Ülkemizdeki yaklaşık 10 kadından birinin yaşam boyu meme kanserine yakalanma riskine altında olduğunu ifade eden Uzunköy, tanıda gecikme olduğunda ve uygun tedavi edilmediğinde meme kaybının meydana geldiğini, yaşam süresinin kısaldığını ve yaşam kalitesinin bozulduğunu kaydetti. 

Meme kanserini önlebilineceğine dikkat çeken Uzunköy, meme kaybının kadınlar için psikolojik ve sosyal travmalar yanında, ciddi ekonomik kayıplara yol açtığını vurguladı. 

-Erken tanı çok önemli

Rahatsızlıkta erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğuna dikkat çeken  Prof. Dr. Ali Uzunköy şöyle devam etti:

“Meme kanserine neden olan faktörler bilip kaçındığımızda, meme kanserinin önemli bir kısmını önleyebiliriz. Önleyemediklerimizi de, tarama yöntemleri, erken tanı ve uygun tedavi ile, meme kaybına neden açmadan ve tam iyileşme sağlayarak tedavi edebiliriz. Özellikle benim de uzun yıllardır meme kanseri hastalarına uyguladığım onkoplastik cerrahi teknikleri ile hastalar ameliyattan memelerini kaybetmeden çıkmaktalar. Meme kanseri için risk faktörü oluşturan durumlar; kadın cinsiyet, ileri yaş, ailede meme kanseri veya diğer kanser hikayesi, adetlerin erken başlaması, geç menopoz, menopozu geciktirme için hormon hapı kullanılması, hiç doğum yapmama, özellikle çocukluk çağında radyasyona  maruz kalma, alkol kullanımı, yağdan zengin beslenme, sedanter yaşam, kişinin kendisinin meme kanseri hikâyesi ve genetik faktörlerde pozitiflik bulunması gibi faktörler sayılabilir. Dikkat edileceği, yaş, kadın cinsiyet, erken adet görmeye başlama, kişisel kanser hikâyesi aile hikâyesi ve genetik faktörler dışında diğer tüm faktörler değiştirilebilir ve önlenebilir faktörlerdir. “

-20 yaşından sonra meme kontrolleri önemli

Meme kanseri tedavisinde son yıllarda çok önemli gelişme değişmeler olmuştur. Artık, hastaların çok büyük çoğunluğunda memenin tamamını almadan yapılacak tedaviler ön plana geçmiştir. Ayrıca, benim de gerçekleştirdiğim onkoplastik cerrahi ameliyatları ile, daha önceden memesi alınan hastalar, hem kanserden kurtulmakta, hem de memesi korunmaktadır. Bu teknikte, tümör çıkarıldıktan sonra memenin kendi içinden veya çevreden doku kaydırılarak meme yeniden şekillendirilmektedir. Bu nedenle bu cerrahiye onko-estetik cerrahi de denmektedir. Kendi pratiğimde, bana başvuran hastaların büyük bir çoğunluğunda meme koruyucu cerrahi ve onkoplastik cerrahi tedavileri yaparak hastanın meme kaybı önlenmesi yanında, hasta normal yaşantısını iyi bir hayat kalitesi ile sürdürmektedirler.

Meme kanseri uygun tedavi edildiğinde, erken evrelerde 20 yıllık yaşama şansı %90’lara ulaşmıştır.

Biz tüm kadınların 20 yaşından sonra, mutlaka adet bitimini takip eden hafta içinde kendi memelerini muayene etmelerini istiyoruz. Normal riskli hastada 40 yaşından 50 yaşına kadar, 1 veya 2 yılda bir mamografi, 50 yaşından sonra her yıl mamografi ile tarama öneriyoruz.

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Uzunköy, son olarak “Meme kanseri, kadınlarda en sık gözlenen bir kanser olmakla birlikte, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, seçilecek tedavi yönteminin hastanın yaşam kalitesini ve süresini etkilediğini” belirtti ve “tüm kadınlarımıza sağlıklı ve mutlu yaşam dileklerini” sunarak sözlerine son verdi.