TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Bozoğlu, 2019 Hava Kirliliği Raporu'nu, sosyal medyadan canlı yayımlanan basın toplantısıyla açıkladı.

Rapordaki verilerin 1 Ocak ile 31 Aralık 2019 tarihlerini kapsadığını aktaran Bozoğlu, Türkiye'de hava kirliliği yaşayan bölgeleri belirlemek için kanser, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, astım, alerji, stres, depresyon gibi sağlık problemlerine yol açan partikül madde 2,5 (PM2,5), partikül madde 10 (PM10), kükürtdioksit (SO2), azotdioksit (NO2), azotoksitler (NOX), karbonmonoksit (CO) ve ozon (O3) parametreleri için sınırların aşıldığı gün sayıları ve yıllık ortalama değerlerin incelendiğini ifade etti.

Kovid-19 salgını sürecinde 13 Mart'tan sonra alınan önlemlerle Türkiye'de hava kirliliğinin azaldığını ancak, sorunun tamamen çözülmediğini belirten Bozoğlu, "Havamız tertemiz diyemiyoruz. Hala havamızda kirlilik problemi var. Özellikle hafta içi trafiğin yoğun olduğu saatlerde bu kirliliği yaşıyoruz. Salgınla birlikte özellikle hafta sonları göreceli olarak azaldığı düşünülen hava kirliliği sorunu, sayısal veriler de incelendiğinde ne yazık ki çözülmemiş durumda." dedi.

Hava kirliliği parametrelerinin kaynağının özellikle fosil yakıt yanması olduğunu belirten Bozoğlu, bu kirliliğin özellikle solunum yolu hastalıklarına, kanser, astım, alerji, depresyon gibi halk sağlığı sorunlarına neden olduğunu anlattı.

- "Kirlilik kaynakları noktasal olarak kontrol altına alınmalı"

Dünyada her yıl 7 milyon insanın hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybettiğini vurgulayan Bozoğlu, "Bu rakamlar ne yazık ki gittikçe artıyor. 2019 OECD verileri incelendiğinde Türkiye'de yılda en az 30 bin insanın hayatını hava kirliliğinden kaybettiği öngörülüyor." ifadelerini kullandı.

Bozoğlu, Türkiye'de hava kirliliğinin en az ve en fazla görüldüğü illere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Ülkemizde hava kirliliğinin en az görüldüğü yerler Yalova Armutlu, Rize Ardeşen, Artvin Hopa, Hatay Antakya. Hava kirliliğinin en yoğun olduğu iller ise Bursa, Adana, Ankara, İstanbul, Iğdır, Şırnak, Muş, Manisa, Kahramanmaraş, Karabük, Çanakkale, Denizli, Zonguldak, Edirne Keşan ve Şanlıurfa.

Hava kirliliği sorununu net bir şekilde çözebilmek için öncelikle ölçümleri çok doğru yapmak gerekiyor ve bu ölçümlerin verilerinin doğru bir şekilde incelenmesi, izlenmesi, bu veriler üzerinden kirlilik kaynaklarının net bir şekilde tespit edilmesi gerekiyor. Bu tespitlerden sonra da kirlilik kaynaklarının noktasal olarak kontrol altına alınması gerekiyor. İşin temeli ölçümün doğru, verimli, safi bir şekilde yapılmasından geçiyor. Türkiye bu anlamda çok yol kat etti. Özellikle Temiz Hava Bölge Birimlerinin kurulmuş olması çok büyük bir gelişme."

- "Termik santrallerin olduğu bölgelerde hava kalitesi ölçümleri yetersiz"

Bozoğlu, "Termik santrallerin yoğun olduğu bölgelerde hava kalitesi ölçümlerinin yetersiz. Termik santrallerin olduğu bütün bölgelerde hava kirliliği probleminin diğer kentlere göre çok daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Türkiye'de şu an en az 75 milyon insanın hava kirliliği problemi yaşadığını söyleyebiliriz. 2019 yılında en az 75 milyon yurttaşımız temiz hava soluyamadı, kirli havaya maruz kaldı." diye konuştu.

Bozoğlu, hava kirliliği yaşayan bölgelerde temiz hava eylem planlarının oluşturulması ve planların içinde mevcut durum analizlerinin, alınacak önlemlerin belirtilmesi gerektiğini ifade etti.

- "Kirli hava soluyanlar Kovid-19 açısından risk altında"

"Kirli hava soluyan vatandaşlarımızın Kovid-19'a yakalanması durumunda daha büyük risk altında olduğunu söyleyebiliriz." ifadesini kullanan Bozoğlu, büyükşehir belediyelerinin yanı sıra Zonguldak'ta da sokağa çıkma kısıtlamasının getirilmesinin, bu açıklamasını teyit ettiğini vurguladı.

Hava kirliliğinin önlenmesi için alınan tedbirlere değinen Bozoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugüne kadar bu raporlarımız karar vericiler tarafından değerlendirilmiş olsaydı bugün belki daha temiz bir hava soluma şansımız olabilirdi. İllerde denetimlerin yeterince yapılmadığını biliyoruz. Bu, önemli bir eksiklik. Bunun yanında hava kirliliğini azaltmak sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sorumluluğunda değil, aynı zamanda belediyelerin de sorumluluğunda. Kömürlü termik santraller tüm dünyada terk edilmeye başlanmıştır. Hava kirliliğinin ve iklim krizinin en önemli sebeplerinden olan kömürlü termik santrallerin diğer birçok ülkede olduğu gibi kapatılma süreçleri planlanmalı ve bu alanda çalışan emekçilerin mağduriyet yaşamaması için alternatif kalkınma planları oluşturulmalıdır. Enerji verimliliğine yönelik çalışmalara hız verilmelidir."