Küresel sağlık hizmetleri firması Cigna Corporation (NYSE:CI), '2017 Cigna 360° Mutluluk Düzeyi - Küresel Gurbetçiler’ (2017 Cigna 360° Well-being Survey - Globally Mobile Individuals) adlı yeni araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Sonuçlar, uluslararası kariyer imkanlarını değerlendirmek için farklı ülkelerde çalışan kişilerin kendilerini pek çok alanda memleketlerinde olduğundan daha mutsuz hissettiğini ortaya koyuyor. Gurbette çalışanların ‘Mutluluk Düzeyi Endeksi’ skorları, memleketlerinde çalışanlarınkine kıyasla 1.8 puan daha düşük çıkarken, farklı bir ülkeye yerleştikten sonra en çok düşüş gösteren alanın, yüzde 9,4’le aile üyelerinin genel mutluluk seviyesi olduğu görülüyor.

‘PEK ÇOK ALANDA TEDİRGİNLİK YAŞANIYOR’

Cigna Uluslararası Pazarlar Başkanı Jason Sadler, sonuçları şöyle değerlendiriyor: “Araştırmamız, farklı ülkelerde çalışan kişilerin pek çok alanda tedirginlik yaşadığını ortaya koyuyor. Örneğin istisnasız bir şekilde tüm gurbetçiler, kendilerinin ve ailelerinin bir sağlık sorunu yaşaması ihtimalinden endişe duyuyor. Bu durumun başlıca sebeplerinden biri, işverenlerin sağlık alanındaki beklentileri karşılamakta yetersiz kalması. Cigna olarak uzun yıllardır farklı ülkelerde yaşayan kişileri destekleyen çözümler üretiyoruz. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda sunduğumuz hizmetleri daha da geliştirerek, dünya genelinde gurbetçi çalışanların sağlık ve refah düzeyini yükseltmeyi hedefliyoruz."

Sonuçları geçtiğimiz Nisan ayında yayınlanan '2017 Cigna 360° Mutluluk Düzeyi Araştırması’nın (2017 Cigna 360° Well-being Survey) ardından gerçekleştirilen bu yeni araştırmanın en dikkat çekici sonuçları şöyle.

AİLEDEN UZAK OLMAK MUTSUZ EDİYOR

Katılımcılara göre farklı bir ülkede çalışmanın getirdiği en büyük avantaj, uluslararası kariyer imkanlarını değerlendirme imkanı sağlaması. Diğer yandan yüksek maaşlar, daha iyi çalışma saatleri ve farklı kültürlerden yeni insanları tanıma imkanı da yurt dışında çalışma motivasyonunu artıran etkenler arasında.

Ancak bu pozitif beklentiler, çoğu zaman negatif gerçekliklerle gölgeleniyor. Örneğin araştırmaya katılanların yalnızca üçte biri, çalıştığı farklı ülkede aldığı maaşın kendisini tatmin ettiğini söylüyor. Bunun yanı sıra mesafeler nedeniyle aile üyeleriyle vakit geçirme imkanının ve aileden alınan manevi desteğin azalması mutluluk oranını ciddi ölçüde azaltıyor. Çocuklu ailelerde, çocukların farklı bir ülkede eğitim alacak olması da endişeye neden olan faktörler arasında.

GURBETTE SAĞLIK ENDİŞESİ DAHA FAZLA

Araştırma, farklı ülkelerde çalışan kişilerin sağlık konusunda da memleketlerinde yaşayan kişilere kıyasla daha fazla endişe yaşadığını da ortaya koyuyor. En çok korkulan sağlık sorunları arasında kanser ve kaza sonucu yaşanması muhtemel sakatlıklar başı çekerken, bu ikisini depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklar takip ediyor. Yine yurt dışında çalışanların yüzde 25'i alkol tüketimi kaynaklı rahatsızlıklar yaşamaktan korktuğunu söylüyor. Bu oran, kendi ülkelerinde çalışanlara göre çok daha yüksek.

Sadler, bu noktada gidilen ülkedeki firmanın sunduğu sağlık sigortası kapsamının önemine dikkat çekiyor: “Sağlık kaygıları gurbetçi çalışanları mutsuz ediyor. Küresel gurbetçilerin yüzde 40’ı, çalıştıkları firmanın kendilerine herhangi bir ekstra sağlık avantajı sağlamadığını belirtiyor. Yine katılımcıların yüzde 15’i, çalıştıkları ülkede hiçbir sağlık güvencesine sahip olmadığını söylüyor.”

YALNIZLIK HİSSİ VE GÜVENLİK KAYGILARI YAŞANIYOR

Diğer yandan politik gelişmeler ve makro-ekonomik faktörler de güvensizlik hissine neden olarak mutsuzluğu artırıyor. Güvensizlik hissinin en yoğun yaşayanlar, son dönemde çalışmak için ABD'ye gidenler. Bu kişilerin yüzde 42'si kendini iki yıl öncesine kıyasla daha tedirgin hissettiğini söylüyor. Afrika ülkelerine çalışmaya gidenlerin ise yüzde 31'i ciddi güvenlik endişeleri yaşıyor.

Sonuçlara göre, gurbetçi çalışanlar iş saatleri dışında sosyalleşmekte de sıkıntı çekiyor. Buna göre yurt dışında çalışan her beş kişiden biri sık sık yalnızlık çektiğini söylerken, bu oran bekar ya da yalnız yaşayan kişiler arasında yüzde 25'e kadar çıkıyor.

‘OFİS ORTAMIYLA SINIRLI KALMAMALI’

Sadler, araştırmanın işverenlerin gurbetçi çalışanların mutluluğuna ve sağlığına daha fazla özen göstermesi gerektiğini açıkça ortaya koyduğunu söylüyor. Bu çabanın yalnızca ofis ortamıyla limitli kalmaması gerektiğini belirten Sadler, işverenler tarafından atılacak adımların, çalışanların aile ilişkileri ve yerel topluluklarla ilişkileri açısından da pozitif etki yaratacağını vurguluyor.