AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "AK Parti'nin bünyesinde, iliklerinde, ruhunda geçmiş bütün siyasi partilerin doğruları var, ama hiçbiri değildir AK Parti. Her siyasi partinin doğruluğunu incelemek, test etmek suretiyle bünyesine mezcetmiş bir partidir AK Parti. Bir tecrübeden ibaret değil AK Parti. Bütün tecrübeleri eleyerek, doğruları bünyesinde mezcetmek suretiyle yürüyüşünü sürdüren bir partidir. AK Parti'nin siyasi yelpazedeki durumunu çok iyi gözlemlemek gereklidir. Biz Türkiye partisiyiz, hiçbir zümrenin partisi değiliz. AK Parti'nin siyasetinin merkezinde millet var. Durduğumuz yer, milletin olduğu yerdir." dedi.

Yazıcı, AK Parti Üsküdar İlçe Başkanlığı tarafından AK Parti'nin iktidara gelişinin 15. yılı dolayısıyla Çavuşdere Spor Merkezi'nde düzenlenen programdaki konuşmasında, 3 Kasım 2002'nin, bu tarihe nasıl gelindiğinin, AK Parti'nin yönetmek üzere nasıl bir Türkiye'yi teslim aldığının ve Türkiye'nin bugüne getirilmesine katkı sağlayan unsurların asla unutulmaması gerektiğini söyledi.

AK Parti'nin hikayesinin çok özgün olduğunu dile getiren Yazıcı, "Biz, 3 Kasım 2002'ye öyle kolay gelmedik, çile çektik, labirentlerden geçtik, dehlizlerden dolaştık, yılmadık kararlı bir biçimde liderimizin öncülüğünde engelleri aşa aşa 3 Kasım 2002'ye geldik. Maalesef Türkiye siyasetinde milletin iradesinin ötesinde bir de vesayetçiler, siyaset mühendisliği yapanlar, o siyaset mühendisliği yapanlara taşeronluk yapanlar var. Çelme takarlar, paçanızı çekerler, kolunuzu tutarlar, şeytanın vesvesesiyle kafanızı karıştırırlar, tökezletirler, milletin iradesini bir yana düşürüp bildiğini yaparlar. Biz bunlarla muhatap olduk." diye konuştu.

Yazıcı, milletin siyasetçiye, siyasi partiye güveni olmadığı bir ortamda AK Parti'nin ortaya çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

"AK Parti'nin bünyesinde, iliklerinde, ruhunda geçmiş bütün siyasi partilerin doğruları var, ama hiçbiri değildir AK Parti. Her siyasi partinin doğruluğunu incelemek, test etmek suretiyle bünyesine mezcetmiş bir partidir AK Parti. Bir tecrübeden ibaret değil AK Parti. Bütün tecrübeleri eleyerek, doğruları bünyesinde mezcetmek suretiyle yürüyüşünü sürdüren bir partidir. AK Parti'nin siyasi yelpazedeki durumunu çok iyi gözlemlemek gereklidir. Biz Türkiye partisiyiz, hiçbir zümrenin partisi değiliz. AK Parti'nin siyasetinin merkezinde millet var. Durduğumuz yer, milletin olduğu yerdir. Hedef kitlemiz 80 milyonun tamamı. Herkesten oy ve destek istiyoruz çünkü biz siyaseten doğruları kazandırmak, milletin hukukunu korumak, hayat standardını yükseltmek, önündeki engelleri ortadan kaldırmak için bir araya gelmiş erdemliler topluluğuyuz. Bizim siyasetimizde aldatmak yok, popülizm asla yok. 12 defa bu milletin önüne çıktık, hesap vermek üzere çıktık, destek istedik. Hiçbir zaman yapamayacağımız bir vaatte bulunmadık. Biz, gerçekçi bir siyaset izliyoruz, ayakları yere basan bir politika tarzımız var. Yapabileceklerimizi söyledik. Milletin bütçesini büyüttük, ekonomiyi büyüttük. 70 sente muhtaç bir ülkenin yönetimini teslim aldık, 860 milyar dolar gayrisafi milli hasılaya sahip bir ülke haline getirdik. Bunu da arttırmaya devam ediyoruz."

- "Sorumluluğumuz çok büyük"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı Kan da AK Parti'nin büyük sıkıntılarla, kapı kapı dolaşan kadınlarıyla, koşturan gençleriyle, ana kademesiyle bugünlere geldiğine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AK Parti öncesi dönemi de partimizin kurulmasına vesile olan önceki büyüklerimizi de şöyle bir hatırladığımızda düşünüyorum; o zaman böyle salonlarda bir arada olmayı, partimizin belediyeleri olacağını, kadınlar olarak önümüzün açılacağını, gençlerin önünü açan bir anayasa değişikliği geçireceğimizi asla hayal edemezdik. Kapılara gittiğimizde, zaman zaman yüzümüze kapılar kapatıldığında bugünlere geleceğimizi asla hayal edemezdik. O zaman teşkilat toplantılarımızda bizim ikramlarımız zeytin ve peynir, eğer şanslıysak simitti. Esmer ekmek falan lükstü bizim için. O zaman teşkilat mensuplarımız, AK Parti'nin ilk günlerinde olduğu gibi büyük sıkıntılarla, hanımların bir kısmı ceplerinde dönüş parası olmadan, gece gündüz demeden çalıştı. En alt kademesinden, sandık müşahidinden sokak sorumlusuna kadar, en tepeye kadar herkes gece gündüz çalıştı ve Rabb'imin lüftuyla bugünlere geldik."

Kan, "Bu kadar çalışkan bir Cumhurbaşkanımız, genel başkanımız varken, bizim vazifemiz onun yükünü hafifletmek. Milletvekilliği, ilçe başkanlığı, mahalle başkanlığı, genel başkan yardımcılığı, bakanlık, belediye başkanlığı bunlar güzel hizmet alanları, şeref bizim için ama bunların ötesinde bizim hem bu teşkilata ilk gününden itibaren gönül veren kardeşlerimize borcumuz var. Gece gündüz demeden çalışan, dünya mazlumlarının, ümmetin de ötesinde dünya mazlumlarının yükünü omzuna yüklenmiş Cumhurbaşkanımızın yükünü hafifletmemiz lazım, ona karşı sorumluluğumuz var. Onun da ötesinde bizim, milletvekili ya da genel başkan yardımcısı, teşkilat ya da sivil toplum mensupları olarak bizim Rabb'imize sorumluğumuz var. Makamlar, mevkiler, sıfatlar geçiyor. AK Parti kurulduğu günlerine nazaran sorumluluğumuz çok büyük. Cumhurbaşkanımızın, kıymetli teşkilat mensuplarımızın çalışmasıyla ve milletin teveccühüyle iktidarız. Onun için bizim gece, gündüz deme hakkımız yok." diye konuştu.

- "Hiçbir zaman şer odaklarının hesapları tutmadı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş ise 3 Kasım 2002'nin "milletin kıyama kalkması, milletin iktidar olması" anlamına geldiğini ifade ederek, "15 yıldan beri AK Parti iktidarı sayesinde milletimiz iktidarda. 15 yıllık iktidarlarımız döneminde vesayet odakları bir bir Türkiye'den temizlenmek suretiyle milletimiz iktidar oldu." dedi.

Ataş, 1994 seçimleri öncesi seçim hazırlığı başladığı günlerde teşkilatın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyükşehir belediye başkan adaylığı için arkasında durduğunu belirterek, Erdoğan'ın seçilmesi sonrası İstanbul'un yaşanabilir bir şehir haline geldiğini anlattı.

Vesayet odaklarının, belediye başkanlığı döneminde Erdoğan'ın önünü kesmeye çalıştığını, 2002'den sonra da AK Parti'nin ve Erdoğan'ın önünü kesmeye çalıştığını dile getiren Ataş, şunları söyledi:

"1994'te hiç kimsenin umut etmediği, beklemediği Recep Tayyip Erdoğan hangi şartlarda büyükşehir belediye başkanı seçilmiştir? O günkü teşkilat mensuplarımızın, partililerimizin azmiydi, inatla, kararlılıkla arkasında durmasıydı. Gece gündüz demeden çalışmaları sonucunda 110 bin farkla biz seçimi kazanmıştık 1994'te. Belediye başkanlığı dönemindeki başarılı çalışmalar hiç şüphesiz bugünkü Türkiye'nin temellerinin atıldığı günlerdir. Birileri onun önünü kestiler, 'Muhtar bile olamaz' dediler, hapislere attılar. Onların bir hesabı vardı ama Allah'ın da bir hesabı vardı, milletin de bir hesabı vardı. Hiçbir zaman şer odaklarının hesapları tutmadı. 'Muhtar bile olamaz' dedikleri kişi, evet doğru tespit yapmışlar muhtar olamadı, ama 2014 yılında bu milletin başına Cumhurbaşkanı oldu."

Programa AK Parti milletvekilleri, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve partililer katıldı.