TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Türkiye siyasi hesaplarla yapılan ekonomik dayatmalara kapalıdır. Dost, hasım herkes bunu böyle bilmelidir." dedi. 

Yıldırım, 10. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye'de bulunan büyükelçilerle Çankaya Köşkü'nde kahvaltıda bir araya geldi. 

Burada konuşan Yıldırım, geçen yıldan bu yana Türkiye'de önemli değişiklikler yaşandığına işaret ederek, "Geçen yıl bu kürsüde başbakan konuşuyordu, bugün başbakan yok." ifadesini kullandı. 

24 Haziran seçimlerinin ardından yürürlüğe giren yeni sistemle yürütme görevinin, milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı ve kabinesi tarafından yerine getirildiğini anımsatan Yıldırım, "Milletimizin 24 Haziran seçimlerinde sağladığı bu imkanla 'güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye' hedeflerine adım adım kararlı şekilde ilerliyoruz." diye konuştu. 

10. Büyükelçiler Konferansı'nın, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Girişimci ve İnsani Dış Politika" temasıyla düzenlenmesini anlamlı bulduğunu belirten Yıldırım, konferansı, yeni yönetim sisteminin büyükelçilere ve yabancı muhataplara en doğru şekilde aktarılması için bir araç olarak gördüğünü söyledi. 

Dışarıda Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik önyargıların devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, büyükelçilere "Bulunduğunuz ülkelerde kamuoyunu, yönetimleri bu konuda bilgilendirmeniz hayati öneme sahip." çağrısında bulundu. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak güçlendirmesinin yanı sıra hızlı karar alma mekanizmasıyla vatandaşların ve büyükelçilerin işlerini de kolaylaştıracağına işaret eden Yıldırım, "Sizlerin gayretiyle, desteğiyle Türkiye yaşanan sorunların, çatışmaların, insani krizlerin çözümü konusunda dünyanın her köşesinde var olmaya devam edecektir. Böylece hem bölgemizde hem de dünyada bütün insanlık için daha güzel daha barışçı ve müreffeh bir yaşam için uğraşlarımızı güçlü şekilde devam ettirme fırsatı bulacağız." ifadelerini kullandı. 

TBMM Başkanı Yıldırım, döviz kurundaki dalgalanmaya ilişkin de şunları kaydetti: 

"Son günlerde milli paramız Türk lirası üzerinden ekonomimize yönelik bir saldırıyla karşı karşıyayız. Döviz kurundaki dalgalanmalar, Türkiye'nin ekonomik göstergeleriyle izah edilemiyor. Dolayısıyla bu gelişmelerin temeli ekonomik değil, siyasidir. Bunun altını bir kere çizelim. Ülkemize yönelik bir şer kampanyasının sonucudur. Bu konuda şunu açıkça bilmenizi istiyorum; Türkiye siyasi hesaplarla yapılan ekonomik dayatmalara kapalıdır. Dost, hasım herkes bunu böyle bilmelidir. Bu olumsuz kampanyanın arkasında olan yönetimleri ve çevreleri hukuk devleti ilkelerine, Türk yargısına ve uluslararası hukuka saygı duymaya bir kez daha davet ediyorum. Birtakım asimetrik hamlelerle hasmane sözlerle Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışma, dayatma yapma sevdasından bir an önce vazgeçmeleri çözüm için yegane yoldur." 

Türkiye'nin, milletinden aldığı güçle her türlü zorluğun üstesinden geçmişte olduğu gibi bugün başarıyla çıkmasını bileceğini vurgulayan Yıldırım, "Amerikan yönetimi birtakım söylemlerle yaptırımlarla Başkanın sorumsuz tweetleriyle istediğini yaptırmaya çalışmak yerine yasalarımıza saygı çerçevesinde çözüm aramalıdır. Halen çözüm fırsatı olduğunu, çözüm için konuya suhuletle yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda ilk adımı atması ve tutarlı bir noktaya gelmesi gerekense Amerikan yönetimidir. Milletimiz oynanan oyunu, olan biteni gayet net şekilde görmektedir. Yüzyılların tecrübesine dayanmış, süzülmüş bilgeliğiyle aziz milletimiz basit ekonomik menfaatlerin ve hoyratça baskıların ötesini görecek basirete sahiptir. 1,5 asırdır ülkemiz üzerinde oynanan ve binbir kılıkta karşımıza çıkan oyunlara artık karnımız toktur. Biz, bu ve buna benzer oyunların benzerlerini geçmişte de defalarca yaşadık." değerlendirmesinde bulundu. 

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, son günlerde kurda yaşanan hareketliliğe ilişkin, "Gazi Meclis olarak, hükümetimizin ihtiyaç duyduğu her türlü düzenlemeyi, parti ayrımı gözetmeksizin, milli şuur içerisinde yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha buradan ilan ediyorum." dedi. 

15 Temmuz'da, hain FETÖ darbesiyle sonuç alamayanların bu kez de hüsrana uğramaya mahkum olacağını belirten Yıldırım, şöyle devam etti: 

"Milletimiz, böyle durumlarda dayanışma içinde olma, gerekirse fedakarlık yapma konusunda kararlıdır. Biz de Gazi Meclis olarak, hükümetimizin ihtiyaç duyduğu her türlü düzenlemeyi, parti ayrımı gözetmeksizin, milli şuur içerisinde yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha buradan ilan ediyoruz." 

Türkiye Cumhuriyeti'nin her ferdinin birlikte durduğu, birlikte mücadele ettiği sürece üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunun olmadığını, bunun da cümle aleme defalarca ispatlandığını vurgulayan Yıldırım, bugün sağlam müttefik Türkiye'ye karşı hamle yapanların, bir kez daha bunu görmesi ve hesabını buna göre yapması gerektiğini bildirdi. 

Türkiye'ye karşı bu yapılanların, yarın başkasına da yapılabileceğini belirten Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Hukuk dışı tutumlara ve ilkel baskılara, uluslararası camianın Kudüs meselesinde olduğu gibi hep birlikte ses vermesi, tepki koyması gerekmektedir. Dünyanın doğusundan batısına, uzak doğudan Avrupa'ya, bütün dost ve müttefikler, NATO ülkeleri çağdaş değerleri paylaşan bütün ülkeler bu keyfilik, bu aymazlık karşısında sesini daha da gür şekilde yükseltmelidir. Bu konuda uluslararası camiayı harekete geçirmek, bulunduğunuz ülkelerdeki yönetimleri ve kamuoylarını daha iyi bilinçlendirmek, siz değerli büyükelçilerimizin en önemli görevleri arasına girmiş bulunmaktadır." 

Ekonomik saldırılar karşısında büyükelçilerin yapması gereken diğer önemli bir girişimin de Türk ekonomisine, müteşebbisine, ihracatçısına yeni imkanlar bulmak ve yeni kapılar aralamak olduğuna dikkati çeken TBMM Başkanı Yıldırım, "Bu gelişmeleri müspet taraftan dağıttığımızda ülkemizin ihracatta rekabet gücünü de artırdığını ve turizmini de olumlu yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Bu itibarla dışarıda Türkiye'ye süratle ekonomik imkanlar açmak siz değerli büyükelçilerimizin gayretleriyle doğru orantılıdır." diye konuştu. 

Yıldırım, Meclisin millet iradesinin vücut bulduğu, Cumhuriyet'in her zaman daha ileriye gitme hamlelerinin şekillenip meşruiyet kazandığı yasama organı olarak Türkiye'nin dış politikasıyla yakından ve doğrudan ilgili olduğunu vurguladı. 

Parlamenter demokrasi ile parlamenter diplomasinin büyük ülkelerin etkili bir biçimde kullandığı önemli bir dış politika aracı haline geldiğine belirten Yıldırım, "Bunun en son örneğini Türkiye'nin savunma sistemlerine yönelik ABD parlamentosunun aldığı kararda görmek mümkündür." dedi. 

Yıldırım, Meclis Başkanlığı döneminde bu konuya önem ve öncelik vereceğinin bilinmesini istedi. Meclis Başkanı Yıldırım, şunları ifade etti: 

"Parlamenter diplomasi alanında yeni bir refleks geliştirilmesi özellikle Kıbrıs, 1915 olayları gibi ülkemiz aleyhine siyasi araç, siyasi istismar malzemesi olarak farklı ülke parlamentolarında yürütülen karalama kampanyaları vesilesiyle daha da önemli hale gelmiştir. Bu bakımdan, Dışişleri Bakanlığımızın çalışmalarını yakından takip ederek, dış politikada da Meclis'imiz üzerine düşeni yerine getirmekten asla çekinmeyecektir. Bu yolda tüm siyasi partilerin, tüm milletvekillerimizin gereken katkıyı ve desteği vereceğinden emin olabilirsiniz. 

Zor bir dönemden geçiyoruz. Farklı alanlarda, farklı yerlerde farklı terör örgütleriyle ayrım yapmadan yoğun bir mücadele içerisindeyiz. PKK, PYD, YPG, FETÖ, DEAŞ dahil hepsiyle yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da kararlı bir şekilde sizlerin de desteğiyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Terörle mücadele, uluslararası toplum olarak üzerinde buluşabileceğimiz en temel konuların başında gelmesi icap ederken, maalesef samimiyetten uzak, çifte standartlı yaklaşımların halen devam ettiğine şahit oluyoruz." 

Yıldırım, terörle mücadelenin, hükümetin olduğu gibi 15 Temmuz gecesi terörü birinci elden tecrübe etmiş Gazi Meclisin de en önemli önceliği olduğunu bildirdi. 

Yıldırım, "FETÖ ile mücadelede, bu karanlık örgüt hakkındaki gerçeklerin muhataplarınıza ve bulunduğunuz ülkelerin kamuoyuna aktarmaya devam etmenizi istiyorum. Bu konuda, bir yandan siz değerli büyükelçilerimiz aralıksız olarak üst düzeyli resmi girişimlere ilave olarak basın yoluyla, sivil toplum örgütleri yoluyla, mülakatlar, toplantılar yapmakta olduğunuzu biliyorum. Yabancı ve Türk toplumunu bilgilendirmeye yönelik etkinlikler düzenlediğiniz ve bu konuda yoğun bir çaba sürdürdüğünüzü görüyor ve bunu takdir ediyorum." dedi. 

Parlamenter diploması kanallarını harekete geçirdiklerini, özellikle dış komisyonların geçmiş dönemde olduğu gibi bu dönemde de çok aktif bir çalışma içine gireceklerini belirten Yıldırım, FETÖ'nün güvenli liman olarak gördüğü ülkelerde dahi artık bu kanlı örgütün gerçek yüzünün daha iyi anlaşılmaya başlanmış olmasının, iyi bir gelişme ve önemli bir aşama olduğunu aktardı. 

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta ve iç mekan

TBMM Başkanı Yıldırım, şu görüşlere yer verdi: 

"Diğer yandan geçtiğimiz yıl Fırat Kalkanı Harekatıyla DEAŞ'ı sınırlarımızda tamamen yok ettik, hatta sınırlarımız ötesinde de etkisiz hale getirdik. Bu yıl da Zeytin Dalı Harekatı'yla Afrin bölgesini PYD/YPG ve DEAŞ unsurlarından temizleyerek Suriye ile sınırımızın Fırat nehrine kadar batısındaki bölgesini tamamen emniyet altına aldık ve aynı zamanda PYD'nin, PKK'nın, YPG'nin zulmünden burada yaşayan birçok Kürt, Arap kardeşlerimizi de kurtarmış olduk. 

Ancak sahada bu başarıları elde ederken PKK, YPG'nin kara propagandasıyla da mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'ye yönelik bu çifte standartlı yaklaşımın bir an önce son bulması için daha çok çalışmamız gerekiyor. Bu konuda da parlamenter diplomasi araçlarını sonuna kadar kullanmaya devam edeceğiz. Sizlerin de gayretiyle, FETÖ'yü, bu örgütü her yerde anlatmaya devam edecek, DEAŞ'a karşı bu örgüte karşı savaştığı bahanesiyle YPG'ye verilen silahların ve mühimmatların PKK'ya gittiğini ve bu örgütler arasında hiçbir farkın olmadığını, tamamen isimlerinin değiştirilerek aynı noktadan yönetildiğini her fırsatta dile getireceğiz." 

Türkiye'nin, istikrar, güven ve refahtan yana; girişimci politikasıyla yalnız bölgede değil küresel anlamda da insanlığın güvenini kazanan bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Türkiye'nin ulaştığı bu başarıya Türk diplomasisinin ve Türk diplomatlarının büyük bir katkısı vardır. Ülkemizin dış politikası, diplomasisi gerek içeride gerek dışarıda her zaman saygınlık görmektedir. İçeride güçlü ve yükselen bir Türkiye olmanın en önemli şartlarından biri dış ilişkileri güçlü ve istikrarlı olan bir Türkiye'den geçmektedir." dedi. 

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, oturan insanlar

Diplomasinin sorunların çözümü için var olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Sizler dış cephede ulusumuz için, vatanımız için mücadele veren öncü güçlerimizsiniz. Dolayısıyla siz büyükelçilerimizin sorumlulukları ağırdır. Türkiye'nin ilerlemesine yaptığınız katkılar da her zaman çok önemli. Dolayısıyla ülkemiz yararına ilişkin düşünce değerlendirmelerinizi her fırsatta muhataplarınızla paylaşın." ifadesini kullandı. 

Yıldırım, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlam liderliği ve güçlü icra gücüyle, diplomasiyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ülke için koyduğu muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefi uğrunda yılmadan çalışmaya devam edeceğini belirtti. 

Yıldırım, "Yüce milletimiz bu uğurda bizlerin her zaman yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bu toplantıdan çıkacak kararların ülkemiz, bölgemiz ve küresel barışa katkı sağlamasını Mevla’dan niyaz ediyorum." diye konuştu.

Görüntünün olası içeriği: 3 kişi, oturan insanlar ve iç mekan