Cumhurbaşkanı Erdoğan, 222 hektar alan üzerine kurulan tesiste tank fabrikası, zırhlı araç ve askeri kamyon fabrikası, ticari araç fabrikası, motor fabrikası, hızlı tren ve metro fabrikası gibi pek çok üretim hattı bulunduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Toplam yatırım büyüklüğü 500 milyon dolara ulaşacak BMC Üretim ve Teknoloji Üssü tüm etaplarıyla faaliyete geçtiğinde 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Tesisin tüm üniteleriyle hizmete girdiğinde ülkemiz ekonomisine, senelik 5 milyar dolarlık katma değer oluşturmasını bekliyoruz. Kendi ihtiyaçlarımız haricinde Katar başta olmaz üzere dünyanın pek çok farklı ülkesine yıllık 1 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bugün, bölümler halinde inşa edilecek ve tamamı 2023'te hizmete girecek devasa üretim üssünün 100 bin metrekarelik ilk fazının temelini atıyoruz. Bu ilk bölümün inşallah 2019'un sonuna kadar tamamlanmasını ve 2020 başında devreye girmesini bekliyoruz. Ne dediler? 'Türkiye battı, bitti, yatırımlar durdu, üretim durdu.' Hepsine inat, yatırımlar da devam ediyor üretimler de devam ediyor. Bu ülkeyi hazmedemeyenler, bu ülkenin duruşuna katlanamayanlar, isteseniz de istemeseniz de bu millet, bu ülke, dimdik ayaktadır ve dimdik ayakta olarak da yoluna devam edecektir."

"Burada da Katar ve Türkiye iş birliği var"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Küresel sermaye olarak değerli dostum, kardeşim Katar Emiri Şeyh Temim'e şahsım ve milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum. Burada bir Katar ve Türkiye iş birliği var. Bu iş birliği gerçekten her iki ülkenin kazan-kazan esasına göre geleceğe yönelik örnek bir adımıdır. 15 Temmuz darbe girişiminden ağustos ayında yaşanan kur saldırılarına kadar hemen her konuda Katarlı kardeşlerimizin ülkemizle sergilediği dayanışmayı asla unutmadık, unutmayacağız. Nasıl Türkiye, belli güçlerin Katar'ı kuşatma teşebbüsleri karşısında kara gün dostluğunu göstermişse, Katar da ülkemizin karşılaştığı tüm kritik süreçlerde kadirşinaslığını ispatlamıştır. El ele verilerek üstesinden gelinen her badire, hamdolsun iki ülkenin kardeşliğini daha da perçinlemiştir. İnşallah bundan sonra da savunma sanayinden ticarete, turizmden enerjiye kadar Türkiye-Katar iş birliği güçlenmeye devam edecektir." 

"Türkiye güçlü olmak zorundadır"

Kimi devletlerin askeri ve savunma sanayisi alanlarını geri plana itme lüksü olabileceğini dile getiren Erdoğan, "Yakın çevremizde olduğu gibi bazı ülkelerin milli güvenliklerini tamamen başkalarına havale etme seçenekleri de bulunabilir. Hatta içinde yaşadığımız çalkantılı süreçte kimi toplumlar paralarının gücüyle emniyet satın alabileceklerine de inanabilir. Ancak bizim hem coğrafi, kültürel hem de tarihi sorumluluklarımız itibarıyla böyle bir hakkımız, imkanımız böyle bir ihtimalimiz de yoktur. Türkiye, askeri kapasitesiyle, ekonomik, siyasi ve diplomatik kabiliyetleriyle güçlü olmak zorundadır. Bilhassa savunma sanayisi alanında caydırıcılığımız mutlaka çok yüksek olmak durumundadır. Yola çıktığımızda savunma sanayindeki gücümüz yüzde 20'lerdeydi, şimdi yüzde 68'e ulaştı. Yeter mi yetmez, daha da çıkacağız." diye konuştu.

"Kenevir ekimini yeniden başlatacağız"

İnsansız hava araçları konusunda Başbakanlığı sürecinde dönemin ABD Başkanı'ndan "Kongre izin vermedi." karşılığını aldığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: 

"En sonunda zorla bize kiralama yöntemiyle böyle bir yol denendi. O da sağlıklı çalışmadı. İstihbaratta bile aynı durumlara düştük. Biz stratejik ortağız. Stratejik ortak olarak bize bu destek verilmezken, stratejik ortaklığın ötesinde farklı ortaklıkları olan ülkelere çok büyük destekler verdiler. Hem uluslararası hukuk hem de insani bakımdan yüzde yüz haklı olduğumuz bir mesele, müttefiklerimiz tarafından ülkemizi cezalandırma, savunma sistemimizi çökertme vesilesi yapılmaya çalışıldı. Ambargonun kaldırılması için ülkemizden talep edilen öncelikli şartlar arasında... Bir yere geliyorum. Son günlerde konuştuğum bir konu. Sakarya'nın bunu çok iyi bilmesi lazım. Afyon ve kenevir ekimiyle ilgili kısıtlamaların da yer alması şüphesiz konunun bir başka önemli boyutudur. Bize bir zamanlar afyon ekimini yasaklayanlar kendileri cayır cayır afyon ekiyorlardı. Askeri bir sorunun çözümü için görünürde konuyla hiçbir ilgisi olmayan böyle bir şartın konulması elbette son derece manidardır. Şimdi diyorum ki, biz yeniden, tarım, çevre ve şehircilik bakanıma söyledim, kenevir ekimi süreci başlatalım çünkü kenevir ekiminin çok farklı alanlarda çok farklı faydalarının olduğunu da göreceğiz. Şimdi bu süreci başlatacağız."

"Dışa bağımlılık oranlarımızı yüzde 35'ler seviyesine düşürdük"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, amacın Türkiye'yi sadece askeri açıdan değil, ekonomik olarak da dışa bağımlı kılmak olduğunu belirterek, Türkiye ekonomisinin ilaçtan savunma sanayisine kadar neredeyse her alanda yaşadığı sıkıntıların gerisinde bu tür gizli açık tuzaklar, dayatmalar ve gafletler olduğunu söyledi.

Tarihin ibret almayanlar için tekerrür ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şayet geçmişte yaşadığımız acı hadiselerin tekrarlanmasını istemiyorsak, yapmamız gerekenler bellidir. Türkiye savunma sanayi başta olmak üzere tüm kritik alanlarda sadece kendisine yeterli olmakla kalmayıp, bütün dostlarının ihtiyaçlarının karşılayacak düzeye gelme mecburiyetindedir. Nitekim attığımız adımlar sayesinde 2002'de yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılık oranlarımızı yüzde 35'ler seviyesine düşürdük. Bugün, Türk savunma sanayi şirketleri yurt dışına zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri, roket sistemleri, simülatörler, sahil güvenlik gemileri, haberleşme komuta kontrol sistemleri ve yazılımlar ihraç ediyor. Daha önce kardeş ülke Pakistan'la MİLGEM gemilerimizin ihracatına yönelik 1,5 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladık. Dün de Ukrayna ile 6 insansız hava aracının satışına yönelik mutabakata varıldı. Savunma sanayinde son 16 yılda aldığımız bu büyük mesafe sadece devletin, sadece kamunun başarısı değildir."  

"Çıkmışlar utanmadan bizim politikamızı eleştiriyorlar"

Bir taraftan savunma sanayi firmalarını yeni yatırımlar, yeni projeler için teşvik ederken, diğer taraftan da kamu-özel iş birliğini güçlendirmeye çalıştıklarını aktaran Erdoğan, Sakarya'daki 1. Ana Bakım Fabrikası'na ilişkin açıklamalarda da bulundu. 

Erdoğan, 19 Aralık'taki Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın ardından belli bazı kesimlerin, bu konuyu hemen istismara başladığını anlatarak, Türk savunma sanayinin temellerini atan Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil gibi vatan millet aşıklarının milli projelerini sabote edenlerin, şimdi aynı tavrı kendilerine karşı sergilediğini vurguladı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Ülkemizin savunma sanayini on yıllardır bir avuç yabancıya mahkum edenler şimdi çıkmışlar utanmadan bizim politikamızı eleştiriyorlar. Bu provokasyonun başını da, Türkiye'deki adı ana muhalefet ama ana muhalefetten başka ne derseniz var, CHP çekiyor. Terör örgütleriyle simbiyotik ilişki geliştiren, aynı kaynaklardan beslenen CHP'den, ülkemizin ve milletimizin menfaatine olan böyle bir meselede elbette yerli ve milli bir tavır beklemiyoruz. CHP'den böyle bir şey beklemek çok büyük yanlıştır. Zira 16 yıllık iktidarlarımız döneminde biz onlardan zaten böyle bir şey görmedik. Bundan sonra da göreceğimizi hiç ummuyoruz. Çünkü tarihleri boyunca böyle bir şey olmadı. 24 Haziran seçimlerindeki yegane başarısı, bölücü örgütün siyasi uzantılarını Meclis'e taşımak olan bir parti zaten başka türlü hareket edemez. Ülkemizin ürettiği İHA ve SİHA'lardan rahatsızlık duyan milletvekillerinin bulunduğu bir parti elbette farklı davranamaz. Fırat Kalkanı'ndan Zeytin Dalı Harekatı'na, devletimizin yurt içi ve yurt dışında katil sürülerine indirdiği darbelerden en az terör örgütleri kadar rahatsız olan bir partiden elbette başka türlü bir davranış beklenemez." 

"Arifiye'deki mevcut personelin işinden asla söz konusu değil"

Erdoğan, Tank Palet Fabrikası çalışanları başta olmak üzere hiç kimsenin CHP'nin yalanlarına itibar etmeyeceğine inandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Ancak yine de burada birkaç hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Öncelikle fabrikamızın satılması yalanını uydurarak; böyle bir durum olmadığı halde, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil, buna inananlara üzülüyorum. Kusura bakmasınlar, Tayyip Erdoğan, böyle bir yola bugüne kadar tevessül etmemiştir, bundan sonra da etmez. Şimdi şunu özellikle vurgulamak istiyorum; bu CHP zihniyeti, neyin satılacağını, neyin işletmeye açılacağını, inanın bu işlerden anlamaz. Biz; SEKA Kağıt Fabrikası'nı özelleştirdik. Orayı özelleştirdiğimiz zaman o zamanki genel başkanları, hep beraber geldiler oralarda eylemler yaptılar. Dedim ki, 'Bak yanlış yapıyorsunuz. Biz burayı özelleştiriyoruz. Burası yakın bir zamanda hem müze olacak, buradaki çalışanları da biz kamuda istihdam edeceğiz. Geri kalan bütün alanlar, halka açılacak.' Biz, çalışanları Kocaeli Belediyesinde istihdam ettik ve şu anda o dev makinelerin olduğu bölümler müze haline dönüştürüldü, dönüştürülüyor. Bütün o açık alanlar, bahçeler şu anda Kocaeli halkının adeta piknik alanları, mesire alanları haline geldi. Hani Millet Bahçeleri diyorum ya işte orası bir nevi Millet Bahçesi haline geldi. Şu anda Arifiye'deki mevcut personelin tasfiyesi, işinden, aşından, ekmeğinden edilmesi asla söz konusu değildir. İşte kısa bir süre önce Milli Savunma Bakanım yanında arkadaşlarıyla beraber oraya gittiler, birlikte personelle bir cuma günü orada yemeklerini yediler ve onlara çeşitli açıklamalarda bulundular. Burada çalışan kardeşlerimizin özlük haklarında herhangi bir eksilme olmayacaktır. Aldığımız kararın gayesi, fabrikamızın verimliliğini, üretkenliğini, teknolojik kapasitesini ve gücünü artırmaktır."

"Yapılan iş özelleştirme değildir"

Arifiye'deki fabrikanın işletmesini 25 yıllığına alan BMC'nin güçlü bir firma olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yani şu anda bu yatırımı yapan BMC, niye burada bu yatırımı yapıyor? Neden yapıyor? İşte bu BMC, Arifiye'nin işletmesini 25 yıllığını alan dev güçlü bir firmadır. Zira, orada yapılacak olan işler, fabrika arazisindeki her türlü taşınmazın, üretim, bakım ve onarımda kullanılan her türlü teçhizatın mülkiyeti devlete aittir ve öyle kalacaktır. Şimdi orada yeni yeni teknolojik belli ürünler, yatırımlar yapılacaktır ki bu 40-50 milyon doları bulacak. Onlar da orada yapılacak. Şimdi bu tür yatırımları yapacak ve işletmeyi orada çok daha 'feasible', 'rantabl' hale getirecek olan bir firmaya karşı daha adım atılmadan işletme süreci daha tam başlamadan bu tür gösterilere girmek çok yanlış, çok çirkin. Şunu da söyleyeyim bu tür şeylere de kusura bakmasınlar prim vermeyiz. Kaldı ki burada yapılan iş, özelleştirme de değildir. Özelleştirme farklı bir şey. İşletme hakkının belli şartlar, belli süreler, belli kısıtlamalar dahilinde BMC'ye devredilmesidir. Olay budur. İşletmeyi devralacak firma, mevcudu korumakla kalmayacak az önce ifade ettim, yeni yatırımlarla fabrikayı daha da güçlendirecektir. İnşallah bu sürecin sonunda sadece işçilerimiz değil Silahlı Kuvvetlerimiz ve milletimiz de kazançlı çıkacaktır. Kaybedense sadece ve sadece yalan, kışkırtma ve iftira üzerinden siyaset yapmaya çalışan kifayetsizler olacaktır."

Notlar

Programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, milletvekilleri, belediye başkanları ve BMC yetkilileri katıldı. 

BMC Karasu Fabrikası'nın temel atma töreninde ayrıca BMC İzmir Pınarbaşı Fabrika açılışına ve İTÜ Test Laboratuvarı BMC POWER yerli ve milli motor çalıştırma törenine canlı bağlantı yapıldı.

Temel atma töreni sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahnede butona basan AK Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu'na "Motosiklet kullanmaya benzemez Kenan." demesi salonda bulunanları güldürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması öncesi sahne önüne BMC'nin yeni ürettiği iki "TUĞRA" model kamyon getirildi.

Program sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, BMC Yönetim Kurulu Üyesi Taha Yasin Öztürk'e fabrikanın ruhsatını verdi. Öztürk ve BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a BMC kamyon maketi hediye etti.