Kış mevsimiyle birlikte havaların iyice soğuduğu şu günlerde hastalıkların sayısında önemli oranda artış yaşanıyor. Soğuk algınlığı, grip neredeyse kış mevsiminin kaçınılmaz tecrübeleri arasında yer alıyor. Okan Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Üskül kışın görülen hastalıkların çoğuna solunum yoluyla bulaşan virus ve bakterilerin neden olduğuna dikkat çekiyor. Kışın hastalıkların neden bu kadar arttığını ise Prof. Dr. Bahadır Üskül“Öncelikle havanın soğuması, burundan başlayan ve akciğerlere kadar devam eden solunum yolu mukozasının kurumasına ve enfeksiyonlara karşı bariyer görevlerinin azalmasına neden olur” şeklinde açıklıyor. Bir diğer neden ise okulların açık olması ve insanların soğuk havalarda daha çok kapalı ve sıcak olan alışveriş merkezleri, sinemalar, toplantı ve gösteri salonları gibi ortamlarda kalabalık olarak bulunmaları. Bu ortamlar yeterli havalandırılmadıkları için solunum yoluyla bulaşan mikropların çoğalmasını ve daha çok kişiye bulaşmasını kolaylaştırıyor. Prof. Dr. Bahadır Üskül göre hareketsizliğin artması, kış aylarında güneş ışığından daha az faydalanabiliyor olmamız da yine enfeksiyonlara zemin hazırlayan faktörler arasında yer alıyor.
Bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Kış mevsimi bizi hastalıklara karşı daha dirençsiz yapsa da alınacak tedbirlerle bu hastalıklardan korunmak mümkün. Prof. Dr. Bahadır Üskül “Kış aylarına girerken mutlaka genel kontrollerinizi yaptırmalı, eğer hekiminiz öneriyorsa koruyucu grip ve zatürre aşılarınızı olmalısınız. Özellikle, doğal yoldan veya ilaç şeklinde bağışıklık sistemini güçlendirici vitamin takviyeleri ve gıda takviyesi yapmalısınız. Süt ve süt ürünleri protein, A ve B12 vitaminleri için önemli kaynaklardır. Taze sıkılmış portakal suyu içmeyi ve balık yemeyi de ihmal etmeyin” diyor.
Hijyen kurallarına özen gösterin
Bunların dışında alınması gereken tedbirler de var. Genel temizlik kurallarına uymalı ve virüs ve bakterilerin bolca dolaştığı kış aylarında ellerinizi her zamankinden daha sık yıkanmalısınız. Kapalı, kalabalık ve yeterli havalandırma olmayan ortamlarda uzun süre kalmamalı, enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınmalı, hava sıcaklığına uygun kıyafetler giymelisiniz.
Okan Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Üskül kış aylarından evlerin ve işyerlerinin ısıtılması ve ısının korunmasının hastalıklardan
korunmada önemli olduğunu ifade ediyor. Evde ve iş yerinde, mümkün ise gün içinde kullanılan tüm odaların ısıtılması gerekiyor. İdeal oda sıcaklığının 21-22 derece olduğunu belirten Prof. Dr. Bahadır Üskül “Isınma sağlanırken oda havasını çok kurutmakda rahatsızlıklara neden olabilir. Bu nedenle nem oranını düzenleyecek uygun tedbirler alınmalı. Bunun en pratik yolu kalorifer üzerine konan su dolu kaplardır. Bol sıvı tüketmeli, sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durmalısınız. Düzenli ve kaliteli bir uyku da son derece önemlidir” diyor.
Her türlü önlemi almaya çalıştınız ama yine de hasta oldunuz. O zaman hastalığınızın ailenize ve sevdiğiniz insanlara bulaşmasını azaltmak için öksürme ve aksırma sırasında ağız ve burnunuzu mutlaka kapatın. Ellerinizi sık sık bol su ve sabunla yıkayın. Odanızı sık sık havalandırın. Mümkünse aynı ortam ve odayı paylaşmayın.
En sık görülen belirtiler; Ateş,öksürük, ağrı
Kış aylarında görülen solunum yolu enfeksiyonlarında en sık hastalık belirtileri ateş, öksürük ve ağrıdır. Ağrı baş, boğaz, kulak, göğüs ve sırt ağrısı şeklinde olabilir. Bunların dışında hapşırma, burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, balgam çıkarma, hırıltılı soluma ve nefes darlığı da görülebiliyor.
Solunum yolu şikâyetlerine ek olarak halsizlik, iştahsızlık, tüm vücutta kırgınlık, eklemlerde ve tüm bedende yaygın kas ağrısı, bulantı ve kusma gibi sistemik bulgu ve şikâyetlerin de olabileceği akılda tutulmalıdır.
Kışın en sık görülen solunum yolu hastalıkları hakkında bilgi
Okan Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Üskül;
- SOĞUK ALGINLIĞI
Hasta kişilerin öksürük ve hapşırıklarıyla havaya saçılan damlacıkların içinde bulunan virüsler havada asılı kalarak başka kişilere bulaşıyor. Özellikle rinovirüsler eşyalar üzerinde günlerce canlı kalabilmektedirler, bu yüzden direkt temas yoluyla bulaşma sık olarak görülüyor.’’ Dedi.
- GRİP
Okan Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Üskül, Bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerde influenza virüsü endişe edilecek tablolara yol açmıyor. Yatak istirahatinin yanı sıra yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, burun akıntısını azaltan ilaçlar ve ilk 48 saat içinde başlanan antiviral ilaçlar gribin hızla düzelmesini sağladığı gibi bulaştırıcılığı da ortadan kaldırıyor. Halk arasındaki “antibiyotiklerin gripte etkili olduğu inanışı” son derece yanlıştır. Grip esnasında bilinçsizce kullanılan antibiyotikler solunum yollarımızdaki yararlı bakterileri baskılayarak yarardan çok zararlı etkilere yol açabiliyor. Antibiyotiklerin hiçbir zaman hekim önerisi olmadan kullanılmaması gerekiyor.
Grip özellikle yaşlılarda, diyabetlilerde, altta yatan böbrek, kalp ya da solunum sistemine ait kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır hatta ölümcül seyredebiliyor. Bu nedenle özellikle 65 yaş üstü kişiler, kronik hastalıkları olanlar, okul, kreş, cezaevi gibi kalabalık yerlerde çalışanların her yıl Eylül Ekim ve Kasım aylarında grip aşısı yaptırmaları önemlidir. Grip virüsü her yıl kendisini değiştirdiği için bir önceki yılın aşısı bir sonraki yıl etkili olmaz ve aşının her yıl tekrarlanması gerekiyor.
Kışın tadını, gerekli önlemleri alarak çıkartabilirsiniz
- AKUT BRONŞİT
Burun akıntısı ve boğaz ağrısının ardından kuru öksürük ortaya çıkıyor. Hafif ateş ve öksürük nöbetleri şeklinde olabiliyor. Kuru gıcık tarz öksürük daha sonraları balgamlı hale gelebiliyor. Akut bronşit tanısı, öykü ve fizik muayene ile koyulmaktadır ancak tanıyı kesinleştirmek için akciğer grafisi, kan tahlilleri, ve akciğer fonksiyon testlerinin yapılması gerekiyor. Akut bronşitte genel olarak akciğer filmleri normaldir. Film çekilmesinin amacı pnömoni gelişip gelişmediğini anlamak içindir.
Akut bronşit çoğunlukla virüs enfeksiyonlarına bağlı oluştuğundan, antibiyotik tedavisi genellikle gereksiz olup; destek tedavisi yeterlidir. Ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler, öksürük şurupları verilmeli ve sıvı alımının artması sağlanmalıdır. Özellikle sigara içenlerde akut bronşit hızla sekonder bakteriyel enfeksiyonlarla komplike olabildiğinden antibiyotik tedavisi hekim önerisi doğrultusunda kullanılmalıdır.
- PNÖMONİ (ZATÜRRE)
Ani ve şiddetli ataklarla gelen kuru öksürük, ateş ve titreme, koyu pas renginde balgam, nefes alırken şiddetli bıçak batar gibi göğüs ağrısı, bulantı, kusma ve halsizlik görülüyor. Bazen balgamda kan görülebilir. Zatürrelerde hızlı tanı konulup erken dönemde antibiyotik başlanması çok önemlidir. Antibiyotik başlanmasındaki gecikme ölüm riskini arttıran en önemli nedendir. Bu yüzden zatürre düşündüren şikâyetlerin olması durumunda hızlıca bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
‘’Soğuk değil bulaşan mikroplar hasta ediyor, diyen Prof. Dr. Bahadır Üskül, kışın tadını, gerekli önlemleri alarak çıkartabilirsiniz.’’ Dedi.