Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) geçen hafta açıkladığı Küresel Eğilimler Raporuna göre, küresel olarak zorla yerinden edilmiş nüfus 2018'de 2,3 milyon kişi artarken, 2018 sonu itibarıyla dünya çapında yaklaşık 70,8 milyon kişi zulüm, çatışma, şiddet veya insan hakları ihlalleri sebebiyle zorla yerinden edildi. Rapora ilişkin AA muhabirine konuşan UNHCR Türkiye Sözcüsü Selin Ünal, bu rakamlara işaret ederek, "Maalesef içinde bulunduğumuz zaman diliminde çatışmalar dinmiyor. Rekor sayılarda insan kendi ülkesini veya yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalıyor. Bu sene ne yazık ki geçen yıla göre de artan sayıları gördük." diye konuştu. Ünal, mültecileri yerinden eden ortak sebeplerin çatışma, zulüm ve insan hakları ihlalleri olduğuna dikkati çekerek, "Onların sizden, benden bir farkı yok, tek farkımız onların yaşadığı olağandışı deneyimler. Çok zorlu bir süreç mültecilik, ülkenizden ayrılmak zorunda kalmanız, hayatınızı, eğitiminizi ve birikiminizi geride bırakmanız, belki aile üyelerinizi kaybetmeniz." değerlendirmesini yaptı. "Türkiye uluslararası alanda da çok takdir ediliyor" Mültecilerin bir yerden hayata tutunmak, sığındıkları ülkelerde yaşamak ve ileriye dönük planlarına devam etmek için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz, onların bu çabasını takdir etmek, yaşadıkları güçlükleri hatırlamak için ama aynı zamanda onları misafir eden ve uluslararası koruma veren ülkeyi ve ülke vatandaşlarını da onurlandırmak için bir araya geliyoruz. Bu hiç kolay bir sorumluluk değil. Türkiye dünyada 5 yıl üst üste en yüksek sayıda mülteciyi barındıran ülke. Türkiye ile yakın iş birliğimiz devam ediyor. Bu bağlamda Türkiye sadece bizim tarafımızdan değil, uluslararası alanda da çok takdir ediliyor. Türkiye ve diğer yüksek sayıda mülteci barındıran ülkelerin yalnız bırakılmaması gerekiyor." Ünal, etkinlik yaptıkları Dünya Mülteciler Günü'nde dayanışmanın ve uluslararası işbirliğinin bir kere daha öne çıktığı bir gün olduğunu da belirterek, etkinlik kapsamında Türk ve mülteci müzisyenleri bir araya getirdiklerini aktardı. Ünal, "Müziğin o evrensel birleştirici gücünü kullanarak farklı ülkelerden olduğumuzu ya da farklı dil konuştuğumuzu unutup hep beraber müzikle birleşmek için bu etkinliği gerçekleştirdik. Aynı zamanda müzik çeşitliliği de temsil eder. Bu çeşitlilik bizleri zenginleştirir." diye konuştu. "Türkiye'de bu fırsatlar onlara verilmiş durumda" Ünal, mültecilerin çoğu zaman ekonomik göçmen grubuyla karıştırıldığını, oysa mültecilerin ekonomik bir fırsat için ülkelerini terk etmediğini, hayatlarını kurtarmak için insan hakları ihlallerinden veya savaştan kaçmak zorunda kalan insanlar olduklarını belirtti. Mültecilerin, geldikleri zaman birikimlerini, çeşitliliklerini ve becerilerini de beraberlerinde getirdiklerinin altını çizen Ünal, "Onların da herkes gibi fırsatlara ihtiyacı var. Türkiye'de bu fırsatlar onlara verilmiş durumda." ifadelerini kullandı. 2018 Küresel Eğilimler Raporu UNHCR'nin geçen hafta açıkladığı Küresel Eğilimler Raporu'na göre 2018 itibariyle yerinden edilmiş insan sayısı rekor bir seviyeye ulaştı. Tahmini 13,6 milyon yeni insan çatışma veya zulüm nedeniyle 2018'de yerlerinden edilirken, bunların 10,8 milyonunun kendi ülkeleri içinde yerinden edildiği ve 2,8 milyonunun da yeni mülteciler ve yeni sığınmacıları olduğu tespit edildi. Yine 2018'de her gün ortalama 37 bin insan kaçmaya zorlanarak yer değiştirdi. Her 5 mülteciden yaklaşık 4 tanesi komşu ülkelerde yaşamaya başladı. 2018'in sonunda sığınma başvurusu hakkında 3,5 milyon kişi karar bekliyordu. Toplamda, dünya çapındaki tüm mültecilerin yüzde 67'si Suriye (6 milyon 700 bin), Afganistan (2 milyon 700 bin), Güney Sudan (2 milyon 300 bin), Myanmar (1 milyon 100 bin) ve Somali'den (900 bin) ayrılan insanlar oldu. Türkiye 5 yıl üst üste, 3 milyon 700 bin kişiyle en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olurken, mültecilerin sığındığı başlıca ülkeleri 1 milyon 400 bin ile Pakistan ve 1 milyon 200 binle Uganda izledi. Listede 1 milyon 100 bin kişiyle Sudan ve Almanya da yer aldı. Mültecilerin 2018'deki nüfusunun yaklaşık olarak yarısını 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturdu. Çocuklardan 111 bininin ise tek başına, ebeveynlerinden ayrı veya evlerini terk etmiş şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalıştığı bilgisi raporun dikkati çeken maddeleri arasında yer aldı.