu dahi olamaz. Ey Kılıçdaroğlu senin partinin genel başkanlığını yapmış olan İnönü tek adamdı. Çünkü onlar başkasına hayat hakkı tanımıyorlardı. O dönemde CHP’nin il başkanları aynı zamanda valiydi. Düşünebiliyor musunuz; hem il başkanı, hem vali? Kılıçdaroğlu şimdi böyle bir şeyi yapsak nasıl olur? Demokrasilerde böyle bir şey olabilir mi? Olamaz. Bu devrildiği için onlar çılgına döndü. Çünkü artık biliyorlar ki ‘biz tek başımıza gelip tek adam olup artık CHP’nin il başkanlarını vali yapamayacağız.’ Bunu bildikleri için çılgına dönüyorlar. Bu ülkede artık o dönemler kapandı. Siz bu ülkede milletin oyuyla iktidar olmuş Menderes idam edildiği zaman, onun karşısına dikilmediniz, tam aksine o idamı destekleyen zihniyetin ta kendisi oldunuz.”

“BOŞ ÇUVAL NASIL AYAKTA DURAMAZSA BUNLARIN İDDİALARI DA YERLERDE SÜRÜNÜYOR”

Halk oylamasına sunulan yeni yönetim sisteminde seçilen Cumhurbaşkanının görevini, anayasa ve yasalarla uygun şekilde yürütmek mecburiyetinde olduğunu, anayasa ve yasaları değiştirme yetkisinin ise Mecliste olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanının sadece hükûmet faaliyetleriyle ilgili olarak, anayasa ve yasalara uygun kararnameler çıkarabileceğini, anayasaya ve kanunlara ters kararname çıkaramayacağını vurguladı.

Sözlerinin devamında “Buradan tek adamlık çıkması mümkün müdür?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hadi onu da geçtik, diyelim ki Cumhurbaşkanı nefsine yenildi, yoldan çıktı, gerçekten tek adamlık yapmaya kalktı. Her şeyden önce bu kişinin yakasına kim yapışır? Bu dünyada millet yapışır. Çünkü biz iki hesaba inanırız; halk ve Hak… Bununla birlikte Meclis, soru önergeleri, araştırma ve soruşturma komisyonlarıyla, yasama yetkisiyle bu kişiye dünyayı dar eder. Şayet ortada suç varsa, iş Yüce Divan’a kadar gider. Hatta daha kestirme bir yol olarak Meclis erken seçim ister, bu kişiye hesabı sandıkta verdirir. Böyle bir sistemde kim tek adamlığa cüret edebilir? Bu itham, safsatadan, mugalatadan, millete söyleyecek sözü olmamaktan kaynaklanan bir hezeyandır. Boş çuval ayakta durabilir mi? Boş çuval nasıl ayakta duramaz yere yığılırsa, bunların iddiaları da bu şekilde yerlerde sürünüyor.”

“YENİ YÖNETİM SİSTEMİNİN ŞİFRESİ GÜVEN VE İSTİKRAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yönetim sisteminin şifresinin güven ve istikrar olduğunu, Türkiye’nin istikrar ve güven ortamına vurulan darbeler yüzünden geçmişte çok büyük bedeller ödediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1991 yılından bu yana hep tek parti iktidarlarıyla istikrarlı bir şekilde yönetilmiş olması durumunda, Türkiye’nin bugün bulunduğu yerin iki kat ilerisinde olacağını, kişi başına millî gelirin 11 bin dolar değil 22 bin dolar olacağını söyledi.

16 Nisan’da oylanacak yeni yönetim sisteminin, bu ülkenin ve milletin geleceği için samimi olarak endişe duyan tüm siyasetçilerin ortak hayali olduğunu, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun bu yönde kanaatlerinin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü hepsi de koalisyonların, kaosun, çatışmaların, kavgaların ülkemize nelere mal olduğunu yaşayarak görmüşlerdir. Bizim de çok uzun zamandır dile getirdiğimiz bu yönetim sistemine Rabbim nasip ederse 16 Nisan’dan sonra kavuşma şansını hep birlikte elde edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

“BÜTÇE RANTİYECİLERE DEĞİL MİLLETE HARCANACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan oylanacak yeni yönetim sisteminde başarısız olan siyasi liderlerin ayakta kalmasının mümkün olmadığını bu yüzden de kendine güvenemeyenlerin işi başka taraflara çekmeye çalıştığını ifade etti ve konuşmasına şöyle devam etti: “Yeni yönetim sistemimizde hükûmetler sandıkta doğrudan milletimiz tarafından kurulacak. Bu ne demektir? Başkan seçilecek, Cumhurbaşkanı, o da ne yapacak? Kabinesini kuracak. Bu nedir? Milletin verdiği işte direkt yetkidir. Meclisin dağınıklığından istifadeyle otel odalarında, medya patronlarının villalarında, yurt dışındaki lobi ofislerinde pazarlıklar yapılarak kurulan hükûmetler döneminin sona erecek olması bazılarının işine gelmiyor. Bu durum onların işine gelmiyor ama milletimiz kendi işini çok iyi biliyor. Bize düşen de milletimizin işine gelen yolu takip etmektir. Onun için Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemini halk oylaması aşamasına kadar getirdik. Parlamento’da AK Partili milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partili milletvekilleri hep birlikte referanduma, halk oylamasına evet dedi, şimdi sıra nerede? Şimdi sıra millette.”

Sözün, kararın ve yetkinin millette olduğunu vurgulayarak, tüm partilere gönül veren vatandaşları 16 Nisan’da halk oylamasında ‘evet’ demeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyonlar döneminin büyük ölçüde kapanmasının, istikrarın ve güvenin garanti altına alınıyor olmasının en büyük faydasının ekonomide görüleceğini, istikrarın olduğu yerde ekonominin büyüyüp yatırımların artacağını, ihracatın yükseleceğini, güvenin sağlanması hâlinde ise işsizlik azalıp enflasyonun düşeceğini, bütçe rantiyecilere değil millete harcanacağını belirtti.

“BİZ MİLLETİMİZLE YÜRÜYORUZ”

Türkiye’nin son 14 yılında bunları yaparak ülkeyi 3 kat büyüttüklerini, yeni yönetim sistemiyle 2023 yılına kadar 2,5 kat daha büyüterek koydukları hedefe ulaşacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almışlar yanlarına PKK’yı, DEAŞ’ı, onlarla beraber yürüyorlar, FETÖ’yü almış yanlarına onlarla beraber yürüyor. Bizimle baş edemeyeceksiniz, biz milletimizle yürüyoruz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha delinecek çok dağlarımız var, bunu da biliniz. Daha inşa edilecek çok köprülerimiz var, daha kurulacak çok fabrikalarımız var, daha kepengi açılacak çok dükkânlarımız var. Başı okşanacak çok yetimlerimiz var, daha dökülecek çok terimiz var, gerekirse vatan için, istiklal için, istikbal için akıtılacak çok kanımız var, velhasıl yapacak çok işimiz, milletimize edecek çok hizmetimiz var” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda bulunanların teröristlere yönelik idam taleplerini dile getiren tezahüratları üzerine şu açıklamaları yaptı: “16 Nisan’dan sonra Parlamentomuz idamla ilgili kararını olumlu istikamette verir, bana geldiğinde de ben bunu onaylarım. Sevgili gençler, çünkü devletin 249 şehidimizin katillerini affetme yetkisi yoktur. O yetki kimindir? O şehitlerin kendi vasilerinindir, başka kimse bunları affedemez. Devlet kendisine karşı borcu olan varsa onları affeder, o ayrı mesele, ama katili asla, biz affedemeyiz, ben kendimde böyle bir yetkiyi görmüyorum. Sayın Bahçeli düşüncesini açıkladı, Sayın Yıldırım’ın kanaatini de biliyorum, şimdi Kılıçdaroğlu da açıklasın bakalım. ‘Tamam, getirsinler, ben varım’ diyor. Var mısın? Güzel. 16 Nisan’dan sonra inşallah bunu görelim.”

16 Nisan halk oylamasına 24 gün kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, Türkiye’nin potansiyelinin tam anlamıyla kullanılabilmesini sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi için herkesten gayret beklediğini dile getirerek tamamladı.