Büyük taşlarla bebeğin gövdesini oluşturan kursiyerler, orta büyüklüklerdeki taşlarla başını, küçüklerle ise ayaklarını yapıyor. Tutkalla yapıştırdıkları taşları seramik hamuruyla kaplayan, ardından da boya ve vernikle süsleyen kadınlar, taşları yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürüyor. 

 Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde düzenlenen kursa katılan kadınlar, Fırat Nehri'nden toplanan çakıllardan yöresel kıyafetli taş bebekler üretiyor.

Halfeti Halk Eğitim Merkezinde (HEM) düzenlenen "Yöresel Taş Bebek Sanatı"  kursuna katılan kadınların, Fırat'tan toplanan çeşitli büyüklüklerdeki çakıllardan ürettikleri taş bebeklerle hem aile bütçesine hem de ilçenin tanıtımına katkı sağlamaları amaçlanıyor.  

Büyük taşlarla bebeğin gövdesini oluşturan kursiyerler, orta büyüklüklerdeki taşlarla başını, küçüklerle ise ayaklarını yapıyor.

Tutkalla yapıştırdıkları taşları seramik hamuruyla kaplayan, ardından da boya ve vernikle süsleyen kadınlar, taşları yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürüyor.

Kursta üretilen taş bebekler, Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi tarafından "sakin şehir" ağına dahil edilen, tarihi ve doğal güzelliği ile ön plana çıkan ilçede, yerli ve yabancı turistler için satışa sunulacak.

HEM Müdürü Eşref Arıkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede ilk kez düzenledikleri taş bebek kursuna 12 kadının katıldığını söyledi.

Kursta Fırat Nehri'nden çıkan taşlara folklorik özellikler kazandırdıklarını belirten Arıkan, "Fırat Nehri'nden çıkan taşları sanata dönüştürmek, yöresel folklorik taş bebek yapımında kullanmak için böyle bir proje geliştirdik. Kursiyerlerimiz yapmış oldukları bu bebekleri satarak, hem turizme hem ilçemizin tanıtımına hem de aile bütçelerine katkıda bulunacaklar." dedi.

- "Terzi, ressam ve heykeltraşız"

Usta öğretici Emine Gündoğdu, nehirden topladıkları taşların yüzeylerinin pürüzsüz olmasına dikkat ettiklerini ifade etti.

Taşları baş, gövde ve ayaklar olmak üzere hızlı yapıştırıcıyla birleştirdiklerini anlatan Gündoğdu, "Daha sonra seramik hamurunu kıyafet gibi taşlara giydiriyoruz. Bu sanatta hem terzi hem ressam hem de heykeltıraş oluyorsunuz. Üç sanatı birleştirerek taş bebek elde ediyoruz." diye konuştu.

Taş bebek yapımının 3 bin yıllık geçmişe sahip bir Türk sanatı olduğunu kaydeden Gündoğdu, unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı, kurslar düzenleyerek öğretmeye çalıştıklarını aktardı.

Kursiyerlerden Nilüfer Yener de kursa hobi olarak başladığını belirtti.

Taş bebek yapmayı çok sevdiğini ifade eden Yener, "Eğitimimiz çok eğlenceli geçiyor. Gelecekte de bu işi ilerletmeyi düşünüyorum. Farklı bir sanat olduğu için tercih ettim. Kursun sonunda çok güzel eserler ortaya çıkarmış olacağız." şeklinde konuştu.

Ev hanımı Sema Özdilek de farklı bir uğraşla ilgilenmeye ihtiyacı olduğunu için kursa başladığını dile getirerek, "Taş bebek yapımını çok sevdik. Taşları yapıştırmayı, hamurunu kıyafet gibi giydirmeyi, boyamasını rahatlıkla yapabiliyoruz." dedi.