Şanlıurfa'da yaklaşık 30 yıldır karaciğer yetmezliği ile mücadele eden 64 yaşındaki Zahide Doğan, beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan nakledilen organla yeniden hayata tutundu. Yaklaşık 30 yıl önce hepatit B'ye bağlı karaciğer yetmezliği teşhisi konulan Zahide Doğan, Adana, İstanbul, Ankara, Gaziantep ve Şanlıurfa'daki çeşitli hastanelerde tedavi görmesine rağmen iyileşemedi. Hastalığı kronikleşen Doğan, tedavi gördüğü Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesince kadavradan organ nakli listesine alındı. Daha sonra Doğan'a, kentteki başka bir hastanede beyin ölümü gerçekleşen 64 yaşındaki S.T'den alınan karaciğer nakledildi. Karaciğer naklinin ardından sağlığına kavuşan Doğan, yeniden hayata tutundu. Zahide Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 30 yıldır kronik karaciğer rahatsızlığı bulunduğunu belirterek, yapılan organ bağışı sonucu gerçekleştirilen nakille sağlığına kavuştuğunu söyledi. Yıllardır organ nakli beklediğini ifade eden Doğan, "Organı bağışlayandan Allah razı olsun. 30 yıldır bu hastalığı çekiyorum. Uzun yıllardır tedavi görüyordum. Gitmediğim hastane kalmadı. Şükürler olsun şu an çok iyiyim, hayata tekrar başladım. Ameliyatımı gerçekleştiren Mehmet hocadan da Allah razı olsun." dedi. "Organ naklini kadavradan yapmamız gerekiyor" Organ naklini gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz ise Doğan'ın uzun yıllardır kronik karaciğer yetmezliği tedavisi gördüğünü ve son dönemde hastalığının çok ilerlediğini söyledi. Organ bağışının önemini vurgulayan Yılmaz, "Bir süre önce Zahide Doğan, hastanemize başvurdu. Kendisi Hepatit B'ye bağlı karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi görüyordu. Kentteki başka bir hastanede beyin ölümü gerçekleşen ve organları bağışlanan bir hastanın böbrekleri Diyarbakır'da iki hastaya nakledildi. Karaciğerini ise Zahide teyzeye naklettik. On gündür tedavisi devam ediyor. Çok şükür herhangi bir sorun yaşanmadı. Şu anda durumu gayet iyi, yakında taburcu edeceğiz." diye konuştu. Yılmaz, Türkiye'de kadavradan organ bağışının yüzde 10 civarında olduğunu vurgulayarak, bu oranın dünya ortalamasının çok altında olduğunu anlattı. Batı ülkelerinde kadavradan organ bağışının yüzde 90 civarında olduğunun aktaran Yılmaz, şöyle konuştu: "Beyin ölümü, tamamen ölüm demektir, beyninde kan akımı kesilen hasta demektir. Bizim organ naklini kadavradan yapmamız gerekiyor. Canlıdan karaciğer nakillerinde uyumlu kişilerden bir parça doku alıyoruz. Hastanın birkaç ay ağrı yanında, ekonomik kayıpları da oluyor. Kadavradan bağış oranının artırılması için beyin ölümü teşhisini, tanısını ülke olarak çok iyi anlamamız gerekiyor. Burada yetkililere çok önemli görevler düşüyor. Beyin ölümünün kesinlikle dini bir sıkıntısı yoktur. Her şey insan için sonuçta. Bunun iyi bilinmesi gerekiyor." "Bir ayda kadavradan 3 hastaya organ nakli yaptık" Doğan'ın ameliyatında görev alan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Faik Tatlı da organ bağışında canlı yerine kadavradan bağış oranının artırılması gerektiğini ifade etti. Fakültelerinde birçok imkan bulunduğunu anlatan Tatlı, "Zahide teyzemiz burada takip ediliyordu. Uzun yıllardır karaciğer yetmezliği rahatsızlığı devam ediyordu. Canlı verici bulunamadığından kadavra listesine almıştık. Şükürler olsun ki organ bağışında bulunan hasta Şanlıurfa'dan çıktı. Onun karaciğerini kendisine naklettik. Şu ana kadar problem yaşanmadı, kendisini yakın bir zamanda evine uğurlayacağız." ifadelerini kullandı. Tatlı, kadavra ve organ bağışı sayısını artırmak gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Beyin ölümü tanısını vatandaşlara iyi anlatmamız gerekiyor. Bu tür hastaların yakınlarına durumu anlattığımızda organ bağışının sayısının artacağına inanıyorum. Bizler bir aylık süre zarfında üç hastaya kadavradan nakil yaptık. Bu bizim için mutluluk verici bir olay."