AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB organlarından ve Avrupa ülkelerinden Türkiye'ye karşı olan politikalarında sahici ve samimi olmalarını istiyoruz. Şimdi AB'den de sesler gelmeye başladı. Ne diyorlar? 'Belirleyici olan Almanya değil, bu bir birliktir, dolayısıyla karar beraber alınır.' Hayırlı olsun, bir an önce alın şu kararı. Buradan ben kendilerine şunu söylüyorum: Şayet Türkiye'nin AB ile olan mevcut ilişkisine bile tahammül edemiyorsanız çıkın bunu mertçe söyleyin ve gereğini mertçe yapın” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, il başkanları, kadın ve gençlik kolları il başkanları, il genel meclis ve il belediye başkanlarının katılımıyla AK Parti Genel Merkezinde gerçekleşen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

Bir süredir Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden bazılarının Türkiye ile ilgili sergiledikleri olumsuz yaklaşımlarla diğerlerinin önüne çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunda Avrupa ülkelerinde art arda yaşanan seçimlerin etkili olduğunu; ancak meselenin bu kadar basit olmadığını da düşündüklerini söyledi.

“TÜRKİYE, AB ÜYELİĞİ STRATEJİK HEDEFLERİNDEN VAZGEÇMEDİ”

Türkiye’nin AB konusundaki yaklaşımını bir kez daha ve altını çizmek istediğini belirterek, “Türkiye, resmî devlet politikası olan AB üyeliği stratejik hedeflerinden şüphesiz ki vazgeçmiş değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu doğrultuda önce aday üyelik, ardından tam üyelik müzakerelerinin başladığı günden beri üzerine düşen görevleri yerine getirdiğini dile getirdi.

“Avrupa Birliği’nden kaynaklı gecikmeleri bu reformların aynı zamanda kendi vatandaşlarımızın demokratik ve ekonomik standartlarını yükselteceği inancıyla mesele etmedik ve yolumuzda ilerledik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye verdiği sözleri yerine getirmeyen Avrupa Birliği’nin dönüp bir de Türkiye’yi itham etmesinin katlanılabilir bir durum olmadığını vurguladı.

Daha önce Avusturya, Belçika ve Hollanda’nın, şimdi de Almanya’nın Türkiye karşıtlığını kendi seçimlerinin ana teması hâline getirmiş olmasından fevkalade rahatsız olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adeta gece-gündüz Türkiye’yle, partimle ve şahsımla yatıp kalkan bu siyaset tarzının Avrupa ülkelerine kazandıracağı hiçbir şey de yoktur. Peki, gün ola harman ola bu şahıslar benim yüzüme nasıl bakacak öyle mi? Ya ben sırtımı dönüp geçeceğim, ya onlar sırtını dönüp geçecek, bunun başka izahı olmaz” diye ekledi.

“ALMANYADAKİ VATANDAŞLARIMIZ, TÜRKİYE DÜŞMANLARINA OY VERMESİN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “İkide bir yatıyorlar kalkıyorlar Türkiye, yatıyorlar kalkıyorlar Erdoğan. Erdoğan size ne yaptı? Bu seçim Türkiye’de mi yapılıyor, Almanya’da mı yapılıyor? İşinize bakın, bizimle niye uğraşıyorsunuz. Hadi biz seçimimizi yaptık, sizin istediğiniz gibi olmadı, bizim istediğimiz gibi oldu. Şimdi siz kendiniz seçim yapıyorsunuz. Yahu yapın, kim kazanırsa kazansın, bizi ilgilendirmiyor. Ama ben Almanya’daki vatandaşlarıma, soydaşlarıma yalnız şunu söylüyorum, ‘Aman ha demokratik hakkınız olan oyunuzu kullanırken Türkiye düşmanlarına oy vermeyin’ diyorum. Varsın ana muhalefet partisi gitsin SPD ile iş birliği yapsın, onlar birbirleriyle bu dostluklarını sürdürsünler; ayrı bir konu. Ama ben gerçek manada vatansever, milliyetperver, ülkemin aşığı olan Almanya’daki kardeşlerime diyorum ki; ‘siz Türkiye düşmanlarının kim olduğunu biliyorsunuz, sakın ha onlara oy vermeyin’ bunu söylüyorum. Çünkü bu yaklaşım Avrupa’yı nereye götürüyor biliyor musunuz? Hızla 2. Dünya Savaşı öncesi siyaset iklimine doğru sürüklüyor; gelişme bu. Bizim hani Nazi benzetmelerimize alınıyorlar ya; ya Nazizm’de ne varsa siz onu yaptınız, onu yapıyorsunuz, niye rahatsız oluyorsunuz? Ben ‘Sen Nazi’sin, sen faşistsin’ demiyorum ki olayı anlatıyorum, olayı takdim ediyorum. Bu olay Nazizm’dir, bu olay faşizmdir, siz bunu yapıyorsunuz. Seçim kampanyalarında bu sıfatı hak etme yarışına girdiniz, açıkça ortada.”

“AVRUPA ÜLKELERİNİN TÜRKİYE’YE KARŞI SAMİMİ OLMASINI İSTİYORUZ”

AB organlarından ve Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye karşı olan politikalarında sahici ve samimi olmalarını istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neymiş? Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne karşıymışlar, engelleyeceklermiş. Şimdi bak, Avrupa Birliği’nden de sesler gelmeye başladı, ne diyorlar? ‘Belirleyici olan Almanya değil, bu bir birliktir, dolayısıyla karar beraber alınır.’ Hayırlı olsun, bir an önce alın şu kararı. Buradan ben kendilerine şunu söylüyorum: Şayet Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan mevcut ilişkisine bile tahammül edemiyorsanız, çıkın bunu mertçe söyleyin ve gereğini yapın, mertçe. Böylece Avrupa halkları ve tüm dünya Avrupalı siyasetçilerin gerçek yüzlerini görme, ona göre de değerlendirmesini yapma imkânına sahip olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Bu mertliği göstermek yerine Türkiye’yi, AB tam üyelik müzakerelerini bitirmeye zorlamanın; ikiyüzlülük, riyakârlık ve siyasi ahlaksızlık olacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1959’da fiilî, 1963’te resmî üyelik sürecinin başladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1963’ten bu yana Türkiye’yi kapıda bekleten AB’nin verdiği hiçbir sözü de tutmadığını ifade etti.

“AVRUPA BİRLİĞİ VİZE KONUSUNDA VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”

Türkiye’nin daha önce zirvelere davet edildiğini, 15 faslın olduğu dönemde zirve toplantılarına Başbakan olarak katıldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne zaman ki Sarkozy ve Merkel ülkelerinde başkan seçildiler, ondan sonra Türkiye’yi bu zirvelere kabul etmemek için dediler ki; ‘burada yeni bir anlayış getirelim ve zirvelere müzakere adayı veya müzakereciler katılmasın, sadece üyeler katılsın.’ Ve ondan sonra bizi bu zirvelere almadılar. Sonra da zaten fasılları iyice çıkmaza sokmak için 35’e çıkarttılar. Bakın bütün tezgâh Türkiye üzerinden” sözlerine yer verdi.

AB’nin, vize konusunda verdiği sözü tutmadığını ve mülteciler konusunda yapmayı taahhüt ettiği yardımı yapmadığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kadar samimiyetsizliğin olamayacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunlardan yardım da istemedik, ama tabloyu gösterdik. Ve bizim şu ana kadar harcadığımız değerli kardeşlerim, rakam olarak 30 milyar doları aştı. Onların bize verdiği şu ana kadar 850 milyon euro. Ve şu anda duraksama dönemine girdi. Çünkü sözlerinin eri değiller” diye konuştu.

AB’nin Suriyeli ve Iraklı mülteciler için, Temmuz 2016’da 3 milyar Euro, aynı yılın sonuna kadar da 3 milyar Euro daha vereceğini taahhüt ettiğini; ancak bu sözlerini tutmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönderilen ve gönderilecek paranın Türkiye’nin bütçesine girmeyeceğinin, uluslararası kurumlar vasıtasıyla Türkiye’deki mülteciler için harcanacağının altını çizdi.

“TÜRKİYE’Yİ SEÇİM MEYDANLARINDA MEZE YAPMAYA ÇALIŞANLARA BEKLEDİKLERİ FIRSATI VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “Türkiye müktesebat uyumu konusunda da, düzensiz göçün önlenmesi konusunda da tüm taahhütlerini bütün bunlara rağmen yerine getirmiştir. Öyleyse şu anda adım atması gereken taraf Avrupa Birliği’dir. Ya sözlerini tutup tam üyelik sürecinin önünü açacaklar ve düzensiz göçün önlenmesiyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirecekler ya da çıkıp ‘biz Türkiye’yle yola devam etmek istemiyoruz’ diyecekler; başka bu işin çıkışı yok. Kusura bakmasınlar, Türkiye’yi seçim meydanlarında meze yapmaya çalışanlara bekledikleri fırsatı vermeyeceğiz, bunu böyle bilsinler. Biz Allah’ın izni, milletimizin birliği beraberliği, ferasetiyle bu sıkıntıların da üstesinden geliriz. Ama kısa vadeli çıkarları uğruna Avrupa halklarını Türkiye ve onun üzerinden özellikle İslam ve Türk düşmanlığıyla dolduranlar uzun vadede bunun acısını çok çekeceklerdir. Bugün bizi hedef tahtasına koyanların okları, tarihî bir hakikattir ki yarın birbirlerine dönecektir. Çok geç olmadan Avrupa Birliği organlarını da, Avrupa ülkelerini de Türkiye ile ilgili politikalarını hakkaniyete ve anlaşmalara uygun şekilde düzeltmeye davet ediyoruz.”

“YENİ ZAFERLER İÇİN HEP BİRLİKTE DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”

Suriye ve Irak’taki gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürdüklerini, Türkiye’nin çıkarları ve bölgedeki kardeşlerinin geleceği için mümkün olanın en iyisini yapmaya gayret ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide hızlı bir toparlanma süreci içine girildiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllık ihracatın 152 milyar dolara ulaştığına, işsizlikte tek haneli rakamlara doğru gidildiğine işaret etti ve enflasyonun da önümüzdeki aylarda yeniden tek haneye ineceğini söyledi.

Üretimde ümit verici artışların yaşandığını, büyümeyle ilgili olarak öncü rakamların ikinci çeyrek için yüzde 7 civarında bir performansı işaret ettiğini, belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmde yeniden yüzde 70-80’lik doluluk oranlarının görüldüğünü hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmetimiz bir yandan, partimiz bir yandan ortaya koyduğumuz çalışmalarla ülkemizi sürekli büyüterek, güçlendirerek hedeflerimize doğru adım adım ilerliyoruz. Emek vermeden, terlemeden, hak etmeden hiçbir başarı, hiçbir zafer kazanılamaz. Yeni başarılar, yeni zaferler için hep birlikte daha çok çalışacağız” şeklinde konuştu.

AK Parti il yöneticilerinden halkın gönlünü kazanmalarını ve bunun için çok çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını yaptıkları toplantının hayırlara vesile olması temennisiyle tamamladı.