Her Pazartesi günü yeni bir video içeriği ve blog yazısı ile takipçilerine seslenen Yaşam Koçu, Kişisel Gelişim ve Motivasyon Uzmanı, Yazar Osman Güzelgöz “İlk Kunduram” başlıklı yazısı ve yeni video içeriğinde çocukluğunu, Yavuz Selim İlkokulunu, Eyyubiye’yi ve 13 yaşında giyebildiği ilk kundurasının öyküsünü paylaştı. Zaman zaman gözyaşlarına hâkim olamayan Güzelgöz video içeriğini izleyenleri de duygulandırdı.

“Hiçbir yoksulluk, yoksunluk ve olumsuzluk başarmaya engel değildir!” diyerek izleyenlere adeta çok kıymetli bir empati dersi veren Osman Güzelgöz konu ile ilgili video içeriği ve blog yazısında okurlarına ve takipçilerine şöyle seslendi:

“Yaklaşık 50 yıl önce yaşadığım bu “İlk Kunduram” öyküsü, en canlı şekliyle ve bütün detayları ile yaşıyor bende. Her kundura mağazasının önünden geçtiğimde, kendime her ayakkabı almak istediğimde gözlerime bulutlar çöker. Gözümün önüne Babam, Müdürüm, Öğretmenim ve o kundura mağazasının sahibi gelir. Kundura almakta zorlanırım. Ayağına giyecek bir kara lastiği bile olmayanları düşünüp iliklerime kadar onların “yoksunluğunu” hissederim. İhtiyacı olana bir ayakkabı (kundura) almadan ya da vermeden de kendime bir kundura almak ve giymek istemiyorum. Elimden geldiğince, imkânlarım ölçüsünde yapmaya çalışıyorum bunu. Yapamazsam eğer, kendime de almıyorum.

Ev, araba, yemek, elbise, ayakkabı ... beğenmeyişimizin ve “empatiden yoksun” yetiştirdiğimiz çocuklarımızın vebalini nasıl taşırız ve bu yoksunluğun bedelini nasıl öderiz, bilemiyorum.

“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” yüce beyanındaki “komşu” kavramını, sadece birlikte oturduğu lüks site sakinleri zannedenlerin yeryüzü açları ve muhtaçlarından habersiz “140 çeşit kahvaltı” ifadesine bile dudak bükmesini anlamak bu şekilde mümkün bence.

Benim hayatımın en önemli yaşanmışlıklarından birisi olan “İlk Kunduram” öyküsünü aktardığımız yeni video içeriğini bu nazarla bir kere daha izler ve bu yazıyı bu nazarla tekrar okursunuz umarım...”

Osman Güzelgöz Hem Ağladı Hem Ağlattı