İbrahim Halil Çelik 'Urfa bir siyaset ustasını kaybetti' başlıklı yazısında yol arkadaşı Mehmet Kayacan'ı anlattı.

İşte Çelik'in o yazısı...

''Siyaset Yoldaşım ve  Gönüldaşım Mehmet Fahir Kayacan’da Göçtü Bu Alemden
 Urfa Bir Siyaset Ustasını kaybetti. 

O, Urfa  siyaset sahnesinde iyi bir siyasi satranç ustası idi. Oyun kuruculukta o, çok mahir biri idi. Urfa’nın yerel siyasetinde onun oluşturduğu kombinezonları az kişi becerebilirdi. Onun, Arab, Kürt ve şehirli  mahfillerinde yaptığı birleştirici etkinliğini  hiç  kimse  yapamazdı. Mehmet Kayacan o koca gövdesiyle bir siyasi virtüöz olarak sahnede rolünü icra ederdi. Onun kırmızı sakallı ile nasıl bir siyaset dervişi olduğunu en iyi ben bilirim. 

Sempatik , güleç yüzlü, tatlı dilli ve gönül almasını bilen iyi  bir dil ustası idi. Siyaseti Milli Selamet Partisinde  rahmetli babası Hacı Kemal’in abinin ocağından almıştı. Erbakan hocanın aşkı onu bu Ocak’ta pişirmişti. Nabi Sındıraç ve Reşit Badıllı’nın da tezgahından geçmiş iyi bir gönül dostu idi. 

Urfa’nın tüm aşiretlerini iyi bilir ve onlarla dostluklarını devam ettirirdi. Her aşirettin ileri gelenlerinden  iyi dostları vardı. Urfa aşiret gelenekini en iyi sürdüren o idi. Arap, Kürt, Türkmen ve Şehirli  eşraf onu çok iyi tanır idi. İlin bürokratları onun müdavimlerinden idi. Onun Yenişehirdeki ofisi bu dostlarla dolar taşardı. Sıra Gecelerinin aranan insanı idi.

Onun bu elim vefatı beni çok üzdü. Bu acı içinde onunla olan hukukumuz  o kadar çok ki, neyi şimdi kaleme alıp, neyi almamak o kadar zor. Şimdilik bunları yazıp iletide de daha detaylı yazmak tarihi borçtur. O Urfa siyasetinin tarihi bir arşivi idi. Onu  gönlümüz ve gözümüz hep arayacaktır. O bir siyaset fenomeni idi. Seveni kadar sevmeyenide vardı onun. O  da bunun farkında idi. Hayat dolu biri idi. Yeri az doldurulur bir insandı. Fedakardı ve insanlara davranışı çok candandı. 

Rahmetli; İlim ve İrfan timsali Dede Osman, Dr. Münip Görgün, Ömer Saatçı, Sabri Tepe, Bakır Yavuz,Nabi Sındıraç, Reşit Badıllı, Hacı Mustafa Izol, Şevki Hafız, Şevket Denek, Japon Ahmet Demir,  Bekir Görgün, Mehmet Gerger, Hacı Osman Badıllı, Hacı Hasan Çelik,Hacı Remzi Küçük, Mehmet Ali Olgun, Mahmut Keşküş, Mehmet Emin Karabulut, Ömer Öncel, Ömer Gayberi, Salih Beşkardeş, Adil Ersöz, Kemal Gergerli, Abdülkadir Subaşı, İlyas Badıllı, Ahmet Beden, İbrahim Dörtkardeş, Hayatım İbrahim ve Ali Bahçivan da  onun dostları olup, onları da birer birer vakti gelince  göndermiştik öte aleme önden. O da şimdi o giden ahiret kervanına yetişmek için gidiyor peşlerinden. 

Onunla  inişli  çıkışlı, siyaset arenasında  çok birlikteliğimiz oldu. Milli Selametten, Refah Partisine kadar  birlikte çok güzel günlerimiz  oldu. Bu siyasi yolculukta: Harran Üniversitesi Kurma Derneğini ile diğer tüm ideolojik ve  fikri davalarda birlikte gönül yolculuğu yaptık . Bazen küstük ama ilanihaye darılmadık. O dost tuttu mu onu hiç bir zaman  asla yalnız bırakmazdı. Onun dostluğu günübirlik değil, ölümüne,  hatta  ölümünden sonrasına kadar da  devam ederdi. Onun gönlü deryalar kadar engindi. Açık kalp ameliyatı olduktan sonra Ankara’da kaldığı villada ona; “şimdi temize çıktın!” demiştim biraz iğneleyecek  rahmetli Ferhat Koç’la birlikte. O hiç lafın altında kalır mı? Vermişti cevabını. Gülmüştük birlikte o zeki ve hazır cevabına. Her Urfa’ya gelen vali, askeri ve sivil tüm idareciler ile iyi dostluklar kurardı. Onlarla gönül bağını asla koparmazdı. Bunlarla ilgili öyle anılarımız var ki onları yazmak roman  olur. 

Bir siyaset duayeni idi Mehmet Fahir  Kayacan kardeşim. Urfanın renkli bu siyasi kişisini ölümsüzlük alemine yolculacağız  yarın. 

Daha dün göçmüştü   Mehmet Emin Karabulut ağabey bu dünyadan  ve de  bugün  Mehmet Fahir Kayacan’da  öte alem sefere çıktı birden. Bu fani  dünya dostlarımızı  birer birer  koparıyor elimizden. Ölüm: Bizi dostsuz bırakıyor, hüzünlendiriyor, mahzun kılıyor ve de tek başına  bırakıyor bu koca dünyada.Ölüm hiçlik değil, el hak; ahiretin giriş kapısıdır! Gideceğimiz  asli vatanımız cennetin Reyhan kapısıdır. Ama acıtıyor bizi bu ayrılıklar. O cennet bahçelerinde buluşuruz bir gün topluca. 

Mehmet Fahir Kayacan eşini sağlığı için İstanbul’a gitmiş idi. Ancak orada bu onulmaz derde düçar oldu. Tam sekiz ayı aşkın bir zamandır bizi üzgün bırakmıştı bu çektikleriyle. .Kefaret olsun ahirette kendisine.  Şimdi de son yolculuğuna çıktı dostlarının yanına. 

Selam olsun önden giden bu gönül erlerine. Bu sene bize ayrılıklar yılı oldu. Firak bizi kavurdu elmasa döndürdü. Yüreğimiz yandı,kebab oldu. Gülen gözlerimiz o ruşen yüzlerden ırak oldu. Kimler gitti kimler? Önden gidenleri  rahmetle yad eder, mekanlarının cennet olmasını dilerim. 

Allah rahmet eylesin. 

Mekanı cennet olsun Kayacan kardeşimin. 

Başta kederli evlatlarına, ailesine ve tüm siyasi camia ile   seven dostlarına Yüce Allah’tan sabırlar dilerim.

İnna Lilahi ve İnna ileyhi raciün.