GAZİANTEP (AA) - Yaşadığı duyma bozukluğu 10 yıl boyunca fark edilmeyen Gaziantepli 14 yaşındaki Ayşe Ayşit, duymaya başladıktan sonra ilk sözü "yağmurun da sesi varmış" oldu.

Yaklaşık 14 yıl önce Gaziantep'te doğan Ayşe Ayşit, doğuştan gelen duyma bozukluğuyla başa çıkmak zorunda kaldı. Uzun süre kimse tarafından farkına varılmayan hastalığı nedeniyle çocukluk yıllarının önemli bölümünde sıkıntı yaşayan Ayşe'nin öğretmeni ve arkadaşlarının söylediklerini duymaması yanlış anlaşıldı.

Bu duruma üzülen Ayşe, sınıfta olup bitenleri anlayabilmek için kendi gayretiyle dudak okumayı öğrendi. Derslerde öğretmeninin dudaklarını okuyan Ayşe, bu yeteneği sayesinde eğitim hayatından da geri kalmadı.

Benzer sorunları arkadaş ve aile çevresinde de yaşayan Ayşe'nin annesi zaman zaman kızının duyma bozukluğu yaşadığını fark etse de bu sorunu kendisine yakıştıramadığı için çocuğu doktora götürmedi.

Annesinin ancak 10 yaşında doktora götürdüğü Ayşe'de duyma bozukluğu olduğu tespit edildi ve işitme cihazı kullanmaya başladı.

Zamanla resme merak saran Ayşe'nin sanat hayatına ise ilk duyduğunda garipsediği rüzgar ve yağmur sesi yön verdi. Resimlerinde genellikle doğayı çizen Ayşe, ileride büyük bir ressam olmanın hayalini kuruyor.

Yaklaşık son 4 yıldır hayatına işitme cihazıyla devam eden ve kendi tabiriyle "Daha güzel bir dünyada yaşamaya" başlayan Ayşe Ayşit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yaşına kadar duymadan yaşadığını, duyduğu çok az miktardaki sesi ise tanımlayamadığını söyledi.

Duyma güçlüğü nedeniyle genelde dışlandığını aktaran Ayşit, "Dudak okuyordum. Öğretmenimi çok severdim ama o beni yanlış anlıyordu. Şımarık olduğumu, onu dinlemediğimi düşünürdü. Ama ben onu duyamıyordum. Arkadaşlarım da beni şımarık olarak görüyordu." dedi.

Artık o kötü günlerin geride kaldığını ve hayatının daha güzel olduğunu, etrafta olup bitenleri duyabildiğini dile getiren Ayşit, şunları kaydetti:

"Biri bana seslendiğinde kimseyi duymuyordum. Okula gitmek zor oluyordu. Arkadaşım yoktu. Kimseyle ilişkim yoktu. Annemi de başkasını da anlamıyordum. Beni şımarıklıkla suçluyorlardı. Ama artık derslerim düzeldi, arkadaşlarım oldu. Bir kaç yıl önce resim yapmaya başladım. Şu an resim yapmayı çok seviyorum. Çizerken çok mutlu oluyorum. İleride ressam olmak istiyorum. Yalnız hissederken resim yapmak, kendimi daha iyi hissettiriyordu."

- "Yağmurun da sesi varmış"

İşitme cihazıyla tanıştığı günü "anlatılması zor mutluluk" diye nitelendiren Ayşit, cihazın kulağına takıldığı gün çok şiddetli bir yağmur yağdığını belirterek "Yağmur sesini duyduğumda çok heyecanlandım. Anneme 'yağmurun da sesi varmış' dedim. Sonra rüzgarın, ağaca çarparak çıkardığı sesi duydum. Çok mutlu oldum. Bu sesleri duyabilmek beni çok heyecanlandırmıştı." dedi.

Anne Saadet Ayşit de kızının işitme bozukluğu olduğunu fark etmediğini, zaman zaman şüphelense de bunu kızına konduramadığını ifade ederek Ayşe'nin bu sorununun çözüldüğü için çok mutlu olduğunu söyledi.

Kızının dudak okuyarak iletişim kurduğunu aktaran anne Ayşit, "Ayşe 4-5 yaşlarındayken şüphelenmeye başladım. Okulda dersleri kötü gidince doktora götürdüm. Doktor kızımın yıllarca dudak okuyarak iletişim kurduğunu, bizi çok az duyduğunu söyledi. Sonra işitme cihazı takmaya başladı. İleride tamamen iyileşebilirmiş ya da hiç duymayabilirmiş. İşitme cihazı da yetmeyebilirmiş. Doktorlar Ayşe'nin geleceğini 'yalnız Allah bilir' dediler. Cihazı taktıktan sonra ilk yağmur sesini duydu. Bana heyecanla sarılıp, anne yağmurun da sesi varmış dedi. O anı hiç unutamam." diye konuştu.