Ruşen Çakır'ın kaleminden Mehmet Nabi İnciler'in Milletvekilliği adaylığı;

''Gazeteci olarak ilk kez 29 Kasım 1987 genel seçimleri öncesi kampanyayı Anadolu’da izledim. Mesleğe adımımı atalı 2.5 yıl olmuştu ve o tarihte herhangi bir yerde çalışmıyordum. Fransa’nın Le Monde gazetesinin Türkiye muhabiri Jean-Pierre Thieck yakın arkadaşımdı. Kendisine eşlik etmemi istedi. (Jean-Pierre’e tercümanlık yaptığımı sanan yanılır, çünkü çok iyi bir Türkçesi vardı. Bu olağanüstü insanı merak edenler için: http://rusencakir.com/Jean-Pierre-Thieckin-anisina/2711) Önce Gaziantep’e uçtuk, oradan kiraladığımız bir otomobille Şanlıurfa’ya doğru yola çıktık. “İnci Baba” olarak tanınan, aslen müteahhitlik yapan ama “Mafya babası” olarak bilinen Mehmet Nabi İnciler (http://www.turkmafyasi.net/turk-mafyasi/mehmet-nabi-inciler-inci-baba/) memleketi Şanlıurfa’dan bağımsız milletvekili adayı olmuştu ve Jean-Pierre onun kampanyasını çok merak ediyordu. Önce Suruç’a vardık. İnci Baba herkesin dilindeydi. Bizi onun Suruç’taki temsilcisi genç bir adamla tanıştırdılar. Bir kahvede bize kampanyayı anlattı. Aslında anlatabileceği pek bir şey yoktu: İnci Baba’nın namı ve seçilmek için saçtığı paralar.Daha sonra Şanlıurfa’ya gittik. Önceden, İnci Baba’nın “basın danışmanı” olan bir eski gazeteciyle konuşmuştum. Onu bulduk. Akşam İnci Baba’nın halk sohbeti yapacağını, orada olursak kendisiyle tanışabileceğimizi söyledi. Muhtemelen bir kahvehane olacak, inşaatı tamamlanmamış bir binaya gittik. Çoğu taburelere oturmuş her yaştan çok sayıda erkek İnci Baba’yı bekliyordu. Nihayet içeri girdi: Boynunda 1. Lig’e çıkarmayı vaat ettiği Şanlıurfaspor’un atkısı ve takım elbisesinin her tarafında, gittiği her yerde kestiği kurbanlardan kalma kan izleri vardı. Çocuklar ellerini öpmek için birbirleriyle çekişiyor, karşılığında harçlık alıyorlardı. Daha sonra konuşmaya başladı. Seçim sloganı Mevlana’dan “kim olursan ol, yine gel” olan İnci Baba birden “Kim olursan ol gel dedik ve Fransa’dan Jan Piyer Bey de gelmiş” deyince herkes dönüp bize baktı. Jean-Pierre ayağa kalkınca kalabalıktan bir genç “ben bu adamı tanıyorum” diye ortaya atıldı. Jean-Pierre “ama ben sizi tanımıyorum” deyince genç “tanırsın, tanırsın!” diye ısrar etti. Ben dahil herkes işin nereye varacağını beklerken Jean-Pierre birden hatırlayıp gence adıyla seslenince ortalık yatıştı. Meğer Jean-Pierre iç savaş nedeniyle Lübnan’ı terk edince önce Şanlıurfa’ya gelmiş ve bir müddet kalmış. O gençle de kentteki “gece hayatı” maceraları sırasında tanışmışlar Daha sonra İnci Baba ile el sıkıştık ayak üstü sohbet ettik. Gördüğü ilgi seçilmesinin hiç de zor olmadığını düşündürtüyordu. Fakat 27 bin oyla oyların yüzde 10’unu almasına rağmen seçilemedi. ANAP 97 bin oyla ildeki 7 milletvekilliğini birden kazandı. Bunda ANAP lideri Turgut Özal’ın seçim sistemini değiştirmesinin etkili olduğu muhakkak. Ancak kendisine oy verenlerin önemli bir bölümünün eğitim düzeyinin düşük olması, sandık başlarında yeterince müşahit bulunduramaması gibi nedenlerle İnci Baba’nın binlerce oyunun geçersiz sayıldığı, bu yüzden seçilemediği ileri sürüldü.''