Şanlıurfa'nın son yemeni ustalarından 88 yaşındaki Ahmet Hastaoğlu, unutulmaya yüz tutan mesleğini özveriyle geleceğe taşıyor. Tarihi Kapalı Çarşı'da bulunan Eskici Pazarı'ndaki 5 metrekarelik küçük dükkanına, sabah erken saatlerde gelen 83 yıllık yemeniustası Hastaoğlu, günlerce emek vererek bir çift ayakkabı yapmaya çalışıyor. İlerleyen yaşına rağmen, gün içinde adeta hiç dinlenmeden işini en güzel şekilde yapma gayreti gösteren Ahmet usta, sadece öğle ve ikindi namazlarını camide kılabilmek için dışarı çıkıyor. Aldığı derileri çeşitli işlemlerden geçirerek, ayakkabıya dönüştüren Hastaoğlu, ölünceye kadar da tezgahını bırakmak istemiyor. Çarşıdaki herkesin sevip, saydığı Ahmet Hastaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yaşındayken işe başladığını ve emekli olmasına rağmen çok sevdiği mesleğini terk etmediğini söyledi. Yemeninin teknolojiye yenik düştüğünü, bu nedenle kimsenin bu işi yapmak istemediğini ifade eden Hastaoğlu, 30 yıl öncesine kadar çarşıda 100 civarında yemenici bulunduğunu bildirdi. Hastaoğlu, geçmişte onlarca çırak yetiştirdiğini ama şimdilerde yetiştirecek eleman bulamadığını vurgulayarak, "Bu işe girdiğimde yemenicilik en çok tercih edilen mesleklerden biriydi. Zamanla herkes mesleği bıraktı. Ben mesleğimi seviyorum. Buradan emekli oldum ama para kazanmak için değil, boş durmamak ve huzur bulmak için çalışmaya devam ediyorum." dedi. - "Doktor tavsiyesiyle yemeni alıyorlar" Yemeninin çok sağlıklı olduğunu ve ayakta terleme, koku, rutubet yapmadığına işaret eden Hastaoğlu, şöyle devam etti: "Yemenileri artık neredeyse kimse giymiyor, insanlar süs olsun diye alıyorlar. Çırak yetişmiyor, ustalar bırakıp gitti, bir ben kaldım bu işi yapan. İşim kolay değil tabii. Bir de buna yaşlılık eklenince daha da zor oluyor. Bir yemeniyi kaç günde tamamladığımı bilmiyorum. Çünkü bunun derisi ve dikişi var, uzun iş. Eskiden kadınlar, erkekler, çocuklar bile bunu giyerdi. Şimdi doktor tavsiyesiyle alanlar var. Çünkü çok sağlıklı, vücudunda elektrik olan veya şeker hastaları için çok sıhhatli. Kente gelen yerli ve yabancı turistler bazen alıyor, bir çift ayakkabıyı 70-100 liradan satıyorum. Rabbim güç kuvvet verdikçe inşallah işimi yapmaya devam edeceğim. Çocuklarımı bu küçük dükkanda kazandıklarımla büyüttüm. O yüzden bu dükkanda benim bir evladım gibi." Hastaoğlu, tarihi çarşıda çok güzel dostluklar kurduğunu ve kimsenin kalbinin kırmamaya gayret gösterdiğini belirterek, her sabah huzurla açtığı dükkanını aynı duyguyla kapatarak evinin yolunu tuttuğunu sözlerine ekledi.