AK Parti 26. Dönem Milletvekili Metin Külünk, Periscope üzerinden yaptığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Metin Külünk, son dönemde yükselen doğalgaz ve elektrik faturalarından dolayı sokaktaki vatandaşın sessiz bir feryat içerisinde olduğunu söyledi.

Sürekli sokakta olduğunu ve Türkiye’nin her tarafından vatandaşları dinlediğini belirten Külünk, eşiyle yaşadığı elektrik faturası diyaloğunu anlattı ve sokaktaki vatandaşların uyarlarını bildirdi. Sabah evinden çıkarken eşinin elektrik faturasını kendisine gösterdiğini anlatan Külünk ‘’Eşim elektrik faturasını önüme koydu ‘’Metin bir fabrika mıyız, geçen yılla kıyas etmek mümkün değil gelen miktara bak’’ dedi. Eşime bir takım cümlelerle konuyu izah ettim. Daha sonra yaşça büyüğümüz olan ve Türkiye’ye son derece büyük katkıları olan bir iş adamımızı ziyaret etmek için Bayrampaşa’ya hareket ettim. Bu sırada hareket halindeyken binek araçtan bir arkadaş selam verdi. Aracımı durdurdu. ‘’Abi doğalgaz ve elektrik faturalarına dikkat edin. İş yerlerinde ve evlerde insanlar artık bu doğalgaz ve elektrik faturalarını taşıyamaz hale doğru gidiyor. Halkımız Cumhurbaşkanımızı çok seviyor, bunu kendisine iletin’’ diye söyledi. Sokakta sessiz bir feryat var.’’ dedi.

DEDAŞ yöneticilerini uyardı.

Açıklamalarında DEDAŞ yöneticilerini uyaran Külünk, Şanlıurfa’ya dikkat çekti. Urfa’dan elektrik kesintileriyle ilgili haber aldığını belirten Külünk ‘’Urfa’da ara ara, geçmişten kaynaklanan ve bugün varlığını devam ettiren DEDAŞ’ın uygulamalarından kaynaklanan bir takım sıkıntılar var. Urfa kıymetli ve önemli bir yerde. DEDAŞ’ın kendine göre kendini haklı ifade ettiği ama özellikle son derece kritik dönemler yaşadığımız ve soğuğun bu kadar yoğun olduğu bir dönemde dikkatli adım atması gerekiyor. Afrin’de olduğumuz, Fırat’ın doğusundaki terör tehditlerini ortadan kaldırmaya yönelik her an operasyon gerçekleştirebileceğimiz bir dönemde, sınırın yanı başındaki şanlı şehrimizde DEDAŞ’ın dikkatli olması gerekmektedir. DEDAŞ yöneticileri süreci asla sadece alttaki emek veren kadrolarla değil, güvenlik doktorinli yönetmeleri gerekmekte. Bir kez daha hatırlatıyorum; DEDAŞ Urfa’da ve Mardin’de süreci milli güvenlik temelli yönetmek zorundadır. Şanlıurfa’da ve Mardin’de asker evlatlarımız hareket halinde. Fırat’ın doğusuna yönelik gerçekleştireceğimiz operasyonda Türkiye’yi içeriye kilitlemek için Suriyeliler üzerinden içeriye sızdırılmış ajanların tahrik ve provokasyonlarıyla şiddet üretme çabalarının kirlice planlandığını bilmeliler’’ dedi.

‘’Erdoğan ile sokağın ittifakını kesmek istiyorlar’’

Kendisine düşen sokağın sesini aktarmanın olduğunu da ifade eden Külünk açıklamalarında önemli noktalara da temas etti. Külünk ‘’2013’de gösterge faizleri 4.69 civarındaydı. Şimdi Türkiye’de faizler yüzde 20’lerin üzerinde. 24 Haziran seçimlerinden önce kur 3 TL idi. Şuan 5 TL’nin üzerinde. En hassas olduğumuz yerden alanı hareketlendirmek isteyecekler. Türkiye’nin ikinci 15 Temmuz karşılaşması olan 9 Ağustos kur saldırısıyla yapmak istedikleri şey bu ülkede düşük, orta gelirli ve orta gelir üstü grupların tümünün hayatını zorlaştırmaktı. Ekonomik mücadelede nefes almalarını güçleştirmekti. Bugün çok açık görüyoruz ki asgari ücret 500 dolardan 300 dolara düştü. 500 dolarlık alımla, 300 dolarlık alım arasındaki yüzde 40’lık değer kaybından kaynaklanan her ev ve her cep doğrudan etkilendi. Kış ayının gelmesiyle birlikte doğalgaz ve elektrik faturalarının milletimizin önüne gelmesiyle birlikte, alışverişlerde yaşanan alım gücünün de azalmasıyla sokağın sessizce feryat ettiğini görüyoruz. Sokağı iyi anlamalıyız. Sokağın tepkilerini iyi okumalıyız. Milletle devlet arasındaki ittifak son derece kıymetli. Kirli akıl bu ittifakı yani Sayın Erdoğan ile sokak arasındaki güçlü bağı eritmek istiyor. Bu güçlü bağı eritebilmek için kur saldırısıyla, herkesin cebine dokunarak ümitsizlik yüklemek istiyor. Topluma kriz tetikçiliğini dayatmak istiyorlar. Alım gücü düştüğü için özellikle de dar gelirli yüzde 20’lik dilim ciddi anlamda bu süreçten etkilendi. Onun bir üst, ve yine bir üst dilimi de bu süreçten etkilendi. İlk üç dilim bu grup yani AK Parti iktidarını omuzlarında taşıyan, cebinden para verip, gelip giden, Sayın Erdoğan’ın mücadelesini sahiplenen, Türkiye’nin omurgası olan o güç sessiz sessiz, evlerde, kahvelerde, özel görüşmelerinde feryat ediyor. Hükümetimizin bu feryadı anladığını görüyorum’’ dedi.

‘’Kılıçdaroğlu KKTC’nin başındaki şahısla ne konuştu?’’

Külünk, açıklamalarında gündeme ilişkin bir çok önemli konuyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. Kirli güçlerin sokak üzerinden ciddi hazırlık yaptığını da ifade eden Külünk, kahvelerde bildiri dağıtıldığını iddia etti. Alanı hareketlendirmek için kirli gayretlerin içerisinde olduklarının da altını çizen Külünk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kıbrıs ziyaretine dikkat çekti. Külünk ‘’ Cumhuriyet Halk Partisi’ni ele geçiren, asla yurtseverlik ve vatanseverlik noktasında bağları olmayan, tamamen güç odaklarının merkezindeki CHP’nin başındaki şahıs, Almanya ziyaretinin hemen ardından Türkiye’de bir takım temaslarda bulunuyor. Hemen ardından Kıbrıs’a gidiyor. Merak ediyoruz, Kılıçdaroğlu Türkiye’ye rezervle yaklaşan KKTC’nin başındaki şahısla ne konuştu ? Almanya’da kimlerle görüştü. Boğazdaki hangi akıl merkezleriyle ne konuştu ? Boğazın etrafında oturanlarla saatlerce oturup ne konuştular. Millet olarak bunu sormak hakkımız’’ dedi.

‘’Başaramayacaklar’’

Külünk, Türkiye Cumhuriyet devletinin artık çok güçlü olduğunu, sokak üzerinden devletle milletin arasını açmaya yönelik adımların başarılı olamayacağını da sözlerine ekledi. Külünk ‘’Hiç kimse bu millete, bu ülkeye ve bu devlete Fransa’dan, Belçika’dan esinlenerek, sokak üzerinden parmak göstermeye kalkmamalıdır. Bu anlamda sokağı hareketlendirebilmek için kirli küresel güç merkezlerinin, kirli odaklarının Türkiye’de devleti zayıflatmak, küresel politikalarını etkisiz ale getirmek için ikinci dünya savaşından bu yana devşirdikleri kirli akıllar üzerinden, çevirdikleri entrikaların 2005’den bu yana Erdoğan’sız bir Türkiye hedefine ulaşabilmek için neler yaptığı hepimizin malumu. 15 Temmuz’da devletimizi, ülkemizi ve milletimizi teslim alamayanların vazgeçtiğini zannetmeyin. Onlar vazgeçmedi, vazgeçemeyeceklerdir. Ancak biz onlardan daha kararlıyız. Teslim olmayacak, boyun bükmeyeceğiz. 15 Temmuz’da devletimiz bir kez daha görmüştür ki kim bu kirli odaklar, 50 yıllık bir yapı deşifre olmuş, devletin refleksi ve aklı çok daha güçlü hale gelmiştir. Milletimiz 15 Temmuz’dan sonra çok daha güçlüdür. Türkiye’yi kim çökertmek istemiştir açık bir şekilde perde inmiş ve görülmüştür.’’ Dedi.