Kaymakam Ayca “Kurslarımız kısa sürede iyi bir yere geldi. Kadınlarımız meslek sahibi oluyor, ailelerine maddi katkı sağlıyorlar. İlk defa Suriyeli mülteciler burada üretip hem de İŞKUR desteğiyle çalışabiliyorlar” ifadelerini kullandı

Bu haftaki sohbet benim için çok renkli ve keyifli geçti. Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde dünya kalitesinde bir marka oluşturan, Harran’ın ve bölgedeki çadırkentlerin kadınları, onlara el emeği marangozluk, keçe işçiliği gibi zanaatları öğreten öğretmenleri ve bu oluşumu başlatan, destekleyen Harran Kaymakamı Temel Ayca’yı tebrik etmek lazım. Birçok ilde benzeri oluşumlar var ama çıkan sonuç ve ürünlerin kalitesi burada bir başkaydı. Eminim görmediğim duymadığım belki daha güzelleri de vardır ve onları da aynı şekilde takdir ediyor ve alkışlıyorum. 1,5 sene önce Harran Kaymakamı Temel Ayca’nın girişimiyle kurulan Amazon Kraliçeleri markası ekolojik tahta oyuncaktan, keçe mozaik halılalara, Harran’ı tanıtan turistik heykellerden, bez oyuncaklara bir çok farklı ürüne sahip. Marka Harran’lı ve bölgedeki konteyner kentlerdeki Suriyeli kadınların el emeği olarak ortaya çıkıyor ve üretiliyor. İlk defa Suriyeli mülteciler burada üretip hem de işkur desteğiyle çalışabiliyorlar. Uluslararası destekler de gelmeye başladı Amazon Kraliçeleri markasına. Heyecanlandım, ürünleri sergiledikleri salonda, bir sürü şeyi almak istedim. Hepsinin renkleri, detayları ve güzellikleriyle farklı bir albenisi vardı. Bazen hiç bir işiniz yolunda gitmez, her şey olucakmış gibi olup son anda iptal olur. İnsan hayallerinden soğur. Evden çıkmak istemez. Öyle anlardan birinde bu röportaj bana ilaç gibi geldi. Tekrar, sıkı sıkıya hayallerime sarıldım. Bu güzel kadınların enerjisi, çıkan ürünlere yansımış. İşte Harran’ın Amazon Kraliçeleri’nin hikâyesi.

¥ Harran Kaymakamı Temel Ayca bu işin mimarı. Markanın doğum hikâyesini sordum. 

 Ben Harran’a atandıktan sonra turizmle ilgili çalışmalar yapmaya başladım. Turizmde markalaşma üzerine çalıştım. Marka şehir Harran çalışmalarında Harran’da hediyelik eşyaların yapılmadığını, gelen insanların Harran’dan ayrılırken burada üretilen bir şey alamadıklarını fark ettik. Bu sebeple bir merkez açmaya ve hediyelik eşyalar üretmeye karar verdik. Aynı zamanda gelen kadınlarımızın da sosyalleşmesine imkan tanımak istedik. Zaman zaman geziler de organize ediyoruz. Hatay’a gittik, Halfeti gezisi yaptık, sinema programlarımız olacak. 

¥ Ne kadar oldu açılalı?
 Bir buçuk yıl oldu. Bir buçuk yılda güzel bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum. İlgi çekici olmaya başlayınca yardımlar arttı. Uluslararası kuruluşlar da ilgi gösterdi. En yoğun çalıştığımız “Uluslararası Çalışma Örgütü”. Burada Harran Kaymakamlığı, İşkur ve Uluslararası Çalışma Örgütü ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. Biz daha çok burada eğitim verecek kişilerin bulunmasıyla ilgileniyoruz.

¥ Çalışma alanlarını neye göre seçtiniz?

 Ş. Urfa’nın da kültüründe olan alanlar olmasını istedik. Mesela seramik geçmişte bölgede olan bir uğraş. Keçe aynı şekilde. Daha fazla alan da olabilir ama ilk aşamada bu alanlarda biraz daha uzmanlaşmayı planlıyoruz. 

¥ Çekimser olan hanımlar oluyor mu? 
İlk zamanlarda daha çok sıkıntı yaşadık. Harran çok kolay bir bölge değil. Ama zamanla bunu aştık. İstanbul’da uluslararası kahve festivaline katıldık, oraya buradan hanımları götürmekte zorlandık. Zaman geçtikten sonra Expo’da daha çok katılmak isteyenler oldu. Artık daha rahat. Kaymakamlık bünyesinde olması güven veriyor. Eşim de burada çalışıyor o da güven ve iletişim açısından çok iyi oluyor.
Eşi Nazlı Gökçen Ayca: 
 Konteyner kentten gelen Suriyeli kursiyerlerimiz var. Onların ulaşımını servislerle sağlıyoruz. İŞKUR desteğine de başlayacaklar. Zaten ürünün satışından gelen para kursiyerlerin oluyor. Özel toplu siparişler de oluyor onların da ödemelerini alııp kursiyerlmize dağıtıyoruz. İŞKUR Türkiye’de ilk kez Suriyelilere burada destek olacak. Onlar da günlük 30-35 TL ücret alabilecekler.

¥  Kursiyerlere ve hocalara hislerini sordum: 

Nevin Nur:  20 yaşındayım. Harran’da doğup büyüdüm. Üniversite kısmet olmadı. Açıldığı günden beri buradayım aile gibiyiz. Suriyelileri normalde pek tanımazdık burada kaynaştık, tanıştık. Arada bir konteyner kente misafirliğe de gidiyoruz.  

Zeynep:  17 yaşındayım ve yeni başladım. Seramik kursu istedim ve başladım ve çok mutluyum.

Cemile:  Çok mutluyum. Eğlenceli, sosyalleşiyoruz, para kazanıyoruz. 4 tane çocuğum var. Oğlum Lise 1. sınıfta. Onlar okuldayken geliyorum, küçük oğlumu da yukarıdaki kreşe bırakıyorum. Bize bütün imkanları sağladılar çok şükür. Kaymakamlığın bünyesinde olduğu için eşlerimiz de güveniyor. Aileye de katkımız oluyor. 

¥  Zor mu?

 Biraz el becerisi gerektiriyor. Hocalarımızın yardımları sayesinde geliştiriyoruz.

¥ Kahramanmaraşlı Resul Yılmaz Hoca:
 Benim Samsun’da ticari işletmem vardı. Kaymakam beyle iletişime geçtikten sonra işletmemi devredip daha insan odaklı çalışmaya karar verdim. Bir yılı geçti ve çok mutluyuz.

¥ Handan Ünlü keçe atölyesinin eğitmeni. Hocam sizin yolunuz nasıl düştü buraya?
Ş. Urfalıyım. 16 yıldır bu işle uğraşıyorum. Harran’a kaymakam beyin daveti üzerine geldim. Tam yünlerin buluştuğu bir yerde bu teklife hemen evet dedim. 

¥ Memnun musunuz öğrencilerinizden?
Şu anda dikişsiz keçe üzerine çalışıyoruz. Türkiye’de az bulunan bir alan. Keçe bizim özümüz ama yurt dışında daha çok talep görüyor, bizde unutulmaya yüz tutmuş. 

¥  Herkes öğrenebilir mi, yetenek şart mı?
Önce sevmek lazım. Şimdiye kadar benim sınıfımda vazgeçen olmadı fakat daha eli yatkın olan, daha hızlı kavrayan öğrencilerim var. Biraz karışık bir iş. Düşünün üzerinizdeki bluzu dikişsiz bir şekilde çalışıyoruz.

¥ Önceden bilen tanıyanlar var mıydı?
 Hiç yoktu. Biz Harranlı ve Suriyelilerden oluşan bir ekiple çalışıyoruz, herkes burada öğrendi. 

¥ Nasıl ürünler çıkarıyorsunuz? Mozaikleri biraz anlatır mısınız?

 Patchwork çantalarımız var, ipek kumaşları üst üste getirip, sonra yünle tekrar harmanlıyoruz. Pişirme tekniği diyoruz. Mesela Haleplibahçe’deki mozaikleri keçeden tek tek mozaik tekniğiyle çalışıp, halılar yaptık. Halılarımız 1.000-2.000 TL civarı fiyatlara satılıyor, işçiliği ve kalınlığına göre değişiyor. Mesela bir halıda 4 kadın çalıştı, 15 gün aldı ürünün ortaya çıkması.
İzdihar:  Suriyeliyim. 3 aydır kurslara geliyorum. Elhamdülillah çok mutluyum. Konteyner kentte kalıyorum. Burası hem ek gelir oluyor, hem sosyalleşiyoruz. 
 Bedriye:  Başlarda zordu artık alıştım. 1,5 yıl oldu. Hocamızın desteğiyle sevdik. Daha önce zamanımız boş geçiyordu, Harran’da yapacak bir şey yoktu. Eşim imamdır, destek oldu buraya katılmama. 
 Hüseyin Aksu.  Kırşehirli. Yaklaşık 20 senedir ekolojik ahşap oyuncak üretimiyle ilgileniyor. Yozgat’ta çalışırken Harran’daki projeden haberdar olmuş ve kadınların bu işe ilgisini görünce hiç düşünmeden kabul etmiş Harran teklifini ve eşini de yanına alıp atölyeyi kurmuş. 

¥ Nasıl gidiyor, kursiyerler başarılı mı?
 25 kursiyerle çalışıyoruz. Erkeklere göre kadınların el işçilikleri daha yatkın. Onlar daha değer veriyor, onların elinden çıkan oyuncaklar daha güzel oluyor. 
 Nurgül Özyavuz:  18 yaşındayım. 1 yıldır kursiyerim, burayı çok sevdim. En son küpleri çıkardık, çok heyecanlıyım. Hem maddi hem manevi bizi mutlu ediyor burası.
 Qade Karda:  5 senedir Türkiye’deyim. Ailem Suriye’de vefat etti, sadece 4 çocuğumla ben varım. Konteyner kentte kalıyoruz. 2 aydır buraya geliyorum. Elhamdülillah burası bizim yaralarımıza ilaç oluyor. İşi de çok seviyorum. Kaymakam beye ve hocamıza çok teşekkür ediyorum. Savaş biterse ülkeme dönerim fakat çocuklarım için, kendi güvenliğim için burada kalmayı da istiyorum. 

RÖPÖRTAJ: BURCU ÇETİNKAYA BUCAK

FOTOĞRAFLAR: NEDİM ATİLLA

TÜRKİYE GAZETESİ