Eğitim uzmanları, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2021-YKS) kapsamında 20 Ağustos'a kadar yapılabilecek tercihlerde üniversite adaylarının, okumak istedikleri bölüme ve sunduğu imkanlara göre üniversite seçmeleri, tercih yaparken de puanı değil sıralamayı dikkate almaları gerektiğini belirtti.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Engin Deniz, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bireyin öğrenim göreceği bölüm ve üniversitenin, kariyer gelişiminin yanı sıra sosyal gelişiminde, kimlik gelişiminde ve kendi potansiyelini ortaya koyma olanaklarına ulaşmasında önemli bir role sahip olduğunu anlattı.

Bu nedenle öğrencilere ilgi, yetenek ve ihtiyaçları doğrultusunda uygun bölümlere ve üniversitelere yönelmeleri önerisinde bulunan Deniz, şöyle konuştu:

"Her üniversitenin güçlü olduğu yönler farklılık göstermektedir ve adaylar istedikleri programlar konusunda daha yetkin ve güçlü olan, akademik çalışmalar ortaya koyan üniversitelere öncelik verebilirler. Üniversitelerin sundukları kültürel, sportif, sosyal olanaklar, öğrenci kulüpleri, ulaşım ve barınma olanakları da dikkat edilmesi gereken diğer noktalardır. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi ise bölümlerin gerektirdiği ve ÖSYM'nin de kılavuzunda yayınladığı özel koşullardır. Öğrenciler tercih ettikleri bölümün istediği bu özel koşulları sağladıklarından emin olmaları gerekmektedir. Aksi durumda bu bölümü kazansalar bile kayıtlarda sorunlarla karşılaşabilirler."

Vakıf üniversitelerini tercih edecek öğrencilerin ve ailelerinin bursların kesilmesi ve ödeme koşulları konusunu da göz önünde bulundurmalarının faydalı olacağını dile getiren Deniz, tercih döneminde uzmanlardan ve MEB'in okullardaki tercih danışmanlığı komisyonlarından destek alınmasının ve üniversitelerdeki tanıtım günlerinin ziyaret edilmesinin karar verme sürecinde yararlı olabileceğini belirtti.

"Başarı sıralaması puana göre daha isabetli tahminlerde bulunulmasını sağlayabilir"

Adayların, tercih edilecek alanlara ve bölümlerle ilgili araştırma sürecine tercih döneminden çok daha erken başlamış olmaları gerektiğini belirten Deniz, "Adayların sadece 1-2 hafta gibi kısa bir sürede öğrenim görecekleri bölümleri seçmeleri hatalı kararlar vermelerine neden olabilir. Bireyin kendini tanıması, ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun bölümleri belirlemesi belli bir süreç gerektirir. Zaten bu süreci verimli bir şekilde yöneten öğrencilerin tercih döneminde karar vermesi çok daha kolay olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Deniz, adaylar tercihlerini ÖSYM aday işlemleri üzerinden gerçekleştireceklerini ve 24 tercih haklarının bulunduğunu, bunların hepsinin doldurulmasının zorunlu olmadığını dile getirdi.

Prof. Dr. Mehmet Engin Deniz, aday öğrencilere şu önerilerde bulundu:

"Tercihleri yaparken adayın yerleşmek istediği bölümün kontenjanlarındaki artış ve azalışlar, adayın sıralaması ve aldığı puan gibi birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bir programa yerleşme olasılığını daha doğru tahmin etmek için başarı sıralaması puana göre daha isabetli tahminlerde bulunulmasını sağlayabilir. Bu nedenle adayların başarı sıralarını daha çok göz önünde bulundurmaları yararlarına olacaktır."

"Geniş imkanlar sunan üniversiteleri tercih etmelidirler"

Öğrencilerin hem üniversite hem de bölüm seçmesi gerektiğini vurgulayan Deniz, "Öğrencinin ilgi ve yeteneklerine uygun doğru bölümü seçmesi elbette ki çok önemlidir fakat nitelikli bir eğitim sunan, öğrencinin sosyal, kişisel ve duygusal gelişimine imkan veren, bireyin kendini geliştirmesine olanaklar sunan bir üniversitede öğrenim görmek de önemlidir. Bu nedenle önce bireyin kendisi için en uygun bölümü seçmesi bundan sonra bu alanda en iyi eğitim olanaklarını sunan, sosyal ve kültürel açıdan en geniş imkanları sunan üniversiteleri tercih etmelidirler." diye konuştu.

Deniz, tercih yaparken üniversitelerin uluslararası konumu, bölümlerin öğretim üyesi sayısı, proje olanakları gibi faktörlerin de dikkate alınması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Tercihlerde gelecek vadeden mesleklerden öte bireyin ilgi ve yeteneklerine uygun, meslek seçimi ve gelecekte severek yapacağı meslekteki kariyer gelişimi dikkate alınmalıdır. Geleceğin mesleğinden öte çocuğun gelecekteki hayali ve kendisini nerede görmek istediği önemlidir. Elbette bazı meslekler günümüzde ortadan kalkmış yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Ancak öğrenci mezun olana kadar belki başka mesleklerde ortaya çıkacaktır. Bu bağlamda severek yapacağı işteki kariyer süreci önemlidir."

"Aileler kendi hayallerini değil çocuğun hayallerini gerçekleştirmesine fırsat vermelidir"

Prof. Dr. Deniz, tercih döneminin hem öğrenciler hem de aileleri için stresli bir süreç olduğunu, bu nedenle ailelerin bu durumun farkında olmaları ve daha anlayışlı bir tutum sergilemeleri gerektiğini belirtti.

Ailelerin tercih sürecinde öğrenciye destek olmalarının önemine işaret eden Deniz, şunları kaydetti:

"Yardım etmekte yetersiz kaldıkları durumlarda uzman desteği almaktan çekinmemelidirler. Aileler, öğrencilerin seçimlerine saygıyla yaklaşmalılar ve öğrencinin tercihleri ile ilgili endişeleri varsa bunu öğrenci ile baskıcı ve eleştirel olmayan bir dille paylaşmalılar ve bu endişelerin giderilmesi için öğrenci ile birlikte araştırma yapmalılar. Tercih, bireyin hem bir meslek edinmesi hem de kariyerini şekillendireceğinden dolayı aileler kendi hayallerini değil çocuğun hayallerini gerçekleştirmesine fırsat vermelidir.

"Tercih listesi, sıralamanın 10-15 bin altı veya üstü olacak şekilde düzenlenebilir"

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selami Aydın da tercih döneminin adaylar için kritik bir önem taşıdığını, yapılan bu tercihin ilerideki hayatı doğrudan etkileyeceği dikkate alınarak ilgi duyulan alanlar, bilişsel düzey ve gelecekten beklentileri düşünülerek tercih yapılması gerektiğini söyledi.

Birçok üniversite öğrencisinin sonraki dönemlerde yaptıkları tercihlerden mutlu olmadıklarını aktaran Aydın, tercihlerde dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

"Teknik açıdan, tercih ve sıralamaları yaparken puanın değil yüzdelik dilimin dikkate alınması, gerçekçi bir sonuca ulaşılması açısından oldukça önemli. Tercih listesi oluşturulurken başarı sırasının 10-15 bin üstündeki bölümlerden başlanabilir. Bu anlamda, hem kılavuzun dikkatlice incelenmeli hem de ilgi, yetenek, başarı durumu ve mesleğin gelecekteki konumu dikkate alınarak sağlıklı bir sıralama yapılmalı. Mesleklerle ilgili araştırmalar yapılmalı, seçilen mesleğin gelecekte nasıl bir doyumla yapılacağı dikkate alınmalıdır. Üniversitelere doğrudan ulaşarak, mevcut öğrencilere ve akademisyenlere ulaşarak bu anlamda en doğru ve güncel bilgilere erişmek mümkün. Öğrencilik hayatının da uzun bir süreyi içerdiği dikkate alınarak eğitimin ve akademik kadroların niteliği ve sosyal, psikolojik ve mesleki gelişime verilen katkı, mezuniyet sonrası için üniversitenin vereceği destek de ayrıca düşünülmelidir."

Tercihlerin panik ve acele ile değil sağduyu ile yapılması için zamana yayılmasının doğru bir strateji olacağına işaret eden Aydın, dikkatli ve ayrıntılı bir araştırmadan sonra ham listelerin oluşturulması, ardından adayın yüzdelik dilimi ve ilgileri öncelenerek makul bir sıralama yapılması gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Aydın, "Tercih listesinin oluşturulması, sıralamanın 10-15 bin altı veya üstü olacak şekilde düzenlenebilir. Ancak burada amaç, listenin uzun ya da kısa olması değil adayın kendi gerçeğinin farkında olarak yeteneğinin, ilgilerinin, meraklarının dikkate alınmasıdır." diye konuştu.

"Adayın ne istediği, hangi mesleğin bilişsel düzeyine hitap ettiği önemli"

Bilişim teknolojilerinden enerji sektörüne, otomotivden sağlık alanına, hukuktan eğitime kadar birçok alanda, küresel ve ulusal ölçekte gelecek vadeden mesleklerin bulunduğunu aktaran Aydın, şu değerlendirmede bulundu:

"Dolayısıyla gençlerin bu alanlara yönelmesi de beklenen bir durumdur. Belirli bir mesleğin öncelenmesi kadar, adayın ne istediği, hangi mesleğin bilişsel düzeyine, ilgilerine ve meraklarına da hitap ettiği daha önemli görünmektedir. Nihayetinde 'iyi meslek' yoktur, 'bir meslekte iyi olmak' vardır. Hayatın büyük bir bölümünün geçirileceği süre dikkate alındığında, bugün alınan kararın ve tercihin ne ölçüde önemli olduğu açıktır. Kusursuz düzeyde eğitim almak ve parlak mesleklere yönelmek elbette adaylar için olmazsa olmazdır. Diğer yandan mutlu ve doyumlu bir hayat yaşamak için adayın kendi potansiyeline ve ilgilerine uygun bir meslek seçimi, hayat boyu sürecek bir mutluluğun da temel değişkenlerinden biridir."

Anne babaların üzerine düşen temel sorumluluğun, öncelikle çocuklarının kapasitelerine, meraklarına ve ilgilerine yönelik bir farkındalık geliştirmek olduğunu ifade eden Aydın, ebeveynlere, "çocuğunun düşünce ve görüşlerine özel bir önem vermeleri ve yönetmekten ziyade sağlıklı bir yönlendirmeyi tercih etmeleri" önerisinde bulundu.

Prof. Dr. Aydın, tercih edilecek üniversitelerin mevcut öğrencileri ile iletişim kurarak üniversite ve bölüm hakkında doğru bilgilere erişmenin mümkün olduğunu, mezunların istihdam olanaklarının da araştırılması gerektiğini belirtti.