Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aksaray’da Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin ve şehirde yapımı tamamlanan yatırımların toplu açılışı vesilesiyle düzenlenen törene katıldı. 15 Temmuz Millî İrade Meydanı’nda gerçekleştirilen törende; Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki hazır bulundu. Vatandaşların da yoğun katılımıyla gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“TESİS, GÜNLÜK 44 MİLYON METREKÜP DOĞAL GAZI ŞEBEKEYE VEREBİLECEK REZERVE SAHİP”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, açılışı yapılan ve toplam maliyeti 700 milyon doları bulan Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nin ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tuz Gölü’nün yüzeyinin bin 100 ile bin 400 metre altında oluşturulan, 1,2 milyar metreküp doğal gazın depolanacağı tesisisin gerektiğinde günlük 44 milyon metreküp doğal gazı şebekeye verebilecek bir rezerve sahip olunacağını söyledi.

Türkiye’nin, inşa edilen depolama tesislerinin teknolojisi ve mühendisliğiyle de ilk defa tanıştığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin doğal gaz depolama kapasitesinin, 2 milyar dolarlık bu yeni bir yatırımla, 5,4 milyar metreküpe çıkartılacağını ve buradan şebekelere bir günde 80 milyon metreküp doğal gaz verilebilecek kapasiteye kavuşturulacağı müjdesini verdi.

Düzenlenen törende çeşitli bakanlıklar, devlet kurumları, İl Özel idaresi ile Aksaray Belediyesi tarafından şehre kazandırılan 19 ayrı hizmet ve tesisin de toplu açılışının yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların arasında; eğitim ve sportif yatırımların, Aksaray Üniversitesi bünyesinde derslik ve amfilerin, TOKİ tarafından yapılan konutların, atık su arıtma tesislerinin ve yolların olduğunu aktardı.

“MİLLET, REFERANDUM İÇİN 16 NİSAN’DA SANDIĞA GİDECEK”

Türkiye’nin, yönetim sistemini değiştirme yolunda önemli bir kavşağa geldiğine işaret ederek, TBMM’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile ilgili referandum kararını Aksaray’a gelmeden önce imzaladığını ve milletin referandum için 16 Nisan tarihinde sandığa gideceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi hayatımızın her döneminde, her adımında olduğu gibi, bu konuda da milletimizin iradesinin, tercihinin, talebinin başımızın üzerinde yeri vardır. Biz hayatımızın hiçbir döneminde milletten korkanlardan, milletten kaçanlardan, millete tepeden bakanlardan olmadık, olmayacağız. Çünkü biz bu millete hâkim olmaya değil, hadim olmaya geldik. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik ve buna devam ediyoruz, devam edeceğiz” dedi.

“MİLLETİMİZE KİMSENİN BOYUN EĞDİRMESİNE İZİN VERMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimizi seviyoruz, bayrağımızı seviyoruz, vatanımızı seviyoruz, devletimizi seviyoruz, gerekirse baş veririz, gerekirse bedel öderiz, gerekirse darbelere, muhtıralara, terör eylemlerine göğsümüzü siper ederiz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların terör örgütü mensuplarına yönelik idam cezasının geri getirilmesi yönünde tezahüratta bulunması üzerine şu açıklamaları yaptı: “Bu konuda benim kanaatimi biliyorsunuz; inşallah 16 Nisan bu işin sinyali olacaktır. Millet böyle dedikten sonra bunun önünde durulur mu? Benim askerimi, benim polisimi, benim köy korucumu, benim vatandaşımı şehit edenlerin akıbeti aynen dediğiniz gibi idamdır. Parlamentoya gelir, Parlamentoda yasama organı ne yapar? Anayasayı değiştirir ve adımını atar. Buna evet mi? İşte ana muhalefet bundan çekiniyor. Ne diyor biliyor musunuz, ‘George ne der, Hans ne der?’ Bırak sen George’u, Hans’ı; Ahmet ne der, Mehmet ne der, Ayşe ne der, Fatma ne der, şu anda toprağın altındaki Mehmet’im ne der, buna bakacaksın. Mehmet’imin bu noktada kanı yerde kalırsa bunun hesabını veremezsiniz. Ağlayan annelerin gözyaşını dindiremedikten sonra olmaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin arkalarındaki güçlerin yüzyıl önce olduğu gibi Türkiye’yi köken ve inanç ayrımıyla parçalayarak kendilerine kul-köle etme niyetlerine 14 yıldır pabuç bırakmadıklarını ve bırakmayacaklarını vurgulayarak, “Çünkü biz, rükûda ve secdede sadece rabbimiz için eğiliriz, onun dışında asla kimsenin kulu-kölesi olmayız. Milletimize de kimsenin boyun eğdirmesine izin vermeyiz. Bu mücadeleyi en iyi, en güçlü, en etkili nasıl vereceksek, onun yolunu aramaktan asla geri durmadık” ifadelerine yer verdi.

“BİZ FARKLI BİR SİSTEMLE GELİYORUZ”

Anayasa değişikliğiyle getirilen cumhurbaşkanlığı hükûmeti sisteminin, Türkiye’nin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini koruyarak hedeflerine ulaşma konusunda verdiği mücadeleyi güçlendireceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedef saptırıyorlar. Neymiş, ‘Parlamento yok olacakmış.’ Eline diline dursun. Böyle bir şey yok; yasama organı yine var, yürütme yine var. Kim yürütme? Cumhurbaşkanı. Ama çift başlılık kalkıyor, artık burada kendi kabinesiyle tek otorite. Ama bir özellik de var. Bazıları Amerika’yla karıştırıyor; hayır, bunun adı Türk tipi cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, evet, biz farklı bir sistemle geliyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı hükûmeti sistemine karşı çıkanların derdinin, bu sistemin mahsurlu oluşundan kaynaklanmadığını, ilgili çevrelerin bu ülke ve millet için iyi, güzel ve faydalı olan ne varsa hepsiyle sorununun olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Ülkemizin son 50-60 yılında sahip olduğu ne varsa hepsine karşı çıkanlar, bugün cumhurbaşkanlığı sistemine de karşı çıkıyorlar. Köprü yaparsınız, yol yaparsınız bunlar karşı çıkarlar; öyle mi? Baraj yaparsınız, enerji santrali yaparsınız bunlar karşı çıkarlar; öyle mi? Üretim için, istihdam için, uluslararası sermayeyi ülkenize getirirsiniz bunlar karşı çıkarlar; öyle mi? Marmaray’ı yaparsınız karşı çıkarlar; öyle mi? Avrasya Tünelini yaparsınız karşı çıkarlar; öyle mi? Sağlık reformu yaparsınız, modern şehir hastaneleri yaparsınız karşı çıkarlar; öyle mi?”

“MİLLETİMİZ, SEÇTİĞİ SİYASİ İRADENİN YANINDA YER ALARAK OYUNU BOZDU”

Yapılan hizmetlere karşı çıkanların; darbelere, muhtıralara, krizlere yol açan sistemi değiştirmek istediklerinde, yanlarında yer alacaklarına buna da karşı çıktığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz 14 yılda Türkiye’ye kazandırdığımız her bir hizmeti bu çevrelere rağmen yaptık. Türkiye için bu yiğit millete ne eser ürettiysek, bunlarla mücadele ederek gerçekleştirdik. Anayasa değişikliğinde 2011 yılından beri verdiğimiz mücadelenin doğruluğunu yaşadığımız hadiseler bir bir ortaya koymuştur. Türkiye’nin son 3-4 yılında, yok canım, artık bu kadarı da olmaz dediğimiz ne varsa hepsi gerçekleşti. Tarihimizin en çok ağaç diken, yeni ormanlar yetiştiren hükûmeti, yani bizi ağaç kesiyor bahanesiyle sokaklarda alaşağı etmeye çalıştılar. Yetmedi, yargı ve emniyet içinde yuvalanmış bir ihanet çetesi şahsım üzerinden ülkenin meşru sistemi, siyasi sistemine el koymak istediler. O da yetmedi, bölücü terör örgütü ortada hiçbir sebep yokken bazı ilçelerimizde sokakları, mahalleleri çukurlar kazarak, evlere el koyarak işgal etmeye teşebbüs etti. Buradan da bir şey çıkmayınca çıtayı iyice yükseltip, ordu içindeki bir kısım FETÖ mensubu hainler eliyle devletin silahlarını millete çevirip darbe yapmaya kalktılar. Bütün bunlar olurken, Suriye ve Irak’ta yakın tarihin en kanlı, en ahlaksız, en vicdansız katliamları yapıldı. Ülkemizde tüm bu olup bitenlerin amacı, Türkiye’yi aynı duruma düşürmekti. Milletimiz bu niyeti sezdiği için, her defasında devletinin, hükûmetinin, seçtiği siyasi iradenin yanında yer alarak oyunu bozdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin âdeta ikinci bir Kurtuluş Savaşı verdiğini vurgulayarak, bu savaşı hem cephede, hem de ekonomiden diplomasiye tüm alanlarda verdiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır’ diyordu ya, biz de bu mücadele bütün vatandır, bütün dünyadır diyoruz” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE OLARAK YENİ DÜZENDE BİZE BİÇİLEN ROLE BOYUN EĞMİYORUZ”

Yürütülen mücadelenin sıradan bir mücadele olmadığının, 1. ve 2. Dünya Savaşlarının ardından kurulan küresel sistemin yerine yeni bir dünya düzeninin kurulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak bu yeni düzende bize biçilen role boyun eğmiyoruz. Kendimiz ve ümidini bize bağlamış tüm kardeşlerimiz için, daha adil, daha hakkaniyetli, daha insani yeni bir paylaşım talep ediyoruz. Tabii ki tek başına bunu istemek yetmiyor, arzularınıza uygun bir güce de sahip olmanız, değilseniz süratle bunu inşa etmeniz gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

“BU ÜLKEDE KİMSENİN CUMHURİYETLE, REJİMLE BİR DERDİ YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkede kimsenin Cumhuriyetle, devletle, rejimle bir derdi yoktur. Amaç, dünyanın yeniden kurulan düzeni içinde mümkün olan en güçlü, en ileri, en avantajlı konumu elde etmektir; buna hazır mıyız? Bunun için şu 16 Nisan’a kadar gece-gündüz demeden çalışmaya hazır mıyız? Kardeşlerim; işte bizi en başarılı şekilde buraya taşıyacak araçlar neyse onu temin edeceğiz. Mevcut yönetimim sistemimiz sadece askerî darbelere değil, onunla birlikte siyasi ve ekonomik krizlere açık yapısıyla bize hedeflerimize ulaştırmakta yetersizdir, hatta buna engeldir. Hızla karar alma ve güçlü uygulama ihtiyacını karşılamak için yönetim sistemimizi değiştirmekten başka çaremiz yoktur. Bu kimsenin şahsı için, kimsenin hevesi için göze alınacak bir değişim değildir. Böyle bir değişim ancak ülkenin ve milletin geleceği için istenebilir. Her kim cumhurbaşkanlığı hükûmeti sistemini getirip şahsıma bağlıyorsa, tek sebebi milletin kendisine teveccüh etmeyeceğini biliyor olmasıdır. Eğer bu sisteme karşı çıkanların yüzde 50 artı bir oy alabileceklerine dair en küçük bir ümitleri olsun, inanın bana Mecliste 550’de 550’yle bu değişikliği kabul ederlerdi.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİNE GETİRİLEN ELEŞTİRİLERİN HİÇBİRİ HAKİKATİ YANSITMIYOR”

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine getirilen eleştirilerin hiçbirinin hakikati yansıtmadığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sisteme karşı çıkanların öne sürdükleri argümanların gayesinin, millete gerçekleri anlatmak değil, kafaları bulandırarak ileride kendilerinden hesap soracak tabanlarına mazeret üretmek olduğunu söyledi.

Türk siyasi tarihine bakıldığında CHP’nin iktidar olduğu dönemde istedikleri sonucu alabilmek için ‘açık oy gizli tasnif’ uygulamasının yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek adamcılık kimde var? Şu ana muhalefetin geçmişinde var, bu CHP zihniyetinde var. Tek adamcılık bunlarda. Bunların il başkanları bulundukları illerin valiliğini yapmışlardır. Bunları biliyor muyuz gençler? İşte 16 Nisan’da bunlara bunların hesabını sormaya var mıyız?” şeklinde seslendi.

Tek parti döneminden sonraki dönemlerde ise meclisten çıkan hükûmetin ülke yönetimini, vesayet odaklarının izin verdiği ölçüde gerçekleştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanların yetkilerini darbecilerle, kimi zaman yargıdan medyaya, iş dünyasından yabancı güçlere ve envaiçeşit güç odaklarıyla paylaşmak zorunda kaldığını, 12 Eylül darbesinden sonra ise millete karşı hiçbir sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanının, hükûmetin üzerinde vesayet gücü oluşturacak bir konuma yerleştirildiğini söyledi.

Başbakanlığı döneminde devrin Cumhurbaşkanının hükûmete çıkardığı zorlukları, sıkıntıları en iyi kendisinin bildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, kendisini dinleyenlere hitaben “Bu sistemi 16 Nisan’da değiştirmeye var mıyız?” diye seslenerek tamamladı.

Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi ile şehirde yapımı tamamlanan yatırımların toplu açılış kurdelesini Başbakan Binali Yıldırım ve törene katılan bakanlarla birlikte kesen Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenden sonra Aksaray Belediyesi’ni ziyaret etti. Bu ziyaretinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, hava yoluyla İstanbul’a gitmek üzere Nevşehir’e geçti.