- Rengi, kokusu, tadı olmadığı için fark edilmesi zorlaştığından "sessiz katil" olarak da tanımlanan karbonmonoksit gazından zehirlenmelerde özellikle gebelerde ölüm riskinin bir yıl sonra bile ortaya çıkabileceği belirtildi
- GAÜN Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Al:

- "Zehirlenme, sadece olay anında olup bitmiyor. Daha sonra, hatta bir yıl sonra bile semptomları ortaya çıkabiliyor"
- "Çocuklar, yaşlılar veya solunum problemi olan vatandaşlar bizim risk grubumuzda yer alır. Özellikle gebeler çok risklidir"

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Behçet Al, beş duyu organıyla fark edilmesi imkansız olduğu için "sessiz katil" olarak da tanımlanan karbonmonoksit gazından zehirlenmelerde özellikle gebelerde ölüm riskinin bir yıl sonra bile ortaya çıkabileceğini söyledi.

Al, karbonmonoksit gazının solunum yoluyla vücuda alındığında herhangi bir rahatsızlık belirtisi göstermeyen, tatsız olduğu için solunum esnasında hissedilmeyen son derece zararlı bir gaz olduğunu belirtti.

Karbonmonoksit gazı zehirlenmelerinin en çok yanmayan kömürden kaynaklandığını aktaran Al, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ısınmak için vatandaşların en çok kömürü kullandığına işaret etti. Al, "Renksiz, kokusuz ve tatsız bir gazdır. Bu özelliklerinden dolayı 'katil gaz' da deniliyor. Çünkü ne hissedilir ne tadı var ne de kokusu var. Hatta bu gazın olduğu ortamda insanların uyuması için hoşuna giden bir vaziyet oluyor. Dolayısıyla sessizce öldüren bir gaz olarak bilinir." dedi.

Gazın baş dönmesi, baş ağrısı, halsizlik, şuur bulanıklığı, karın ağrısı gibi belirtilerin hepsini yapabildiğini ifade eden Al, özellikle kömür yakılan ortamlarda, hafif baş ağrısı, görmede bulanıklık, uyuma isteği gibi bir durum oluşması halinde insanların hemen pencereleri açarak içeriye temiz hava girişini sağlaması gerektiğini kaydetti. 

Karbonmonoksit gazının kan içindeki oksijeni hücrelere götüren hemoglobine bağlandığını belirten Al, "Karbonmonoksitin hemoglobine bağlanması oksijenden en az 230 kat daha fazladır. Karbonmonoksitin olduğu ortamda oksijen hemoglobine bağlanamıyor ve bağlanan kısmı da dokulara verilemiyor. Zehirlenmeye sebep olan budur. Dolayısıyla ilk etapta yapılması gereken ortamdaki kapı ve pencerelerin açılması ikincisi ise hastanın o ortamdan çıkarılmasıdır." diye konuştu. 

Türkiye'de en çok karbonmonoksit zehirlenmesinin Gaziantep'te meydana geldiğini, bunun en önemli sebebinin ise ısınmak için karbon içeren yanıcı maddelerin kullanılması olduğunu aktaran Al, bazı günler ortalama 700, 800 kişinin zehirlenme nedeniyle hastanelere müracaat ettiğini söyledi.

  - "Sobada veya mangalda kömür varken yatmak çok tehlikeli"

Al, karbonmonoksit zehirlenmesine karşı hem vatandaşların hem de kurumların önlem alması gerektiğini, bunun ihmale gelmeyecek kadar önem taşıdığını dile getirdi.

Yetkililerin fırtınalı ve soğuk gecelerde kömür kullanılan mahalleleri gezerek hoparlörlerden vatandaşları uyarması gerektiğini belirten Al, alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı: 

"Dikkat edilmesi gereken özellikle soğuk gecelerde, bacasız evlerde kömür kullanan vatandaşların uyarılması. Vatandaşların da aldığı tedbirler önemli. Kömürü yatarken mutlaka söndürmemiz gerekiyor. Hele hele bacasız bir yerde yaşıyorsak veya bacalarımız sık sık temizlenmiyorsa bu çok önemli. İkincisi ocağı, katalizatörü, sobayı açık bırakarak veya mangalda kömür varken yatmak çok tehlikeli. İnsanlarımız en çok bundan karbonmonoksit zehirlenmesine maruz kalıyor ve ölümün en çok sebebi de budur."

 - "Gebeler, durumları iyi olsa bile mutlaka doktora gitmeli"

Al, gebe ve çocukların karbonmonoksit zehirlenmelerinde önemli risk grubunun içinde olduğunu belirterek, zehirlenmiş vücudun toparlanmasının zaman aldığını dile getirdi.

Doktorların ve yetkililerin tavsiyeleri dışında vatandaşların kulaktan duyma yöntemlerle hareket etmemesi gerektiğine dikkat çeken Al, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Çocuklar, yaşlılar veya solunum problemi olan vatandaşlar bizim risk grubumuzda yer alır. Özellikle gebeler çok risklidir. Şöyle ki bu zehirlenme sadece olay anında olup bitmiyor. Daha sonra, hatta bir yıl sonra bile bunun tekrar semptomları ortaya çıkabiliyor. O açıdan dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle gebeler için tekrar tekrar dikkat çekmek istiyorum. Durumları iyi olsa bile mutlaka doktora gitmeleri gerekiyor."