Genellikle Karacadağ, Hilvan ve Tek Tek Dağları bölgelerinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, havaların ısınması ve meraların gelişmesinin ardından hayvanlarına yem vermemeye başladı. Günün büyük bölümünü merada geçiren hayvanların tavlanması amacıyla yoğun mesai harcayan çobanlar ise sadece süt sağımı için öğlen saatlerinde evlere gidebiliyor. İlkbaharla birlikte işleri yoğunlaşan ailelere çocukları da yardımcı oluyor. Küçükbaş hayvancılığın önemli merkezlerinden Şanlıurfa'da, sonbaharda yağışların az düşmesi nedeniyle endişelenen besiciler, son dönemde etkili olan yağışların ardından meraların yeşermesi sayesinde rahat bir nefes aldı Yaklaşık iki milyon küçükbaş hayvanın bulunduğu Şanlıurfa'da, sonbahar ve kış mevsimlerinde yağışın çok az olması nedeniyle kuraklık endişesi yaşayan üreticiler, ilkbaharda etkili olan yağışlarla meraların yeşermesi sayesinde rahat bir nefes aldı. Genellikle Karacadağ, Hilvan ve Tek Tek Dağları bölgelerinde hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, havaların ısınması ve meraların gelişmesinin ardından hayvanlarına yem vermemeye başladı. Günün büyük bölümünü merada geçiren hayvanların tavlanması amacıyla yoğun mesai harcayan çobanlar ise sadece süt sağımı için öğlen saatlerinde evlere gidebiliyor. Yem fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kış aylarında hayvanlarına yeterince arpa veremediklerini belirten besiciler, hayvanlarını merada daha çok tutarak gelişmelerini sağlamak istediklerini ifade ediyor. Hayvancılığın en çok yapıldığı yerlerden Tek Tek Dağları bölgesinde besicilikle uğraşan Şehmus Sarıtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvancılıkta en büyük sıkıntının yem olduğunu belirterek, kış mevsiminde bu nedenle zorluk yaşadıklarını ifade etti. Yağışların ardından meraların gelişmesiyle hayvanlara yem vermeyi bıraktıklarını anlatan Sarıtaş, şöyle konuştu: "Sonbahar ve kış mevsiminde buraya çok az yağış düştü, bu nedenle otlar çıkmadı. Böyle olunca korkmaya başladık, çünkü meraların olmaması demek hayvanlara sürekli yem vermemiz anlamına geliyor. Kuraklık yaşandığında insanlar yemi karşılayamadıklarından hayvanlarını satmaya başlıyor. Allah'a şükür özellikle mart ayında çok iyi yağış düştü, ondan sonra kısa sürede meralarımız gelişti. Otların uzamasıyla birlikte yem desteğini kestik, günün neredeyse tamamında hayvanlar merada otluyor. Koyunlarımızın sütü arttı ve tavlandı. Şanda her şey yolunda gidiyor, bu ayda da yağış devam ederse otlar daha da iyi olacak." Zeynel Yılmaz ise yağmurlarla birlikte kuraklık korkularının ortadan kalktığını ve bereketli bir yıl için umutlandıklarını dile getirdi. Meraların gelişmesiyle hayvanların doymaya başladığını ve süt veriminin de buna bağlı olarak arttığını anlatan Yılmaz, "Yem fiyatları çok yüksek o yüzden otların olmadığı sonbahar ve kış aylarında hayvanları beslemekte güçlük çekiyoruz. Bu dönemde koyunları doyuramadığımız için hayvanlar iyice zayıflıyor, uzun zaman sonra hayvanlarımız doymaya başladı, bunun için Allah'a şükrediyoruz, yağmur yağmasaydı halimiz kötü olurdu." Çobanlık yapan Süleyman Çetin de otların gelişmesiyle birlikte hayvanları meraya çıkardıklarını ve sağım dışında gece dahil koyunları burada bıraktıklarını belirterek, bundan dolayı çok yorulmalarına rağmen mutlu olduklarını söyledi. Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu ise yağışların hem çiftçi hemde hayvancılıkla ilgilenen vatandaşlar için çok önemli olduğuna işaret etti. Bahar yağışlarıyla birlikte meraların hızla geliştiğini aktaran Çullu, bundan dolayı verimin bu yıl iyi olacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.