Genel eğitim sıralamasında son sıralarda yer alan Şanlıurfa’nın eğitimini, Nüzhet Saraç hoca ile ele aldık. Türkiye’deki eğitim sisteminden, Şanlıurfa’nın eğitim sorunlarına, kentte açılan özel okullardan, eğitimin kurtuluş reçetesine kadar birçok konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu Nüzhet hoca. ‘’Toplumun geneli eğitim için kafa yormuyor. Suçu kendimizden atmakla çözüm yolu üretilmez’’ şeklinde haklı sitemleri var.

Nüzhet Saraç kimdir ? Eğitim hikayeniz nasıl şekillendi ?

1976 yılında Şanlıurfa’da doğdum. İlkokul, ortaokul, lise eğitimimi Şanlıurfa’da tamamladım. Üniversite eğitimimi ise İstanbul’da tamamladım. 1998 yılında dershaneciliğe başladım. 1998’den günümüze kadar olan bu süreçte Şanlıurfa’nın eğitimine katkı sunmak için 3 kuşaktır eğitimci olan bir ailenin 3. Kuşaktaki bir bireyi olarak mücadele göstermekteyim.

Nüzhet Saraç için öğretmenlik ne demek ?

‘’ÖĞRETMENLİK BİR SEVDA, BİR SANATTIR’’

Benim için bir sevda ve bir sanattır. Bu sanatın icra edende sanatçıdır. Günümüzdeki öğretmenlikle önceki yıllardaki öğretmenliği kıyasladığınız zaman, öğretmenlik daha önceleri bir sevda uğruna yapılırmış. Bir yaşam şekliymiş. Şuan da bu işi hakkıyla yapan öğretmenleri tenzih ediyorum, geneli sanki öğretmenliği bir meslek olarak değil geçim kaynağı olarak görüyorlar. Sevda tutkusu orjinden çıkıp, bu noktaya geldiği zaman öğretmenlik insanlara eski sevdayı verir mi ? vermez.

Türkiye’deki eğitim sistemi yanlış mı ? Eğitim de nasıl bir sisteme geçmeliyiz ? Referans alabileceğimiz ülkeler var mı ?

‘’12 YILLIK BİR HAYAT 2 YILLIK BİR SINAVA SIĞDIRILAMAZ’’

Eğitim sistemi kişiden kişiye değişen göreceli bir kavramdır. Biz şuan da kalkıp bizim eğitim sistemimiz doğru da diyemeyiz, yanlışta diyemeyiz. Eğitim sisteminin farklı kişilere farklı şekillerde transfer edildiği şekiller vardır. Bizim eğitim sistemimizde sınav odağından çıkmamız lazım. Eğitim sistemimiz anaokulundan 7. Sınıfa kadar sadece günü kurtarır şekilde devam ediyor. 8. Sınıfta öğrenci bir sınava giriyor bu sınavın ne kadar doğru olduğu, ne kadar ölçer olduğu nitelikli okullara yerleşme anlamında ne kadar etkin olduğu tartışılır. 8’den sonra, 9-10’da çocuk bir daha inişe geçiyor. 12. Sınıfta bir sınava giriyor, bu sınavdan sonra çocuk hayatını, kaderini belirleyecek olan mesleğe imza atıyor. 12 yıllık bir hayat sadece 2 yıllık bir sınava sığdırılabilir mi ? tabi ki hayır. Bunun ölçütlerinin farklı olması lazım.  Çok büyük bir ülkeyiz. Sadece Şanlıurfa’nın 700 bin kendine özgü öğrencisi var. Bu nedenle kalkıp bir ülke modelini almamız doğru değildir, kendi modellerimizi, kendi beyinlerimiz ve insan kalitemizle, kendi eğitimimizin bileşenleri olan öğrenci-öğretmen-veli herkesi içine koyarak çok güzel bir eğitim modeli oluşturulabileceğine inanıyorum.

Şanlıurfa’da özel okulların sayısı her gün artmakta. Özel okul açmak bu kadar kolay mı ?

‘’BU KONU TÜRKİYE’NİN KANAYAN YARASI’’

Bu konu Türkiye’nin kanayan yarası. Lafa gelince hayattaki en değerli varlığımız evladımız diyoruz. Şuan Türkiye’de velilere baktığınız zaman hayattaki en değerli varlıklarını, bazen emanet ettikleri yerleri tanımadan, misyonunu bilmeden, çocuğunun gelişimine katkısını bilmeden gönderiyorlar. Sonra ah vah ediyoruz. O zamanda iş işten geçmiş oluyor. Bu anlamda özel okul standartlarının zorlaştırılması gerekiyor. Özel okul açma standartları yönetmeliği var. Bunun işletim sistemi, bir fizibilite sistemi, eğitim sisteminde bir misyon olması lazım. Şuan çok ilginç bir olay her yıl açılan kadar okul kapanıyor. Bu neyi gösteriyor ? Bu sektör arz talep dengesini karşılamıyor.

Şanlıurfa eğitimde en alt sıralarda fakat özel okulların reklamlarında tam tersi bir oran var! Bu nasıl oluyor ?

‘’TOPLUMUN GENELİ EĞİTİM İÇİN KAFA YORMUYOR’’

Burada meseleyi bireysel ve genel başarı açısından değerlendirmek lazım. Bireysel başarı açısından Şanlıurfa diğer yıllara göre önde. Genel başarı ise öğrenci sayımızın yüksek olması, genç nüfus oranımızın Türkiye’de ikinci sırada olması, tarım işçisi öğrencilerin fazla olması, sınav odağı olmayan öğrencilerin olmasından dolayı zor bir süreçte. Bireysel başarıda biz son iki yıl içerisinde arka arkaya TYT ve AYT sınavında Türkiye birincisi çıkararak Şanlıurfa’nın Türkiye mecrasında daha güzel seslerle anılması için destek sağlamış olduk. Bireysel başarıda değerlendirildiğinde sıralama değişecektir. 700 bin öğrenciyle değerlendirdiğiniz zamanda dipten kurtulması zor bir olaydır. Bu sadece öğretmenle, müdürle, bakanla olacak bir iş değil. 700 bin öğrencinin ailesi, dersine giren her öğretmen, okul müdürü yani toplum olarak sorunun çözümüne katkı sağlamalıyız. Biz sadece suçlayıcıyız. Topu hep başkasına atıyoruz. Sıkıştığımız zaman hemen sistem kötü diyoruz. Sistem kötü diye elimizi kolumuzu bağlayıp oturup çocuklarımızın geride kalmasını beklemeyeceğiz. Bu sistem içerisinde ne yapabiliriz bunun mücadelesini vermemiz lazım.

Şanlıurfa’nın eğitimdeki kurtuluş reçetesi ne olabilir ? Şanlıurfa ekseninde yerel de ne yapılabilir ?

‘’SUÇU KENDİMİZDEN ATMAKLA ÇÖZÜM YOLU ÜRETİLMEZ’’

Eğitimin ham maddesi insan. Öğretmen, öğrenci ve veli yani eğitimin paydaşları bir araya gelip gerçekten eğitimin kalitesine katı sağlamak isterse iş çok kolay olacaktır. Suçluyu aramak yerine hep suçumuzu kendimizden atmak için mücadele gösterdiğimiz zaman çözüm yolu üretemeyiz. Akademik başarı, öğrenci ve istihdam anlamında İlgi Okulları birinci sırada. Şuan 252 kişiye istihdam sağlıyoruz okulumuzda. İnsanlar ilgi okullarını eleştirebilirler. Buna saygılıyız. Eleştiren insan ilgi okullarından daha iyi iş yapıp, ilgi okullarının üzerinde sonuç çıkarıp eleştiriyorsa başımın üzerinde yeri var. Ama sırf ben ilgi okullarını eleştireyim de nasıl eleştirirsem eleştireyim derse biz bu şekilde eğitimde bir yere gelemeyiz. Devletimiz şuanda tüm illerde fiziki olarak özel okul standartlarında devlet okulu yapıyor. Atanan öğretmen arkadaşlarda değerli ama öğrenci ve velinin bunun kıymetini bilip bunun faydasından yaralandığını düşünmüyorum.

Şanlıurfa’da özel üniversite kurulmalı mıdır ?

‘’ŞEHİRLE ÜNİVERSİTEMİZ ÖZDEŞLEŞMEDİ’’

Önce Harran üniversitesinin nimetlerinden faydalanmalıyız. Üniversitemize katkı sağlamamız lazım. Şehirle üniversitemiz özdeşleşmedi. Bu haliyle özel üniversitenin açılması çok doğru olmaz. Şanlıurfa’da özel üniversite açıldığı zaman bir tıp fakültesi bir de hukuk fakültesine talep olacaktır. Sadece iki bölümle üniversite yürümez. Fen Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi bu bölümler öğrenci alabilecekse kurulmalıdır. Büyükşehirlerde Sanayi Odası, Ticaret Odaları el ele verip, bununla ilgili halkla birleşip, büyük konsorsiyumlar kurup üniversite açıyorlar. Bu şehir öznesinde bir konsorsiyum kurup, işleri geliştirme fıtratı yok. Toplumda genelden daha ziyade bireyselden yana yaşayan bir toplumuz.

İlgi okulları eğitim sektöründe nerede ? Nasıl bir gelecek ön görüyorsunuz ve gelecekte nerede yer alacaksınız ?

‘’TÜRKİYE’DE ÖRNEK GÖSTERİLİYORUZ’’

2011 yılında ana okul, ilk okul ve ortaokul ile başladık. 2013 yılında Anadolu lisemiz açıldı. 2016 yılında fen lisemiz açıldı. Şuan da 21 bin 500 metre kare kapalı alan, 21 bin metrekare normal yerleşim alanı üzerinde ana okulu, ilkokulu, ortaokulu, lisesi olan 252 çalışanı ile Şanlıurfa’ya hizmet etmek için bu işe kentimizde liderlik eden ve eğitimin lokomotifi olan bir noktada mücadele veriyoruz. Şanlıurfa’da özel okul açma noktasında lokomotif olduk. Şuandaki tüm mevcut okullar ilgi okullarının başlamasıyla eğitime başlamıştır. İlgi Okulları onlar için bir vizyon olmuştur. Cesaret olmuştur. İlgi Okulları yaptı bende bir deneyeyim hissiyle başladılar. İlgi Okulları yerel bir markadır. Böyle olmasına rağmen bölgede tanınırlığı yüksektir. Bununla ilgili Türkiye nezdinde tanınıyoruz. Bu tanınmamız iki yıl arka arkaya Türkiye birincisi çıkarmamız, bilim ve proje anlamında mesela biyoloji olimpiyatlarında öğrencimizin dünya üçüncülüğü kazanması, TÜBİTAK’ta en fazla madalya alan okul olmamız, sanat, sporu desteklememiz, kültür, yabancı dille uğraşmamızla oldu. Şuan da Türkiye’nin neresine giderseniz gidin yerel marka anlamında Türkiye’de örnek gösterilen bir okul olduk.  Böyle olduğumuzu diğer şehirlerden okulumuzu ziyarete gelenlerden, üniversitelerin Türkiye çapında bizlerle ortak proje yapma girişimlerinden anlıyoruz.

İlgi okullarının ailelere önem verdiğini biliyoruz. Okulunuzu velilerle nasıl buluşturuyorsunuz ?

‘’İLGİ OKULLARI TÜM ŞANLIURFALILARINDIR’’

Şanlıurfa’nın yerlisi olmamız dolayısıyla ailelerle iletişim anlamında sıkıntı yaşamıyoruz. Çocukların aile ile iletişimini arttırmak için çocuk ve ailenin içerisinde bulundukları etkinlikler ve organizasyonlar hazırlıyoruz. Sanat, spor ve rehberlik zümrelerimizin öğrencilerle, velilerle birlikte yaptıkları atölyeleri önemsiyoruz. Bu okul Şanlıurfa’nındır. Kapımız tüm vatandaşlarımıza açıktır.

Anasınıfından itibaren ilgi okullarında eğitim alacak bir gencin profilini çizebilir misiniz ?

‘’AMACIMIZ TOPLUMA YARARLI BİREY YETİŞTİRMEK’’

Anaokulu başlangıcını burada yapan bir öğrenci, 8 yıllık ilköğretim bölümü sonunda amacımız çocuk enstürmanla tanışsın, sporla uğraşsın, yabancı dil noktasında bir yere gelsin, akademik noktada kendini ifade edebilen, özgüveni yüksek, sosyal becerileri olan bir genç olup topluma yararlı bir birey yetiştirmektir amacımız. Bazen velilerimiz bir noktayı yanlış anlayabiliyor; Geçen gün bir beşinci sınıf öğrencimiz bana şunu söyledi: ‘Hocam annemle konuşur musunuz? Annem benden robot olmamı bekliyor. Sanatta, sporda, resimde, İngilizcede, akademide, müzikte çok iyi olacaksın. Ben robot değilim, nasıl hepsinde iyi olayım’. Çocuğumuzun karakter analizini iyi yapmamız lazım. Çocuğun karakter analinizi yapıp, hangi noktada iyi olduğunu biliyorsak o zaman ona göre gelişmişlik düzeyini belirlememiz lazım. Her çocuk futbolcu olamaz. Her çocuk iyi keman çalamaz.

Öğretmenlerinize, öğrencilerinize, velilerinize ve Şanlıurfalılara mesajınız ?

‘’MEMLEKETİMİZE SAHİP ÇIKALIM’’

Bu coğrafyada yaşıyorsak, bu coğrafyaya katkı sunmamız lazım. Buna biri esnaf olarak katkı sağlar, biri çiftçi olarak katkı sağlar, biri mühendis olarak, biri siyasetçi olarak, biri öğretmen olarak. Herkesten özelde Şanlıurfa için ricam, kentimizi koruyalım, sahip çıkalım, elimizden ne geliyorsa katkı sağlamak için mücadele gösterelim. Bu memlekete yerelde bizden başka sahip çıkacak kimse yoktur. Bu memleket ayağa kalkarsa hepimiz sayesinde ayağa kalkar. Hepimiz mutlu, huzurlu ve geleceğimize emanet edeceğimiz şehir üretiriz. Hepimiz karamsar olursak, hepimiz yerimizde oturur elimden gelen budur misali yaşarsak o zaman hepimiz mutsuz, huzursuz oluruz ve geleceğimizi karanlık ederiz.