Vali Abdullah Erin, “Eğitimle ilgili temel çıkmazlardan eğer kurtulamazsak, istediğimiz kadar diğer alanlara yatırım yapalım, yaptığımız tüm yatırımları tehdit edecek bir nesil yetiştirmekten kurtulamayacağız” diyerek, kalkınmanın en önemli adımının eğitim sorunlarının çözülmesi olduğuna işaret etti.
İstanbul'da bir otelde 17 Aralık 2017 Pazar günü düzenlenen toplantıya Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, AK Parti Şanlıurfa Milletvekilleri Mahmut Kaçar, Mehmet Ali Cevheri, İlçe Belediye Başkanları, Karacadağ Kalkınma Ajansı yöneticileri ile Şanlıurfalı İşadamları katıldı. 

Şanlıurfa Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Karacadağ Kalkınma Ajansı Şanlıurfa Koordinatörlüğü’nün, Şanlıurfa’nın geçmişten günümüze ekonomik ve sosyal açıdan yaşadığı gelişmeleri anlatmasının ardından konuşan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, ilk tespitinin; çok genç ve büyük bir nüfusa sahip olan Şanlıurfa’nın gelişiminin ilk basamağının eğitim sorunlarını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.

Konuşmasına, Şanlıurfa’nın genç nüfus potansiyeli, verimli tarımsal arazileri, gelişime müsait coğrafi yapısı, tarihi özelliklerini özetleyerek başlayan Vali Erin, şunları söyledi: 

Şanlıurfa, dinamik ve genç nüfusuyla ifade edildi, 19,2 yaş ortalamasıyla, 0-29 yaş arasındaki yüzde 70’e varan genç nüfus yapısıyla, sahip olduğu zengin ve verimli tarım arazisiyle, gelişime müsait transit yollar üzerinde bulunuşu ve güvenlik açısından da doğunun, güneydoğunun belki de Türkiye’nin en huzurlu yerlerinden birisi oluşu ve yine gösterilen videolarda da tekrarlandığı üzere insanlığın ilk yerleşim yeri, ilk tapınağın yapıldığı, ilk tarımın yapıldığı, peygamberler şehri olan Şanlıurfa. Bu büyük zenginlik ve potansiyel, hepimizin üzerinde uzlaştığı temel noktalardan bir tanesi. Ancak tartışma konusu olan, bu kadar büyük zenginliğin Türkiye’nin 81 ili ile kıyaslandığında, bu kadar büyük potansiyeli bünyesinde barındıran bu şehrimizin sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, altyapı, sanayi ve iktisadi gelişim açısından gerek ulusal, gerek uluslararası kıyaslamalarda kabul edilen göstergelerde nerede olduğudur.

“DEĞERLENDİREMEDİĞİMİZ BİR HAZİNE ÜZERİNDE OTURUYORUZ”
Şanlıurfa’nın en büyük zenginlik ve hazinesinin değerlendiremediği genç nüfus ve tarım arazileri olduğunu ifade eden Vali Erin, “Daha önce birkaç vesile ile dile getirdim. Biz, Şanlıurfalılar olarak Şanlıurfa’nın bu potansiyelinin yüzde 25, bilemediniz yüzde 30’unu değerlendirebildiğimiz bir zenginlik ve hazinenin üzerinde oturuyoruz aslında. 2000’li yıllar Şanlıurfa için kırılma ve dönüm noktalarından bir tanesi. Bu da herkesin iştirak ettiği konulardan bir tanesi. 2000 ve 2002 yılı sonrasında, Şanlıurfa’nın devlet bütçesinden aldığı kaynaklar itibariyle Türkiye’deki 81 il içerisinde ilk altı ve bazen dördüncü, üçüncü il olmayı başarabilmiş bir ilimizdir. Milletvekillerimiz, belediye başkanımız da burada dile getirdiler. 2002 yılına girdiğimizde bu kadar genç nüfusa sahip olan bir şehrin elbette ki temel problemi eğitimdir. O gençlerin hem zamanın ve çağın gerektirdiği bilgi birikimi karşılayan, hem de milli manevi değerlerine bağlı, milletine, devletine faydalı bireyler olarak yetiştirilmeleri Şanlıurfa’nın en önemli birincil meselesi olduğuna hepiniz iştirak edersiniz. Bu anlamda milletvekillerimizin de ifade ettiği gibi, 2002 yılında 5 bin civarında dersliğimiz vardı. Aradan geçen 15 yıl içerisinde 5 bin derslik sayısının 18 binlere dayanmış olması gerçekten takdiri hak eden bir çaba ve gayretin sonucudur. Bunu gerçekleştiren, bu kaynağı Şanlıurfamıza tahsis eden ve her vesile ile Şanlıurfa’nın ülkemiz, birliğimiz ve beraberliğimiz açısından taşıdığı önemin farkında olarak bunu açık bir şekilde ifade eden sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Şanlıurfa’dan bakanlık yapan Faruk Çelik Bakanımıza ve bu dertle dertlenen ve ızdırabı hisseden Ahmet Eşref Fakıbaba bakanımız ile milletvekillerimize ve emeği geçenlere, büyükşehir başta olmak üzere belediye başkanlarımızdan, katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Bunu her vesile ile dile getirmek, iyi yapılanları, güzel işleri ve o işlerde emeği geçenleri takdir etmek lazım. Bu takdirden hiçbir zaman geri durmayacağız” dedi.

KAMU YATIRIMLARINDA İLK SIRADAYIZ
Şanlıurfa’nın 15 yıldan bu yana en fazla kamu yatırımı alan ilk on il arasında yer aldığını belirten Vali Erin, sözlerine şöyle devam etti: “Şanlıurfamız 2000’li yılların başında kamu yatırımları için yıllık 100 milyon civarında kaynak alan bir ildi. 90’lı ve 2000’li yılların başındaki Şanlıurfa’yı sizler de çok iyi biliyorsunuz, bir hemşehriniz olarak, bir Mardinli olarak ben de yakından bilen birisiyim. Şanlıurfa kabuğunu kırdı, inanılmaz bir gelişim ve ivme kazandı. Çünkü 2000’li yılların başında toplam kamu yatırımlarına bütçeden ayrılan kaynak 100 milyon TL civarında idi. Bu tarihten sonra Şanlıurfamıza ayrılan kaynağı 81 il ile kıyasladığımızda hızlı bir şekilde yükselişe geçtiğini, 2014 yılında bu miktarın 1 milyarları aştığını ve 2016 da dahil ortalama yıllık 750 milyon TL kamu yatırımı alan bir il haline geldiğini görüyoruz. Tabi bu aktarılan kaynakların içerisinde çiftçimize, üreticimize sağlanan destekler yok. Genel bütçe dışında ilimize aktarılan AB kaynakları ve fonları yok. Onları da eklediğinizde Şanlıurfa 81 yıl içerisinde 15 yıldır en fazla kamu yatarımı alan ilk on il arasındadır. Bu sonucu çıkarabiliyoruz.”

ŞANLIURFA’NIN GELİŞİMİ, TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİDİR
Şanlıurfa’daki kalkınma ve gelişmenin, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gelişmesi paralelinde gerçekleştiğini kaydeden Vali Erin, “Türkiye’de elbette yakalanan siyasi bir istikrar var. Bir de ekonomik istikrar var. Bu ikisi, kalkınan, gelişen ve bu anlamda başarı kaydeden ülkelerin tamamında olmazsa olmaz şartlardan ve unsurlardan bir tanesidir. Ekonomik ve siyasi istikrarı gerçekleştiremeyen ülkelerin, toplumla bütünleşmeyen devletlerin bu imtihanı geçemediğini ve başarılı olamadığını görüyoruz. Türkiye’nin elde ettiği avantajı iyi kullanmak, kamu kaynaklarını da milletin öncelikli hizmetlerine yönlendirmek ve teksif etmek suretiyle aradan geçen son 15-20 yıllık süreçte önemli bir kalkınma ivmesi yakaladığını hep birlikte görüyoruz. Açıklanan üçüncü çeyrekteki büyüme rakamı tüm dünyayı ve bütün uluslararası finans kuruluşlarının hesaplarını altüst etti. Sürekli büyüyen, istikrarını koruyan bir ülke var. Şanlıurfamızın gelişimini bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Çok önemli kaynak aktarımı ve büyük bir zenginleşme var Şanlıurfa’da. Ancak bu Türkiye yerinde sayarken veya geriye giderken kalkınan, büyüyen bir Şanlıurfa değil. 
Türkiye ortalamalarından daha geride olan Şanlıurfa ve benzeri illerin Türkiye’nin büyüme ve refah artışı perspektifi içerisinde ortalamanın üzerinde bir gelişme kaydetmesi gerekiyor. Türkiye’de 5 bin dolarlardan 11 bin dolarlara gelen kişi başı milli gelir artışı var. Şanlıurfamız da 2 bin dolarlardan 4 bin dolar seviyesine gelen bir büyüme ve gelişme var. Bu açıdan baktığımızda aslında bizim yerimizde saydığımız sonucunu da çıkarmak mümkün. Türkiye’nin bu genel gelişen, büyüyen, zenginleşen, refahı artan çerçevesi içerisinde Şanlıurfa’nın refahı arttı, büyüdü, şehirleşme anlamında da gelişti ancak Türkiye’nin ortaya koyduğu performansa eşdeğer bir performans ortaya koymadığı sonucunu da çıkarmak lazım. Demek ki başka şeylere ihtiyaç var. Türkiye bir büyürken, bizim bir buçuk büyümemiz lazım. Türkiye yüzde 11 büyürken, Şanlıurfa’nın yüzde 15, yüzde 20 büyümesi lazım ki bütün göstergeler itibariyle Türkiye ile Şanlıurfa kıyaslamalarında aşağı yukarı Türkiye ortalamaları seviyesinde olan göstergelerimizi daha iyi bir noktaya taşıyalım, daha çok zenginleşelim ve daha çok gelişelim. Milli gelir itibariyle karşılaştırmalı rakamı ifade ettim” dedi.

“TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNE ÇIKMALIYIZ”
Şanlıurfa’da çocukların TEOG sınavlarında hiçbir branşta Türkiye ortalamalarının bir puan üzerine çıkamadığına dikkat çeken Vali Erin, şunları ifade etti: “Milletvekillerimizin de üzerinde durduğu, belediye başkanımızın da ifade ettiği gibi, bizim beş aylık süre içerisinde arkadaşlarımızla üzerinde durduğumuz mevcut durum analizinin ortaya koyduğu temel durum analizlerinden bir tanesinin de sonucu şudur: Eğitimde Türkiye ortalamasının altındayız. Genç bir nüfusumuz var ama bu genç nüfusumuzu, 700 bine yaklaşan okul çağındaki çocuklarımızı iyi eğitemiyoruz. Bir şekilde bizler, sizler, Cenab-ı Allah’ın da yardımı ve sağladığı imkanlarla buralara geldik. Sizler de Allah yardım etti, aklınızı kullandınız burada işinizi kurdunuz. Ama geride, Şanlıurfa’da, ilçelerinde ve kırsalda bıraktığınız onbinlerce, yüzbinlerce aslında sizin istidadınıza sahip, yeteneğinize sahip çocuklarımızın, gençlerimizin önünü açamadığımız ve onlara imkan sağlayamadığımız için, yetenekleri körelen ve orada işsizliğe mahkum olan yüzbinlerce gencimizin olduğunu da aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu bağlamda, göreve başladıktan hemen sonra sayın Bakanımız, Milletvekillerimiz, büyükşehir belediye başkanımız ve sorumluluk taşıyan bütün kardeşlerimizle eğitim konusunu masaya yatırdık. Ortaya çıkan sonuç buydu. TEOG’da hiçbir branşta Şanlıurfalı çocuklarımız Türkiye ortalamasının üzerinde bir tek soru yapamıyorlar. Tarihte, fende, biyolojide, edebiyatta bütün branşlarda Türkiye ortalamasının altındayız. Yani, çocuklarımız TEOG’da Türkiye ortalamasının altında bir seyir göstererek başarısız bir tabloyu ortaya koyuyorlar. Bugün daha iyi, geçmişte daha kötüydü. Ama sonuç itibariyle bütün göstergelerde Türkiye ortalamasını hedeflememiz ve hızlı bir şekilde onun üstüne çıkabilmemiz gerekiyordu.”

ÖZEL ÜNİVERSİTEDEN ÖNCE OKULLAŞMA SORUNUNU ÇÖZELİM
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri’nin, Şanlıurfa’da özel üniversite kurma fikrini değerlendiren Vali Erin, okullaşmada Şırnak’ın gerisinde olan Şanlıurfa’da yapılması gerekenin önce okullaşma oranını Türkiye ortalamasının üzerine çıkarılması olduğunu söyledi. Vali Erin, konu hakkında şunları ifade etti: Yine aynı şekilde, evet, yeni bir üniversite kuralım. Mehmet Ali Cevheri vekilimiz, çok isabetli değerlendirmeler yapmak suretiyle, beş aylık sürede bizi de sıkıştırarak ‘özel üniversite kuralım’. Kuralım, ancak bizim temel eğitimde ve orta öğretimde problemimiz var. Okul öncesinde problemimiz var. Bakın okul öncesinde beş ay öncesinde tespit ettiğimiz rakamı sizinle paylaşayım, neredeyse Şırnak’ın gerisinde bile bir tablo Şanlıurfa’ya yakışmıyor. Okul öncesinde okullaşma oranımız yüzde 38 civarında, Türkiye ortalaması yüzde 55-60’lara dayanmış durumda, GAP ortalaması ise yüzde 40’ın üzerinde. Şanlıurfa yüzde 38! Bunu hızlı bir şekilde değiştirmek için yoğun bir çaba sarfediyoruz. Bizler, 2018 yılında bu rakamı Türkiye ortalamasının üzerine taşımalıyız. Okul öncesi çağındaki çocuklarımızın yüzde 90’ını ana sınıflarına mutlaka kazandırmamız gerekiyor. Çocuklarımızın temel eğitim gelişimi, bilinç gelişimi, ondan sonraki ilk okul ve lise eğitimine temel olacak eğitimi ancak orada verebilirsiniz. Ailelerden çok bir şey beklemiyoruz. Bunun sebepleri var. Şanlıurfa’daki aile yapısı, aileden çocuğa yönelik verilecek eğitimler konusunda aile yapısını da masaya yatırmak, sosyal politika ve hizmetleri de irdelemek ve işin uzmanlarıyla konuşmak ve ailenin korunması, güçlendirilmesine yönelik yeni politikaları da mutlaka pratiğe ve uygulamaya koymak gerekliliğini sizler de biliyorsunuz.
Yine aynı şekilde, liseden mezun ettiğimiz çocuklarımız üniversiteyi kazanamıyorlar. Her yıl mezun ettiğimiz yüz çocuktan sadece 23-24’ünü üniversiteye gönderebiliyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Yüzde 23-24 üniversiteye yerleştirme oranı, Şanlıurfa’nın kabul edeceği, kaldırabileceği bir sonuç değil. Bu yüzde 23-24’ün içerisinde Türkiye’nin sayılı, kurumsallaşmış üniversitelerine yerleşen çocuklarımızın oranı ise çok daha düşüktür. Sonradan kurulan, öğretim görevlisi eksiği olan, tam kurumsallaşamamış üniversitelere yerleşen çocuklarımızın oranı çok daha yüksektir. İyi üniversitelere yerleştirdiğimiz çocuklarımızın oranı yüzde 10’u geçmiyor. Dolaysıyla bunu da değiştirmek, yeniden ele almak, yerel yönetimleriyle, bakanımızla, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, işadamlarımızla bu konuyu tekrar tekrar ele almak ve değiştirmek gerekiyor. Eğitimle ilgili temel çıkmazlardan eğer kurtulamazsak ve çıkamazsak, istediğiniz kadar diğer alanlara yatırım yapın, yaptığınız tüm yatırımları tehdit edecek bir nesil yetiştirmekten kurtulamayacaksınız. 

YERİNDE SAYAN BİR ŞEHİRLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Şanlıurfa’da kalkınma ve gelişme anlamında henüz bir strateji, fikir birliği, vizyon ve amaç olmadığını hatırlatan Vali Erin, “Sanayi üretimini artıralım, hangi alanlarda Şanlıurfa’yı geliştirmemiz, kalkındırmamız ve hangi alanlarda hangi stratejileri uygulamamız konusunda zaten bir fikir birliği, vizyon ve amaç olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Herkesin, kamu kurumlarının, yerel yönetimlerinin, siyasetin, işadamlarının, gönüllü kuruluşların işbirliği yapmadığı, birbirine destek olmadığı, uyum içinde hareket etmediği, herkesin kısa vadeli çıkarlar etrafında amaçlarını bütünleştirmeye çalıştığı bir şehir vizyonu bize hiçbir şey kazandırmaz ve bizi sürekli yerinde sayan, başkaları daha hızlı bir büyüme ve kalkınma hızı ortaya koyarken görünürde gelişen ve diğerleriyle kıyasla yerinde sayan bir şehirle karşı karşıya kalırız” diye konuştu.

“YILLIK 1500 DERSLİĞE İHTİYACIMIZ VAR”
Bunu değiştirmek için, tabi bu tespitleri yapıp sayın bakanımız, milletvekillerimizle Ankara’da oturduk. Bu sorunu masaya yatırdık. Üç buçuk, dört ay önce ortaya konan bu tablo ile sayın bakanımızın öncülüğünde milletvekillerimiz, belediye başkanlarımızla birlikte 2017 yılı için son üç-dört yıl içinde 2017 yılında yatırım programında olan 1400 civarındaki dersliğe ilave olarak 500 derslik için daha Milli Eğitim Bakanlığı’ndan destek alındı. Bunun parasal tutarı, 600 milyon TL civarındadır. Hızlı bir şekilde arsalarını tespit ettik, projelerini belirledik, 164 civarındaki okulumuzun ihalelerini de bu iki ay içerisinde tamamlamak suretiyle peyder pey gerçekleştiriyoruz. Aralık 31 dediğinde okullarımızın tamamının ihaleye çıkmış olacağız. Bunu başardığımızda, bizim ikili öğretimi sonlandırmak, derslik başına düşen öğrenci sayısını Türkiye ortalamasına çekmek ve nüfusun yoğun olduğu Eyyübiye, Haliliye, Siverek, Viranşehir ilçelerimiz gibi derslik başına düşen öğrenci sayımızın ikili öğretime rağmen 45-50’li sayılara ulaştığı tablodan bir an önce çıkmamız gerekiyor. Bunun için de hesabımızı kitabımızı yaptık, sayın bakanımıza da arz ettik. Sabahçı, öğlenci uygulamasını sonlandırmak için bizim 5 bin dersliğe ihtiyacımız var. Binde 25,2 nüfus artış hızı olan bir şehirde yaşıyoruz. Türkiye’nin nüfus artış hızı binde 12. Yani ortalamanın iki katında bir nüfus artış hızıyla Allah’a şükür karşı karşıyayız. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak, eğitim problemlerini çözümlemek, istihdam olanakları sağlamak ve sağlıklı bir gelişim gösterecekleri çerçevede büyümelerini temin edecek yatırımları da gerçekleştirmemiz gerekiyor. 5 Bin ilave derslik ve artan nüfusun ihtiyacını karşılayacak yıllık 1500 kadar dersliğe ihtiyacımız var. 

İNSANLARIMIZ PAYLAŞMAYI BİLMİYOR
Göreve başladığı günlerde Akçakale ve Suruç ovasında su paylaşımı yüzünden çıkan anlaşmazlıkları çözmek için kanal boylarına Jandarma görevlendirmek zorunda kaldıklarını belirterek üzüntüsünü dile getiren Vali Erin, “İnsanlarımız paylaşmayı bilmiyor. İnsanlarımız, devletin ve milletin kaynaklarını sadece kendisini düşünerek değil, kardeşini, yanıbaşındakini de düşününen bir zihniyetle maalesef gerçekleştiremiyor. Nihai olarak, özeleştiri bağlamında ifade edeceğim hususlardan bir tanesi bu. Sadece biz yaşamıyoruz dünyada veya Şanlıurfa’da. Mevcut suyun hem Suruç’a hem Akçakale’ye yeteceği bir ortamda Suruç’un yukarıdaki ovanın ve oradaki çiftçilerin bir birim sulayacak iken on birim sulaması sonrasında hem kendi toprağının verimini düşürmesi hem de aşağıdaki arazi sahiplerine ulaşmasını engellemesi zihniyetini kabul edemeyiz. Anlattık, izah ettik ama ikna edemedik. Sonuçta bir buçuk, iki ay boyunca Jandarma özel harekat timlerimiz su rejiminin iyi işletilmesini gözettiler. Bu sorunlardan hızlı bir şekilde kurtulmamız gerekiyor. Bu konuda da yoğun bir çaba ve çalışma var. Ovanın geri kalanının bilinçli şekilde suya kavuşturulmasını sağlamaya çalışırken geçen sürede suya kavuşturduğumuz alanlardaki sulamayı da modern sulama tekniklerine dönüştürme konusunda gerçekten mutfakta yoğun bir çaba ve gayretin olduğunu bilmeniz gerekir. Bunun için sayısız toplantılar yapıldı, hesaplar kitaplar yapıldı. Bunun maliyeti ortaya çıkarıldı ve sulama sonrasında ortaya çıkacak ekonomik değerin ne olduğu Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve diğer devlet yetkililerine anlatıldı. Mevcut sulama imkanlarıyla bizim üretim değerlerimizi hesapladığımızda 7 milyar TL’dir. Geriye kalan sulaması planlanan alanlar da sulandığında bu rakamın 35 milyar TL’ye çıkacağını öngörüyoruz. 7 Milyara ulaşan üretimle Şanlıurfa bu seviyeye geldi, bunun beş katı zenginlik ve refahı düşünün” diyerek, buna dayalı tarımsal sanayi yatırımlarının gerçekleşmesi adına buna öncülük edecek devlet yatırımlarının çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

BİREYSELLİKTEN HIZLI BİR ŞEKİLDE KURTULMAMIZ GEREKİYOR
İstihdam ve işsizliğin, eğitimden sonra üzerinde en fazla durulması gereken konu olduğunu dile getiren Vale Erin, İstanbul’da gerçekleşen buluşma vesilesi ile Urfalı Sanayici ve İşadamları Derneği’nin kurulmasının önemli bir adım olduğunu belirterek, “Bu kararı alan, bunu düşünüp ve gerçekleştiren herkese teşekkür ediyoruz. Şanlıurfa dışında eksiğimiz olan temel hususlardan bir tanesi, işbirliği ve koordinasyon içinde hareket edemememizdir. Tarımdan sanayiye tüm alanlarda bireysellikten hızlı bir şekilde kurtulmamız gerekiyor. 

TURİZM YOL HARİTAMIZ BELİRLENİYOR
Turizm alanında da daha akılcı bir yaklaşımı ortaya koymaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Vali Erin, “Hangi değerlerimiz var, bunları nasıl pazarlayabiliriz sorularına cevapları net şekilde bulabileceğimiz ve stratejimizi belirleyebileceğimiz bir yol haritamız olacak. Şanlıurfa’da bu alanda gerçekleştirilecek etkinlikler, faaliyetler, dünyaya pazarlanması konusunda profesyonel bir bakış açısını ortaya koyacak bir belgeyi ortaya koyacağız ve herkes ona uyacak. Şanlıurfa’da yıl boyunca inanç turizmi ve diğer kültürel turizm alanlarında yapılması gereken faaliyetlerin birbirine hizmet edecek şekilde uygulandığı bir turizm yaklaşımını ortaya koymuş olacağız” dedi.

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KAMPÜSÜ
Üniversiteyi kazanamayan gençlerimizin mesleki ve teknik açıdan desteklenmesi, sadece Şanlıurfa’da değil ülkenin veya dünyanın neresine giderlerse gitsinler ellerindeki sertifikalarla iş bulabilecek uzman bireyler haline dönüştürmemiz gerekiyor. Bu bağlamda da yürüyen Kalkınma Ajansı destekli projemiz var. İnşallah 2018 yılı içerisinde de ona da hayatiyet kazandıracak ve uluslararası sertifika veren Mesleki ve Teknik Eğitim Kampüsümüzü OSB’de bu amaçla tahsis ettiğimiz 100 dönümlük alana birden fazla binada kurarak, çocuklarımızı etkin ve yetkin hale getirmeyi amaçlıyoruz. 

YABANCI YATIRIMCIYI ŞANLIURFA’YA GETİRMEMİZ GEREKİYOR
İstanbul’daki işadamlarından, sadece yerli değil yabancı yatırımcıyı da çekmek için destek isteyen Vali Erin, mevcut OSB’lerin altyapısının güçlendirme çalışmalarının devam ettiğini, yeni OSB’ler oluşturmaya devam ettiklerini ifade ederek, “Bu alanlara yatırımcı çekmemiz gerekiyor. Bir program dahilinde hem Türkiye’den hem de dünyadan bu alana yatırımcı çekmek amacıyla seri ziyaretler yapmak, Şanlıurfa’nın yatırım ortamını ve fırsatlarını tanıtmak için büyük bir çaba içerisine gireceğiz. Yabancı yatırımcıyı mutlaka Şanlıurfa’ya getirmemiz gerekiyor” dedi.

İHRACATIMIZ 190 MİLYON DOLAR
Şanlıurfa’nın 190 milyon dolarlık ihracat rakamıyla Mardin’in bile gerisinde olduğunu dile getiren Vali Erin, “Başka bir söze gerek var mı? Hemen yanıbaşımızda, Türkiye pamuk üretiminin yüzde 45’ini gerçekleştiren Şanlıurfa’dan pamuğu hurda demir fiyatına alıp, ikinci üçüncü ürünlere dönüştürüp üreticiden 5-10 kat fazla kazananların kazandıkları kârı Şanlıurfa’da bırakacağı yatırımlara ağırlık vermemiz lazım. Bunu Antep yapıyor, kısmen Mardin yapıyor. Mardin Şanlıurfa’nın buğdayını alıyor, tüm ortadoğuya birinci sınıf makarna ihraç ediyor. Antep, Urfa’nın Adıyaman’ın pamuğunu alıyor tekstil üretiyor. Dolaysıyla bizim tarıma dayalı sanayiye ve hizmet sektöründe kaliteli iş sunacak yatırımlara ağırlık vermemiz gerekiyor. Bunu hem kendimiz hem memleketimiz hem de yoksullukla mücadele eden çocuklarımız için yapmamız gerekiyor. Sadece Şanlıurfa’ya yatırım yapan Alman firmasının fizibilite raporunda öngördüğü ihracat rakamı 1 milyar dolardır. Bunun için yer teslimi yapıldı, hazırlıklar tamamlandı, yılbaşından sonra temel atmayı gerçekleştireceğiz. Bunun dışında körfez ülkelerinden, Suudi Arabistan’dan, Katar’dan, Birleşik Arap Emirliklerinden yeni yatırım alanı bulmak isteyen zengin işadamlarını da Şanlıurfa’ya davet edeceğiz. Onun çalışmasını da yürütüyoruz” diye konuştu.

İŞADAMLARINA ANLAMLI ÇAĞRI
Şanlıurfa’dan memleketin dört bir tarafına gitmiş işadamlarına seslenen Vali Erin, “Gelin, memleket borcu, bu dönemde yaşanan istihdam sıkıntısına çözüm olacak sorumluluğunuzu yerine getirin diye sizlerden bir kez daha istirham ediyoruz. OSB’ler, altıncı bölgenin imkan ve teşvikleriyle elde edeceğiniz avantajlar, Kalkınma Ajansımızın destekleriyle bizler sizlerin emrindeyiz. Bakın yoğun bir trafik var. Gerçekten insanüstü bir çaba sarfediliyor. Memleketin kalkınması, gelişmesi için bakanımız başta olmak üzere gece yarılarına kadar yoğun bir çaba sarfediyoruz. Urfa’nın bu kaderinin değiştirilebileceğine inanıyoruz. Sizin talep ve düşüncelerinizi dinleyecek zamanımız var. Çünkü temel düşüncemiz, gençlerimizin iş sahaları bulacakları ortamları oluşturmak, yeni fabrikalar, üretim tesisleri gerçekleştirmek. Birinci istirhamımız bu. İkincisi ise, yine bu toplantı vesilesiyle biraz önce Milletvekillerimizin de ifade ettiği eğitim konusunda da duyarlı olmanız. Devletimiz gerekli kaynağı veriyor ama sizlerin de bu alana vereceğiniz destekler çok önemli” diyerek, işadamlarına eğitim alanında yaptığı yatırımlara destekte bulunma çağrısında bulundu. 
Vali Erin, İstanbul’da gerçekleşen buluşmayı gerçekleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çifçti’ye ve emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu pazar gününün tek gündem maddesi olan Şanlıurfa’nın kalkınması, refahının, huzurunun, zenginliğinin artmasına yönelik bu istişare toplantısına ayıran siz değerli hemşehrilerimize de minnetlerimizi, şükran duygularımızı iletmek istiyorum” dedi.