CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV 5 televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Programda bir soru üzerine, seçim çalışmalarının "eşit olmayan koşullara" rağmen iyi gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, başarılı bir kampanya yürüttüklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Ben bu milletin vicdanına seslenmek istiyorum: Eşit olmayan şartlar altında bir seçim, doğru bir seçim midir, vicdanlı bir seçim midir? Sandığa giden her vatandaş oyunu bu doğrultuda kullanırsa memnun olurum." diye konuştu.

Cumhur İttifakı partileri arasında bir uyumsuzluk olduğu iddialarına yönelik soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bir parti, iktidarda olan bir partinin kanatları altına sığınarak kendisine parlamentoda yer bulmaya çalışıyor; böyle bir görüntü var. Bu kadar köklü bir partinin, ideolojisi bir anlamda olan ve bu ideolojiyi bugüne kadar yaşatan bir partinin, çok sonra kurulan bir iktidar partisinin gölgesine sığınmasını doğru bulmuyorum. Bu büyük ölçüde ülkücüleri de rahatsız eden bir durum. Nitekim onların da kanaat önderlerinden pek çoğu yapılan bu iş birliğini doğru bulmuyorlar. Şu da hayatın bir başka gerçeği; siyaset insanı çizgisinde doğru olmalı, dün söylediğini bugün inkar etmemeli. Dün Erdoğan hakkında benim bile ağzıma alamadığım, hiç kimsenin ağzına alamadığı kadar ağır eleştirilerde bulunan bir kişinin bugün Erdoğan'ın kanatları altına sığınmasını doğrusunu isterseniz büyük bir hayretle karşılıyorum. Aralarında hiçbir sorun yok. Birisi zaten tümüyle teslim olmuş durumda. O işte görüyorsunuz bilboardlarda 'Cumhur İttifakı' diye söz ediyor, ittifakın bir parçası olduğunu ifade ediyor ama Erdoğan'ın bilboardlarında hiç Cumhur İttifakı'ndan söz edilmiyor. O sadece kendisinden söz ediliyor."

Millet İttifakı ile ilgili tepki alıp almadığının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, hiçbir tepki almadığını aktardı.

Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın ilkeler üzerine inşa edildiğini, Cumhur İttifakı'nda ise ilkelerin olmadığını öne sürerek, "Neydi bizim ilkelerimiz, ortak paydalarımız? Demokrasiydi, güçler ayrılığıydı. Medyanın özgürlüğü gibi ilkeler belirlendi, oturuldu teknik çalışmalar yapıldı ve bir metin ortaya çıktı. Millet İttifakı'nın varlık nedeni tümüyle ilkelerden yola çıkarak kendisinin vücut bulmasıydı ama öbür tarafta böyle bir ilke yok. Özel olarak çalışılan, kamuoyuyla paylaşılan bir metin de yok. O açıdan siyasette ortak paydayı oluşturma çabasını gösterdik ve başarılı olduk." ifadelerini kullandı.

"Baraj sorunu kalmadı"

İttifakın bir diğer özelliğinin ise barajın tamamen ortadan kalkması olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bir parti yüzde 1 de yüzde 10 da olsa aldığı oy kendine ait oluyor. Dolayısıyla bir baraj sorunu yok. Biz baraj sorununa öteden beri karşıyız. Barajı askerler getirdi. Şimdi gerçek anlamda her parti kendi oyunu alacak." değerlendirmesini yaptı.

CHP tabanından HDP'ye oy verileceği iddialarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Her siyasi parti iktidar olmak ister. Her siyasi parti en fazla oyu kendisi almak ister, biz niye diğer partilere oy verelim ki? Millet İttifakı içinde de Saadet Partisi, İYİ Parti daha fazla oy almak ister. Biz de daha fazla oy almak isteriz. Bizi bir araya getiren neydi? Demokrasiydi, güçler ayrılığıydı, yargı bağımsızlığıydı... CHP olarak 'Gidin A partisine oy verin' ya da 'B partisine oy verin' diye ne bir çağrı olur ne de bizim tabanımız öyle bir şey yapar." dedi.

Kılıçdaroğlu, HDP'nin de zaten kendilerinden bir oy talebi olmadığını, yayımlanan tüm anketlerde HDP'nin barajı aştığı şeklinde sonuç çıktığını söyledi.

Çiller'in AK Parti mitingine katılması

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, eski Başbakan Tansu Çiller'in AK Parti'nin İstanbul mitingine katılması ve yaptığı açıklamaların anımsatılması üzerine şunları kaydetti:

"Çiller'in eski partisi Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokrat Parti, o gelenekten geliyor. Dolayısıyla o geleneğin son temsilcisi Sayın Süleyman Demirel, Allah rahmet eylesin vefat etti. Bir gün önce ölüm yıl dönümü vardı. Ben isterdim ki Tansu Çiller, ölüm yıl dönümü törenlerine katılsın ama o tam tersini yaptı. Neden destek veriyor onu bilemiyoruz ama önümüzdeki günlerde biraz daha net görürüz. Tansu Hanım'ın Amerika'da dünya kadar mal varlığı var. Onların hepsinin sorgulanması lazım. Nedir ne değildir, bu Amerika aşkı nereden geliyor? Bütün bunların sorgulanması lazım. Kesinlikle rızaya dayalı birliktelikler değildir bunlar. Tansu Hanım gibi dünyalığını Türkiye'de değil de Amerika'da edinen birisinin herhalde kalkıp da böyle belli bir menfaati, belli bir çıkarı sağlamadan oraya gideceğini hiç düşünmüyorum."

Mehmet Ağar'ın oğlunun da Elazığ'dan AK Parti milletvekili adayı olduğunun belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Ağar da bir dönem DYP'de görev yaptı, genel başkanlık yaptı. DP var, buyurun DP'ye güç verin, destek verin, o gelenekten geliyorsanız ama o tam tersini yaptı. Orada başka ilişkiler var, benim anladığım kadarıyla başka ilişkiler var. O başka ilişkilerin kendilerine yönelik getirdiği artılar var. En azından bizim ahlaken uygun görmediğimiz ilişkileri onlar kendi içlerinde sürdürüyorlar." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, çıkara dayalı siyaset anlayışının Türkiye'ye zarar verdiğini ifade etti.

Millet ittifakı parlamentoda çoğunluğu sağlarsa bu ittifakın bir Meclis Başkanı seçeceğini ve hızla çalışmalara başlayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, öncelikli olarak Avrupa Birliği (AB) ile uyum yasalarının süratle parlamentodan geçirilmesini sağlayacaklarını belirtti.

Bir soru üzerine, dünyanın bütün demokrasilerinde bir kişinin suçlu olup olmadığına sadece hakimin karar verebileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, eğer siyasi otorite bir kişinin suçlu olduğuna karar veriyor, hakim de ona mührünü basıyorsa orada can ve mal güvenliğinin olmayacağını söyledi.

Programda Kılıçdaroğlu'na, seçimlerde Cumhurbaşkanı ile parlamentodaki partilerin farklı olması durumunda sorun çıkıp çıkmayacağı da soruldu.

Kılıçdaroğlu, bu soruyu şöyle yanıtladı:

"Sözde anayasa değişikliği ile koalisyon dönemleri tamamen bitecekti, şimdi koalisyon dönemi mecburen oldu. Benim merak ettiğim şu; bunlar milletin önüne hangi yüzle çıkacak? Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. Dünya kadar sorun çıkar. Bürokrasiyi kimse konuşmuyor, ne olacak bu bürokratlar. Hiçbir bürokratın durumu belli değil, bir kararname ile her şey yapılabilir. Bir kişiye devlet teslim edilmez. Ülkenin gerçekten bir gelecek sorunu var, hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Bütün bunların vatandaş tarafından düşünülmesi lazım. Bu seçimler klasik bir parlamento seçimi değil. İki seçenek var; ya demokrasiden yana ya diktadan yana oy kullanacaksın. Ön yargıyla sandığa gitmeyeceksin. Takım tutar gibi siyasi partiler tutulmaz."