"Hiçbir önergemizin kabul edilmemesi meseleye zaten Avrupalıların ve konseyin bakış açısını net bir şekilde gösteriyor" TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı ve AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) kararına ilişkin, "Genelde arkadaşlarımız Türkçe konuştu, bunu bile anlamadan, algılamadan, direkt komitenin ağzına bakıp ne derlerse aleyhte ve lehte önergenin ne olduğuna bakmadan oy veren üyeler var." dedi. AKPM'de dün Türkiye oturumuna katılan Gülpınar, alınan "Siyasi denetim" kararına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Avrupa'da özellikle Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından, Türkiye aleyhinde iş birlikçi bir kampanya yürütüldüğünü belirten Gülpınar, AKPM'nin de gerçeklerle bağdaşmayan siyasi bir karar aldığını vurguladı. Meclis'te yer alan bazı milletvekillerinin anlamadan, tercümeye bile ihtiyaç duymadan, ret oyu verdiğine dikkati çeken Gülpınar, şöyle devam etti: "Maalesef burada çok dikkat çekecek bir tavır var. Zaten herkes komitenin ağzına bakıyor, olumlu ya da olumsuz ne derse bazı üyeler tercüme ihtiyacı bile duymuyor. Genelde arkadaşlarımız Türkçe konuştu, bunu bile anlamadan, algılamadan, direkt komitenin ağzına bakıp ne derlerse, aleyhte ve lehte önergenin ne olduğuna bakmadan oy veren üyeler var. Maalesef Avrupa Konseyinin ciddiyetine de yakışmayan, Parlamenter Meclisi'nin ciddiyetine de çok yakışmayan bir durum söz konusu. Belli ki o önergeler ne okunmuş, ne üzerinde bir incelenme ihtiyacı duyulmuş. O önergelerin içinde mutlaka kabul edeceğiniz olur, kabul etmeyeceğiniz olur ancak bu demokratik bir ortam da değerlendirilmeliydi. Hiçbir önergemizin kabul edilmemesi meseleye zaten Avrupalıların ve konseyin bakış açısını net bir şekilde gösteriyor." - "Katılım fazla da olsa karar aynı çıkardı" Avrupa'da, Türkiye'ye karşı giderek artan olumsuz bir tutum ortaya çıktığını anlatan Gülpınar, tavır takınan belli grupların AKPM'nin Türkiye kararına etki ettiğini belirtti. AKPM'de az sayıda katılımla alınan kararın sonuca etki etmeyeceğine inandığını aktaran Gülpınar, "Burada, tavır takınan belli gruplar var, AKPM'de yine aynı grubun dediği oldu. Öbürleri de katılsa Türkiye'den yana tavır alacaklar mıydı bilmiyoruz, açıkçası bizim bu konuda da şüphelerimiz var. Bize bu konuda destek veren 45 kabul oyu var. Bunun zaten neredeyse yarısı Türk grubunu oluşturan üyelerden. Geriye kalan 20-25 civarındaki bir oy ise Türkiye'nin yanında bir şekilde tutum sergileyenlerden geldi. Bence az katılım üzerinde fazla durmamak lazım, olsaydı da zaten aynı karar çıkardı." diye konuştu. - "Söylem ve tavırları objektiflikle çelişiyor" Meclisin aldığı kararla tarihi bir hata yaptığını vurgulayan Gülpınar, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Avrupa Birliği üyesi ülkeler daha önce de başlayan ancak FETÖ'nün darbe sürecinden sonra gittikçe anlamsızlaşan ön yargılı bir şekilde farklı tezlerle ilişkilerimizi farklı noktalara götürdüler. Burada kullanılan ifadeler, genel kuruldaki söylemler, meseleye kesinlikle objektif bakılmadığının bariz ifadesidir. En basit şekilde ben burada bir Türkiye Cumhuriyeti'nin Kürt kökenli milletvekili olarak bulunuyorum. Eğer siz tutup da Türkiye'deki bizim dışımızdaki tek bir partiyi 'Kürtler'in partisi' olarak nitelendirirseniz siz meseleye hangi bakış açısıyla yaklaştığınızı göstermiş olursunuz. Burada AK Parti'ye oy veren Kürtleri yok sayıp, Kürtler'in bir partisi varmış gibi demokrasinin tamamına ve özüne aykırı tutumlar meselelere nasıl baktıklarının en basit göstergelerindendir. Bunun gibi örnekleri de çoğaltabiliriz. Türkiye'deki Kürtlere 'azınlık' diyen bunu bu şekilde ifade eden milletvekilleri var burada. Biz şimdi bunların nasıl objektif olduğuna inanalım. 'Objektif değilsiniz' dediğimizde Avrupalı meslektaşlarımız alınganlık gösteriyor. Objektif olduklarını savunuyorlar, demokratik kuralları işlettikleri şeklinde beyanlarda bulunuyorlar. Kullanılan ifadelerden yola çıkarak objektif olduklarına inanacağımız tavrı sergilemiyorlar. Genel kuruldaki söylemler meseleye kesinlikle objektif bakılmadığının bariz ifadesidir, biz buna Türk toplumu olarak inanmayız."